ahmet kurucan - nicin diyalog - diyalogun temelleri - isikyayinlari · 2017-12-29 · ten sonra,...

149

Upload: others

Post on 24-Jul-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin
Page 2: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

NÝÇÝN DÝYALOG

Page 3: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin
Page 4: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin
Page 5: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

NÝÇÝN DÝYALOG

Copyright © Iþýk Yayýnlarý, 2006Bu kitaptaki metin ve resimlerin, tamamýnýn ya da bir kýsmýnýn, kitabý yayýmlayan þirketin

önceden yazýlý izni olmaksýzýn elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayýt sistemi ile çoðaltýlmasý, yayýmlanmasý ve depolanmasý yasaktýr.

EditörSeyin N. ERKAL

Görsel YönetmenEngin ÇÝFTÇÝ

KapakÝhsan DEMÝRHAN

MizanpajMustafa KAYAN

ISBN975-278-173-X

Yayýn Numarasý427

Basým Yeri ve YýlýÇaðlayan Matbaasý / ÝZMÝR Tel: (0232) 252 20 96

Þubat 2006

Genel DaðýtýmGökkuþaðý Pazarlama ve Daðýtým

Alayköþkü Cad. No: 12 Caðaloðlu/ÝSTANBULTel: (0212) 519 39 33 Faks: (0212) 519 39 01

Iþýk YayýnlarýEmniyet Mahallesi Huzur Sokak No: 5

34676 Üsküdar/ÝSTANBULTel: (0216) 318 42 88 Faks: (0216) 318 52 20

www.isikyayinlari.com

Page 6: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

ÝÇÝNDEKÝLER

TAKDÝM.......................................................................................................9

1. BÖLÜM

KAVRAMLAR ETRAFINDA

KAVRAMLAR ETRAFINDA ......................................................................15

1. Diyalog ne demektir?........................................................................16

2. Dinlerarasý diyalog nedir?................................................................17

3. Dinlerarasý diyalog ne deðildir? ......................................................17

4. Dinlerarasý diyalog faaliyetlerinin

farklý emeller uðruna kullanýlmasý düþünülemez mi? ........................19

5. Dinlerarasý diyalog gerçekten bir zorunluluk mudur;

samimi bir Müslüman ötekilerle iliþki içine girmeye mecbur mudur? ....22

6. Çeþitli Yönleriyle Hz. Peygamber (s.a.s) .........................................25

KUR’ANÎ TEMELLER ...............................................................................27

1. Ehl-i Kitap kime denir? Yahudiler ve Hýristiyanlar ehl-i kitap mýdýr?...28

2. Ehl-i Kitap’la diyalogu emreden ayetler var mýdýr? .......................32

3. "Yahudi ve Hýristiyanlarý dost edinmeyin" ve "Ne Yahudiler ne de Hýris-

tiyanlar, sen onlarýn dinlerine tâbi olmadýkça asla senden razý olmazlar"

ve benzeri mealdeki ayetleri nasýl anlamamýz gerekiyor? ....................33

Page 7: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

4. Birkaç ayette kâfirleri kastederek gayet açýk biçimde; "Onlarý yakala-

dýðýnýz yerde öldürün" (Bakara,191), "Onlarý nerede bulursanýz yaka-

layýn, öldürün ve sakýn onlardan veli veya yardýmcý edinmeyin"(Ni-

sa,89), ..............................................................................................37

5. "Ahde vefa" Müslümanlarýn gayrimüslimlerle iliþkilerinde de ayný

derecede önemli midir? ..................................................................46

6. "Bu fitne (iþkence) ortadan kalkýp din ve itaat yalnýz Allah'a mahsus

oluncaya kadar onlarla savaþýn." (Bakara, 2/193) ayeti Allah'ý inkâr

etmeyi savaþ sebebi saymýyor mu?.................................................48

7. Kur'anî açýdan Müslüman olmayanlarla iliþkide savaþ mý esastýr

barýþ mý? .....................................................................................50

8. 'Kur'an'daki savaþ ayetleri barýþ ayetlerini nesh etmiþtir' yorumu

doðru mudur?..................................................................................52

9. “Cihad” ve "Diyalog" birbirine zýt kavramlar deðil midir? .............52

NEBEVÎ TEMELLER ................................................................................59

1- Hz. Peygamber'in erken dönem uygulamalarýnda mesela Mekke'de

iken Ehl-i Kitap’la iliþkileri nasýldý? ..............................................60

2- Medine Vesikasý birlikte yaþama projesi midir? Diyalog çalýþmalarý-

na temel olabilir mi? ......................................................................62

3- Medine Vesikasýnda Yahudi'lerin yer alýþ keyfiyeti nasýldýr? Haklarý

ve sorumluluklarý nelerdir? ...........................................................64

4- Hz. Peygamberin (s.a.s.) Medine Vesikasýnýn ötesinde Yahudi veya

Hýristiyanlarla yaptýðý anlaþmalar var mýdýr? ...............................66

5- Hz. Peygamberin ehl-i kitapla girdiði sosyal veya ticarî münasebet-

leri var mýdýr? .................................................................................67

6- Yahudilerin Medine'den sürülmesi, Hayber, Kureyza Oðullarý vs. gi-

bi Yahudi kabileleriyle savaþýlmasýný nasýl anlamak gerekir? .......68

N i ç i n D i y a l o g6

Page 8: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

7- Hz. Peygamberin (s.a.s.) "Ben ‘La ilahe illallah’ deyinceye, bana ve

benim getirdiklerime iman edinceye kadar insanlarla savaþmakla

emr olundum. Kim bunu söylerse benden kanýný ve malýný korumuþ

olur. Bunun dýþýndaki hesabý Allah’a aittir” hadisi küfrün savaþ sebe-

bi olacaðýna delil midir?..................................................................70

TARÝHÎ TEMELLER ..................................................................................71

1. Hz. Peygamberden (s.a.s.) günümüze uzayan süreçte diyalog ya da

Müslüman olmayanlarýn hayat hakkýný nazara veren baþka anlaþma-

lar ya da tarihî olaylar var mýdýr? ...................................................72

2. Tarih boyunca Müslümanlar ötekilerini Müslüman olmalarý için hiç

zorlamamýþlar mýdýr?......................................................................78

3. Zimmet Akdi Müslüman olmayanlarla iliþkide bir örnek olabilir mi?.....79

4. Zimmet akdi uygulamasý Müslümanlarýn üstünlüðünü göstermektedir.

Diyalog münasebetlerinde biz bunu göremiyor, hatta tam aksini görü-

yoruz? Ýslam'ýn izzeti açýsýndan baktýðýmýzda bu tavýr doðru mu?....81

2. BÖLÜM

GÜNCEL BOYUT VE FETHULLAH GÜLEN HOCAEFENDÝ

1- Fethullah Gülen Hocaefendi'nin hoþgörü ve diyalogu Ýslamî açýdan

temellendirmede kullandýðý deliller var mýdýr? ............................84

2- Hocaefendi'nin diyalog etrafýndaki düþüncelerinin þekillenmesinde

'insan' ve 'sevgi' anlayýþýnýn rolü var mýdýr? .................................88

3- Mutlak anlamda 'insan' ve 'sevgi', dost-düþman herkesi sevme anla-

mýna gelmez mi? .............................................................................90

4- Af anlayýþý diyalog düþüncesini besleyen bir baþka unsur olabilir mi? ..91

5- Hoþgörü ve tolerans öncüsü olarak kamuoyuna mal olan Hocaefendi'ye

göre tolerans veya hoþgörü ne demektir? ............................................93

6- Hocaefendi'nin diyalog faaliyetleri Türkiye içinde ve dýþýnda olmasýna

göre farklýlýk arz eder mi? ...................................................................95

7- Türkiye içi diyalog çalýþmalarýnýn yankýlarý ne oldu? ....................99

N i ç i n D i y a l o g 7

Page 9: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

8- Türkiye dýþýna yönelik hoþgörünün Türkiye içinde yapýlandan farklý-

lýðý nedir?.......................................................................................102

9- Diyalog çalýþmalarýnýn 90'lý yýllarda baþlamasýnýn özel bir sebebi

var mýdýr? ....................................................................................103

10- Hoþgörü ve diyalog projesi yeni bir proje mi? Daha önce de bu tarz

çalýþmalar var mýydý? ...................................................................106

11- "Fethulah Gülen" isminin diyalog çalýþmalarý ile neredeyse özdeþleþtiril-

mesi bazý kesimlerce eleþtiri konusu edildi. Bunun sebebi neydi?...109

12- Ýtirazlarýn psikolojik savaþa, karalama kampanyasýna dönüþmesi-

nin sebepleri nelerdir? .................................................................117

13- Hocaefendi'nin kendi ismi etrafýnda kopartýlan iftira kampanyasýna

karþý tavsiyeleri var mýdýr? ..........................................................119

14- Bazýlarýnýn "Bize dost olan bir Hýristiyaný müslümana tercih ederim."

dediklerini duyduk. Bu anlayýþ doðru mudur? ...............................121

15- Hocaefendi'nin bu çalýþmalardan gözettiði nihai hedefi nedir?...122

16- "Dinlerarasý diyalogun misyonerliðin yeni tarzý olabileceði veya öteki-

lerle münasebet sürecinde Ýslamî çizgiden sapan etkilenmelerin ola-

bileceðini konusunda Hocaefendi'nin düþünceleri nelerdir? ........124

17- Bugüne kadar yapýlan dinlerarasý diyalog faaliyetlerinin müslümanlýk

hesabýna somut faydalarý var mýdýr? ..............................................126

SONUÇ .....................................................................................................133

BÝBLÝYOGRAFYA.....................................................................................137

ÝNDEKS ....................................................................................................143

N i ç i n D i y a l o g8

Page 10: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

TAKDÝM

Arkadaþýmýz Ahmet Kurucan, "Dinlerarasý Diyalog" dahadoðrusu "Din mensuplarý arasýnda diyalog" üzerine bir çalýþmayapmýþ. Bu güzel çalýþmada Dinlerarasý Diyalog adýna yapýlanþeylerin Ýslamî, tarihî temellerini ve boyutlarýný anlatmýþ. Elbet-te bu hususta pek çok insan, bazý araþtýrmalar yaptý ve eserleryazdý. Kurucan'ýn bu çalýþmasý farklý bir üslup ile yani insanýmý-zýn zaman ve okuma problemi göz önüne alýnarak soru- cevapformatýnda yazýlmýþtýr. Böylece okuyucu aradýðýný kitapta kolay-ca bulabilecektir. Son bölümünde de, Fethullah Gülen Hoca-efendi'nin diyalog ile ilgili görüþleri ve onu tenkit edenlerin iddi-alarýnýn durumu ele alýnmýþtýr...

Hocaefendi'nin onursal baþkaný olduðu Gazeteciler ve Yazar-lar Vakfý ilk baþta kendi ülkemizde çeþitli kamplara ayrýlmak is-tenilen insanlarýmýzýn birliði hedeflenerek kurulmuþtur. Bununiçin, en baþta, bu vakfýn mensuplarý, medya önderlerini, sahip-lerini ve çalýþanlarýný birer birer ziyaretle iþe baþlamýþlardýr.Sünnî- Alevî, Türk- Kürt, Lâik- Antilaik demeden herkesi kendikonumunda kabul edip bir araya getirip, ayrýlýk ve gayrýlýklarýsebep gösterip fitne ateþleri yakanlara meydan vermemek içingayret gösterilmiþtir. En baþta iftar yemekleri bir araya gelme-nin bir vesilesi olmuþtur. Arkasýndan medya mensuplarý ile ya-pýlan görüþmeler, taraflarýn birbirlerini daha yakýndan tanýmaimkâný hazýrlamýþtýr. Evet, aslýnda diyalogun temeli bunlardýr.

Page 11: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Ýþte ülkemize huzur güven ve sükûn getirecek bu faaliyetlerdevam ederken, baþta ülkemizdeki, daha sonra da, bütün dünya-daki ayrý ayrý dinlerin mensuplarý ile diyaloglara geçilmiþtir.

Fener patriði Bartholomeus ile yapýlan görüþmeden sonra ar-týk büyük bir hareketlilikle diðerleriyle görüþülmüþtür. Bu görüþ-meler önce Yunanistan'daki medya mensuplarýnýn dikkatini çek-miþtir. Birçoklarý gelip Fethullah Gülen Hocaefendi ile görüþtük-ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin manþetlerine taþýmýþlardýr. Bu durumBalkan ülkelerinden bazý gazetecilerin yeni görüþmelerine zeminhazýrlamýþtýr. Bilhassa Viyana'dan gelen bir gazeteci "Bu güzel ni-yet ve gayreti dünya tanýmalýdýr" diyerek gayrete gelmiþ ve bizle-ri bir haftalýðýna Viyana ve Vatikan'ý içine alan bir geziye davet et-miþtir. Dolu dolu geçen bu ziyaretlerle Gazeteciler ve YazarlarVakfýnýn tanýtýmý yapýlmýþtýr. Bu gezi, Papa ile görüþme zeminihazýrlamýþtýr. Bu görüþme talebi, doðrudan benim ve o zamanlargazetemizin Roma ve Vatikan temsilcisinindir. Gezi dönüþü butalebimizi Fethullah Gülen Hocaefendi'ye arz ettik. 19 Mart1997'deki bu görüþme talebimiz ancak yaklaþýk bir sene sonragerçekleþebilmiþtir. Çünkü Hocaefendi'nin rahatsýzlýðý münase-betiyle tedavi için Amerika'ya gitmesi araya girmiþtir.

Abant ve Harran toplantýlarýyla Vakýf faaliyetleri içten ve dýþ-tan gelen insanlarla sürdürülürken, Türkiye'nin birlik- beraber-lik, huzur, sükûn ve güveninden rahatsýzlýk duymuþ gibi bazýodaklar, harekete geçmiþ ve bazýlarýný da harekete geçirmiþlerdir.

Ýþte sinsi planlarla kafa ve kalplere þüphe ve tereddüt atmakiçin en akla gelmez iftiralarý yapmaktan da çekinmeyen bu odak-lara ve onlara hizmet edenlere hem bir cevap hem de masumvicdanlarý yanlýþtan koruma gayretiyle yazýlmýþ olan bu kitabýnbüyük hizmetlere vesile olacaðýný diliyor ve umuyorum.

Abdullah Aymaz

N i ç i n D i y a l o g10

Page 12: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

GÝRÝÞ

Elinizde tuttuðunuz kitap akademik bir dille kaleme alýnma-mýþtýr. Dolayýsýyla böyle bir iddia taþýmasý söz konusu deðildir.Türkiye'de üzerinde çokça konuþulan dinlerarasý diyalog mevzu-unu eskilerin ifadesiyle 'efradýný cami aðyârýný mani' biçimde elealdýðýný da iddia etmemektedir. Dinlerarasý diyalog çalýþmalarýnfelsefî ve kültürel temellendirmesini de yapmamaktadýr. Çok ký-sa surede ve iki bölüm halinde yapýlan bu mütevazi çalýþma, bi-rinci bölümünde söz konusu faaliyetlerin sadece dinî ve tarihselboyutu ile ilgili temel ve bazý detaylarý yeniden hatýrlatmaktadýr.Böylece diyalog çalýþmalarýnýn bazýlarýnýn iddia ettiklerinin ak-sine nevzuhur bir þey olmadýðý ortaya çýkmaktadýr. Bu yaklaþý-ma göre aslýnda diyalog Hz. Âdem'den Hz. Muhammed'e (s.a.s.)kadar devam eden peygamberlerin misyonunun aslýný oluþtur-maktadýr. Hem de dinî, siyasî, ýrkî, kültürel bütün farklýlýklararaðmen.

Kitabýn ikinci bölümü Fethullah Gülen Hocaefendi ve onun is-mi ile özdeþleþtirilen diyalog çalýþmalarýný konu edinmektedir.Yalnýz Hocaefendi ile ilgili bu bölümde dile getirilen düþünceler,itirazlara verilen cevaplar; dinin ana kaynaklarýna, metodolojibilgisine vakýf, bu kaynaklarýn þekillendirdiði inanç, duygu ve dü-þünce harmaný içinde hayat ve medeniyet tasavvuruna sahip, çokgeniþ bir kitleye, fikirleri ile dünya genelinde yön veren, onlarayol haritasý çizen bir insaný, dinlerarasý diyalog faaliyetlerinden

Page 13: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

dolayý müdafaa etmemekte, öyle bir niyeti taþýmamaktadýr. Zirabu kalemin sahibi böyle bir ehliyete ve cesarete sahip olmadýðý-nýn farkýnda olduðu gibi, Hocaefendi'nin de böyle bir ihtiyacýnýnbulunmadýðýný gayet iyi bilmektedir.

Bununla beraber son dönemlerde çok çeþitli çevrelerden do-zajý oldukça yüksek þekilde dinlerarasý diyalog faaliyetlerine yö-nelik eleþtirilerin geldiði de herkesin bildiði bir gerçektir. Yakla-þýk 10 yýllýk bir maziye sahip olmasýna raðmen sözü edilen eleþ-tirilerin bugün yapýlmasý, bir baþka tabirle 10 yýl beklenilmesiþayan-ý dikkattir. Bu önemli husus bir tarafa, eleþtirilerin mahi-yeti, ilmî deðeri, yöntemi ve bunlara sahip çýkan medya organla-rýnýn kimliði insanýn aklýna baþka türlü çaðrýþýmlar yapmakta-dýr. Eleþtirinin çok ötesinde, Hocaefendi'yi karalamaya yönelikbir kampanya havasýnda yürütülen çýkýþlar, insaf ehli herkesinvicdanýný kanatacak boyutlara ulaþmýþtýr. Hayatýný dine, milleteve vatana hizmete vakfetmiþ bir insanýn haþa! "Kâfir, Vatikanuþaðý!, Ýsimsiz Hristiyan!, Peygamber düþmaný!" gibi sýfatlarlaanýlmasý geniþ bir kitleyi alabildiðine rahatsýz etmektedir.

Bu süreçte ihtimal Hocaefendi'yi en çok yaralayan, ehl-i ima-nýn bu büyük oyuna alet olmasýdýr. Onlarýn bu itirazlarý dinîgayret hissiyle ya da milli duygularla yapýyoruz izlenimi verme-ye çalýþtýklarý ise aþikârdýr. Fakat kullanýlan malzeme, dile geti-rilen karþýt düþüncelerdeki üslup, ilmî mesnedleri maalesef ken-dilerini dahi tatmin etmekten uzaktýr.

Aslýnda "Zaman en iyi müfessirdir" fehvasýnca en iyi cevabýhiç þüphesiz zaman verecektir. Fakat bu dinlerarasý diyalog adý-na yapýlan þeylerin dinî, tarihî ve güncel temel ve boyutlarýný an-latmamayý gerektirmez. Nitekim bu çerçevede gerek Hocaefen-di'nin konuyla ilgili sohbetlerinin derlendiði, gerekse akademikcamiadan yapýlan bazý çalýþmalar piyasaya sunuldu.

Bu itirazlar bizde farklý bir üslupla bilgilerin tazelenmesi ge-rektiði kanaatini uyardý. Bunun için soru-cevap formatýný seçtik.

N i ç i n D i y a l o g12

Page 14: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Böylece okuyucu hem aradýðýný kitapta kolayca bulabilecek, hemde okuma kolaylýðý saðlanmýþ olacaktý.

Konularýn birbirini takip ettiði böylesi bir çalýþmada tekrarla-ra girmeme oldukça önem arz eder. Biz çalýþma boyunca bunadikkat etmeye çalýþtýk. Fakat kaçýnýlmaz gördüðümüz yerlerdede tekrardan kaçýnmadýk.

Hocaefendi'den iktibas yaptýðýmýz yerlerde diyalog eksenin-deki yazý ve sohbetlerinden derleme olan "Ýnsanýn Özündeki Sev-gi" kitabýný esas aldýk. Böylece iktibaslarýn aslýný okumak isteyenokuyuculara kolaylýk olacaðýný düþündük. O kitapta yer almayaniktibaslarý ise asýl yerlerinden alýp, dipnotlarda gösterdik.

Umarým faydalý olur. Gayret bizden, tevfik Allah'tan.

Ahmet Kurucan

3 Haziran 2005 New Jersey

G i r i þ 13

Page 15: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin
Page 16: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

1. BÖLÜM

KAVRAMLAR ETRAFINDA

Ýnsanlarýn birbirleri ile konuþma ve anlaþmasýnda kavramla-rýn yeri inkar edilemez. Fakat kavramlarýn anlam çerçevesininiyi belirlenmesi þartýyla. Bugün dinlerarasý diyalog etrafýnda ya-pýlagelen ayný his ve düþünce dünyasýnýn insanlarýnýn tartýþma-larýnýn nedeni ortak bir kavram bütünü geliþtirememiþ olmala-rýndan kaynaklanmaktadýr. Aksi takdirde sayýlamayacak kadarortak deðere sahip olan insanlarýn, iman birliðine raðmen duy-gu, düþünce ve eylem beraberliði kuramamalarýnýn baþka türlüizahýný yapmak imkânsýz.

Bu temel düþünceden hareketle "Kavramlar Etrafýnda" bölü-münde diyalog, dinlerarasý diyalogun ne olup olmadýðý konu-sunda kýsa ve net açýklamalarda bulunduk. Bazý kimselerin dinîgayret hissiyle ortaya attýklarýný zannettiðimiz endiþelere bakýþaçýmýzý ortaya koyduk. Bu hususun hergün hýzýný artýran birdozla küreselleþen dünyada hangi ölçüde zaruret olup-olmadýðý-ný ifadeye çalýþtýk.

Böylece diyalog çalýþmalarýna menfi ya da müsbet gözle bakankiþilerle kavramlar etrafýnda ortak zeminde buluþalým istedik.Kur'an'ýn bir ayetinden hareketle 'evet' diyen niye 'evet' dediðini,'hayýr' diyen de niye 'hayýr' dediðini bilsin istedik. Ýtirazlarýnýkâfir, Hýristiyan, münafýk, din düþmaný gibi insaný, dünyevî veuhrevî aðýr sorumluluklar altýna atan sözler sarf etmeye kadar

Page 17: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

götürenlerin itirazlarýnýn nasýl bir temele oturduðunu kamuoyubilsin diye düþündük.

Ayrýca günümüzde söz konusu diyalog çalýþmalarýnýn hangiölçüde zaruret olup-olmadýðý konusuna kýsaca temas ettik. Birmüslüman olarak bizi diyalog açýsýndan baðlayan deðerlerin,günümüzdeki yansýma ve yorumlarýna Ýslamî nasslardan hare-ketle iþarette bulunduk.

1. Diyalog ne demektir?

Diyalog sözlükte, iki insan arasýndaki konuþma, anlaþma,uyum saðlama ya da anlaþma niyetiyle kiþi veya gruplarýn fikiralýþveriþinde bulunmalarý anlamýna gelir.1 Istýlahî anlamda, ikiveya daha fazla kiþinin karþýlýklý konuþmasý, deðiþik ýrk ve kül-türlerden, farklý inanç ve kanaatlerden, farklý siyasî anlayýþtaninsanlarýn bir araya gelerek, medeni ölçüler içerisinde birbirle-riyle iletiþim kurmasý yoludur.

Dinî alanda diyalog; hem bir dine mensup farklý gruplarýn,hem de farklý dinlere mensup insanlarýn, inanç ve düþüncelerinibirbirlerine zorla ve etik olmayan yollarla kabul ettirme giriþim-lerinde bulunmaksýzýn, ortak meseleler etrafýnda hoþgörü orta-mý içinde konuþabilmesi, tartýþabilmesi ve iþbirliði yapabilmesidemektir.2

Bu tarifler acýsýndan bakýldýðýnda diyalog, insanlarýn, grupla-rýn birbirlerini anlama, tanýma, bilme ve ortak problemlerineçözüm arama çabalarýndan ibarettir. Bu çabalar olumlu neticeverirse çokluk içinde birlikte yaþama/yaþayabilme zeminininoluþumuna katký saðlayacaktýr. Bir baþka ifadeyle diyalog çalýþ-malarý tüm farklýlýklara raðmen önce zihinlerde, sonra hayatýniçinde tatbik edilen birlikte yaþama kültürünü meydana getire-cektir.

N i ç i n D i y a l o g16

1 Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu, Ankara, 1998, 1/605; http://www.wordreference.com/de-finition/dialog

2 Ali Dere, Bilgi Notu. (Din görevlisine cevap olarak gönderilmiþtir.)

Page 18: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

2. Dinlerarasý Diyalog Nedir?

Kavramsal açýdan 'dinlerarasý' deðil; 'din mensuplarý arasýn-da diyalog' demek daha doðrudur. Ne var ki bu tanýmlama 'gala-tý meþhur' haline gelmiþtir. Bununla beraber kastedilen anlamhiç þüphesiz din mensuplarý arasýnda diyalogdur. Biz de kitapboyunca 'dinlerarasý diyalog' demeyi tercih edeceðiz.

Dinlerarasý diyalog, farklý dinlere mensup insanlarýn inançla-rýný ve düþüncelerini birbirlerine zorla kabul ettirme yolunu seç-meksizin hoþgörü, doðruluk, samimiyet, sevgi, saygý ve iyi niyetiçinde ortak olan veya olmayan bir meselede barýþ, hürriyet veaçýklýk atmosferinde, ötekini öðrenmek, bilmek, tanýmak, dinle-mek ve anlamak maksadýyla, karþýlýklý konuþabilmelerini, iþbir-liðine gidebilmelerini, birlikte yaþayabilmelerini, hatta uzlaþa-bilmelerini saðlayan bir karþýlaþmadýr.3

Bugün ahlakî yozlaþma, çevre kirliliði, ekonomik gelir daðýlý-mýndaki dengesizlik, AIDS, HIV gibi hastalýklar, fakirlik, kürtaj,eþcinsel evlilikleri, boþanma oranlarýnýn yüksekliði gibi ailevîdeðerlerdeki çöküþ, ýrk, din ve milliyetçilik adýna yapýlan bað-nazlýklar, terör, savaþ, sömürü gibi dünya barýsýný tehdit edenglobal sorunlarýmýz vardýr. Bu sorunlarýn çözümünde dinlerinve din mensuplarýnýn elbette katkýlarý olacaktýr. Dinlerarasý di-yalog faaliyetleri bu ortaklaþa sorunlara ortak çözüm arayýþlarý-nýn -ki bu bir anlamda mecburî istikamettir- ortaya çýkardýðý zo-runlu bir neticedir. Ýnsanlýðýn ortak geleceðini huzur ve barýþ or-tamýnda geçirmelerini saðlama, hangi sebeple olursa olsun kan-lý sahnelere sahip maziyi yeniden yaþamama ve yaþatmama ça-balarýdýr.

3. Dinlerarasý diyalog ne deðildir?

Dinlerarasý diyalog insanýn kendi dininden taviz vermesi demekdeðildir. Diyalog süreci içinde herkes kendi inandýðý deðerlere

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 17

3 Günay Tümer, Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, Ankara 1993, s. 396; AbdurrahmanKüçük, "Dinlerarasý Diyaloða Niçin Ýhtiyaç Vardýr?", Dinî Araþtýrmalar, c.I, sy.l (1998), s. 31.

Page 19: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

nihayet saygý içinde bulunur; ibadet baþta tüm dinî, ahlakî, hukukî,ve kültürel deðerlerini hayatýna tatbik etmekten çekinmez. Aksineortak deðerlerin keþfine, onlarýn ön plana çýkartýlmasýna ve evren-sel doðrularýn insanlýk hayatýna hakim kýlýnmasýna çalýþýlýr. Yalnýzkarþýlýklý iletiþim ayný zamanda etkileþim ve yabancýlaþmayý bera-berinde getirebilir. Ýnsanlýk tarihi boyunca din deðiþtirmelerin al-týnda yatan gerçek de budur; etkileþim ve yabancýlaþma. Ama bukarþýlýklý girilen iliþkiden deðil, dinî deðerlere olan imanýn derece-si ve bunlarýn insaný tatmin edip etmemesinden kaynaklanmakta-dýr. Bu açýdan düne ve bugüne bakýlacak olursa Müslümanlýðý öz-gür iradesi ile býrakan ve baþka bir dini tercih eden insanlarýn sayý-sý sair din mensuplarýndan Ýslamý seçenler ile mukayese edileme-yecek oranda azdýr. Bu da inanç ve amelle yükümlü olduðumuz Ýs-lamî deðerlerin mahiyeti adýna bizlere bir fikir vermektedir.

Dinlerarasý diyalog, dinleri birleþtirme çabasý ya da sadecekendi dinini baþkalarýna anlatma, onun üstünlüðünü göstermeve son tahlilde muhataplarýnýn dinlerini deðiþtirme çaba ve gay-reti, bir baþka ifade ile Ýslamî açýdan 'teblið'; Hristiyanlýk açýsýn-dan 'misyonerlik' faaliyeti deðildir. Fethullah Gülen Hocaefen-di'nin sýk kullandýðý tabirle ifade edecek olursak "herkesi kendikonumunda kabullenerek4" birbirimizi tanýma ve ortak sorunla-rýmýza ortak çözüm arayýþýdýr.

Bu tespit bazý çevrelerde kelamî açýdan bir problem üretiyor-muþ gibi algýlanabilir. Ancak bizim buradaki maksadýmýz mese-leyi kelamî açýdan tartýþmak deðil. Din özgürlüðü meselesininsosyal ve kültürel boyutunu ortaya koymaktýr. Din özgürlüðü in-sanýn herhangi bir dine inanmasý, inandýðý dinî deðerleri yaþa-masý, onlarý baþkasýna yaygýn ve örgün eðitim yoluyla anlatmasýve ayný inancý paylaþtýðý kiþilerle birlikte olabilme, organizasyonkurabilme unsurlarýný ihtiva eder. Bir baþka anlatýmla din özgür-lüðü bu dört unsurun bir bütün halinde bulunmasý ile vücûd olur.Bu unsurlardan birinin yokluðu ilgili ülkede din özgürlüðünün

N i ç i n D i y a l o g18

4 Gülen, Fethullah, “Hoþgörü Sürecinin Tahlili”, Zaman Gazetesi, 28 Þubat 2005

Page 20: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

yokluðu anlamýna gelir. Her din ve inanca bu kapsamda bir öz-gürlüðünün saðlanmasý ise insanoðlunun ulaþmasý gerekli olanhedefidir. Kendi dinleri adýna açýktan teblið yapmak isteyen kiþive kurumlar din özgürlüðün kurumsallaþmasý ile istediklerini ya-pabilmeliler. Nitekim bazý dünya ülkelerinde din özgürlüðü sözü-nü ettiðimiz dört unsuru ile birlikte yaþanmaktadýr. Bunun tabiisonucu olarak da azýnlýk olmalarýna raðmen Hýristiyan, Müslü-man, Yahudi, Budist vb. din mensuplarý kendi dinî, millî ve kül-türel deðerlerini yaþamakta, öðretmekte ve organize olabilmek-tedirler.

4. Dinlerarasý diyalog faaliyetlerinin farklý emeller uð-runa kullanýlmasý düþünülemez mi?

Dinlerarasý diyalog nedir ve ne deðildir sorularýnýn cevaplarýhadiseye bizim bakýþ açýmýzý gösterir. Yalnýz bu herkesin bizim-le ayni çizgide düþündüðü anlamýný göstermez. Dolayýsýyla bufaaliyetlere taraf olanlarýn eylem süreci içindeki tavýr ve davra-nýþlarý bu sorunun doðru cevabýný verecektir.

Nitekim Katolik kilisesi II. Vatikan Konsili sonucu yayýnladýk-larý "Lümen Centium" adlý dinlerarasý diyalog deklarasyonunda:"Yüzyýllar boyunca Hýristiyanlar ile Müslümanlar arasýnda pekçok ihtilaf ve düþmanlýk ortaya çýkmýþsa da konsil geçmiþi unut-maya, karþýlýklý olarak birbirlerini anlamaya samimi bir þekildegayret etmeye ve keza bütün insanlar için sosyal adaleti, ahlakîdeðerleri, sulhu ve özgürlüðü hep birlikte koruyup üst düzeydetutmaya davet etmektedir" cümleleri ile kapýlarýný açmýþtýr. Fa-kat 1990 yýlýnda II. John Paul imzasýný taþýyan Papalýk tamimin-de dinlerarasý diyalogun Hýristiyanlýk mesajýnýn yayýlmasý istika-metinde de kullanýlabileceði açýkça bildirilmiþtir: "Dinlerarasý di-yalog kilisenin Ýncil'in mesajýný yaymak görevinin parçasýdýr.Karþýlýklý bir tanýþma ve zenginleþme metodu ve aracý olarak te-lakki edildiðinde bu, kilisenin "Hýristiyan olmayanlara Ýncil'in

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 19

Page 21: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

mesajýný teblið görevine karþý olmadýðý gibi aksine bu görevlebaðlantýlý olup bunun bir tezahürüdür.5" Bu dinlerarasý diyalogçalýþmalarýnýn Hýristiyanlaþtýrma misyonunun bir aleti olduðunukabul eden açýk bir beyandýr.6

Dinlerarasý diyalog kavramýnýn 1962-1965 yýllarýnda yapýlanII. Vatikan konsilinde merkezî bir hüviyet kazanmasý7 Müslü-man dünyasýnda þüpheci yaklaþýmlarýn kaynaðýný oluþturmakta-dýr. Bu yüzden sözü edilen çalýþmalara bakýþ açýlarý olumlu,olumsuz ve ihtiyatlý olmak üzere üç grupta mütalaa edilmekte-dir.8 Birinciler dinlerarasý diyalogu hiç bir sorgulamaya tâbi tut-mazken, ikinciler deðiþik endiþeler ve tarihten gelen tecrübeler-den dolayý kabullenmemekteler. Bunlara göre dinlerarasý diya-log çözüm deðil problem alanýdýr. Ýhtiyatla yaklaþanlar ise çalýþ-malarýn geliþim süreci ve ortaya çýkan neticelerine göre deðer-lendirilmesi gerektiði inancýndadýrlar.

Tarihî gerçekler, Hýristiyan dünyasýnýn öncülük yaptýðý çalýþ-malara þüphe ile bakýlmasýný haklý kýlmaktadýr. Çünkü 19 yüzyýlboyunca süren sömürgecilik döneminde Kýta Avrupasý, Ýslam ül-keleri baþta olmak üzere ikinci ve üçüncü dünya ülkelerinde çokyoðun ve kapsamlý biçimde misyonerlik yapmýþlar, muhatapla-rýnýn hýristiyanlaþmasý için birçok çalýþmaya imza atmýþlardýr.Fransa gibi laikliðin merkez üssü sayýlan bir ülkenin dahi misyo-nerlik faaliyetlerinden uzak olmamasý bu açýdan oldukça entere-san bir örnektir. Bu konuda 19. yüzyýlda Fransa Baþbakanlýðýyapmýþ Gambotta örneði, üzerinde durduðumuz hususa ýþýk tut-masý acýsýndan oldukça önemlidir. Gambotta Fransa'da militanlaiklik çerçevesinde Fransýz devlet kurumlarýndan dindarlarýntemizlendiði bir dönemde baþbakanlýk yapmýþtýr. O görev süresi

N i ç i n D i y a l o g20

5 Ýslam Ansiklopedisi, 17/359-360

6 Pietro Rossano, “The Secretariat For Non-Chirstin Religions”, Bulletin, XIV?2-3,1979,s.100.

7 Vatikan Council II: The Conciliar and Post Conciliar Documents, Ed. Austin Flannery, NY,1992.

8 Küçük, Abdurrahman, “Dinlerarasý Diyalogun Diðer Yüzü Üzerine”, Türk Yurdu, 2005.

Page 22: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

içinde bir yandan dindar katoliklerin devlet kurumlarýndaki gö-revlerine son verirken, diðer yandan Afrika'ya binlerce misyonergöndermiþtir. Dýþarýdan bakýldýðýnda çeliþkili gibi gözüken buuygulamanýn sebebi kendisine sorulduðunda: "Bizim laikliðimiziç tüketim içindir, ihraç malý deðildir" cevabýný vermiþtir.

Teolojik düzeyde yapýlan bu faaliyetler, zaman zaman alandeðiþtirmiþ, misyonerlik kýlýfý altýnda siyasî, sosyal ve ekonomikamaçlý aktiviteler de yapýlmýþtýr. Mesela yakýn gelecekteki iþgalhareketleri için istihbarat saðlayan ajanlar, iþgal sonrasý, yýllarve asýrlar boyu sömürülecek yeraltý ve yerüstü zenginliklerinitespit edip uzun vadeli stratejiler üreten ilim adamlarý, bu ülke-lere ellerinde Ýncil misyoner kýlýðýnda girmiþlerdir.

Gerçek misyonerlerin iþgal sonrasý faaliyet alanlarý da bu çer-çevede büyük önem arz etmektedir. Eðitim, saðlýk vb alanlardagerçekleþen kurumsallaþmalar bir taraftan kendi düþünce vekültür dünyasýna sahip nesiller yetiþtirmeye matufken, diðer ta-raftan sahip olduklarý üstün bilgi ve teknolojiyi sömürge ülkesihalklara sunup onlarýn medyuniyet psikolojisini kullanmayý he-deflemiþtir. Bu politikalarýnda Batýnýn baþarýlý olmadýðýný söyle-mek ise imkansýzdýr.

Ayrýca önce Adapazarý depremi esnasýnda gündeme gelen veþimdilerde de bazý Doðu illerinde muhtaç, maðdur, iþsiz insan-lara verdikleri söylenen paralarla müslümanlarý hýristiyanlaþtýr-ma çabalarý da söz konusudur.

Dinlerarasý diyalog faaliyetlerinin Haçlý seferleri döneminde-ki iliþkilerden farklý olarak birbirimizi tanýmaya, anlamaya vesi-le olduðu, gergin ortamý yumuþattýðý, hem bizleri hem de onlarý'bilinmeyen öteki' den 'bilinen öteki' seviyesine çýkarttýðý doðru-dur ama bu yukarýda bahsini ettiðimiz sekliyle baþkalarý tarafýn-dan suiistimal ediliyorsa bunun doðru ve kabul edilebilir bir ni-yet ve tutum olmadýðýný rahatlýkla söyleyebiliriz.

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 21

Page 23: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Ancak bunu da çok büyütmemek gerekir diye düþünüyorum.Din özgürlüðü acýsýndan olaya baktýðýnýzda nasýl bizim kendi di-nimizi anlatmamýz, bu baðlamda çeþitli organizasyonlar içinegirmemiz bir hak ise ve biz bunu Batý'lý ülkelerde rahatlýkla ya-pabiliyorsak, onlarýn da kendi dinlerini anlatma, organize olmahaklarý vardýr. Kaldý ki bu faaliyetler bizim kendimizi test etme-mize imkân saðlamaktadýr. Kim bilir belki de bu çabalar, bizikendi dinimizi öðrenme, öðretme ve teblið etmeye yönelik ciddibir gerilime de sevk edecektir.

Yanlýþ anlaþýlmamasý için bir kere daha vurgulamakta yarargörüyorum; dinlerarasý diyalog çalýþmalarýný tarihte cereyaneden þekliyle misyonerliðe alet etme kabullenilemez bir tutum-dur. Din özgürlüðü baðlamýnda dini teblið etme baþka, misyoner-lik yapma baþkadýr. Uyanýk bir þuur, ciddi bir dikkat, baþtan kar-þýlýklý anlaþma ile ortaya konan münasebet, norm ve formlarý sö-zü edilen ve edilmeyen bütün endiþeleri ortadan kaldýrabilir.

5. Dinlerarasý diyalog gerçekten bir zorunluluk mudur;samimi bir Müslüman ötekilerle iliþki içine girmeyemecbur mudur?

"Dileyen iman etsin, dileyen kâfir olsun"(18/29), "Dinde zor-lama yoktur"(2/256) ve "Rabbin dileseydi yeryüzündekilerinhepsi toptan mutlaka inanýrlardý. O halde sen mi insanlarý mü-min oluncaya kadar zorlayacaksýn"(11/99), "Eðer Allah dilesey-di bütün insanlarý, ayný dine baðlý, tek ümmet yapardý." (Þu-arâ,42/8; Nail,16/93) ayetleri Meþiet-i Ýlahiyeyi nazara vermek-tedir. Buna göre yeryüzünde yaþayan herkesin Müslüman olma-sý mümkün deðildir. Öyleyse 'öteki'leri yok sayma imkânsýz ol-duðuna göre, birlikte yaþama bir zorunluluktur. Kaldý ki Kur’an"Ey Ýnsanlar! Doðrusu biz sizi bir erkekle bir diþiden yarattýk. Vebirbirinizle tanýþmanýz için sizi milletlere ve kabilelere ayýrdýk.Muhakkak ki Allah katýnda en deðerli ve üstün olanýnýz, O'ndan

N i ç i n D i y a l o g22

Page 24: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

en çok korkanýnýzdýr. Þüphesiz Allah bilendir, haberi olan-dýr."(49/13), " Her biriniz için bir þeriat ve bir yol tayin ettik.Eðer Allah dileseydi, hepinizi bir tek ümmet yapardý. Fakat O,size verdiði farklý þeriatlar dairesinde sizi imtihan etmek istedi-ði için ayrý ayrý ümmetler yaptý. Öyleyse durmayýn, hayýrlý iþler-de birbirinizle yarýþýn! "(Mâide, 5/48), "Eðer Rabbin dileseydibütün insanlarý hakta ittifak eden bir tek ümmet yapardý. FakatO bunu irade etmediðinden ittifak etmemiþlerdir ve iþte böyleceihtilaf eder vaziyette devam edeceklerdir. Ancak Rabbinin lütfe-derek hakta birleþmeyi nasip ettiði kimseler bunun dýþýndadýr.Esasen O, insanlarý bunun için yaratmýþtýr." (Hud, 12/118) ayet-leri bu þekilde yaratýlmanýn hikmetlerini nazara vererek bizi on-larla iliþkiye teþvik etmektedir.

Buna göre insanlarýn farklý sosyal ve etnik gruplara ait olma-yý baþkalarýna üstünlük vesilesi olarak kullanmamalarý gerekir.Zira gerçek üstünlük Hak katýnda yaratýlýþtan gelen ýrk, nesepvs. gibi deðerlerle deðil, insanýn iradesi ile kazandýðý deðerleregöre ölçülür ki Kur’an buna takva diyor. Hz. Peygamber (s.a.s.)bir hadisleri ile buna çok net vurguda bulunur; "Ey Ýnsanlar! Þu-na dikkat ediniz ki sizin Rabbiniz birdir; babanýz birdir. Arab'ýnArap olmayana, Arap olmayanýn Arab'a, beyazýn siyaha, siyahýnbeyaza takva (Allah korkusu, saygýsý) dýþýnda hiç bir üstünlüðüyoktur.9"

Ayrýca birden fazla din, peygamber, kitap olmasý da, cemaat,kavim, millet, ümmet gibi sosyal gruplarýn bulunmasý ve bunla-ra baðlý olarak insanlar arasýnda ihtilaf tabii bir olgudur. Bu tab-lo din ve inanç özgürlüðü alanýnda insanlara tercih hakkýnýn ta-nýnmasýnýn, cennet ve cehennemin var oluþu gayesinin, insanîmelekelerin geliþtirilerek yeryüzünün imarýnýn sebep ve sonucu-dur. Ýnsanlar iradeleri ile bu ihtilaflarý ya da ihtilaflarýn sebepolacaðý kötü þeyleri ortadan kaldýrmalý ve herþeye raðmen hem-cinsleri ile birlikte yaþama projesini hayata geçirmelilerdir. Bir

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 23

9 Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/411.

Page 25: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

baþka anlatýmla bu, ilâhî iradenin, biz kullarýnýn ulaþmamýz içinönümüze koyduðu bir hedeftir.

Küreselleþme günümüz dünyasýnýn en büyük gerçeðidir. Ýleti-þim ve ulaþým vasýtalarýnýn geliþmiþliði, dünyanýn köy olma süre-cini hem baþlatan hem de her gün baþka boyutlar ilavesiyle hýz-landýran bir faktörüdür. Bugün dünya coðrafyasýnda ne din ek-senli siyasî yapýlanmalar, ne de demografik açýdan Müslüman,Hýristiyan, Budist, Hinduist, Yahudi ayrýmý vardýr. Ýçinde yasadý-ðýmýz dünya gerçeklerine vakýf olmak zorundayýz. 21. yüzyýlda 2.asýr dünyasýnda yaþýyor gibi bir tavýr takýnmamýz bizim kendimi-zi kendi ellerimizle dünyadan tecrid etmemiz demektir. Bu daMüslüman karþýtý kesimlerin ekmeðine yað sürmektedir. Hâlbu-ki bizler ayný yer küreyi paylaþtýðýmýz hemcinslerimizle birlikteyaþamaya mecburuz. O halde bu dünyada biz de varýz diyerek ka-rar sürecinde yuvarlak masaya oturan bir ferd olmak zorundayýz.Müslümanlar olarak dünyayý yaþanýlýr kýlma adýna bizim bu dün-yaya dinî, millî ve kültürel deðerlerimizle yapacaðýmýz birçok kat-ký vardýr. Bunlarýn bir çoðu bizim dýþýmýzdaki dünyanýn henüzuyanmadýðý hatta hayal bile edemediði deðerlerdir. Bu noktada'güçlü kültürün zayýf kültürden alacaðý bir þey yoktur' teziyle or-taya çýkýp Hýristiyanlýðýn Müslümanlýktan alacaðý bir þey yokturdiyenler maalesef yanýlmaktadýr. Bu düþünce maddî ve manevîboyutlarý ile Batý dünyasýný bir bütün olarak göremeyen ve taný-mayan insanlarýn ortaya koyduðu bir düþüncedir.

Sonuç olarak dinî açýdan Hz. Peygamberin (s.a.s.) girdiði öl-çüde ötekilerle iliþkiye girmeye mecburuz. Örnek, rehber ve mo-del insan diye dilimizde baþtacý ettiðimiz kavramlar perspekti-finden baktýðýmýzda bizler Allah Rasulü’nün (s.a.s.) örnek haya-týný bir bütün halinde hayatýmýza tatbikle mükellefiz. O'nun sa-dece ibadet veya sadece Müslüman’larla iliþkisini hayatýmýzarehber edinme, dini parçalama; iþimize gelen, gönlümüze yatantarafýný alýp diðerini reddetme anlamýný taþýr.

N i ç i n D i y a l o g24

Page 26: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

6. Çeþitli Yönleriyle Hz. Peygamber (s.a.s)

Ticarî, siyasî, hukukî, kültürel, insanî, toplum ve devlet haya-týný ilgilendiren hemen her meselede öncelikle ortaya konulanprojenin, doktrinin, hareket felsefesinin temel dinamikleri belir-lenir. Bu dinamikler yapý taþlarý hüviyetindedir. Dinlerarasý di-yalogun yapý taþlarý ise, birbirimizi anlama çabasý, global dünya-da ortak sorunlarýmýza ortaklaþa çözümler üretme ve dinlerinyaptýrým gücünü bu çerçevede kullanmadýr. Bu açýdan bakýldý-ðýnda þunu rahatlýkla söyleyebilmeliyiz; dinlerarasý diyalog, din-lerin üstünlüðünün söz konusu edildiði ve karþýlýklý atýþmalarýn,sataþmalarýn yaþandýðý bir münazara olmadýðý gibi, "beni dinle-me mecburiyetindesin" çizgisinde bir monolog, "biz Hz. Ýsa veHz. Musa'yý kabulleniyoruz, siz de Hz. Muhammed'i (s.a.s.) ka-bulleneceksiniz" anlamýnda bir dayatma platformu da deðildir.

Bununla beraber diyalog platformu, iþin tabiatý gereði dinle-rin anlatýlma zeminidir. Bu zeminde Hýristiyanlýk, Yahudilik,Hinduizm anlatýldýðý kadar Ýslam da anlatýlmakta, masaya yatý-rýlan mevzulardaki yaklaþýmý dile getirilmektedir. Ayrýca, bu türdiyaloglar, baþta Türkiye gibi Ýslam medeniyetine asýrlarca mer-kezlik yapmýþ nice ülkelerin gezilmesine, konferans, panel, sem-pozyum v.b programlar vasýtasýyla tanýþmaya ve farklý din, kül-tür ve etnik gruba ait kesimler arasýnda yüzyýllar boyunca süre-gelen düþmanlýk ve ön yargýlarýn giderilmesine vesile olmakta-dýr. Hatta bunlar sonucu dinî deðerleri mukayese etme imkânýbulan nice kiþiler kendi özgür iradeleri ile Ýslam halkasýna dâhilolmuþ, niceleri Ýslam’ý ilahî bir din; Hz. Muhammed'i (s.a.s.) dehak peygamber olarak kabullendiklerini beyan etmiþlerdir.

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 25

Page 27: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin
Page 28: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

KUR’ANÎ TEMELLER

Din adýna yapýlan faaliyetler elbette dinin emir ve yasaklarý-na uygun olmak zorundadýr. Kur'an, Ýslam'ýn temel, þaþmaz veþaþýrtmaz birinci kaynaðýdýr. Dolayýsýyla Kur'an'dan onay alma-yan/alamayan hiç bir düþünce ve hareket ne zaman, nerede, na-sýl, niçin ve kim tarafýndan yapýlýrsa yapýlsýn Müslümanlar in-dinde makbul ve meþru addedilemez.

Diyalog çalýþmalarý özelinde ya cehaletten ya da Kur'an'ýntasnif özelliðinden kaynaklanan ve ancak ehli tarafýndan usul-utefsir bilgileri istikametinde yapýlacak yorumlarla açýklýk kaza-nacak olan birçok izah gereken ayetler vardýr. Yahudilerin ve Hý-ristiyanlarýn ehl-i kitap olup-olmamasý ile baþlayan, kâfirlereölüm emrinin verildiði, Yahudi ve Hýristiyanlarýn dost edinilme-mesi gerektiðini bildiren ayetlere kadar pek çok âyet dinlerarasýdiyalog karþýtlarýnca en büyük deliller olarak halka sunulmakta-dýr. Kelime anlamý itibarýyla barýþ, esenlik hoþgörüyü temsileden Ýslam dininin cihad emri ve tarihî uygulamalarý ise aynýçizgide öne sürülen delillerden bir diðeridir.

Hâlbuki bu ayetler genellikle Müslüman toplumun ehl-i kitapve müþriklerle iliþkilerini düzenleyen ayetlerdir. Ancak bunlararasýnda çok özel ve olaðanüstü þartlarý hükme baðlayan, savaþ,barýþ ve zimmet hukukunu ilgilendiren ayetler de vardýr. Mekkeve Medine süreci boyunca nazil olan bu ayetlere bütün olarakbaktýðýmýzda, Müslüman toplumun dýþýndaki topluluklar tasnif

Page 29: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

edilmekte, Müslüman topluma karþý entrikalar düzenleyip, si-yasî, dinî ve askerî iliþkileri bozarak, kendileri aleyhine savaþýzarurî kýlan münafýk ve müþrik topluluklardan da söz edilmek-tedir.

Bütün bu farklý durumlar sözünü ettiðimiz ayetler tarafýndanfarklý þekillerde hükme baðlanmýþtýr. Bu noktada bu farklý hü-kümleri detaylarýyla bilmezsek, her þeyi alt-üst ederiz. Hangiayetlerin savaþ durumunu esas aldýðý, hangilerinin barýþ ve kar-þýlýklý insanî, ahlakî iyi iliþkiler geliþtirmeyi salýklayan hükümlervaz' ettiðini bilmeden, her ayeti ehl-i kitap karþýtý bir bakýþ açý-sýyla okumak, hem Kur'an'ýn getirdiklerini hem de Ýslamî tarih-sel tecrübeyi gözardý etmek anlamýna gelir. Dolayýsýyla tüm budetaylý hükümleri, doðru okumak ve doðru analiz etmek içinusul bilgisine ve tarihsel tecrübeye ihtiyaç vardýr. Diyalog karþý-tý kesimler genellikle bu farklý ayetleri düz ve sathî bir bakýþ açý-sýyla okuyarak farklý durumlarý göz ardý etmiþlerdir.

Biz bu bolümde Kur'an'a tamamiyet ufkundan bakmaya çalý-þarak, müfessirlerin sözü edilen ve ilk bakýþta diyalog karþýtý gi-bi gözüken ayetlere getirdikleri yorumlarý aktarmaya gayret et-tik. Usul bilgisinden yoksun insanlarýn yaptýklarý yorumlarýn,zahirî anlayýþýyla ayetlere sathî anlam veren kiþilerin yaklaþým-larýnýn murad-ý Ýlahiyi aksi istikamette gösterdiklerini ifadeyeçalýþtýk.

Bunun ötesinde zahirî manasýyla Müslümanlarý ötekilerle di-yaloða teþvik eden ayetleri yorumlarý ile beraber aktardýk.

1. Ehl-i Kitap kime denir? Yahudiler ve Hýristiyanlarehl-i kitap mýdýr?

Kur'an inanç acýsýndan insanlarý üç ana kategoriye ayýrmýþ-týr; Müslümanlar, kafirler/müþrikler ve Ehl-i Kitap. Kur'an; Hz.Peygamber (s.a.s.) ve öðretilerine inananlara Müslüman; tevhidhakikatini inkar eden kiþilere ise kafir/müþrik der. Ehl-i kitap,

N i ç i n D i y a l o g28

Page 30: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

kavramýn terkibinden de anlaþýlacaðý üzere 'kitap ehli, bir kitababaðlý bulunan' demek olup, kendilerine daha önceleri ilahî kitapve peygamber gönderilmiþ kiþilere verilen ortak isimdir. Fuka-hanýn farklý yorumlamalarý olsa da, orijinal þekli bozulmuþ bileolsa ilâhî vahye dayanan kitaplara ve peygamberlerine imaneden herkes ehl-i kitaptýr. Yahudiler ve Hýristiyanlar buna dâhilolduðu gibi Hz. Ýbrahim’e, Hz. Davud'a inananlar da bu katego-riye dâhildir. Kur’an: "Ýman edenler, Yahudiler, Hýristiyanlar,Sabiîler... Her kim Allah'a ve âhiret gününe (gerçekten) imaneder ve amel-i salih iþlerse, elbette onlarýn Rab'leri yanýndamükâfatlarý vardýr. Onlar için herhangi bir korku olmadýðý gibikendilerini üzecek bir þeyle de karþýlaþmazlar." (Bakara, 2/62),"Ýman edenler, Yahudiler, Sabiîler, Hýristiyanlar... Bunlar için-den her kim Allah'a ve âhiret gününe iman edip makbul ve güzeliþler yaparsa, onlara hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmez-ler."(Mâide, 5/69) ve "(Kâmil ve makbul þekliyle) iman edenler,Yahudiler, Sâbiîler, Hýristiyanlar, Mecusîler ve Müþrikler... Al-lah kýyamet günkü büyük duruþmada onlar arasýndaki kesinhükmünü verecektir. Çünkü Allah her þeye hakkýyla þahit-tir."(Hac, 22/17) ayetlerinde Sabiîleri de Yahudi ve Hýristiyan-larla birlikte saymakta, buradan hareketle birçok müfessir onla-rýn da ehl-i kitap olduðu hükmünü vermektedir. Bazý Ýslam bil-ginlerine göre sadece Yahudiler ve Hýristiyanlar ehl-i kitaptýr.10

Yalnýz "Allah, Meryem'in oðlu Îsâ'dýr." diyenler hiç þüphesizkâfir olmuþlardýr"(Mâide, 5/72) ve "Allah üç asýldan biridir" di-yenler de kâfir olurlar. Hâlbuki bir tek ilâhtan baþka ilah yoktur.Eðer bu batýl iddialarýndan vazgeçmezlerse içlerinden kâfir ka-lanlara mutlaka can yakýcý bir azap dokunacaktýr. (Mâide, 5/73)gibi ayetlerden hareketle mevcut inançlarý ile Yahudi ve Hýristi-yanlarýn kafir/müþrik olduðu hükmünü verenler de vardýr. El-malýlý bu çizgide su açýklamayý yapar; "Müþrik, Kur'ân dilinde

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 29

10 Kemaluddin Muhammed b. Abdulvahid b. el-Humam, Fethu’l Kadir ala’l-Hidaye, Mýsýr,1356, 2/372.

Page 31: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

iki anlama gelir ki biri zahirî, diðeri hakikîdir. Zahirî müþrik,açýktan açýða Allah'a ortak koþan, birden fazla ilâh olduðu kana-atinde olanlardýr. Bu anlama göre, Kitap ehline müþrik denmez.Hakikî müþrik de gerçekten tevhidi ve Ýslâm dinini inkar eden-ler, yani mümin olmayan gayrimüslimlerdir. Bu anlama göre,kitap ehli olan Yahudiler ve Hýristiyanlar da müþriktirler.11" Ay-ný çizgide Bediuzzaman ise su açýklamayý yapar; "Kâfirin iki ma-nasý vardýr: Birisi ve en mütebadiri dinsiz ve münkir-i Sâni de-mektir. Þu mana ile ehl-i kitaba ýtlak etmeye hakkýmýz yoktur.Ýkincisi: Peygamberimizi ve Ýslâmiyeti münkir demektir. Þu ma-na ile onlara ýtlak etmek hakkýmýzdýr.12

Fakat ehl-i kitap arasýnda belki bu inanca sahip olduklarý hal-de bunu bizim anladýðýmýz çizgiden daha farklý þekillerde yo-rumlayan ve Allah'ýn birliðine inandýðýný söyleyenler de vardýr.Bu açýdan Kur'an'ýn "Gerek ehl-i kitaptan gerek müþriklerdenolsun, kâfirler.... " (Bakara, 2/105) ayeti ile ifade buyurduðu ayý-rýma dikkat etmek gerekir.

Burada önemle üzerinde durulmasý gereken husus, Kur'an'ýnnüzulü esnasýnda tevhid çizgisinden sapma, helal-haram mef-humu tanýmama, kitaplarýný tebdil ve taðyir etme gibi vasýflarýnazara verilip, sözü edilen öðretilere inanan kiþilerin Kur'an'daehl-i kitap olarak isimlendirilmesidir. Kestikleri, Müslümanlartarafýndan yenilen, kadýnlarý ile evlilik izni verilen, iþte bu Ehl-iKitap’týr. Öyleyse bu tablo içerisine giren, inanç ve amel esasla-rýnda bir deðiþiklik yaþamayan günümüz Yahudi ve Hýristiyanla-rý da ehl-i kitaptýr denilebilir.

Bugün yukarýda sayýlan üç kategorinin hiçbirinde yer almayanbir baþka grup insandan bahsedebiliriz; bunlar Yahudi veya Hý-ristiyan olup Hz. Muhammed'in hak peygamber, Ýslam'ýn hakdin, Kur'an'ýn týpký Ýncil ve Tevrat gibi ilahî kökenli olduðuna ina-nan insanlardýr. Hz. Peygamberin (s.a.s.) Habeþ kralý Necaþi'ye

N i ç i n D i y a l o g30

11 Elmalý, 2/221

12 Bediuzzaman, Munazarat,Yeni Asya Yayýnevi, Ýstanbul,1998, s. 71

Page 32: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

gýyabî cenaze namazý kýlmasý ve bunun üzerine müþriklerin "Ha-beþistan’da ölen bir Hýristiyan'ýn cenaze namazýný kýlýyor13 " sek-lindeki dedikodularý üzerine nazil olan: "Ehl-i kitap içinde, Al-lah'a iman ettikleri gibi, Hakký tazim ederek hem size hem dekendilerine indirilen kitaba inananlar da vardýr. Onlar Allah'ýnâyetlerini, deðersiz bir menfaat karþýlýðýnda satmazlar. Ýþte Rab-bi nezdinde mükâfatlarý olanlar onlardýr. Muhakkak ki Allah he-sabý pek çabuk görür."(Al-i Ýmran, 3/199) ayetinde kendine yerbulan bu insanlar özellikle Batý dünyasýnda akademik çevrelerdesayýlarý azýmsanmayacak kadar çoktur. Bu inanca sahip kiþilerindin mensuplarý arasý diyalog çalýþmalarýnda köþe taþý rolü oyna-dýklarý/oynayacaklarý izahtan vârestedir.

Son olarak burada bir hususun net bir þekilde ifade edilmeside gerekir; bugün bazýlarý gerçek anlamda ehl-i kitap kalmadýðý-ný, peygamberlerini haþa! Allah'ýn oðlu kabul ettiklerini, hahamve papazlarýný Rab edindiklerini ileri sürerek onlarýn müþrikhükmünde olduklarýný ýsrarla iddia ediyorlar. Böylece dinlera-rasý diyaloga karsý çýkmalarýný temellendirmiþ oluyorlar. Oysabiz söz konusu iddialarýn temelsiz olduðunu düþünüyoruz. Çün-kü ehl-i kitap Hz. Peygamber döneminde de "Ýsa Allah'ýn oðlu-dur" diyorlardý. Yani Kur'an bu aktarýmý ile onlarýn þirk koþtu-ðunu açýkça ifade ediyordu ama buna raðmen ýsrarla onlara"ehl-i kitap” demeyi sürdürüyordu.

Burada þöyle bir sebep gözetiliyor olabilir; Hz. Ýsa ve Üzeyr'i(a.s.) "oðul" kabul edenler Kur'an'ýn açýk nassýyla itikaden müþ-riktir.14 Ama Müslümanlarýn onlarla iliþkilerinin düzenlenmesiaçýsýndan ilgili ayetlerde ehl-i kitap sayýlmaya devam ediliyor.Bir baþka ifade ile itikaden ve zihnen müþrik olsalar bile hükmenehl-i kitaptýrlar. Nitekim Kur'an'ýn bunlarý "ortak kelimeye" da-vet etmesi bu vasýf üzerinden oluyor. Þayet bunlar müþrik olsay-dý, Kur’an müþrik kapsamýnda deðerlendirirdi.

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 31

13 Müslim, Cenaiz, 21/62-67.

14 Maide, 5/73; Tevbe, 9/30.

Page 33: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Bütün bunlar sonunda, ehl-i kitabýn müþriklerden farklý bi-çimde ele alýnmasý, onlarýn Müslümanlara yaklaþmasýný neticevermiþtir. Bu da esasýnda diyalogu amaçlayan bir gerçektir. "Or-tak kelime" etrafýnda birleþme çaðrýsý da bunu göstermektedir.

2. Ehl-i Kitap’la diyaloðu emreden ayetler var mýdýr?

Kur'an'da ehl-i kitapla diyalogu konu edinen bir çok ayet var-dýr. "De ki: "Ey ehl-i kitap, sizinle bizim aramýzda ayný olan birkelimeye gelin: Allah'tan baþkasýna ibadet etmeyelim ve O'nahiçbir þeyi ortak koþmayalým; Allah'ý býrakýp da, kimimiz kimi-mizi rabler de edinmesin." (Âl-i Ýmrân, 64) Bu ayet aksine ihti-mal verilmeyecek netlikte Hz. Peygamber ve onun þahsýndaMüslümanlara ehl-i kitapla iliþkiye girmelerini emretmekte, or-tak noktalarda buluþmayý hedef göstermektedir. Böylece bir an-lamda diyalogun çerçevesini belirlemektedir. Ortak noktalar Al-lah'a, peygamberlere, ahirete iman gibi imani; zina, kumar, içkigibi amelî hususlarýn yanýsýra siyasal, sosyal, kültürel, ekonomikboyutlu dünyevî meseleler de olabilir. Hz. Peygamber (s.a.s.)ehl-i kitapla olan iliþkilerinde hiç bir zaman aramýzdaki ihtilafnoktalarýný gündeme getirmemesi, onlarý tartýþma zeminineçekmemesi, Medine Vesikasý baþta Hudeybiye, Hayber vb. si-yasî, askerî anlaþmalarla sürekli diyalog arayýþý içinde bulunma-sý bu yaklaþýmý isbatlamaktadýr.

Bir baþka ayet: "Zulmedenleri hariç, ehl-i kitab ile en güzelolan þeklin dýþýnda bir tarzda mücadele etmeyin ve onlara þöyledeyin: "Biz, hem bize indirilen kitaba, hem size indirilen kitabaiman ettik. Bizim Ýlahýmýz da sizin Ýlahýnýz da bir ve ayný Ýlahtýrve biz O'na gönülden teslim olduk." (Ankebut, 46) Burada daimanî ortak paydalar belirtilmekte, buradan hareketle birlikte ya-sama zemini oluþturulmak istenmektedir. Yalnýz ayette istisnaolarak belirtilen 'zulmedenlere' farklý mütalaa edilmek zorunda-dýr. Bunlar Müslümanlara hakk-ý hayat tanýmayan, karþýklýklý

N i ç i n D i y a l o g32

Page 34: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

münasebetlerini düþmanlýk esasý üzerine kuranlardýr. Kiþi, grupveya devlet ne olursa olsun böyleleri ile Ýslam'ýn belirlediði hukukve hudutlar içinde mücadele etmek fazilet deðil aksine bir emirolup hukukçularýn genel deðerlendirmelerine göre farzdýr. Ancakunutulmamalýdýr ki Ýslam'da her türlü savaþ ya da barýþ ilanýidarî ve siyasî erkin kararýna býrakýlmýþtýr. Tek baþlarýna fertlersavaþ ve barýþ ilanýnda bulunma yetkisini haiz deðillerdir.

3. "Yahudi ve Hýristiyanlarý dost edinmeyin" ve "Ne Ya-hudiler ne de Hýristiyanlar, sen onlarýn dinlerine tâbiolmadýkça asla senden razý olmazlar" ve benzeri me-aldeki ayetleri nasýl anlamamýz gerekiyor?

Kur'an'da bu mealde yer alan birçok ayet var. Ezcümle;

1-"Müminler, müminleri býrakýp, kâfirleri velî edinmesinler.Kim böyle yaparsa, Allah ile iliþiðini kesmiþ olur. Ancak onlar ta-rafýndan gelebilecek bir tehlike olursa baþka! Allah sizi, Kendisi-ne isyan etmekten sakýndýrýr. Dönüþ yalnýz Allah'adýr." (Âl-iÝmrân, 28)

2-"Ey iman edenler! Yahudi ve Hýristiyanlarý velî edinmeyin!Onlar ancak birbirlerinin velisidirler. Sizden kim onlarý velî edi-nirse o da onlardandýr. Allah böylesi zalimleri doðru yola ilet-mez." (Mâide, 51)

3-"Ne Yahudiler ne de Hýristiyanlar, sen onlarýn dinlerinetâbi olmadýkça asla senden razý olmazlar. Sen de ki: "Allah'ýn hi-dayet yolu olan Ýslâm, doðru yolun ta kendisidir. Sana gelenbunca ilimden sonra onlarýn heva ve heveslerine uyacak olursan,Allah'a karþý hiçbir koruyucu ve yardýmcý bulamazsýn. (Baka-ra,120)"

4-"Sen, iman edenlere, düþmanlýk besleme bakýmýndan on-larýn en þiddetlilerinin Yahudiler ile müþrikler olduðunu görür-sün. Müminlere sevgi bakýmýndan en çok yakýnlýk duyanlarýnise "Biz Nasârayýz (Hýristiyanýz)" diyenler olduðunu görürsün.

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 33

Page 35: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Bunun sebebi, onlar arasýnda bilgin keþiþlerin ve dünyayý terketmiþ rahiplerin bulunmasý ve onlarýn kibirlenmemeleridir."(Mâide,82)

5-"Ey iman edenler! Siz Müslümanlardan baþkasýný sýrdaþedinmeyin. Çünkü onlar size þer ve fesat çýkarmada ellerindengeleni býrakmazlar. Daima sizin sýkýntýya düþmenizi isterler. Si-ze olan düþmanlýklarý, zaten aðýzlarýndan taþýp meydana çýkmýþ-týr. Kalplerinin gizlediði düþmanlýk ise daha fazladýr. Âyetlerimi-zi size iyice açýkladýk. Eðer akýllarýnýzý kullanýrsanýz, onlardanyararlanýrsýnýz." (Âl-i Ýmrân, 118)

6- "Ey iman edenler! Eðer küfrü imana tercih ediyorlarsa ba-balarýnýzý ve kardeþlerinizi bile velî edinmeyin! Ýçinizden onlarýdost edinenler, zalimlerin ta kendileridir." (Tövbe, 23)

Bu ayetlerin doðru anlaþýlmasý, bize sunduðu mesajlarýn iyikavranabilmesi için 'hangi' sorusuna doðru cevabýn verilmesiçok önemlidir; hangi Yahudiler ve hangi Hýristiyanlar? Yukarý-daki ayetlerin nüzul sebepleri ve arka plan þartlarýn bilinmesidoðru cevabýn bulunmasý için atýlacak ilk adýmdýr. Burada 'savaþve barýþ ortamý' anahtar kavramdýr. Hiç þüphe yok ki bu ayetle-rin hepsi ötekilerin düþman olduðu ve Müslümanlarý fiilen yoketmek için mücadele ettikleri savaþ atmosferlerinde nazil olmuþ-tur. Bir baþka tabirle ayetler Müslümanlara karsý fiili düþmanlýkyapan, onlarý yok etmek için her türlü imkân ve fýrsatý deðerlen-diren Yahudi ve Hýristiyanlarý muhatap almaktadýr. Savaþ orta-mýnda olmasýna raðmen dindaþlarý ile ayný düþünmeyen, birlik-te hareket etmeyen ehl-i kitaba muamele tarzýnýn ayný olmaya-caðý açýktýr. Kur’an: "Dininizden ötürü sizinle savaþmayan, siziyerinizden, yurdunuzdan etmeyen kâfirlere gelince, Allah sizi,onlara iyilik etmeden, adalet ve insaf gözetmeden menetmez.Çünkü Allah âdil olanlarý sever." (Mümtehine, 8), "Ehl-i kitapiçinde, Allah'a iman ettikleri gibi, Hakk’ý tazim ederek hem sizehem de kendilerine indirilen kitaba inananlar da vardýr. Onlar

N i ç i n D i y a l o g34

Page 36: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Allah'ýn âyetlerini, deðersiz bir menfaat karþýlýðýnda satmazlar.Ýþte Rabbi nezdinde mükâfatlarý olanlar onlardýr. Muhakkak kiAllah hesabý pek çabuk görür. (Al-i Ýmran,199) "Ehl-i kitabýnhepsi bir deðildir. Onlarýn içinde öyle dosdoðru bir cemaat var-dýr ki, gece saatlerinde Allah'ýn âyetlerini okuyarak secdelere ka-panýrlar. Bunlar Allah'ý ve âhireti tasdik eder, iyiliði yayar, kötü-lükleri önler ve hayýrlý iþlere yarýþýrcasýna koþarlar. Ýþte onlar sa-lihlerdendirler. Yaptýklarý hayýr ve iyiliklerden, mükâfatsýz ka-lan bir tek iyilik bile bulunmayacaktýr. Allah günahlardan koru-nan takva ehlini pek iyi bilir." (Al-i Ýmran,113-115) ayetleri ilebunu açýkça belirtir.

Hz. Peygamber’in (s.a.s.) tatbikatlarý da bunu göstermektedir.Efendimiz (s.a.s.) Necran Hýristiyanlarý ile anlaþma yaptýðý aynýdönemde Mekke müþrikleri ile savaþ halinde bulunuyordu. KezaYahudilerden Beni Kureyza kabilesinin, Medine Vesikasý þartlarý-na muhalefetten dolayý kendilerinin takdir ettikleri hakeminhükmü ile cezalandýrýldýklarý ayný zaman diliminde, bir baþka Ya-hudi kabilesi olan Beni Nadir ile anlaþmasýný devam ettiriyordu.Görüldüðü gibi 'ehl-i kitabý' tek cephe görüp 'topyekûn' bir savaþaçma, Müslüman olmayan herkesi müþrik-ehl-i kitap ayýrýmýyapmaksýzýn ayný kefeye koymak Hz. Peygamber’in uygulama-sýnda yoktur. Aksi takdirde ehl-i kitabýn kadýnlarý ile evlenme,kestiklerini yeme15 gibi uygulamalara açýklama getirilemez.

Buradan hareketle þöyle denilebilir; yukarýdaki ayetlerin gös-terdiði iliþki biçimlerinin nedeni dinî deðil; tamamýyla siyasîdir.Siyasî þartlarýn gerekleri, muhataplarýn anlaþma þartlarýnauyup-uymamamalarý, gösterdikleri düþmanca iliþkilerin boyut-larý, hukukî tabirle 'yakýn ve açýk' tehlike teþkil edip-etmemesi-ne göre bu ayetlerin uygulama alanlarý ve þekilleri farklý olacak-týr. Hocaefendi'nin yaklaþýmýyla "dinî inanç ve düþünceyi düþ-manlýk sebebi ve malzemesi yapýp-yapmamalarý" davranýþ mo-delini belirlemede öncü rol oynayacaktýr.

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 35

15 Maide,5/5.

Page 37: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Öyleyse "dost ve sýrdaþ edinmeyin" ile "anlaþma yapmayýn","birlikte yaþamayýn", "her türlü sýrlarýnýzý açacak ölçüde dost ol-mayýn", "düþmanýnýza karþý uyanýk olun" vs. türü uygulamayamutlak anlamda farklý yansýyacak olan yaklaþým tarzlarýný birbi-rine karýþtýrmamak gerekir. Küçük bir tasarrufla BediüzzamanHazretlerini bu noktada konuþturabiliriz: "Ehl-i kitaptan birmahremin olsa sevmeyecek misin? Elbette seveceksin"16

Bediüzzaman Hazretlerinin sözü edilen ayetlere usul açýsýn-dan getirdiði yorumu enfestir. Der ki Bediuzaman: "Evvelâ: De-lil kat'iyyü'l-metîn olduðu gibi, kat'iyyü'd-delâlet olmak gerektir.Halbuki tevil ve ihtimalin mecâli vardýr. Zira, nehy-i Kur'ânîâmm deðildir, mutlaktýr. Mutlak ise, takyid olunabilir. Zamanbir büyük müfessirdir; kaydýný izhar etse, itiraz olunmaz. Hemde hüküm müþtak üzerine olsa, me'haz-ý iþtikaký, illet-i hükümgösterir. Demek bu nehiy, Yahudi ve Nasara ile Yahudiyet veNasraniyet olan aynalarý hasebiyledir.

Hem de bir adam zâtý için sevilmez. Belki muhabbet, sýfat ve-ya sanatý içindir. Öyleyse her bir Müslümanýn her bir sýfatý Müs-lüman olmasý lâzým olmadýðý gibi, her bir kâfirin dahi bütün sý-fat ve sanatlarý kâfir olmak lâzým gelmez. Binaenaleyh, Müslü-man olan bir sýfatý veya bir sanatý, istihsan etmekle iktibas et-mek neden caiz olmasýn? Ehl-i kitaptan bir haremin olsa elbetteseveceksin!

Saniyen: Zaman-ý Saadette bir inkýlâb-ý azîm-i dinî vücudageldi. Bütün ezhâný nokta-i dine çevirdiðinden, bütün muhabbetve adaveti o noktada toplayýp muhabbet ve adavet ederlerdi.Onun için, gayrimüslimlere olan muhabbetten nifak kokusu ge-liyordu. Lâkin, þimdi âlemdeki bir inkýlâb-ý acîb-i medenî vedünyevîdir. Bütün ezhâný zapt ve bütün ukulü meþgul eden nok-ta-i medeniyet, terakki ve dünyadýr. Zaten onlarýn ekserisi, din-lerine o kadar mukayyed deðildirler. Binaenaleyh, onlarla dostolmamýz, medeniyet ve terakkilerini istihsan ile iktibas etmektir.

N i ç i n D i y a l o g36

16 Bediüzzaman, Munazarat,Yeni Asya Yayinevi, Ýstanbul, 1998, s. 70

Page 38: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Ve her saadet-i dünyeviyenin esasý olan âsâyiþi muhafazadýr. Ýþ-te bu dostluk, katiyen nehy-i Kur'ânîde dahil deðildir."17

Netice itibarýyla bir insanýn cebrî kader gereði Yahudî veyaHýristiyan bir anne-babadan meydana gelmesi onu bu ayetleremuhatap kýlmaz. Ama o týpký nüzul surecinde olduðu gibi Müs-lümanlara karþý düþmanca tavýr içindeyse, dinî inançlarý düþ-manlýk sebebi görüp açýkça Müslümanlara savaþ ilan ediyorsa,daha genel ifadeyle ayetlerin inmesine neden olan kiþilerle aynývasýflarý taþýyorsa münasebet þeklinin farklý olacaðý da kesindir.

4. Birkaç ayette kâfirleri kastederek gayet açýk biçimde;"Onlarý yakaladýðýnýz yerde öldürün" (Bakara,191),"Onlarý nerede bulursanýz yakalayýn, öldürün ve sa-kýn onlardan veli veya yardýmcý edinmeyin"(Ni-sa,89), "Hürmetli aylar çýkýnca artýk müþrikleri nere-de bulursanýz öldürün, onlarý yakalayýp esir edin, on-larýn geçebileceði bütün geçit baþlarýný tutun." (Tev-be, 5) gibi açýkça emirler veriliyor. Bu ayetlere nasýlaçýklama getiriyorsunuz?

Bir önceki sorunun cevabýnda anlatmaya çalýþtýðýmýz usul buayetlerin dün, bugün ve yarýnki Müslümanlara sunduðu mesaj-larýn doðru olarak anlaþýlmasýnýn vazgeçilemez esasýdýr. Tefsirusulünde ortaya konan anlama metodlarý gerek teker teker herbir ayet, gerekse Kur'an'ýn bütünü için takip edilmesi gerekliolan yoldur. Buna göre Kur’an kendi içinde bütünlüðü gözetile-rek sebeb-i nüzul, muhkem, muteþabih, mücmel, mutlak, mu-kayyed, nasih, mensuh gibi kavramlarýn eþliðinde ehil insanlartarafýndan deðerlendirilmelidir.

Soruda örnek verilen ayetler, bahsi geçen tefsir usulü pren-sipleri içinde yorumlanmasý bir kenara, kendi içinde bile siyak-sibak bütünlüðü bozularak gündeme sýk sýk getirilmektedir.

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 37

17 Bediüzzaman, age, s.70

Page 39: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Hâlbuki bu tip atomik yaklaþýmlar önyargýlý ve taraflý bir tavrýngöstergesi olup, insanlarý gerçekten birbirlerinden uzaklaþtýrýr.

Bu iki ana hususa iþaretten sonra ayetleri teker teker ele ala-lým; birinci ayet Mekke'li müþrikleri anlatmaktadýr. Bunlar Ýs-lam'ýn baþýndan beri Müslümanlara, öldürme dahil her türlüeziyet ve iþkenceyi yapan ve savaþý ilk baþlatan kiþilerdir. Bu aye-tin nüzulüne kadar olan süreçte Müslümanlara hakk-ý hayat ta-nýmamýþlar, boykot, sürgün, iþkence ve en son, zulmün son per-desi olarak Mekke'den çýkartmýþlardýr. Medine döneminde iseMüslümanlarla yaptýklarý tüm anlaþmalara muhalefet etmiþler-dir. Savaþý baþlatanlar da onlardýr.

Müslümanlarýn sebebiyet vermediði böyle bir ortamda barýþ-tan, insanlýktan bahsetmenin anlamsýzlýðý ise ortadadýr. Oradagüçlü olmak ve moral deðerleri sürekli yüksek tutmak gerek-mektedir. Zira ölümün ve kaybetmenin mukadder olduðu silah-lý mücadele yapýlmaktadýr. O dönem þartlarý içinde insan gücü-nün yok edilmesi savaþý kazanmanýn ilk þartýdýr. Bu, savaþ hali-nin tabiî ve zarurî bir neticesidir. Bunun için Kur’an: "Sizinle sa-vaþanlarla siz de Allah yolunda savaþýn. Fakat haksýz yere saldýr-mayýn. Muhakkak ki Allah haddi aþanlarý sevmez. Onlarý neredeyakalarsanýz öldürün. Sizi çýkardýklarý yerden (Mekke) siz de on-larý çýkarýn. Dinden döndürmek için iþkence yapmak, adam öl-dürmekten beterdir. Yalnýz, onlar, Mescid-i Haram'ýn yanýndasizinle savaþmadýkça, siz de onlarla orada savaþmayýn, Fakat si-zi öldürmeye kalkýþýrlarsa siz de onlarla savaþýn. Ýþte kâfirlerincezasý böyledir. Þayet onlar vazgeçerlerse siz de vazgeçin. ZiraAllah çok affedicidir, merhamet ve ihsaný boldur."(Bakara,2/190-191-192) "Bir bütün halinde ele alýnan bu üç ayette savaþesnasý veya sonrasýnda haksýzlýk yapýlmamasýný, savaþýn hangisafhasýnda olursa olsun karþý taraftan gelecek bir anlaþma tekli-fine evet deme zorunluluðu, savaþý baþlatan taraf olunmamasýgibi hususlarýn ýsrarla vurgulanmasý oldukça önemlidir. Bunlar

N i ç i n D i y a l o g38

Page 40: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

St. Augustin'ýn formüle ettiði þekliyle Hýristiyanlýðýn kabul ettiðiAdil Savaþ Doktrini'nin dahi ötesinde bir savaþ hukukunun anatemellerini oluþturmaktadýr.

Ýkinci ayetin muhataplarý -müfessirlerin farklý mütalaalarýmahfuz- Mekke ve Medine münafýklarýdýr. Özellikle Medine dö-neminde Müslümanlarýn siyasî bir güç haline gelmesinden son-ra hakikî Müslüman olmayan bir takým kiþi, grup ve kabilelermünafýkane tutum içine girmiþlerdir. Müslümanlarla Müslü-man, kafirlerle kafir olan bu kiþiler müþriklerin yanýbaþýndaMüslümanlar aleyhine bir güç oluþturmaya baþlamýþ ve dahatehlikeli bir pozisyon almýþlardý. Bir rivayete göre Uhud savaþýiçin orduya katýldýklarý halde yarý yoldan geri dönmüþlerdi. Buhareketin nasýl cezalandýrýlacaðý ise sahabe arasýnda tartýþmakonusu olmuþ ve bir görüþ birliðine varýlamamýþtý.

Ama Allah "Yaptýklarý bunca cürüm sebebiyle Allah kendile-rini baþ aþaðý getirdiði halde, durum bu kadar belli iken, ne diyemünafýklar hakkýnda hüküm verirken kalkýp birbiriyle çekiþeniki fýrka haline geliyorsunuz? Allah'ýn saptýrdýðýný siz mi yola ge-tirmek istiyorsunuz? Her kimi Allah þaþýrtýrsa, artýk sen ona yolbulamazsýn." (Nisa, 88) ayetiyle müminlerin münafýklar yüzün-den birbirlerine düþmesini istemediðini anlatmýþ ve hemen ar-dýndan onlara ne yapýlmasý gerektiði hakkýnda emirlerde bulun-muþtur: "Ne çok isterler ki siz de kendileri gibi küfre düþesinizde böylece kendileriyle beraber olasýnýz. Allah yolunda hicret et-medikçe onlardan dost edinmeyin! Eðer aldýrmazlarsa o vakitnerede bulursanýz onlarý yakalayýn, öldürün ve sakýn onlardanveli veya yardýmcý edinmeyin!"(Nisa, 89)

Ayette "hicret etmedikçe" kaydý ve bir sonraki ayette münafýkolduðu halde diðer münafýklarla birlikte hareket etmeyenlerinistisna tutulmasý ayetin nüzul sebebinin Uhud savaþýnda yoldabýrakanlar deðil, Mekke'li münafýklar olduðu görüþüne kuvvetkazandýrmaktadýr. "Ancak sizinle aralarýnda anlaþma bulunan

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 39

Page 41: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

bir kavme sýðýnanlar veya ne sizinle ne de kendi kavimleriyle sa-vaþmak istemediklerinden göðüsleri daralarak size gelenlerbundan müstesnadýr. Eðer Allah dileseydi, bunlarý size musallateder ve bunlar da sizinle savaþýrlardý. O halde, onlar sizden uzakdurur, sizinle savaþmazlar ve size barýþ teklif ederlerse, o takdir-de Allah onlara saldýrmak için size yol vermez."(Nisa,90)

Kur'an münafýklarýn ve münafýklýðýn bitmeyeceðini -ki tefsir-ciler bunlarýn Mekke ve Medine çevresinde yaþayan Abduddâroðullarý, Gatafan ve Esed oðullarý kabileleri olduðunu söylerler18

ve bu tutumlarýna devam edeceklerini takip eden ayetlerde be-lirterek Müslümanlarý uyarýr: "Bir de öyleleriyle karþýlaþacaksý-nýz ki onlar hem sizden, hem de kendi kavimlerinden emin kal-mak isterler. Bunlar ne zaman fitneye (küfür, savaþ, bozguncu-luk) çaðýrýlsalar derhal ona dalarlar. O halde bunlar sizden uzakdurmaz, size barýþ teklif etmezler, ellerini sizden çekmezlerseonlarý nerede bulursanýz yakalayýn, öldürün! Ýþte bunlara karþýsize kesin bir izin ve yetki vermiþizdir." (Nisa,91)

Veli edinmemeye gelince; müfessirler ayette geçen veli edin-meye “bitâne/sýrdaþ edinme” olarak anlam verir ve bunu Ýslamdevletinin sýrlarýný ifþa edeceðiniz ölçüde arkadaþlar ve sýrdaþlaredinmeyin þeklinde tefsir ederler.19 Bu yorumu destekleyen un-surlarýn baþýnda Müfredat sahibi Isfahani'nin "yasaklanan vela-yet iliþkisi tabiiyet ve sýrdaþlýk anlamýndadýr.20" sözü gelir. Aye-tin nüzul sebebi olarak da cahiliyye döneminde Yahudilerle çoksamimi iliþki içinde bulunan, onlara her türlü ticarî, ailevî mese-lelerini açan, danýþan, nasihatlerine kulak veren bir grup Müslü-man olduðu söylenir.21 Hz. Ömer'in kendisine kalemi güçlü, gü-zel yazý yazan Hireli Hýristiyan bir genci kâtip edinmesi teklifine;

N i ç i n D i y a l o g40

18 Kur’an Yolu, Heyet, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Yayýnlarý, Ankara, 2003, 2/87

19 Ýbn Kesir, Ebu’l Fida Ýsmail, Tefsiru’l Kur’ani’l-Azim, Beyrut, 1961, 2/342, et-Taberi,a.g.e.,14/175-176.

20 Ýsfehani, Ragýb, el-Mufredat fi Garibi’l Kur’an, Kahraman Yay, Ýst, 1986, v-l-y maddesi,s. 837.

21 et-Taberi, a.g.e., 3/406-407; es-Suyûti, Celaluddin Abdurrahman b. Ebubekr, Esbabu’n-Nuzul, Daru’l Menar, Kahire, ts, s. 43

Page 42: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

“O zaman bir tane edinmiþ olurum” cevabýný vermesi de ayetinbu þekilde yorumu için önemli bir delildir. Kaldý ki bu anlamdakibir yasaklama sadece müþrikleri deðil, kiþinin anne-babasý dâhilbütün gayrimüslim akrabalarýný dahi içine alýr. "Ey iman edenler!Eðer babalarýnýz ve kardeþleriniz küfrü imana tercih ediyorlarsaonlarý veliler edinmeyiniz. Sizden her kim onlarý veli edinirse iþ-te onlar zalimlerin ta kendileridir." (Tevbe, 9/23) Öyleyse yasak-lanan velayet iliþkisi dinî ve dünyevî sýrdaþlýk anlamýndaki derinsevgi ve dostluktur.22

Üçüncü ayet ise; anlaþmalarýný bozan müþrikleri konu edin-mektedir. Siyak-sibak bütünlüðü hiç bir tefsire ihtiyaç býrak-maksýzýn bu gerçeði açýkça ortaya koymaktadýr. "Allah ve Resu-lünden, kendileriyle anlaþma yaptýðýnýz müþriklere son ihtar! Bugünden itibaren yeryüzünde dört ay istediðiniz gibi dolaþýn veþunu bilin ki siz Allah'ýn elinden hiçbir þekilde kaçýp kurtula-mazsýnýz ve Allah kâfirleri rüsvay edecektir. Haccýn en büyükgünü, Allah ve Resulünden insanlara þunu ilan edin ki: "Allahda, Resulü de müþriklerden beridir. Þayet þirkten tövbe edip tev-hide yönelirseniz bu, elbette sizin için daha hayýrlý olur. Ýyi bili-niz ki siz Allah'ýn elinden kurtulamazsýnýz. Kâfirleri pek acý birazapla müjdele. Ancak kendileriyle anlaþma yapmanýzdan son-ra, þartlarý hiç bir þey eksiltmeksizin tamamen yerine getiren vesizin aleyhinizde hiçbir kimseye destek vermeyen müþrikler, buhükmün dýþýndadýrlar. Bunlarla sözleþmenin müddeti tamamla-nýncaya kadar anlaþma þartlarýna riayet edin. Allah, kendisinekarþý gelmekten, özellikle ahdi bozmaktan sakýnanlarý se-ver."(Tevbe, 1-4) Fakat anlaþma þartlarýna muhalefet edenleregelince: "O halde, hürmetli aylar çýkýnca artýk öbür müþriklerinerede bulursanýz öldürün, onlarý yakalayýp esir edin, onlarýngeçebileceði bütün geçit baþlarýný tutun." Tam bu aþamada yanison anda karar deðiþtirirlerse: "Eðer tövbe eder, namaz kýlar,zekât verirlerse onlarý serbest býrakýn. Çünkü Allah gafurdur,

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 41

22 Atalay, Orhan, Batý-Doðu Kaynaklarýnda Birlikte Yaþama, GYV Yayýnlarý, Ýst, 1999, s. 271.

Page 43: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

rahîmdir (affý ve merhameti boldur). Eðer müþriklerden biri

senden sýðýnma hakký isteyip yanýna gelmek isterse, sen ona gü-

vence ver, ta ki Allah'ýn kelamýný dinlesin, düþünsün. Sonra þa-

yet Müslümanlýðý benimsemezse onu, kendisini güvenlikte his-

sedeceði yere (vatanýna) ulaþtýr. Öyle! (Bu sýðýnma ve gönderme

iþlemini yapmalý), zira onlar Ýslâm'ýn gerçek mahiyetini bilme-

yen bir topluluktur. O müþriklerin Allah yanýnda, Resulü yanýn-

da nasýl olup da bir ahitleri olabilir ki! (olamaz, zira onlar daima

hainlik edip verdikleri sözden dönerler). Mescid-i Haram'ýn ya-

nýnda anlaþma yaptýklarýnýz bundan müstesna olup, onlar size

karþý dürüst davrandýkça siz de onlara dürüst davranýn! Allah,

Kendisine karþý gelmekten, (özellikle ahdi bozmaktan) sakýnan-

larý sever. (Tevbe, 4-7)

Kur'an'ýn bu hitabýna muhatap olan müþrikler kimlerdir?

Kur’an müminlere karþý sahip olduklarý ruh hallerini ön plana

çýkartarak þöyle anlatýr bu müþrikleri: "Evet, onlarýn nasýl ahit-

leri olabilir ki, eðer size galip gelecek olurlarsa sizin hakkýnýzda

ne ahit, ne yemin, ne hukuk gözetirler. Aðýzlarýyla güya sizin

gönlünüzü alýrlar, kalpleri ise nefret duyup kaçýnýr. Çünkü onla-

rýn ekserisi Allah'ýn yolundan çýkmýþ fâsýklardýr. Onlar Allah'ýn

âyetlerini az bir dünya menfaati karþýlýðýnda sattýlar da Allah'ýn

yolundan insanlarý alýkoydular. Gerçekten onlar ne fena iþ yapý-

yorlar! Müminler hakkýnda ne ahit, ne yemin, ne hukuk gözetir-

ler. Bunlar öyle saldýrgan kimselerdir! Bununla beraber kâfirlik-

ten vazgeçip tövbe eder, namaz kýlar, zekât verirlerse artýk sizin

din kardeþleriniz olurlar. Bilip anlayacak kimseler için Biz âyet-

lerimizi iyice açýklarýz. Eðer anlaþmadan sonra yeminlerini bo-

zarlar, bir de dininize hücum ederlerse, artýk kâfir güruhunun o

öncüleri ile savaþýn! Çünkü onlarýn gerçekte artýk yeminleri ve

ahitleri kalmamýþtýr. Umulur ki, hiç deðilse bu durumda, inkâr

ve tecavüzlerinden vazgeçerler." (Tevbe 8-12)

N i ç i n D i y a l o g42

Page 44: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Bütün bunlardan sonra Kur’an müminlere hitaben onlarý ya-pacaklarý savaþ konusunda cesaretlendirmek, moral motivasyon-larýný yüksek tutma adýna buyurur ki; "Ahitlerini ve yeminlerinibozup Peygamberi vatanýndan sürmeye teþebbüs eden bir toplu-lukla savaþmayacak mýsýnýz ki, aslýnda savaþý size karþý ilk baþla-tanlar da onlar olmuþlardý. Ne o, yoksa onlardan korkuyor musu-nuz? Ama eðer mümin iseniz, asýl Allah'tan çekinmeniz gerekir.Onlarla savaþýn ki Allah sizin ellerinizle onlarý cezalandýrsýn, onla-rý rüsvay etsin, onlara karþý size yardým edip zafer yolunu açsýn,müminlerin gönüllerini ferahlatsýn, kalplerindeki gayzý gidersin.Allah Teâla dilediðine tövbe de nasib eder. Allah alîmdir, hakîmdir(her þeyi hakkýyla bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir). Yoksasiz, Allah sizden mücahede edenlerle Allah'tan, Resulünden vemüminlerden baþkasýný sýrdaþ edinmeyenleri iyice ortaya çýkar-madan, kendi halinize býrakýlacaðýnýzý mý zannettiniz? HâlbukiAllah bütün yaptýklarýnýzdan haberdardýr. (Tevbe, 13-16)

Bu üç ayete bütün olarak bakýldýðýnda: Bir; muhataplara is-ter münafýk isterse müþrikler olsun tek tip bir muamele tarzýemredilmiyor. Açýktan açýða düþmanlýk yapanlarla, Müslüman-lardan eman (güvence) isteyenler, ya da tarafsýz kalanlar ayýrý-mý yapýlýyor ve her biri ile farklý þekillerde iliþki içine girilmesiisteniyor.

Ýki; Kur'an'da "öldürün" emri sadece bu üç yerde geçer. Hep-sinde de 'ahde vefa' anahtar kavramdýr. Çünkü her üç ayette degörüldüðü gibi müþrikler ve münafýklar çeþitli zamanlarda Hz.Peygamberle yaptýklarý anlaþmalara muhalefet eden taraf ol-muþlardýr. Ahde vefayý peygamberliði öncesinde dahi adeta birilke olarak vaz' eden Efendimiz’in ise Ýslam sonrasý anlaþmalarasâdýk kalmamasý düþünülemez. Fakat müþriklerin açýktan açýða,münafýklarýn müþriklerle gizli anlaþmalar ve iþ birlikleri yapýpiçeriden Müslümanlara karþý cephe almalarý, anlaþmalarý istis-mar etmeleri inkar kabul etmez tarihî gerçeklerdir.

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 43

Page 45: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Yýllar boyu sýrf dinlerini deðiþtirdikleri için büyük haksýzlýk-lara, dayanýlmaz iþkence, çile, ýzdýrap, elem ve kederlere maruzkalan Müslümanlarýn bu defa anlaþma þartlarýna muhalefeteden, hýyanet içinde bulunan bu gruplara karþý hiç bir þey olma-mýþ gibi davranmalarý elbette beklenemezdi. Zira bu aþamadaböylesi bir tutum insanýn kendi varlýðýný kendi elleriyle tehlike-ye atmasý ve bitirmesi demektir. Öyleyse Kur'an'da sadece bu üçyerde "uktülû; öldürün" formuyla geçen öldürme fiilinin açýkla-maya çalýþtýðýmýz reel-politik pozisyonla ilgilidir. Dolayýsýyla di-ni deðerler ile reel-politik ve hukukî gerçeklerin birbirine karýþ-týrýlmamasý gerekir. Fakat bu dinî deðerlerin reel-politik ve hu-kukî gerçekleri kapsamadýðý anlamýna gelmez. Kasdýmýz fiilî du-rum ve bunun karþýsýnda alýnan tavýr ile evrensellik arasýndaayýrýmýn yapýlmasý gerektiði hakikatidir.

Öte yandan özellikle Tevbe sûresindeki ayetlerde müþriklerekarþý gevþek davranýlmamasý, geçit baþlarýnýn tutulmasý, muha-sara altýna alýnmasý, esir edilmesi ve gerektiðinde öldürülmesigibi emirleri Kabe'nin müþrik varlýðý ve egemenliðinden arýndýl-masý için zarurî olan tedbirlerdir.23 Bütün bunlara raðmenKur'an'ýn öldürme emrini karsý tarafýn anlaþmalara muhalefetetmesi, saldýrýyý onlarýn baþlatmasý gibi þartlara baðlamasý, on-lardan anlaþma teklifi geldiði anda savaþýn terk edilip anlaþmamasasýna oturulmasý, güvence isteyenlere bu güvencenin veril-mesini emretmesi, bu düzenlemelerin hoþgörü, tolerans gibi te-mel esaslar üzerine yapýldýðýný gösterir. Hatta "Seninle sözleþmeyapan bir millette sözleþmeye aykýrý bir hainlik alameti tespitedersen, savaþ açmadan önce anlaþmanýn artýk geçersiz kaldýðý-ný ilan et ki bunu bilme hususunda iki taraf da eþit olsun. ÇünküAllah hainleri asla sevmez."(8/58) ayeti bile tek baþýna bu hoþ-görüyü temellendirmeye yeter.

Savaþ ilaný meselesi ayrýca üzerinde durulmasý gereken, Ýs-lam'ýn öne çýkarttýðý hususlardan birisidir. Hem mevcut anlaþma

N i ç i n D i y a l o g44

23 Kur’an Yolu, Heyet, 3/12-13

Page 46: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

ve sözleþmeyi bozduklarýný ilan hem de savaþ ilaný, Ýslam huku-kunda olduðu þekliyle hiç bir hukuk sisteminde önemsenmemiþ-tir. Ýslam, Uluslararasý Lahey Adalet Divanýnýn ancak 1907'deonayladýðý savaþ kararýnýn ilaný, baskýn ve gizli operasyonlarýnyasak olmasý gibi þeyleri asýrlar önce kayd altýna almýþtýr. Kaldý kigünümüzde modern dünyanýn Lahey kararlarýný nasýl uyguladýk-larý herkesin malumudur.

Son olarak Ýslam Hukukçularýnýn ortaya koyduðu sýcak savaþesnasýnda kurallarýn hatýrlatýlmasý konuya bir bütün halinde ba-kýlmasýna sebep olacaktýr. Buna göre;

1- Devletin ilan ettiði savaþ halinin bulunmasý þarttýr. Eman is-temeleri durumunda savaþa son vermek mecburidir. (Tevbe,9/6)

2- Düþman muharip vasfýný haiz olmalýdýr. Aksi takdirdedüþman dahi olsa masumdur. Bu sebeple din adamlarýna, sivilhalka, çocuklara, cephe gerisi hizmet veren kadýnlara dokunula-maz. Nitekim savaþ meydanýnda öldürülen kadýný gördüðündeHz. Peygamberin "Ama bu savaþmýyordu" seklindeki tepkisi bu-nu isbatlamaktadir.24

3- Düþmanýn fiilî bir þer veya zararýnýn bulunmasýdýr. Bunagöre, muharib vasfýný haiz olduðu halde fiilî bir zararý söz konu-su olmayanlar savaþ meydanýnda bile öldürülemez.25 Sadeceesir alýnabilir ve esirlik müddetince insanî muamele yapýlýr. Hz.Peygamberin (s.a.s.) savaþ meydanýnda kendisini öldürmeyeazm etmiþ düþmanlarýna bile beddua etmemesi bu konuda ol-dukça önemli bir örnektir.26

4- Cahiliye döneminde yaygýn olsa ve düþmanlar tarafýndaMüslüman þehitlere uygulansa bile savaþ meydanlarýnda öldü-rülen insanlarýn cesetlerinin parçalanmasý, kulaklarýnýn ve bu-runlarýnýn kesilmesi, gözlerinin çýkarýlmasý (müsle) yasaktýr.27

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 45

24 Serahsi, Muhammed b. Ahmed, Þerhu Kitabi’s-Siyeri’l-Kebir, Beyrut 1997, 1/32.

25 Merginani, Burhanuddin, el-Hidaye Þerhu Bidayeti’l-Mübtedi, Ýstanbul 1986.

26 Serahsi, Siyer, 1/56.

27 Buhari, Megazi, 36

Page 47: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Ýnsana sýrf insan olduðu için deðer verdiðinden dolayý Peygam-berimiz, düþman ölüleri aleyhinde konuþulmamasýný emretmiþve sað olan yakýnlarýnýn rencide olmamalarýna azamî özen gös-termiþtir.28

Hâsýlý, Ýslam'da esas olan barýþtýr. Savaþ arýzî bir durumdurve siyasî ihtilaflar sonucu ortaya çýkan askerî çatýþma halidir.Bu haliyle seküler bir nitelik taþýr.29 Salt inanç farklýlýðý da hiç-bir zaman savaþ sebebi deðildir. Savaþ gerekçelerini hep ey-lemler oluþturur. Savaþ durumunda bile düþmaný öldürmeninkayýt ve kurallarý vardýr. Bu kurallar da bizzat Kur’an ve Pey-gamberimiz tarafýndan konulmuþ, ilk halifeler tarafýndan titiz-likle uygulanmýþ ve bu uygulamalar fýkýh kitaplarýmýzda savaþilkesi haline gelmiþtir.30 Soruda zikri geçen mutlak savaþ ayet-leri diplomatik yollarla anlaþma imkânýnýn kalmadýðý ortam-larla ilgilidir.

5. "Ahde vefa" Müslümanlarýn gayrimüslimlerle iliþkile-rinde de ayný derecede önemli midir?

Bu soruyu hukukî ve ahlakî yönlerini ön plana çýkartarak çokgeniþ bir perspektiften cevaplamak mümkündür. Fakat Müslü-manlarýn gayrimüslimlerle yapageldigi anlaþmalar çerçevesin-den yani siyasî, askerî ve hukukî boyutunu nazara verme konu-muz açýsýndan hayatî öneme sahiptir.

Ýslam'a göre anlaþmalar istendiði zaman tek taraflý olarakbozulamadýðý gibi, her açýdan anlaþmaya imza atan taraflarýbaðlamaktadýr. Yine Ýslam anlayýþýna göre anlaþmalar yaptýrýmgücünü sadece sözleþme/anlaþma metinlerinden deðil geneldinî ve ahlakî kaidelerden alýr. Kur’an ve hadislerde ahde vefakavramýnýn üzerinde ýsrarla durulmasýnýn altýnda yatan haki-kat de budur.

N i ç i n D i y a l o g46

28 Tirmizi, Birr,51.

29 Bulaç, Cihad, s. 48.

30 Güneþ, Ahmet, “Views on The Rules Of War In Islamic Law”, An Islamic Perspective Terrorand Suicide Attacks, Light Publishing Company, New Jersey, 2004, s.127-128.

Page 48: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Kur’an: "Bir de sözleþme yaptýðýnýzda Allah'ýn huzurundaverdiðiniz sözü yerine getirin. Allah'ý kefil ederek baðlandýðýnýzyeminleri te'kid ettikten sonra bozmayýn. Hiç þüphe yok ki Allahyaptýðýnýz her þeyi bilir. Bir topluluk, diðer bir topluluktan sayý-ca, nüfuzca veya malca daha çok olduðu için, yeminlerinizi ara-nýzda bir aldatma ve iþi bozma sebebi kýlýp da ipliðini saðlamcabüküp eðirdikten sonra çözen, böylece bütün emeðini boþa çýka-ran ahmak kadýnýn durumuna düþmeyin. Gerçekten Allah sizibununla (sözünüzü yerine getirmekle veya nüfuz ve servet çok-luðu ile) imtihan eder. Kýyamet günü de hakkýnda ihtilafa düþ-müþ olduðunuz þeyleri size açýklayacaktýr" (Nahl,16/91-92) bu-yurarak insanlýða sunduðu sistemde anlaþmanýn, verilen sözdeher þeye raðmen durmanýn, karþýlýklý güvenin, anlaþma þartlarý-na uyup-uymama gibi her iki durumda da Allah'a hesaba verile-ceðini hatýrlatarak, konunun önemini vurgulamaktadýr.

Özellikle anlaþmayý tek taraflý bozmakla alakalý verdiði teþbihçok dikkat çekicidir. Seyyid Kutub bunu þöyle izah eder; "Antlaþ-mayý bozan adam, iradesi zayýf, dar görüþlü, aptal ve bunak bir ka-dýna benzer. Bu kadýn ipliðini eðirip katladýktan sonra tekrar sö-küp daðýtmakta, çözüp bozmaktadýr!.. Bu benzetme bütün unsur-larýyla aþaðýlama, horlama ve garipsemelerle doludur. Sözündedurmamayý, ruhlara kötü bir þey olarak hissettirmekte ve gönül-lerde onu çirkin göstermektedir. Zaten burada amaç da budur.Onurlu hiçbir insan; bu zayýf iradeli, aklî dengesi bozuk, hayatýnýyararsýz boþ þeylere harcayan bu kadýn gibi olmaya razý olmaz!31"

Kur'an, anlaþmalarýn tek taraflý bozulma sebebi olarak taraflar-dan birinin daha sonra elde edeceði insan gücü ve mühimmat ola-rak maddî yapýsýný öne sürer ve der ki: "Bir topluluk, diðer bir top-luluktan sayýca, nüfuzca veya malca daha çok olduðu için..." Zirabu durum sözünde durmamanýn baþlýca sebeplerinden birinioluþturur. Özellikle içinde yasadýðýmýz modern dünyada "devlet

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 47

31 Seyyid Kutub, Fizililâli Kur’an, 4/2191.

Page 49: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

menfaati" gibi isimlendirmelerle sayýsýz örneklerini gördüðümüzsöz konusu ihanetler Ýslam'ýn ahlak anlayýþýna zýttýr.

Hz. Peygamber (s.a.s.)’de umumî ve hususî anlamda verilensözlere ihanet etmeyi, anlaþmalara sadýk kalmamayý, bunlarabaðlý olarak yapýlan her türlü muhalif taraf aleyhine entrikalarçevirme, komplolar kurma, ani baskýnlar düzenleme vb her þeyiyasaklamýþtýr. "Sizin en hayýrlýnýz anlaþma þartlarýna baðlý olan-dýr32" beyaný bunu açýkça ortaya koymaktadýr.

Bir baþka açýdan anlaþmalara baðlýlýk (ahde vefa) Ýslam'ýn te-mel deðerlerine göre o kadar önemlidir ki Müslümanlar eðerkarþýlýklý anlaþmasý olduðu gayrimüslim kavim aleyhine, din-daþlarýndan gelen yardým talebini bile geri çevirmek zorunda-dýrlar. Sebep, anlaþma þartlarýna ihanet etmemek. Kur’an þöyleifade eder bu olumsuz gerçeði: "Ýman edip Allah yolunda hicretedenler, mallarýyla ve canlarýyla Allah yolunda cihad edenlerleonlarý barýndýran ve onlara yardým eden Ensar var ya, iþte bun-lar birbirlerinin velileridir. Ýman edip de hicret etmeyenlere ge-lince, onlar hicret etmedikçe, sizin için mirasta onlara hiçbir ve-layet yoktur. Bununla beraber eðer din hususunda sizden yar-dým isterlerse sizinle aralarýnda sözleþme bulunan bir toplulukaleyhine olmamak þartýyla, onlara yardým etmeniz gerekir. Allahbütün yaptýklarýnýzý görmektedir. (Enfal, 8/72) Bu da göster-mektedir ki Ýslam ahde vefayý adeta kutsamakta ve anlaþmahakkýný Ýslam kardeþliðinin önüne koymaktadýr.

6. "Bu fitne (iþkence) ortadan kalkýp din ve itaat yalnýzAllah'a mahsus oluncaya kadar onlarla savaþýn." (Ba-kara, 2/193) ayeti Allah'ý inkâr etmeyi savaþ sebebisaymýyor mu?

Bazý ilim adamlarý soruda ifade edildiði gibi bu ayetteki fitne-ye þirk manasý verip "küfür savaþ sebebidir" þeklinde yorumlaryapmýþlar ve ötekilerle savaþý emreden bu ve benzeri ayetlerle33

N i ç i n D i y a l o g48

32 Ebu Yâlu, el-Müsned, 2/318

33 Tevbe, 9/5.

Page 50: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

barýþ içerikli tüm ayetlerin nesh olduðu þeklinde kanaat bildir-miþlerdir.34 Fakat 'fitne' kelimesi Kur'an'da "fitne" ve "el-fitne"formunda 34, türevleri ise 26 yerde kullanýlmýþtýr. Kullanýlanyerler itibarýyla imtihan, baský, eziyet ve iþkence, bela/musibet,saptýrma, delilik, azap, günah, savaþma ve kargaþa manalarýnagelmektedir.35 Dikkat edilirse bu manalar arasýnda þirk yokturve Kur'an'ýn hiç bir ayetinde 'fitne' þirk manasýnda kullanýlma-mýþtýr. Bununla beraber þirki ve dinsizliði yaymak, dinden dön-dürmek, Allah'ýn haramlarýný çiðnemek, asayiþi bozmak, vatan-dan çýkarmanýn birer fitne olduðunda þüphe yoktur.

Bu âyette fitne, hak dinden döndürmek için iþkence etmekmânasýnadýr. Ayetin nüzul sebebi bunu göstermektedir. Mekkemüþrikleri, ashabdan bazýlarýna hürmetli aylarda iþkence etmiþ-ler, onlar da þehit olmuþlardý. Ayet, böyle bir iþkencenin, hür-metli aylara riayet edip etmemeden daha mühim olduðu gerek-çesiyle, iþkenceyi durdurmak için savaþ ilanýna cevaz vermiþ-tir.36 "Bu sebeple fitneyi 'Müslümanlarý dinlerinden döndürmetehlikesini ve düþman tarafýndan gelebilecek toplu saldýrý riski-ni ortadan kaldýrmak, herkes için geçerli bir din ve inanma öz-gürlüðü ortamýný saðlamak37" seklinde yorumlamak geneldemüfessirlerin ortak kanaatidir.

Küfrün savaþ sebebi olmasý, herkesin zorla Müslüman edil-mesi aksi takdirde öldürülmesi gerektiði anlamýný taþýr. Nitekimbirçok Batý'lý bugün müslümanlýk ‘kýlýç dinidir' derken bu mana-yý kasd etmektedir. Fakat gerek bu ayetin devamýnda yer alan:"Eðer fitneden (inkâr ve tecavüzden vazgeçerlerse) bilin ki za-limlerden baþkasýna düþmanlýk yoktur" kaydý, gerek onlarca

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 49

34 Cemil Haþim, “es-Selam fi’l-Ýslam”, Risaletu’l Ýslamiyye, sayý, 63-64, s. 43.

35 Ýbn Manzûr, XIII, 317-320; Firuzabadi, Kamusu’l-Muhit, s. 1575; Suyuti, Ýtkan fi Ulumi’l-Kur’an, I, 186; Mahzun, Muhammed, Tahkiku Mevakýfi’s-Sahabe fi’l-Fitneti min Rivâyâti’l-Ýmam et-Taberi ve’l-Muhaddisin, Riyad, 1994, I, 267 vd; Erdal, Mesud, Kur’an’da FitneKavramý Üzerine Düþünceler, DÜÝFD., Diyarbakýr, 1999/1, s. 221. Ayrýca bkz. Abdulbaki,Muhammed Fuad, Mu’cemu’l-Müfehres li Elfazi’l-Kur’an, s. 511-512

36 Yýldýrým, Suat, Meal, s. 29

37 Kur’an Yolu, Heyet, 1/199

Page 51: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Kur’an ayeti ile sabit imanýn kiþisel bir tercih ve müslümana dü-þenin sadece teblið olduðu (Kehf, 18/29; Hucurat, 49/14) evren-sel hakikati ve gerekse Efendimizin (s.a.s.) Medine Vesikasý, Hu-deybiye anlaþmalarý, Mekke fethinde umumi af ilaný, savaþ mey-danýnda dahi olsa kadýn, çocuk, ihtiyar ve din adamlarýnýn öldü-rülmesini yasaklamasý,38 gibi hadis ve uygulamalarý ve son ola-rak "dinde zorlama yoktur" (Bakara, 2/256), "savaþmayan müþ-riklere iyilik" (Mümtehine,60/8), "..bazý kimselere karþý besledi-ðiniz kin ve öfke sizin onlara iyilik yapmanýza engel olma-sýn."(Mâide, 5/2) gibi yüzlerce barýþ içerikli ayetler soruda bah-sedilen yorumun sahih temeller üzerine oturmadýðýný göster-mektir.

7. Kur'anî açýdan Müslüman olmayanlarla iliþkide savaþmý esastýr barýþ mý?

Ýslam'da esas olan savaþ deðil, sevgi, müsamaha, af, hoþgörüve barýþtýr. Savaþ ancak zaruret hallerinde baþ vurulacak, kaçý-nýlmaz durumlarda müracaat edilecek hukukî bir durumdur.Düþmanlarýn Müslümanlarýn mal, din, vatan, can emniyetinitehdit etmesi, anlaþmalarý bozmasý, saldýrýda bulunmasý ve zul-mün kaldýrýlmasý savaþlarýn meþru nedenleridir. "Size savaþaçanlara siz de savaþýn, ancak (sakýn) aþýrý gitmeyin."(2/190)ayeti bunu net olarak ortaya koymaktadýr.

Savaþta aþýrý gitmeme ise temel bir esastýr. "Ey iman eden-ler! Haktan yana olup var gücünüzle ve bütün iþlerinizde adale-ti gerçekleþtirin ve adalet numunesi þahitler olun! Bir topluluðakarþý, içinizde beslediðiniz kin ve öfke, sizi adaletsizliðe sürük-lemesin. Âdil davranýn, takvaya en uygun hareket budur. Al-lah'a karþý gelmekten sakýnýn! Çünkü Allah yaptýðýnýz her þey-den haberdardýr."(5/8) Razi'nin tespitine göre bu ayetin hük-mü umumidir. Ayet onlar kötülük yapsalar, aþýrý gitseler bile

N i ç i n D i y a l o g50

38 Ebu Davud, Cihad, 121.

Page 52: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

adaletle muamele etmeyi emretmekte, zulmü ve haksýzlýðý ya-sakladýðýný belirtmektedir."39

Ayrýca; emr-i bi'l-ma'ruf, va'z u nasihat ve kavl-i leyyin sade-ce Ýslamý tebliðde deðil Müslümanýn genel ahlakýný nazara verenkavramlardýr. Kur'an'da zikredilen ve hayatlarý bizlere sunulanpeygamberlere baktýðýmýzda da farklý bir çizgi izlenmez. Pey-gamberlerin vazifelerinin sadece güzel dille Ýlahî hakikatleri teb-lið olup insanlarý zorlama olmadýðý (Yunus 99, Sebe,27), aklý ik-na'ýn esas alýndýðý (Ankebut 61), Hz. Nuh, Hz. Lut, Hz. Musa,Hz. Salih, Hz. Yusuf ve Hz. Ýbrahim peygamberlerin kendi ka-vimlerinden çektiði onca sýkýntý, eziyet ve iþkenceye raðmen sev-gi ve hoþgörüden vazgeçmedikleri, Hz. Musa'nýn Firavun'a dahiyumuþak sözle hitap emrinin verildiði (Taha,44), Hz. Ýsa'nýngözler önünde cereyan eden onca mucizeye raðmen gökten çe-þitli nimetlerle donatýlmýþ sofra isteyecek, peygamberlerini çar-mýha germeyi düþünecek kadar gözleri dönen kavmine dua etti-ði (Mâide 118) Kur’an sayfalarý arasýnda görülen hakikatlardýr kibunlar baþtan sona savaþa deðil barýþa, sevgiye, musamahaya veaffa vurgu yapmaktadýr.

Efendimizin hayatý da bu gözle incelenecek olduðunda farklýbir tablo ile karþýlaþýlmaz. Muellefe-i kulub uygulamasý ile Hz.Peygamberin devlet hazinesinde biriken para ve mallardan yakalplerini Ýslam'a ýsýndýrmak ya da þerlerinden emin olmak içinkafirlere dahi imkan sunduðu bilinen gerçeklerdir. Mekke fet-hinde 22 yýl boyunca kendisine ve inananlara insan havsalasýnýnalmakta zorlanacaðý her türlü iþkenceyi reva görenleri bile af et-miþ, sair savaþlarda uyguladýðý taþýnýr-taþýnmaz mal ve mülkle-rin ganimet olarak daðýtýlmasýný, insanlarýn esir edilmesiniMekke'de uygulamamýþtýr. O model insan ölüm fermanlarýnýbekleyen Mekke'li müþriklere Hz. Yusuf'un kardeþlerine söyledi-ði sözlerden mülhem; "Bugün hiç kimseye kýnama yoktur! Hepi-niz serbestsiniz" demiþtir.

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 51

39 Razi, Tefsir, III, 560.

Page 53: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

8. 'Kur'an'daki savaþ ayetleri barýþ ayetlerini nesh et-miþtir' yorumu doðru mudur?

Kur'an'daki savaþ ve barýþ ayetlerinin her birinin uygulama ala-ný farklýdýr. Ayetlerin nüzul sebepleri bunu açýkça ortaya koymak-tadýr. Hz. Peygamberin ayný zamanda bir cephede müþriklerle sa-vaþ ederken diðer cephede baþka müþriklerle barýþ anlaþmasý im-zalamasý -ki ayný þey ehl-i kitap için de geçerlidir- bunu ispatla-maktadýr. Dolayýsýyla savaþ ayetlerinin barýþ ayetlerini nesh ettiðitarzdaki yorumlarýn doðru olmadýðýný gösteriyor. Savaþ özelinde-ki ahkamýn tedrici geliþimi bu tür yorumlarýn haklýlýk oranýný ar-týrýyor olabilir ama Kur’an ve sünnetin tüm veri ve uygulamalarý-na bütüncül bakýþ açýsý bu yorumu geçersiz kýlmaktadýr.

Þunu da itiraf etmek gerekir ki savaþ ve barýþ ayetleri üzerin-deki ayrýmýn tam anlamýyla yapýldýðýný söylemek zordur. Hattamezhepler arasýnda teorik açýdan birbirine taban tabana zýt gö-rüþ ve yaklaþýmlara sahip olanlar savaþ özelinde bir çok ortakyorumlara sahiptir. Mesela Hanefiler küfrü savaþ sebebi olarakgörmemekte ama Þafiiler aksini düþünmektedir. Bununla bera-ber ötekilerle savaþta bu iki mezhep birçok ortak yoruma sahip-tir. Bu durumu ötekilerle iliþki adýna pratikte var olan þartlar,nasslarý anlama ve yorumlama, iliþki ihtiyacýný duymama gibisavaþ ortamýna uygun içtihadî görüþ ve hükümlerin aynýlýðý ileizah edebiliriz.

9. “Cihad” ve "Diyalog" birbirine zýt kavramlar deðil midir?

Cihad bizim yaklaþýmýmýza göre hem Müslüman hem degayrimüslim zihninde anlam kaymasýna maruz kalan bir kav-ramdýr. Müslümanlar birbirleri arasýnda cereyan eden içtihadfarklýlýklarýnýn neden olduðu iç savaþlara da cihad derken, gay-rimüslimler terörist faaliyetlere, yapanlarýn dinî kimliklerindenhareketle "Holy War, Islamic Cihad; Kutsal Savaþ, Ýslamî Ci-had" adýný vermektedirler. Hâlbuki söz konusu edilen Ýslamî

N i ç i n D i y a l o g52

Page 54: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

bir kavram olduðuna göre onun Kur’an, sünnet ve Hz. Peygam-berin uygulamasýndaki yerine göre anlam çerçevesinin belir-lenmesi ve onun dýþýna çýkýlmamasý gerekir. Zira bunun dýþýnaçýkma kavramýn ve onun ait olduðu sistemin tahrif ve tahribianlamýna gelir.

Cihad "cehd" kökünden türeyen "güç ve çaba sarfetme, bir iþibaþarmak için bütün imkânlarý kullanma40, Ýslamî literatürde"dinî emirleri öðrenme ve öðretme, yaþama, iyiliði emredip kötü-lükten sakýndýrma, nefsî arzulara baþ kaldýrma demek olan cihadfýkýh terimi olarak dýþ düþmanlara karþý silahlý ve silahsýz müca-dele etme41", Allah yolunda can, mal, dil, kalem ve diðer bütünvasýtalarla çaba sarfetmek; kullar yararýna mutlak adalet ve mas-lahat esasýna dayanan ilahî mesajý insanlara ulaþtýrma,42 hedefeulaþmak için var olan bütün gücün harcanmasý,43 Allah'ýn dininiher tarafa ulaþtýrmak için yapýlan her türlü faaliyet ve gayretinadý,44 insanýn iç ve dýþ dünyada özgürleþmesi yönünde elden ge-len çabayý göstermesi,45 insan ile Allah arasýndaki engellerin or-tadan kaldýrýlmasý için harcanan çabadýr. Ýç ve dýþ fetih dengesi-dir. Cihad içinde bulunulan asýr ve þartlara göre deðiþkenlik arzeden geniþ ve kapsamlý bir kelimedir. Þartlarý oluþtuðunda mal-mülk her þey feda edilerek bu vazife yerine getirilir. Zaman geliryollar gider bir can pazarýna ulaþýr ve can alýnýr verilir. Bu açýdanonu sadece düþmanla savaþmak þeklinde nitelendirmek cihadýnmanasýný daraltma46 þeklinde birçok tarife sahip bir kavramdýr.

Bu tariflerin bütününden anlaþýlacaðý üzere, cihadýn düþmanve nefisle mücadele olmak üzere iki ayrý boyutu vardýr. Her iki bo-yutu Kur’an ve sünnetten çeþitli ayet ve hadislerle temellendirmek

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 53

40 Ýbn Manzur, Lisanu’l-Arab, c.h.d., c. 3, s. 133.

41 Cessas, Ahkamu’l-Kur’an, III, 208; Özel, Ahmet, “Cihad”, DÝA, VII, 527.

42 Kasani, VII, 97; Ýbni Abidin, Reddü’l Muhtar, IV,119; Cürcani, Ta’rifat, s. 80.

43 Tefsiru’n-Neysaburi, IX, 126.

44 Eren, Þadi, Cihad ve Savaþ, Ýstanbul 1996, s. 30.

45 Bulaç, Ali, “Cihad”, Yeni Ümit, Ýstanbul, 2004, Sayý, 63, s. 45.

46 Gülen, M. Fethullah, Ý’la-yý Kelimetullah veya Cihad, Ýzmir, 1997, s. 5; Gülen, Fethullah,Asrýn Getirdiði Tereddütler, III, 219.

Page 55: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

mümkündür. Ezcümle; "Allah uðrunda hakkýyla cihadedin"(22/78)," Ey müminler! Sizler gerek hafif, gerek aðýrlýklý ola-rak hep birlikte seferber olunuz, Allah yolunda mallarýnýzla vecanlarýnýzla cihad ediniz. Eðer anlýyorsanýz, sizin için hayýrlý olanbudur."(9/41), "Ey iman edenler! Sizi gayet acý bir azaptan kurta-racak, üstelik size çok kârlý bir ticaret saðlayacak bir iþ bildireyimmi? Allah'a ve elçisine inanýr, Allah yolunda mallarýnýzla ve canla-rýnýzla mücahede edersiniz. Eðer bilirseniz bunu yapmak sizin içinçok hayýrlýdýr"(61/10-11) vb ayetleri ile Hz. Peygamberin kendisi-ne sorulan cihada denk bir ibadet var mý sorusuna verdiði; "Bencihad deðerinde bir ibadet bulamadým. Mücahid sefere çýktýðýndasen de mescide girip, o dönünceye kadar hiç usanmadan namazkýlmaya ve hiç iftar etmeden oruç tutmaya gücün yeter mi?47", yi-ne bir baþka zaman sorulan ayný soruya: "Malýyla ve canýyla müþ-riklerle savaþanýn cihadý"48 þeklindeki cevaplarý cihadýn savaþ bo-yutunu gösterir.

"Asýl Mücahid, nefsiyle cihad edendir"49 ve bir savaþ dönüþü"Küçük cihaddan büyük cihada döndük"50 mealindeki hadislercihadýn nefis boyutunu beyan etmektedir. Hatta son rivayetteHz. Peygamber (s.a.s.) büyük cihadýn ne olduðunu soran saha-beye "Kulun nefsiyle mücadelesi"51 þeklinde cevap vererek ko-nuya açýklýk kazandýrmýþtýr. Bu anlamda "Büyük cihad insanýnsürekli kendi içinde kendiyle kavgalý olmasý demektir. Kin, nef-ret, hased, enaniyet, gurur, kendini beðenme, fahir, nefs-i em-mare gibi varlýðýnda ne kadar yýkýcý ve tahrip edici his ve duyguvarsa bütününe birden cihad ilan etme hakikaten zor ve çetin biriþtir."52 Bunun büyük cihad olarak adlandýrýlmasýnýn nedeni de

N i ç i n D i y a l o g54

47 Buhari, Cihad, 1, 2; Müslim, Ýmare, 110; Miras, Kamil, Tecrid-i Sarih, Vlll, 256; Benzer hadisiçin bkz. Ýbn Ebî Þeybe, Musannef, V, 287.

48 Ebû Davud, Vitir, 12.

49 Tirmizi, Fedailu’l-Cihâd, 2; Müsned, VI, 20-22.

50 Acluni, Keþfu’l-Hafa, I, 424.

51 Aliyyü’l-Kari, Esraru’l- Merfûa, s. 127; Ayrýca bkz. Kenzu’l-Ummal, IV, 616; Haþiyetü Bacuri,Alâ Þerh-i Ýbn Kasým, II, 265.

52 Gülen, Fethullah, Asrýn Getirdiði Tereddütler, III, 206

Page 56: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

budur. Cihada nefis ve düþmanla savaþýn ötesinde "Dullar vemiskinler için çalýþan kiþi, Allah yolunda cihad edenler gibi-dir"53 "Cihadýn en faziletli olaný zorba ve zalim bir yönetici kar-þýsýnda hak(ký dile getiren doðru) söz söylemektir"54 ve aynýkökten gelen içtihadý nazara alarak sosyal ve entelektüel boyut-larýný da ilave etmek mümkündür.

Ýslamî nasslarda çerçevesini beyan ettiðimiz cihadýn günü-müzde "Müslüman olmayanlarla müdafaa amaçlý savaþ, yinegayrimüslimlerin Ýslam dinini kabulüne kadar savaþ, askeri ya-yýlma, ülkeler fethetme vb." þekillerde anlaþýldýðý herkesin bildi-ði bir gerçektir. Batý dünyasýnýn birçoðunun ve bazý Müslüman-larýn cihada verdiði anlam budur. Bu durum bizi cihad özelindebir kavram kaymasý ve kargaþasýnýn yaþandýðý gerçeði ile yüz yü-ze getirmektedir.

Aslýnda cihad ve benzeri Ýslamî nitelikli kavramlar üzerindedoðru ve saðlýklý bir düþünceye sahip olmak için üç hususun gözönünde tutulmasý gerekmektedir. Bir; Müslüman birey, toplumve devletin düþünce ve hareketlerinin meþruiyet çerçevesinioluþturan temel nasslar. Yani Kur’an ve sünnet. Ýki; 15 asýrlýk Ýs-lam tarihi sürecinde bu nasslarýn Müslümanlar tarafýndan haya-ta yansýtýlýþ biçimleri. Bir baþka ifade ile gelenek ve kültürel ya-pýlar. Üç; Müslümanlarý dýþarýdan gözlemleyen insanlarýn bilgive gözlem düzeylerine göre sahip olduðu ve yaydýðý kanaatler.55

Cihad özelinde bunlarýn ilkini yukarýda ele aldýk ve cihadýn sa-dece savaþ demek olmadýðýný gösterdik.

Ýkinciye gelince; geçtiðimiz yüz yýlýn en belirgin özelliði sö-mürgecilik faaliyetleridir. Batýlý devletlerin hâkim güç olarakbaþrolü oynadýklarý bu faaliyetlerde maalesef Ýslam dünyasý danasibini almýþtýr. Maddî ve manevî hemen her türlü deðeringüçlüler tarafýndan sömürüldüðü bu süreçte bazý Müslümanlar

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 55

53 Buhari, Nafakat,1; Muslim, Zühd, 41.

54 Ebu Davud, Melahim,17.

55 Bulaç, “Cihad”, s. 44.

Page 57: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

buna dur demek için silahlý ve silahsýz faaliyetler adýna örgütlen-miþlerdir. Cihad kavramý bu örgütler ve bu örgütlerin teorisyen-leri sayýlan din adamlarý tarafýndan dinamik bir güç olarak kul-lanýlmýþtýr. Böylece cihad diðer anlamlarýndan sarfý nazarla sa-dece savaþ boyutu ile öne çýkmýþtýr. Artýk cihad hem korunmasýgereken beþ temel esasýn Batýlý güçlere karþý korunmasýnda,hem de moral deðerler baðlamýnda teþvik edici, harekete geçiri-ci bir faktörün adý olmuþtur.

Bunun ötesinde Hz. Peygamber, Hulefa-i Raþidin ve takipeden dönemlerde müþrik, Hýristiyan ve Yahudilerle gerçekleþensavaþlarýn dini savaþlar gibi algýlanmasý, yorumlanmasý ve ad-landýrýlmasý söz konusudur. Bu yaklaþým ve sömürge faaliyetle-rine karþý takýnýlan tavýrlar Ýslamî gelenek içinde cihadýn anlamkaymasýna ya da sadece savaþ boyutunun öncelikli olarak elealýnmasýna yol açan ayrý bir unsur olmuþtur.

Üçüncü husus ise; Müslümanlarý dýþarýdan gözlemleyen in-sanlarýn eksik bilgi ve gözlem seviyelerine göre yaydýðý kanaat-lerdir. Genelde Batýlýlarýn baþý çektiði bu grup ister ilmî faaliyet-ler isterse beþerî iliþkilerdeki eksik bilgi, menfaat düþüncesi,gözlem eksikliði, hasmane yaklaþýmlarý ve bütün bunlara baðlýolarak yaptýklarý yorumlar sonucu "cihadý uygarlýðý tehdit edendinî yayýlma, herhangi bir siyasî amacý gerçekleþtirmek üzerebaþvurulan terör veya kör bir fanatizm, dinî taassubun körükle-diði bir fanatizm olarak görmüþlerdir."56

Batýlý bir kaç yazarýn cihada bakýþ açýsýný vererek bu hususaaçýklýk kazandýralým; meþhur oryantalist Joseph Schacht: "Ci-had, Daru'l Ýslam'ýn Daru'l harb aleyhine sürekli geniþlemesinisaðlayan, tüm dünya Müslüman oluncaya ve Ýslam hâkimiyetinegeçinceye kadar bunun devam etmesini temin eden kutsal sa-vaþtýr."57

N i ç i n D i y a l o g56

56 Bulaç, “Cihad”, s. 44.

57 Schacht, Joseph, Ýslam Hukukuna Giriþ, çev. Mehmet Dað, Abdulkadir Þener, Ankara, 1977,s. 139.

Page 58: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Gorden D. Newby'e göre cihad; "Ýslamî devlet düzenini bütün

dünyada hakim kýlana kadar verilen mücadeledir."58

Ýbn-i Warraq'a göre cihad; "Bütün dünya tek doðru inanç

olan Ýslam'a inanýncaya kadar devam edecek olan kutsal ve ilahî

savaþtýr. Bu netice elde edilinceye kadar müslüman Allah için

savaþmak zorundadýr. 4/76, 8/39-42 ve 9/5-6 ayetleri kana su-

samýþ kutsal kitabýn beyanlarýdýr. Müslümanlar dünyayý Daru'l

harb ve Daru'l Ýslam diye ikiye ayýrýr. Daru'l harbde yaþayan ki-

þi harbidir. Onlarla sadece savaþýlýr ve savaþta her türlü davranýþ

mübahtýr. Ýmam savaþýn gerektirdiði gibi hareket etmekte ser-

besttir. Öldürür, esir alýr, ikinci sýnýf vatandaþ statüsü olan

zimmî yapar vs."59

James L.Garlew'e göre cihad; "Ýslam'ýn resmen ilan edilme-

yen altýncý þarttýr. O her ne kadar Allah'ýn emirlerine itaat için

insanýn nefsiyle olan mücadelesi þeklinde tanýma sahip olsa da

esas manasý Ýslam'ý kabul etmeyenleri öldürme uðruna yapýlan

mücadelenin adýdýr. Adam kaçýrma, bombalama cihad kavramý-

nýn içindedir."60

Bu yaklaþýmlardan öte cihad kavramýnýn kurban edildiði bir

baþka durum daha vardýr ki bu siyasal, ekonomik, kültürel vb.

nedenlerle yapýla gelen her türlü þiddet hareketlerinin ve her çe-

þidi ile terörizmin cihad kavramýnýn içine dâhil edilmesidir.

Hangi tür nedenle olursa olsun Ýslam'ýn temel deðerleri ile taban

tabana zýt terörist eylemlerinin, eylemleri yapan kiþilerin kim-

liklerinden hareketle "Ýslamî Cihad" olarak adlandýrýlmasý ön

yargýnýn, hasmane düþüncenin, yanlýþ algýlama ve gözlemlerin

ürünüdür.

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 57

58 Newby, D. Gorden, A Concise Encyclopedia of Ýslam, England, 2002, Oxford Publishing, s.116.

59 Ýbni Warraq, Why I Am Not a Muslim, New York, 2003, Prometheus Books, s. 217-218.(Ibni Warraq Hindistan’da doðmuþ, müslüman bir çevrede büyümüþ sonra müslümanlýðýterk etmiþ birisidir. ‘Why I am not a Muslim’ adlý kitabin yazarýdýr.

60 Garlew, l. James, A Christian’s Response to Ýslam, Oklohama, 2002, RiverOak Publishing, s. 4.

Page 59: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Hâsýlý; cihad ve diyalog birbirine zýt iki kavram deðildir. Herikisinin uygulama alanlarý farklýdýr. Bunlar sosyal, siyasal, kül-türel, askeri, ekonomik arka plan þartlarýna göre deðiþir.

N i ç i n D i y a l o g58

Page 60: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

NEBEVÎ TEMELLER

Hz. Peygamber Kur'an'ýn mübelliði ve müfessiridir. Onun bi-ze sunduðu kavlî ve fiilî sünnetler Kur'an'ýn nasýl anlaþýlmasý ge-rektiðini ortaya koyan olmazsa olmaz delillerdir. Sünnet Ýs-lam'ýn Kur'an'dan sonra bütün Müslümanlarý kýyamete kadarbaðlayan ikinci ana kaynaðýdýr. Onun için Kur'an'ýn yanýsýra ha-dislere, Hz. Peygamberin tatbikatýna müracaat kýyamete kadartüm Müslümanlar için þarttýr.

Efendimizin hayatý kafir, müþrik ve ehl-i kitapla diyaloglageçmiþtir. Anlaþmalar, dostça münasebetler içinde bulunmalar,ticari ortaklýklar ya da ölümlerin kol gezdiði savaþlar diyalogunfarklý çehrelerinden ibarettir. Çift taraflý bütün bu örnekler bizeO'nu model ve rehber kabul eden Müslümanlar için kýymetli ha-zineler hükmündedir.

Yeter ki hadiselerin nasýllarýný araþtýrdýðýmýz ölçüde nedenle-rini araþtýracak ilmî bir zihniyete sahip olabilelim. Zira O'nundavranýþlarýndan bugüne ders çýkartmak, kendimize hareket yö-nü tayin etmek ancak böylesi bir yaklaþýmla mümkün olur. Yok-sa sadece 'nasýl' sorusunun cevabýnýn verildiði ve söz konusu ha-diselerin 'neden' ve 'niçin'lerinin araþtýrýlmadýðý, sosyal, siyasal,ekonomik, kültürel ve dinî arka plan þartlarýnýn gözetilmediðibir bakýþ açýsý bizi doðru sonuçlara ulaþtýrmaz.

Biz bu bölümde Hz. Peygamberin (s.a.s.) Mekke ve Medinehayatýnda gerçeklesen ötekilerle iliþkisine bu gözlükle baktýk. Ta

Page 61: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

ki o rehber insan o davranýþlarý ile bizim bugünümüze de ýþýktutsun.

1- Hz. Peygamber'in erken dönem uygulamalarýnda mesela Mekke'de iken Ehl-i Kitap’la iliþkileri nasýldý?

Müslümanlar ilk dönemlerde Mekke'li müþriklerin çok yoðuneziyet ve iþkencesi ile karþý karþýya kalmýþlardý. Tekrar atalarýnýndinine dönmedikleri için öldürmeye kadar uzanan bu iþkence-lerden rahat nefes almak isteyenler Efendimizin Habeþistan'ageçici olarak göç etme teklifi/emri ile karþýlaþtýlar. Habeþistan'ýntercih sebebini Hz. Peygamber (s.a.s.) þöyle izah ediyor; "Habe-þistan'a gitseniz iyi olur, zira orada himayesinde olanlara zul-metmeyen bir hükümdar vardýr. Orasý hakikaten bir doðrulukyurdudur. Allah sizi içinde bulunduðunuz durumdan kurtarýn-caya kadar orada kalýn!61" Hz. Peygamberin zulmetmeyen hü-kümdar (Necaþi) dediði kiþi Ashame b. Ebcer Hýristiyanlýk dini-ne mensuptu.

Risaletin 8. yýlýnda Ýranlýlar ile Rumlar Ezriat -Þam ile Ýranarasýnda bir yer- savaþmýþlar ve Mecusî olan Ýranlýlar, ehl-i kitapolan Rumlarý yenmiþti. Müþrikler bu duruma aþýrý derecede se-vinmiþ ve açýkça: "Sizler kitap ehlisiniz. Hýristiyanlar da kitapehlidir. Bizim ümmî Mecusî kardeþlerimiz sizin ehl-i kitap kar-deþlerinizi nasýl yendilerse, biz de sizi yeneceðiz" diyerek dalgageçmeye baþlamýþlardý. Bunun üzerine Rum suresinin ilk ayetle-ri nazil olarak yakýn bir gelecekte Rumlarýn Ýranlýlarý yeneceðinive müminlerin bu durumdan dolayý sevineceðini müjdelemiþti.Hatta Hz. Ebu Bekir müþriklerle bu konuda bahse de girmiþti.62

Bu hadise Efendimizin müþriklere nisbetle hak ve hakikate dahayakýn olan ehl-i kitaba duyduðu ilgi ve alakayý göstermektedir.Ayetin ehl-i kitab Rumlarýn galibiyetinden dolayý müminlerinsevineceðini özellikle vurgulamasý oldukça önemlidir.

N i ç i n D i y a l o g60

61 Hamidullah, Muhammed, Ýslam Peygamberi, çev. Salih Tuð, Ýrfan Yayýnlarý, Ýst. 1991, 1/117.

62 et-Taberi, Ebu Cafer b. Cerir, Camiul’l Beyan an Te’vilil Kur’an, Daru’l Mearif, Mýsýr, ts,21/17-18.

Page 62: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Kýble olarak Kâbe'nin Ýlahî bir emirle tayininden önce 17 ay

Kudüs canibine yöneldiði bilinen bir gerçektir. Bu, Beytu'l Mak-

dis'in önemine, Ýslam'ýn ona bakýþ açýsýna, bir baþka ifadeyle

ehl-i kitapla ortak payda olduðuna iþaret etmektedir.63 Hakeza,

Efendimiz (s.a.s.) Mekke döneminde Ýlahî iradenin mutlak bý-

raktýðý hususlarda ehl-i kitaba benzemeyi müþriklere benzeme-

ye tercih ederdi. Mesela saçlarýný ortadan ikiye ayýran müþrikle-

re muhalefet etmek için, saçlarýný alýnlarýnýn üzerine salan ehl-i

kitab gibi saçlarýný alnýnýn üzerine salmýþtýr. Yýllar sonra putpe-

restlik tamamýyla ortadan kalktýktan sonra tekrar saçlarýný orta-

dan ikiye ayýrmýþtýr.64

Medine'ye hicretin ilk günlerinde Hz. Peygamber (s.a.s.) Ya-

hudilerin oruç tuttuðunu görmüþ ve neden sorusuna: "Bugün Ýs-

rail Oðullarýnýn Firavun'un zulmünden kurtarýldýðý gündür. Hz.

Musa da bugün oruç tutmuþtur" cevabýný alýnca; "Biz Musa'ya

sizden daha layýkýz" diyerek Müslümanlara aþure orucunu tut-

masýný emretmiþtir.65 Ayrýca Medine döneminde Hz. Peygam-

ber (s.a.s.) kaynaklarýn ismini vermediði bir Yahudi'nin yemek

davetine icabet etmiþtir.66

Son olarak, Efendimizin dünya hayatýna veda edeceði günle-

ri ölüm döþeðinde beklerken yaptýðý vasiyetlerden biri de; "Size

ehl-i kitab Hýristiyan ve Yahudileri emanet ediyorum"67 olmuþ-

tur. Bununla kastedilen kendisinin hayatta uyguladýðý gibi zim-

met ehli olarak Ýslam topraklarý altýnda hayatýný sürdüren kitap

ehlinin hak ve hukukunu gözetme, onlara Müslüman adabýna

yakýþmayan zulüm, hakaret vb. davranýþlarda bulunmamadýr.

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 61

63 Bakara,2/144; Elmalý, M Hamdi Yazýr, Hak Dini Kur’an Dili, Zehraveyn yay, Ýst. ts, 1/434vd.

64 Buhari, menakib, 23; Libas,70; Müslim, Fedail, 90; Ebu Davud, Teraccül,10; Ýbn Mace,Libas, 36.

65 Buhari, Savm,68; Müslim, Siyam,127; Ebu Davud, Savm,64.

66 Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/210.

67 Ebu Davud, Ýmare, 33.

Page 63: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Ehl-i kitapla münasebetleri adýna sadece bir kaç kesit sundu-ðumuz Efendimizin bu yaklaþýmlarý baþtan itibaren gayrimüs-limleri kabul, din ve vicdan özgürlüðü, çoðulcu bir toplum yapý-sý, ortak payda arayýþý veya ortak paydasý bulunanlarla iliþkiyegirmedeki rahatlýðýný göstermektedir.

2- Medine Vesikasý birlikte yaþama projesi midir? Diyalog çalýþmalarýna temel olabilir mi?

Medine Vesikasý Hz. Peygamberin (s.a.s.) Medine'ye hicreteder etmez Yahudiler dâhil, oranýn yerli halký ile yaptýðý bir an-laþmadýr. Bu anlaþmaya göre farklý dinî ve etnik kökene mensupgruplar Medine'de Müslümanlarla birlikte yasamak için dinî,millî ve kültürel alanlarda 'kendileri' kalarak siyasî, ekonomik,hukukî, askerî ve sosyal alanlarda birlikte tespit ettikleri ortakpaydalarda buluþmuþlardýr. Federasyon yapýlanmasýný hatýrla-tan bu vesika, imzasý olan herkes ve her gruba barýþ, güvenlik,özgürlük, eþitlik, adalet temel ve evrensel insanî deðerler altýndayaþamayý garanti etmektedir. Anlaþmanýn her bir maddesi adýnaKur'anî bir temel göstermek mümkündür. Siyaset bilimcilerindeðiþen ve geliþen dünya gerçeklerine paralel olarak yeni siyasîyönetim modellerine þu günlerde Medine Vesikasýný kaynak vemodel olarak öne sürmeleri önemli bir husustur. Medine Vesi-kasý üzerinde mastýr ve doktora seviyesinde birçok akademik ça-lýþmalar yapýldýðý da bilinen ayrý bir gerçektir.

Bu anlaþma kan, dil, din, ýrk ve sýnýf ayrýmcýlýðýna dayanma-yan toplumsal bir sözleþme olup, dinî inanç sahasýndaki farklý-lýklarýn birlikte yaþama gayesine engel olmadýðý ortaya koymak-tadýr. Hz. Peygamberin lider kabul edildiði ve bir anlamda Me-dine-Site devletinin anayasasý diyebileceðimiz vesika, ýrk ve dilbirliðine dayanan ulus-devlet modelinin çok ötesinde çoðulcu veözgür bir yapý sergilemektedir. Taraflara karþýlýklý sorumlulukilkesini getirmiþtir.68 Yasama, yürütme ve yargý ile alakalý birçok

N i ç i n D i y a l o g62

68 Umara, Muhammed, Ýslam ve Ýnsan Haklarý,Ter: Asým Kanar, Denge Yay, Ýst, 1992, s. 131.

Page 64: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

hükmü ihtiva etmesi itibarýyla hukukî ve katýlýmcý bir toplum in-þa etmesi itibarýyla de siyasî boyutu ön plandadýr. Hicret esna-sýndaki haliyle kabile sisteminin doðurduðu kaotik bir yapýya sa-hip Medine'yi, yaþanabilir kýlma adýna çok önemli bir adýmdýr.Hele anlaþmanýn 2. maddesinde Müslüman, müþrik ve ehl-i ki-taba bütün olarak 'ümmet' denmesi ayrýca üzerinde durulmasýgerekli olan bir yaklaþýmdýr.

Medine Vesikasýný "Farklýlýklarýn sözleþme temelinde; hak veödevlerde adalet ve hakkaniyet ölçülerine baðlý, hukuka ve yasaleþitliðe dayalý, sosyal, çoðulcu, katýlýmcý, iþtirake açýk ve tevhidî(uniter) bir siyasal çatý altýnda karþýlýklý menfaatleri gözetleyici,tabiî hukuk diye addedilebilecek prensipler altýnda örgütlenmiþtoplumsal bir yapý olarak tanýmlayabiliriz.69

Yalnýz "Medine'ye yeni hicret edildiði dönemlerde Müslüman-lar güçsüzdü, dolayýsýyla böyle bir anlaþmaya ihtiyaç vardý, sonrasite Ýslam devleti kurulduktan sonra buna ihtiyaç kalmadý vs." tar-zýnda yapýlan yorumlar da bulunmaktadýr. Tamamiyet ufkundandeðerlendirme yapýlacak olursa bu yorumlar çok saðlam zeminüzerine oturmamaktadýr. Baþtan bu yana yorumlarý ile birliktesunmaya çalýþtýðýmýz Kur’an ayetleri, Hz. Peygamber'in (s.a.s.)karþý taraf anlaþmayý bozmadýðý müddetçe Medine vesikasý baþtabütün anlaþmalara Ýslam devletinin en güçlü olduðu dönemlerdebile sadýk kalmasý hatta ayný çizgide nice yeni anlaþmalara imzaatmasý bu deðerlendirmelerin yanlýþlýðýný ortaya koymaktadýr.

Bununla beraber Medine Vesikasý birlikte yaþama adýna Ýs-lam'ýn öngördüðü nihaî bir projedir deme temkin gerektiren birkanaattir. Fakat bunun diyalog faaliyetlerine teorik ve pratik birzemin saðladýðý da muhakkaktýr. Baþlangýçta Hz. Peygamberin(s.a.s.) öncülük yaptýðý ve daha sonra da tatbik ve denetim baký-mýndan öncülüðünü devam ettirdiði bu anlaþma ötekilerle diya-log adýna eldeki en önemli delillerden biridir.

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 63

69 Atalay, Orhan, Doðu ve Batý Kaynaklarýnda Birlikte Yaþama, GYV Yayýnlarý, Ýst, 1999, s.373.

Page 65: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

3- Medine Vesikasýnda Yahudi'lerin yer alýþ keyfiyeti nasýl? Haklarý ve sorumluluklarý nelerdir?

Ýhtimal bu soru þimdiye kadar diyalog ekseninde çeþitli refe-rans ve atýflarda bulunduðumuz Medine anlaþmasýnýn özellikleYahudiler açýsýndan farklý þekillerde yoruma konu olabileceðivarsayýmýna binaen sorulmaktadýr. Yahudilerin geçtiði anlaþmamaddeleri aþaðýdaki gibidir:

"1- Bu kitap, Peygamber Muhammed (s.a.s.) tarafýndan Ku-reyþli ve Yesribli müminler ve Müslümanlarla, onlara tâbi olan-lar ve sonradan kendilerine katýlanlar ve onlarla beraber cihadedenler arasýnda taksim edilmiþtir.

2- Þüphesiz ki bunlar, diðer insanlardan ayrý bir ümmettirler.

16. Yahudilerden bize tâbi olanlar, zulme uðramaksýzýn veonlara karþýt olanlarla yardýmlaþmazlarsa, yardým ve desteðimi-ze hak kazanacaklardýr.

25. Beni Avf Yahudileri müminlerle birlikte bir ümmet (top-lum) teþkil ederler. Yahudilerin dinleri kendilerine, müminlerindinleri kendilerinedir. Buna mevlalarý da (köleleri de) dâhildir.

26. Beni Neccar Yahudileri de Beni Avf Yahudileri gibi aynýhaklara sahiptirler. (Sonraki maddelerde Beni Haris, Beni Saide,Beni Cusem, Beni Evs ve Beni Salebe, Beni Suteybe Yahudileriiçin de ayný kayýtlar tekrar edilir.

35. Yahudilere sýðýnanlar bizzat onlar gibi mülahaza oluna-caklardýr.

36. Onlardan (Yahudilerden) hiç kimse Muhammed'in(s.a.s.) izni olmadan savaþa çýkamaz.

45. Þayet; Yahudiler, Müslümanlar tarafýndan bir sulh yap-maya veya bir sulh akdine iþtirake davet olunurlarsa, bunu doð-rudan doðruya akdedecekler veya ona iþtirak edeceklerdir. ÞayetYahudiler, Müslümanlara ayný þeyleri teklif edecek olurlarsa,

N i ç i n D i y a l o g64

Page 66: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

müminlere karþý ayný haklara sahip olacaklardýr. Din konusun-da giriþilen harp vakalarý müstesnadýr.

46. Bu sahifede gösterilen kiþiler için ortaya konan þartlar,ayný þekilde Evs Yahudilerine, yani onlarýn mevlalarýna ve bizzatkendilerine, yine bu sahifede gösterilen kimseler tarafýndan sýkýve tam bir þekilde tatbik olunur. Kurallara mutlaka riayet edile-cek, bunlara aykýrý hareket edilmeyecektir. Haksýz yollarla ka-zanç temin edenler, sadece kendilerine zarar vermiþ olurlar. Al-lah, bu sahifede gösterilen maddelere en doðru ve en mükemmelriayet edenlerle beraberdir.

47. Bu yazý, bir haksýz fiil veya cürüm iþleyenin ceza görmesi-ne engel olamaz. Harbe çýkan da Medine'de kalan da emniyetiçindedir. Haksýz bir fiil iþlemek müstesnadýr. Allah ve ResulüMuhammed himayelerini, bu sahifeyi tam bir sadakat ve dikkatiçinde muhafaza edenler üzerinde tutacaklardýr."70

Görüldüðü gibi 2 ve 25. maddelerle tekraren zikredildiði gibiYahudiler bir ümmet olarak kabul edilmiþ, anlaþmaya imza atantaraflarla ayný statüye sahip olduklarý açýkça vurgulanmýþtýr.

'Yahudilerin dinleri kendilerinedir' sözüyle ifade edilen 25.maddedeki hakikat din özgürlüðünü net bir þekilde dile getirme-nin yanýnda, dinî çoðulculuðu da kabullendiðini göstermektedir.Bu ayný zamanda çok hukukluluða açýlan bir kapýdýr. Çünküözellikle o dönemlerde dinî inanç, özel hukuk kaide ve kuralla-rýn dayandýðý temeldir.

36, 45, 46 ve 47. maddede belirtilen hususlar siyasî lider, üstmerci olarak Hz. Peygamber'in (s.a.s.) Yahudiler tarafýndan ka-bullenildiðinin göstergesidir.

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 65

70 Hamidullah, Vesaik, s. 39-44.

Page 67: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

4- Hz. Peygamberin (s.a.s.) Medine Vesikasýnýn ötesin-de Yahudi veya Hýristiyanlarla yaptýðý anlaþmalar varmýdýr?

Hz. Peygamberin (s.a.s.) bizzat mescidinde ibadet etmeleri

için izin verdiði71 Necran Hýristiyanlarý ile yaptýðý anlaþma met-

ni Medine Vesikasý ölçüsünde tarihî bir vesikadýr. Anlaþma met-

ninde: "... Hiçbir din adamýnýn görevi, rahibin ruhbanlýðý deðiþ-

tirilmeyecek, kimse seyahatten menedilmeyecek, mabetleri yý-

kýlmayacak, binalarý Ýslam mescitlerine ve Müslümanlarýn bina-

larýna katýlmayacaktýr. Kim bunlarý yaparsa Allah'ýn ahdini boz-

muþ, Resulüne karþý durmuþ ve Allah'ýn verdiði emandan yüz

çevirmiþ olacaktýr... Papazlardan din adamlarýndan, kendilerini

ibadete vermiþ kiþilerden, kesiþlerden, tenha yerlerde ve dað

baþlarýnda ibadetle meþgul olanlardan cizye ve haraç alýnmaya-

caktýr... Hýristiyan dinini benimsemiþ bulunan hiçbir kimse

Müslüman olmak için zorlanmayacaktýr; ...'ehl-i kitap ile ancak

güzellik yoluyla mücadele ediniz' Onlar nerede olurlarsa olsun-

lar kendilerine merhamet kanatlarý gerilecek, kimsenin onlarý

incitmesine izin verilmeyecektir... Bir Hýristiyan kadýn kendi is-

teði ile bir Müslüman erkeðin yanýnda bulunursa (onunla evle-

nirse) Müslüman koca onun Hýristiyanlýðýna razý olacak, kendi

büyüklerine uyma ve dinî görevlerini yerine getirme konusunda-

ki arzularýna uyacak ve onu bunlardan men etmeyecektir. Kim

buna uymaz ve kadýný dini konusunda sýkýþtýr, baský altýnda tu-

tarsa Allah'ýn ahdine, Resulünün anlaþmasýna karþý çýkmýþ olur

ve o kimse Allah nezdinde yalancýlardan biridir... Eðer onlar

(Hýristiyanlar) kilise ve manastýrlarý tamir yahut baþka bir din

ve dünya iþinde Müslümanlarýn yardýmýna muhtaç olurlarsa

Müslümanlar onlara yardýmda bulunacak ve bu onlarý borç

(minnet) altýna sokmayacaktýr; yardým, dini bir ihtiyaçlarýndan

N i ç i n D i y a l o g66

71 Ýbn Hiþam, Ebu Muhammed Cemaluddin, es-Siretu’n-Nebeviyye, Kahire, 1413/1992,II,507; Ýbn Sa’d, Muhammed b. Sa’d, et-Tabakatu’l-Kübra, Beyrut, ts. I, 357.

Page 68: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

dolayý onlarý destekleme, Allah Resulünün ahdine vefa, onlarabaðýþ ve Allah'ýn lütfu olarak yapýlacaktýr"72 denilmektedir.

Hýristiyan Ýbn Haris b. Ka'b ve kabilesi ile yapýlan anlaþmabu konuda bir baþka örnektir. "Þarkta ve garpta yaþayan tüm Hý-ristiyanlarýn dinleri, kiliseleri, canlarý, ýrzlarý ve mallarý Allah'ýn,Peygamber'in ve tüm müminlerin himayesindedir. Hýristiyanlýkdini üzerinde yaþayanlardan hiç kimse kerhen Ýslam'a icbar edil-meyeceklerdir. Hýristiyanlardan birisi herhangi bir cinayete ve-ya haksýzlýða maruz kalýrsa Müslümanlar ona yardým etmek zo-rundadýr"73 sözünü ettiðimiz metinden bir parçadýr.

Ayný türden Hýristiyanlarýn dinî özgürlüklerinin kendilerinesunulduðu, kiliselerine dokunulmayacaðý, rahip ve piskoposla-rýn deðiþtirilmeyeceðini garanti eden Yemen ve Bahreyn halkla-rý ile yapýlan anlaþmalar da vardýr.74

Bu anlaþmalar siyasî boyutu ön plana çýkartýlarak delil deðe-ri üzerinde farklý deðerlendirmelere konu yapýlabilir. Fakat ne-resinden bakarsanýz bakýn, anlaþmalarýn hemen hepsi Ýslam'ýnehl-i kitap kavramýna verdiði anlamý çerçevelemekte, onlarlaolan/olmasý gereken münasebet formlarýna birebir örnek teþkiletmektedir. Buna göre, ehl-i kitap Ýslamî deðerler açýsýndan ikikelime ile ifade edecek olursak 'düþman deðildir.' Dinî, millî,kültürel kimliði ile her yerde yaþama hakkýna sahip olan bir in-sandýr. Yeter ki evrensel insanî deðerlerle, birlikte yaþamanýn ol-mazsa olmaz þartlara, ortaklaþa kabullenilen siyasî ve hukukîkaidelere muhalefet etmemiþ olsun.

5- Hz. Peygamberin ehl-i kitapla girdiði sosyal veya ticarî münasebetleri var mýdýr?

Hz. Peygamber (s.a.s.) özellikle Medine döneminde ehl-i ki-tapla sosyal, siyasal, hukukî, ekonomik iliþkiler içine girmiþ ve

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 67

72 Hamidullah, Muhammed, el-Vesaik, s. 124-126.

73 Hamidullah, Vesaik, s.154-155

74 Belazuri, Ahmet b. Yahya, Futuhu’l Buldan, çev. Mustafa Fayda, Ankara 1987, s. 99-113.

Page 69: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

bu münasebetleri inancýnýn gereklerinden taviz vermeden yap-mýþtýr.75 Mesela: Kur'an'ýn vermiþ olduðu ruhsattan hareketleEfendimiz (s.a.s.) ehl-i kitabýn yiyeceklerini yemiþtir. Söz gelimiHayber Yahudilerinin ikram ettikleri zehirli koyunun budundanbir lokma almýþ, sonra zehirli olduðunu anlayýnca onu tükür-müþtür.76 Hz. Peygamberin (s.a.s.) burada hayvanýn kesimi ilealakalý bir soru sormamasý, ikramý geri çevirmemesi bizler içinönemli mesajlardýr.

Hayber sonrasý Kureyza kabilesinin liderinin kýzý Safiye bint-iHuyey'le evlenmiþtir. Gerçi Hz.Safiyye'nin evlilik öncesi Müslü-man olup olmadýðý tartýþmalý ise de son tahlilde Efendimizin buevliliði de ehl-i kitapla münasebet adýna ilk elden bir örnek olma-sý itibarýyla önemlidir.

Ticarî alanda Hz. Peygamber zýrhýný rehin býrakarak bir Ya-hudi'den zahire almýþ,77 Hz. Ali kuyumculuk yapan bir Yahudiile izhir otu toplayýp-satma ortaklýðý iþine girmiþ,78 ashaptan ba-zýlarýnýn Yahudilerle yaptýklarý alýþ-veriþlerde borçlarýný ödemekiçin Efendimizden yardým istemiþlerdir.79

6- Yahudilerin Medine'den sürülmesi, Hayber, KureyzaOðullarý vs. gibi Yahudi kabileleriyle savaþýlmasýnýnasýl anlamak gerekir?

Müþriklerle olan siyasî iliþkilerde geçerli olan kurallar bura-da da geçerlidir. Hz. Peygamber (s.a.s.) müþriklerin anlaþmaþartlarýna muhalefet etmesi, zorlama, baský, iþkence, gasp vebenzeri yollarla Müslümanlarý dinlerinden döndürmeye çalýþ-masý, herkesin en tabiî hakký olan hayat hakkýný ellerinden al-maya çalýþýp savaþ açtýklarýnda müdafaa ve mukabelede bulun-muþtur. Bu süreçte müþriklerle birlikte hareket eden Yahudiler

N i ç i n D i y a l o g68

75 Güner, Osman, Rasululah’ýn Ehl-i Kitapla Munasebetleri, Fecr Yayýncýlýk, Ankara, 1997, s. 344.

76 Buhari, Hibe,26; Megazi,41;Tib,55; Ebu Davud, et’ime, 20, Diyat,6.

77 Buhari, Büyu,14; Rehn,2; Ýstikraz,2; Müslim, Müsakat,124; Tirmizi, Büyu,7.

78 Buhari, Büyu,28, Müsakat,14; Ebu davud, Harac,20.

79 Buhari, Büyu,51; Müslim, Müsakat,91; Ebu Davud, Vasaya,17; Büyü 13.

Page 70: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

de ayný tür mukabele ile karþý karþýya kalmýþlardýr. Onlar Medi-ne Vesikasýna þartlarýna muhalefet etmiþlerdir. Özetle, ilk defaçarþýda bir Müslüman kadýna saldýrarak anlaþmayý bozmuþlar-dýr.80 Beni Nadir, Hz. Peygamberi öldürmek için sui kast tertipetmiþ,81 Uhud savaþý sonrasý Ka'b B. Eþref'in de içinde bulundu-ðu Yahudilerin lider kadrosu Mekke'ye giderek Müslümanlaraleyhine gizli iþbirliði anlaþmasý imzalamýþlardýr. Hendek sava-þý esnasýnda da Müslümanlarý iki ateþ arasýnda býrakarak buplanlarýný uygulamaya koymuþlardýr.82 Kur'an'ýn: "Baksana okendilerine kitaptan bir nasip verilenlere! Putlara, kâhinlere,þeytanlara, ne kadar batýl varsa hepsine iman ediyorlar ve yet-mezmiþ gibi, bir de kalkýp kâfirler hakkýnda "Onlar, Müslüman-lardan daha doðru yoldadýr" diyorlar! (Nisa, 4/51) ayeti onlarýngirdiði bu süreci anlatmak için nazil olmuþtur.

Bütün bunlar gösteriyor ki söz konusu Yahudi kabileleri siyasîsahada imzaladýklarý anlaþma þartlarýna baðlý kalmayýp, Müslü-manlarla düþmanca iliþkiler içine girmiþ, onlarý bitirme, yok etmedüþünce ve niyetiyle gizli oyunlar, entrikalar, komplolar, planlar,siyasî eylemler tertip etmiþlerdir. Dolayýsýyla Efendimiz’in (s.a.s.)mukabil davranýþlarý da bu çerçevede olmuþtur. Allah Resulü(s.a.s.) ayný dönemde anlaþmalarýna sadýk kalan Yahudilere kar-þý hiçbir olumsuz tavýr takýnmamýþtýr. Can ve mal güvenliði için-de hayatlarýna Ýslam toplumu içinde devam etmiþlerdir.

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 69

80 Hamidullah, Hz. Peygamberin Savaþlarý, Yaðmur Yayýnlarý, Ýstanbul, 1981, çev: Salih Tug,s.203

81 Hamidullah, age, s.206; Ýbn Hiþam Ebu Muhammed Abdülmelik, es-Siretu’n-Nebeviyye,Darü’t-Turasi’l- Arabiyye, 1971, 2/190

82 Hamidullah, age, s.290

Page 71: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

7- Hz. Peygamberin (s.a.s.) "Ben ‘La ilahe illallah’ deyin-ceye, bana ve benim getirdiklerime iman edinceyekadar insanlarla savaþmakla emr olundum. Kim bu-nu söylerse benden kanýný ve malýný korumuþ olur.Bunun dýþýndaki hesabý Allah'a aittir"83 hadisi küf-rün savaþ sebebi olacaðýna delil midir?

Bu hadiste geçen "insanlar" bütün hadis þarihlerinin ittifa-kýyla Arap müþrikleridir.84 Hatta Nesei'nin ayný hadisi rivaye-tinde "en-Nas" yerine "müþrikine/müþrikler" kelimesinin geç-mesi bu yorumu desteklemektedir.85 Arap müþriklerinin özelli-ði, Hz. Peygambere ve Müslümanlara vahyin baþlangýcýndan Hz.Peygamber’in (s.a.s.) ölümüne kadar düþmanlýk halinde bulun-muþ olmalarýdýr. Bir baþka ifadeyle Müslümanlarla sürekli birsavaþ halindedirler. Dolayýsýyla bu hadis, savaþ þartlarý altýnda,savaþan düþmanlara yönelik bir beyandýr. Aksi bir yorum din vevicdan özgürlüðüne yönelik tüm Ýslami deðerlerin inkârý anla-mýna gelir ki bu imkânsýzdýr.

N i ç i n D i y a l o g70

83 Buhârî, Ýman, 18, Salat, 28; Ebû Davud, Cihâd, 104; Müslim, Hamiþi’n Nevevi, I, 210.

84 Es-Þafii, Muhammed b. Ýdris, el-Ümm, Beyrut, trh, 4/186; Cessas, Ebu Bekir Muhammedb. Ali, Ahkamu’l Kur’ân, 1/453.

85 Nesei, Tahrim,1

Page 72: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

TARÝHÎ TEMELLER

Hz. Peygamber sonrasý Hulefa-yi Raþidin, Emevî, Abbasî,Selçuklu, Osmanlý dönemleri tarihî uygulamalarý ve bu çerçeve-de oluþan Ýslamî gelenek bizler için delil deðeri itibariyle Hz.Peygamber (s.a.s.) dönemi kadar önemlidir. Ýslamî normlarýntarihî þartlarýn farklýlýðý gözetilerek Ýslam bilginleri tarafýndanyorumlarýný gösteren bu uygulamalar, siyasî, ekonomik ve kül-türel alanda kazanmýþ olduðu formlar bizler için bugün yol hari-tasý olabilecek zenginliktedir. Müslüman zihniyet bu çerçevedebir redd-i mirasa katiyen izin vermemektedir. Doðrusu ve yanlý-þý ile bir inanç alaný haline getirmeksizin tarihî hadiselere bak-mak, izah getirilebilecek noktalarda izah getirmek, yanlýþ anlaþý-lan ve uygulanan yerlere açýk yüreklilikle yanlýþ diyebilmek fazi-let göstergesi olmanýn çok ötesinde bir görevdir ve yükümlülük-tür. Ötekilerle diyalog çerçevesinde çok küçük ve ferdî olaylarhariç mazimizde bizim bugün yüzümüzü yere baktýracak hadise-ler yoktur.

Biz bu bölümde teorik ve pratiðe iþaret noktasýnda çok kýsada olsa gücü ve kuvveti temsil ettiðimiz dönemlere ait bazý ör-nekler sunduk. Teorik açýdan zimmet anlaþmalarý, Emevî, Ab-basî, Selçuklu ve Osmanlý dönemlerinde yapýlan anlaþmalardanbazý maddelerle ecdadýn diyalog ekseninde münasebetlerineparmak basmaya çalýþtýk.

Page 73: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

1. Hz. Peygamberden (s.a.s.) günümüze uzayan süreçtediyalog ya da Müslüman olmayanlarýn hayat hakkýnýnazara veren baþka anlaþmalar ya da tarihî olaylarvar mýdýr?

Hulefa-i Raþidin, Emevî, Abbasî, Selçuklu, Osmanlý dönemle-rinde Müslüman olmayanlarýn kendi inanç ve kültür deðerleri ilebirlikte kabullenilip, hayatlarýný Ýslam topraklarýnda rahatlýklasürdürdüðü nice örnekler, anlaþmalar ve uygulamalar vardýr. Ba-rýþ ve savaþ zamaný ayýrt etmeksizin uygulanan bu yaklaþýmlarötekilerin takdir, hayranlýk ve þaþkýnlýðýna neden olmuþtur. Genelanlamda Kur’an ve sünnetten güç alan, oradaki temel dinamikler-le hayat bulan bu uygulamalarýn birçok insanýn, cemaatin, kavminve milletin ferdî veya toplu olarak Ýslam dinini seçmelerinde etkinbir rol oynadýðý bilinen bir gerçektir. Üzerinde müstakil kitaplarýnyazýldýðý, doktora çalýþmalarýnýn yapýldýðý bu geniþ konu adýna ba-zý örnekleri fikir vermesi babýnda alt alta sýralayalým;

1- Kudüs'ün fethinde þehrin anahtarlarýný teslim almak içinþehre gelen Hz. Ömer namazýný Ba's (Kýyame) kilisesi veya onunyanýndaki Konstantin kiliselerinde kýlma tekliflerini red etmiþtir.Gerekçesi ise kendisinin namaz kýlmasý anýsýna kilisenin geleceknesiller tarafýndan camiye çevirebilir düþüncesi ve endiþesidir.86

2- Hz. Ömer'in Eyle halký ile yaptýðý anlaþma metninden birparça: "Bu sözleþme Allah'ýn kulu, müminlerin emîri Ömer tara-fýndan Eyle halkýna verilen emandýr. Onlarýn can güvenliði, malemniyeti, kiliseleri, haçlarý, hastalarý, saðlýklý olanlarý ve diðerfertleri için verdiði bir teminattýr. Kiliseleri mesken yapýlmaya-cak ve yýkýlmayacaktýr. Ýçindeki kutsal eþyalara dokunulmaya-caktýr. Onlardan hiç kimseye dini inanýþýndan dolayý zorlamadabulunulmayacak ve asla zarar verilemeyecektir."87

N i ç i n D i y a l o g72

86 El-Akkad ,el-Abkariyyatu’l Ýslamiyye, Beyrut, 1968,s,427; Fayda, Mustafa, Hz. ÖmerZamanýnda gayrimüslimler. Marmara Üniversitesi, Ýlahiyat Fak. Yayýnlarý, Ýst. 1989, s. 171.

87 Taberi, Muhammed b. Cerir, Tarihu’l Umem ve’l Muluk, neþr. Muhammed Ebu’l Fazl,Kahire, 1970, s. 220.

Page 74: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

3- Hz. Ömer sokakta hayatýný devam ettirmek için dilenen fa-kir ve yaþlý bir zimmîyi görünce: "Gençliðinde senden cizye/ver-gi alýp, ihtiyarladýðýnda terk etmek olmaz" demiþ ve devlet hazi-nesinden bu durumda olan zimmilere maaþ tahsisini emret-miþ,88 kendisinden sonra gelecek halifelerin de zimmîlerin hak-larýný korumasýný ve onlarý himaye etmelerini istemiþtir.89 Bu dagöstermektedir ki Ýslam insanlara inanç deðil insan olma ve ih-tiyaç açýsýndan bakmaktadýr. Öyleyse, Ýslam Devleti sýnýrlarýndayasayan vatandaþlarýnýn bütününe sosyal adalet ilkelerine göredavranmak mecburiyetindedir.90

4- Hz. Ömer cüzzam hastalýðýna yakalanmýþ Þam Hýristiyan-larýna zekattan pay verilmesini istemiþtir.91

5- Ebu Ubeyde b. Cerrah'ýn Þam'da valilik yaptýðý dönemdeBizanslýlarýn Müslümanlara karþý büyük bir sefer hazýrlýðý için-de olduðu öðrenilmiþti. Þam'da Müslüman idaresi altýnda yaþa-yan zimmiler bunu duyunca kendilerinden bazý casuslar gönde-rip bir takým bilgiler elde ettiler ve bunu Ebu Ubeyde'ye ulaþtýr-dýlar. Mevcut durum karþýsýnda zimmîlerin can ve mal güven-liðini saðlayamayacaðý endiþesine kapýlan Ebu Ubeyde zimmi-lerden alýnan cizyeleri geri daðýttý ve serbest olduklarýný ifadeetti. Bu adalet ve hoþgörü karþýsýnda kendilerinden geçen Hýris-tiyanlar ayný dine tâbi olmalarýna raðmen Bizanslýlar tarafýndadeðil Müslümanlar safýnda yer aldýlar ve zafer için onlara duaettiler. Galibiyet sonrasý zimmet anlaþmasýný da yenilediler.Nasturî bir rahip arkadaþýna yazdýðý bir mektupta bu husustakiduygularýný þöyle dile getirir: "Bu günlerde Cenab-ý Hakk’ýn ha-kimiyeti kendilerine ihsan ettiði bu Taylýlar (Araplar) ayný za-manda bizim efendilerimiz oldular, fakat onlar Hýristiyan dini-ne karþý hiç mücadele etmiyorlar. Diðer taraftan bizim inanç

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 73

88 Ýbn Kayyim el-Cevziyye, Muhammed b. Ebi Bekir, Ahkamu Ehli’z-Zimme, MatbaatuCâmiati Dimeþk, 1381/1961, 1/38

89 Ebu Yusuf, Yakub b. Ýbrahim, Kitabu’l Harac, Kahire, 1962, s. 144.

90 Yavuz. Yunus Vehbi, Ýslam’da Düþünce ve Ýnanç Özgürlüðü, Sahaflar Yayýncýlýk, Ýst. ts, s. 156.

91 Belazuri, Ahmet b. Yahya, Futuhu’l Buldan, el-Maarif, Beyrut, 1987, s. 177.

Page 75: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

deðerlerimizi koruyorlar, rahiplerimize ve azizlerimize hürmetediyorlar, bizim kilise ve manastýrlarýmýza da baðýþta bulunu-yorlar."92

6- Amr b. As Mýsýr Valisi iken oðlu bir kiptý ile yarýþmýþ vekipti onu geçmiþti. Bunu hazmedemeyen Amr'ýn oðlu kiptýyikamçý ile döver. Kipti de bu durumu Hz. Ömer'e þikâyet eder.Þikâyeti ele alan Hz. Ömer vali ve oðlunu huzura çaðýrtýr. Onlarhuzura girince kiptinin eline bir kýrbaç veren Hz. Ömer valininoðluna kendisine vurduðu gibi vurmasýný emreder. Ardýndan:"Þimdi de Amr'a vur. Çünkü oðlu babasýnýn ismiyle seni kýrbaç-ladý. Ona güvendi" deyince Amr b. As "Onu döven ben deðil, oð-lumdu" tepkisinde bulunur. Hz. Ömer'in bu tepkiye verdiði ce-vap Ýslam'ýn insan, hür, köle, idare eden ve edilen gibi konular-daki görüþlerine referans olabilecek mahiyettedir; Ey Amr! Halkanalarýndan hür doðduklarý halde siz ne hakla onlarý köle yap-maya kalkýyorsunuz?93"

7- Emevi Halifelerinden Velid b. Abdulmelik, Dimeþk Ca-mii’nin geniþletilmesi amacýyla camiin kýble cihetinde bulunanbir kiliseyi zorla yýktýrmýþtýr. Þam Hýristiyanlarý Velid'den sonraiktidara gelen Ömer b. Abdülaziz'e bu durumu þikayet etmiþler-di. Yerli Müslüman halkýn itirazýna raðmen Ömer b. AbdülazizDimeþk Cami’ini yýktýrmýþtýr.94 Böylece "Eðer Allah insanlarýnbir kýsmýnýn zararýný diðer bir kýsmý ile savmasaydý manastýrlar,kiliseler, havralar ve Allah'ýn adýnýn çok anýldýðý mescitler yýkýlýrgiderdi." (Hac, 22/40) ayetinde gayri Müslim mabedlerinin ko-runmasýný gerektiðine iþaret eden ayeti uygulamýþ oldu.

8- Endülüs'te Müslüman ordularýn komutaný Abdülaziz b.Musa ile Ýspanyol idareci Theodomiro ile yapýlan anlaþma buçizgide bir baþka örnektir: "Theodomiro barýþý kabul etmiþ,

N i ç i n D i y a l o g74

92 Hamidullah, Muhammed, Ýslam’da Devlet Ýdaresi, çev. Kemal Kuþcu, Ýstanbul, 1963, s.270.

93 Kandahlevî, Yusuf, Hadislerle Müslümanlýk, 2.687.

94 Ýbn-i Kayyim, ae 2/683; Zeydan, Abdulkerim, Ahkamu’z-Zimmiyyin ve’l Muste’min fi Dari’lÝslam, Baðdat,1382/1963, s. 97.

Page 76: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

karþýlýðýnda Allah'ýn ahdi ve zimmeti verilmiþtir. Üzerinde itti-fak edilen þartlara uyduklarý sürece onun ve onun idaresi altýn-daki herhangi bir Hýristiyanýn malýna dokunulmayacak, ken-dileri, çocuklarý ve kadýnlarý öldürülmeyecek, esir edilmeye-cek, dinlerini yaþama hususunda herhangi bir engelle karþýlaþ-mayacaklar, kiliselerine dokunulmayacaktýr."95

9- II. Murad despot Sýrp kralý Yorgi Brankovic'in eman dile-ðini onun sunduðu þu þartlarla kabul etmiþti; her sene 50.000altýn vergi verecek, Osmanlý devletine istenildiðinde askeri yar-dýmda bulunacak ve kýzýný II. Murad'a nikâhlayacak. 12 yýl II.Murad'ýn nikâhý altýnda yaþayan Mara Sultan bu süre zarfýndadinini deðiþtirmesi için hiç zorlanmamýþ ve Osmanlý sarayýndaOrtodoks Hýristiyan olarak hayatýný sürdürmüþtür.96

10- Fatih Sultan Mehmet'in Ýstanbul'un fethini müteakip Ga-lata ahitnamesinde þu teminatlarý veriyor; "Buyurdum ki; ken-dülerinin mallarý ve rýzýklarý ve mülkleri ve mahzenleri ve baðla-rý ve deðirmenleri ve gemileri ve sandallarý ve bilcümle metalarýve avratlarý ve oðlancýklarý ve kullarý ve cariyeleri kendulerininellerinde mukarrer ola, muteariz olmayam ve üþendirmeyem. Vekiliseleri ellerinde ola, okuyalar ayinlerince... ve bir kafiri rýzasýolmadan Müslüman etmeyeler ve kendüleri aralarýnda kim ihti-yar ederlerse maslahatlarý üçün kethuda nasbedeler."97

11- Fatih döneminde Katolik Macarlar ile Ortodoks Sýrplarkendi aralarýnda mezhep kavgasý içindedirler. Fatih devreye gi-rince Katolik Macarlar ile Osmanlýlar arasýnda tercih yapmakdurumunda kalan Sýrplar her iki tarafa elçilerini göndermiþ vekendilerine nasýl davranýlacaðýný sormuþlardýr. Katolikler bütünülkede Katolik kiliseleri inþa edeceðini, Fatih ise insanlara din vevicdan özgürlüðü tanýyýp camilerin yanýnda dahi olsa kilise inþa

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 75

95 Himyerî, er-Ravzu’l Mi’tar, nþr. E. Levi-Provencal, Kahire, 1983, s. 63’den naklen Özdemir,Mehmet, Endülüs Müslümanlarý, I, 35; Köse, Saffet, s. 42.

96 Ünal,Tahsin, Osmanlýlarda Fazilet Mücadelesi, Ýstanbul, tr, s. 49-50.

97 Akgündüz, Ahmet, Osmanlý Kanunnameleri, Ýstanbul, 1990, I, 477.

Page 77: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

edeceðini söylemiþtir. Bunun üzerine Sýrp Kralý Brankovic Os-

manlý himayesini kabul etmiþtir.98

12- Fatih Sultan Mehmet Bosna-Hersek'in fethinden sonra

28-Mayýs-1463 tarihinde Milodraz'da yazýlan ve aslý Bosna-Her-

sek Fojnica þehrindeki Katolik kilisesinde olan fermanda þöyle

demektedir; "Ben Fatih Sultan Han, bütün dünyaya ilan ediyo-

rum ki; kendilerine bu padiþah fermaný verilen Bosnalý Fransis-

kenler himayem altýndadýr ve emrediyorum:

Hiç kimse ne bu adý geçen insanlarý ne de onlarýn kiliselerini

rahatsýz etmesin ve zarar vermesin. Ýmparatorluðumda huzur

içerisinde yaþasýnlar ve bu göçmen durumuna düþen insanlar

özgür ve güvenlik içinde yaþasýnlar. Ýmparatorluðumdaki tüm

memleketlere dönüp korkusuzca kendi manastýrlarýna yerleþ-

sinler.

Padiþahlýk eþrafýndan, ne vezirlerden veya memurlardan, ne

hizmetkârlarýmdan ne de imparatorluk vatandaþlarýndan hiç

kimse bu insanlarýn onurunu kýrmayacak ve onlara zarar verme-

yecektir.

Hiç kimse bu insanlarýn hayatlarýna, mallarýna ve kiliselerine

saldýrmasýn, hor görmesin veya tehlikeye atmasýn. Hatta bu in-

sanlar baþka ülkelerden devletime birisini getirirse onlar da ay-

ný haklara sahiptir.

Yeri ve göðü yaratan Allah hakký için, Peygamberimiz Mu-

hammed Mustafa (s.a.s.) hakký için, yedi Mushaf hakký için, yüz

yirmi dört bin peygamber hakký için ve kuþandýðým kýlýç için en

aðýr yemin ile yemin ederim ki, yukarda belirtilen hususlara be-

nim hizmetime ve benim emrime itaatkâr olduklarý sürece hiç

kimse tarafýndan muhalefet edilmeyecektir."99

N i ç i n D i y a l o g76

98 Daniþmend, Ýsmail Hami, Ýzahlý Osmanlý Kronolojisi, Ýstanbul, 1947, I ,275; Akgündüz,Ahmet, Belgeler Gerçekleri Konuþuyor, Ýzmir, 1990, II, 10.

99 Osmanlý Devletinin kurulusunun 700. Yýldönümü dolayýsýyla Kültür Bakanlýðý tarafýndanyayýnlanmýþtýr.

Page 78: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

13- Haçlý seferleri sýrasýnda camilerin kiliseye çevrilmesineayný dilden cevap verilme isteðine Zenbilli Ali Efendi ve Ebussu-ud Efendi fetva vermemiþler ve kiliseler olduðu gibi kalmýþtýr.100

14- Yavuz Sultan Selim'in Kudüs Ermeni Patrik'i III. Serkis'everdiði emanda da hiç kimsenin dini görevlerini yerine getirme-sine engel olunmayacaðý, mabetlerinin korunacaðý sözü veril-mekte ve bu niþân-ý hümayundaki her þeye Osmanlý tebasýndakiamir-memur herkesin uymakla mükellef olduðu ýsrarla vurgu-lanmakta ve bu husus þu cümlelerle dile getirilmektedir: " ...ya-ratýlmýþ hiç bir fertten, ne olursa olsun, her ne suretle olursa ol-sun, her ne sebeple olursa olsun, karýþmayacak, rahatsýz etme-yecek, deðiþtirmeyecek ve bozmayacaktýr. Her kim karýþýr, ra-hatsýz eder, deðiþtirir ve bozarsa, hükümdarlarýn yardýmcýsýolan Tanrýnýn katýnda suçlular takýmýndan sayýlsýnlar."101

15- II. Mahmut: "Ben tebamýn Müslümanýný camide, Hýristi-yanýný kilisede, Musevisini de havrada fark ederim. Aralarýndaen küçük fark yoktur. Hepsine muhabbetim vardýr ve adaletlemuamele ederim. Hepsi hakiki evladýmdýr."102

Birkaç dönem içinde kýsa bir gezinti yaparak bazý kesitlersunduðumuz bu anlayýþýn günümüze kadar hep bu þekilde ke-sintisiz devam ettiðini söylemek imkânsýzdýr. Tüm bu örneklerebirebir zýt düþünceler, yorumlar ve örnekler de elbette vardýr.Çizgi dýþý bu örnekler sayý itibarýyla alabildiðine azdýr. Bu örnek-lerin abartýlý biçimde gündeme getirilmesi, "Ýslam kýlýç dinidir","Ya Ýslam ya ölüm", "Barbar Müslümanlar!" gibi deyimlerle dinîbir temele dayandýrýlmak istenmesi ise ayrý bir yanlýþlýktýr. Kýsaveya uzun vadeli dünyevî menfaat mülahazalarýnýn öncü rol oy-nadýðý bu süreçte münasebetlerin düþmanlýk esasý üzerine otur-tulduðu gerçeði unutulmamalýdýr.

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 77

100 Niyazi, Mehmet, Türk Devlet Felsefesi, Ýstanbul 1993, s. 227.

101 Ercan, Yavuz, Kudüs Ermeni Patrikhanesi, Ankara, 1988, s. 15-17.

102 Bozkurt, Gülnihal, “Osmanlý Devleti ve Gayri Müslimler”, Türklerde Ýnsani Deðerler veÝnsan Haklarý, Ýstanbul, 1992, II, s. 295.

Page 79: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

2. Tarih boyunca Müslümanlar ötekilerini Müslümanolmalarý için hiç zorlamamýþlar mýdýr?

Necran Hýristiyanlarýna mescidde ibadet etmelerine izin ve-ren103 bir kültürün çocuðu olan Müslümanlarýn böyle bir þeyyapmasý teorik olarak imkansýzdýr. Ýnanç özgürlüðü alanýndakiKur'an ayetleri, Hz. Peygamberin (s.a.s.) hadis ve uygulamalarý,15 asýrlýk Ýslam tarihi sürecinde yaþanan hadiseler zorla müslü-manlaþtýrma gibi bir olgunun olmadýðýný açýkça isbatlamakta-dýr. Ýnsaflý Batý'lý tarih araþtýrmacýlarýndan bazýlarýnýn sözlerin-den yapacaðýmýz alýntýlar sorunun cevabýný vermektedir:

" …Eðer Araplarýn veya Türklerin yerine Asya'da egemenliðiHýristiyanlar ele geçirmiþ olsalardý, Yunan Kilisesinden bir tek izbile býrakmaz, bir zamanlar bu kýtada yaþayan Hýristiyanlarahoþgörü ile davranan Müslümanlara göz açtýrmazlardý. Biz Hý-ristiyanlar, insan türünü katletme, canýna okuma, kökünü kazý-ma sanatýnda diðerlerinden çok daha deneyimli olmanýn tartý-þýlmaz üstünlüðüne sahibiz."104

"…Doðruluðundan kuþku duyulmayan gerçekler, Müslüman-larýn gittikleri yerde halký kýlýç zoruyla Ýslam'a soktuklarý yolun-daki Hýristiyan kaynaklý iddialarýn kökten asýlsýz olduðunu bel-gelemektedir. Her þeyden önce Araplarýn sadece sayýlarýna vemaddi donanýmlarýna dayanarak ülkeler fethedip halklarý zorlaÝslama sokmaya yetecek güçte olduklarýný düþünmek mümkündeðildir. Fetihlerin arkasýndaki dinamik etken onlarýn halklarýçaðýrdýklarý Ýslam kardeþliði idi. Ýþte bu kardeþliðin çapý damühtedi kümeleri ile çýð gibi büyüyordu."105

"Muzaffer Müslümanlar tarafýndan Hýristiyan Araplara hicre-tin birinci asrýndan bahsolunan ve gelecek nesillerde devam edenmezkur müþahedelerden çýkaracaðýmýz þudur ki: Hýristiyan

N i ç i n D i y a l o g78

103 Ýbn-i Hiþam, a.g.e., II/224;Hamidullah, Ýslam Peygamberi,II/1086.

104 Baylep, Dictionary, isimli eserinden aktaran Ýzzeti Ebu’l Fadl, Ýslamýn Yayýlýþý TarihineGiriþ, Çev; Cahid Koytak, Ýnsan Yayýn. Ýst, 1984, s. 35.

105 Browne, L., The Prospects of Islam, s.11-15’den naklen Ýzzeti, a.g.e., s. 269-270.

Page 80: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

kabileler kendi ihtiyarlarý ve kendi arzularý ile Ýslama gelmiþler-dir. Zamanýmýza kadar Müslüman ahali arasýnda yaþayan Hýris-tiyan Araplarýn varlýðý, Ýslam'ýn bu konudaki toleransýnýn müces-sem bir delilini teþkil eder. Aslýnda þayet Ýslam hâkimiyetine ilkgirmeleri ile onlara herhangi bir baský uygulanmýþ olsaydý Hýris-tiyan kabileler Abbasî dönemine kadar zaten gelemezlerdi."106

Aslýnda bu konuda eleþtirilmeye layýk olan Müslümanlar de-ðil Hýristiyanlardýr. Zira Roma döneminde inanýlmaz iþkencele-re maruz kalan Hýristiyanlar imparatorluðun Hýristiyanlýðý res-mi din olarak kabul etmesinden sonra kendilerinde reva görüleniþkenceyi baþkalarýna aynýyla yapmýþlardýr. Son tespitler bir Ba-týlý araþtýrmacýya aittir: "Baþlangýçta kendileri þiddete ve kýlýcamaruz kaldýklarý için bunu büyük bir suç kabul eden Hýristiyan-lar, m. 4. asýrda güçlenip imparatorluðu ele geçirince ayný kýlýcýfarklý dinsel geleneklere mensup olanlar bir tarafa, bizzat Hýris-tiyanlara çevirmek gibi korkunç bir hataya düþtüler."107

Bir ilave: Kur'an'ýn nazil olmaya baþladýðý ilk günlerden itiba-ren Ýslam'da kabul edilen din özgürlüðü, Hýristiyanlýkta 20. yüz-yýlýn ikinci yarýþýnda meþhur II. Vatikan Konsilinde kabullenil-miþtir. 7 Aralýk 1965 yýlýnda 70 menfi oya karþýlýk 2308 oylaonaylanan din özgürlüðü kararý þu cümlelerle deklare edilir;"Dinî inanç konusunda vicdanýnýn aksini yapmaya hiç kimsezorlanamaz. Ýman, bizatihi iradî bir karakter taþýmalýdýr."108

3. Zimmet Akdi Müslüman olmayanlarla iliþkide bir örnek olabilir mi?

Sözlükte kefalet, güvenlik, söz verme gibi manalarý olan zim-met, gayrimüslim olanlarýn Ýslam ülkelerinde geçici/daimi otur-ma hakký elde etmesi demektir. Bu haklar anlaþma, doðum, evlen-me ve devlet baþkanýnýn af ilan etmesi ile kazanýlabilir. Zimmet

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 79

106 Arnold, T. W., Ýntiþar-ý Ýslam Tarihi, Çev; Hasan Gündüzler, Akçað Yay. Ýst, 1982, 65-66.

107 Katlen Bliss’in The Future of Religion adlý eserinden aktaran Ýzzeti, age, s.32.

108 Aydýn, Mehmet, Hýristiyan Genel Konsilleri ve II. Vatikan Konsili, SUB Yayýnlarý, Konya,1991, s. 91-92.

Page 81: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

anlaþmasý Ýslam devletine gayrimüslimlerin can, mal emniyetleri,iman, ibadet, çalýþma ve seyahat hürriyeti gibi genel haklarýný ko-ruma sorumluluðu yüklerken, buna karþýlýk zimmîler de mali(vergi/cizye) ve sosyal bir takým sorumluluklar altýna girerler.

Hz. Peygamberin (s.a.s.) hayatýnda ilk örnekleri görülen buuygulamalar Emevilerden günümüze kadar tüm Ýslamî idarelerzamanýnda devam etmiþtir. Akde imza atan zimmîler alabildiði-ne geniþ serbestiyet içinde hayatlarýný devam ettirmiþlerdir.Efendimizin (s.a.s.): "Her kim bir zimmiye zulmederse veya onugücünden fazlasý ile yükümlü tutarsa, yahut hakkýný kýsarsa yada rýzasý olmadan kendisinden bir þey alýrsa onun hasmý benim.Kýyamet gününde onunla hasýmlaþacaðým109", "Bir zimmîyihaksýz yere öldüren cennetin kokusunu duyamaz. Halbuki onunkokusu kýrk yýllýk yoldan duyulabilir110","Üç þey vardýr ki onlar-da müslümanla kafir eþittir; kiminle sözleþme yaptýysan, sözleþ-mene baðlý kal! Ýster Müslüman olsun, ister kâfir. Çünkü o söz-leþme Allah içindir. Her kiminle, aranda akrabalýk baðý varsa,onu ziyaret et. Ýster Müslüman olsun, ister kafir. Her kim sanabir þey emanet etmiþse, o emaneti sahibine ver. Ýster Müslümanolsun, ister kâfir111" beyanlarýnda genel sýnýrlarý çizilen bu nor-mu Ýslam hukukçularý sistemleþtirmiþ, zimmîlere dinî, ticarî,hukukî, sosyal ve kültürel alanlarda tam bir özerklik vermiþler-dir. Hz. Ömer'in zimmîleri öldüren Müslümanlara kýsas cezasýuygularken: "Onlar bize cizyeyi kanlarý kanýmýz, mallarý da ma-lýmýz gibi olsun diye ödüyorlar"112 sözü ile Serahsî'nin: "Bizimlehimize olanlar, onlar için de vardýr; bizim aleyhimize olanlar,onlar için de aynen vardýr. Bizim için hak olanlar onlar için dehaktýr; bizim için ödev olanlar onlar için de ödevdir... Zira onlarzimmet akdi ile böyle bir durumu kabul etmiþlerdir. Sebebi de,

N i ç i n D i y a l o g80

109 Ebu Davud, Harac ve’l-Imare, 33.

110 Buhârî, Cizye, 5; Ebû Davud, Cihâd, 165.

111 Beyhaki, Þuabu’l Ýman, Hadis no; 4362, 4/86.

112 Cassâs, a.g.e., I, 174-175; Fayda, Mustafa, Hz. Ömer Zamanýnda Gayrimüslimler, Ýstanbul1989, s. 166.

Page 82: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

canlarý ve mallarý ile haklarý týpký Müslümanlarýnki gibi telakkiedilmesidir..."113 ifadeleri erken dönem Ýslam anlayýþýný yansýt-masý bakýmýndan çok önemlidir. Bugün Ýslam coðrafyasýný oluþ-turan ülkelerde gayrimüslim vatandaþlarýn dinî ve millî kimlik-lerini koruyarak mevcudiyetlerini sürdürmesi, kilise, havra, si-nagog vb. tarihî dinî yapýlarýn hala ayakta olmasý bu anlayýþ vekabulün günümüze kadar uzayan izleri olarak kabul edilmelidir.Yalnýz tarihî hadiseler Hýristiyan ve Yahudilerin Müslümanlarakarþý ayný tolerans ile muamele ettiklerini göstermemektedir.Günümüzde Ýslam coðrafyasýnda cereyan eden askerî, ekonomik,kültürel, sosyal ve dinî birçok hadiseye bu gözle bakýldýðýndafarklý bir siyasî iradenin olduðunu görmek kýsmen imkânsýzdýr.

4. Zimmet akdi uygulamasý Müslümanlarýn üstünlüðü-nü göstermektedir. Diyalog münasebetlerinde biz bu-nu göremiyor, hatta tam aksini görüyoruz? Ýslam'ýnizzeti açýsýndan baktýðýmýzda bu tavýr doðru mu?

Hz. Peygamberin peygamberlik vasfýyla yaptýðý dinî davra-nýþlarý ile, devlet baþkaný olarak siyasî alanda günün þartlarýnamuvafýk uygulamalarýný birbirinden ayýrmak ve bu ayýrýmý iyiyapmak gerekir. Zira birinciler kýyamete kadar bütün ümmetibaðlayýcý bir deðer iken diðerleri ayný ölçüde deðildir. Bu yakla-þýmýn izahýný önceki sayfalarda 'reel-politik ve hukukî gerçek-lerle, dinî gerçekler' diyerek yapmýþtýk.

Zimmet akdi siyasî bir sözleþmedir. Efendimizin (s.a.s.) dev-let baþkaný sýfatýyla ortaya koyduðu bir uygulamadýr ve o günküdevlet-vatandaþ iliþkileri içinde Müslüman olmayanlar azýnlýðýteþkil ettiði için zimmet akdi Müslümanlarýn üstünlüðünü göste-riyor þeklinde yorumlanabilir. Hatta bu akit ile verilen hakla-ra/imtiyazlara birer ihsan olarak dahi bakýlabilir. Bu açýdan so-runun ilk cümlesi bu perspektiften doðruyu yansýtmaktadýr.

K a v r a m l a r E t r a f ý n d a 81

113 Muhammed b. Ahmed Serahsî, Þerhu Kitâbi’s- Siyeri’l- Kebîr, III, 150.

Page 83: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Fakat diyalog münasebetlerinde Müslümanlarýn ikinci sýnýfvatandaþ tanýmlamasýný andýracak bir hava içinde davrandýðý,öyle bir karakter sergiledikleri iddiasýna gelince bu tamamýylayanlýþtýr. Bu iliþkiler esnasýnda taraflar yuvarlak masa etrafýndaoturmaktadýrlar. Bir baþka ifade ile herkes eþittir. Özellikle tem-sili yapýlan deðerler, masaya konan çözüm önerileri, tarihî mi-saller içinde yüzümüzü yere baktýracak uygulamalarýn olmama-sý Müslümanlarý eþitler arasýnda birinci yapmaktadýr.

Bununla beraber þu hakikati de kabullenmek durumundayýz;idarî, siyasî, coðrafî, iktisadî, kültürel açýlardan bugün Müslü-manlar Hz. Peygamber dönemindeki Müslümanlar deðildir. So-ruda bahsi geçen zimmet akdi Müslümanlarýn egemenliðindebulunan bir devlet yapýsýnda yaþamak isteyen gayri Müslimlerleyapýlýr. Onlar dinî inanç, ibadet, eðitim-öðretim ve hukukîözerklikleri karþýlýðýnda Ýslam devletine cizye/vergi öderler. An-laþma þartlarýna baðlý kaldýklarý müddetçe de o topraklar üzerin-de yaþayabilirler. Bugünkü dille ifade edecek olursak, bu yaban-cý bir ülkede süreli veya süresiz oturum hakký almak demektir.

Günümüzde Ýslam coðrafyasý içinde böyle bir siyasî yapýlan-ma söz konusu deðildir. Bu ise Ýslam'ýn izzeti ile anlatýlmak iste-nen hususun yeniden gözden geçirilmesini gerekli kýlar. Öte yan-dan Avrupa'da 20, ABD'de 7 milyon Müslümanýn yaþadýðý istatis-tiklerle sabittir. Bunlarýn birçoðu yaþadýklarý ülkelerin vatandaþýkonumundadýr. Ekonomik, sosyal, siyasal nedenlerle yabancý ül-kede hayatlarýný sürdüren dinî, millî, kültürel kimliklerine baðlý-lýk içinde mücadele veren bu insanlarýn Müslüman olmayanlarlagireceði her türlü iliþkide Ýslam'ýn izzet'ini nasýl temsil edeceðibüyük bir problem olarak karþýmýzda durmaktadýr.

N i ç i n D i y a l o g82

Page 84: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

2. BÖLÜM

GÜNCEL BOYUT VE

FETHULLAH GÜLEN HOCAEFENDÝ

Fethullah Gülen Hocaefendi 90'lý yýllarda önce Türkiye içinde,sonra da tüm dünyada fikrî öncülüðünü yaptýðý diyalog çalýþmala-rý ile Ýslam'ýn temel deðerlerinden birini hayata taþýdý. Bu; insan-lýk olarak ortak deðerler etrafýnda birleþme, bütünleþme ve bütünfarklýlýklara raðmen birlikte yaþamaydý. Ülke içinde yurtiçi veyurtdýþý güç odaklarýný, statüko taraftarlarýný rahatsýz eden bu ha-týrlatma Türk halkýnýn sað duyusuna hitap ettiði için kabul gördüve dalga ülke sathýna yayýldý. Artýk ideolojik dönemlerin düþmankamplarýnda yer alan insanlar ortak millî menfaatler etrafýndakendi deðerlerinden taviz vermeksizin bir araya gelebiliyorlardý.

Sonra bu hava farklý bir alanda yurtdýþýna yayýldý. Dinlerarasýdiyalog insanlýk ailesi olarak birlikte yaþamanýn, global sorunla-ra birlikte çözüm üretmenin, tarihî hadiseleri günümüze taþýma-yýp tarihin geri kalmýþ zaman dilimlerinde býrakmanýn adý oldu.

Fakat her hayýrlý geliþmede olduðu gibi bir takým yerli-yaban-cý þer odaklarý, bu odaklarýn oyununa bilerek veya bilmeyerekalet olan Ýslamî çevreler ve dinî nasslarý farklý yorumlayan sami-mi dindarlar mahiyeti, dozu, kapsamý ve þekli farklý olsa da Ho-caefendi'ye itiraz ettiler. Psikolojik savaþ taktiklerini kullanýpgeniþ çaplý karalama kampanyasý içine girdiler. Üzümü yeme

Page 85: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

deðil baðcýyý dövme deyimini çaðrýþtýran ve derinlerde baþkabaþka emellere hizmet ettiðine inandýðýmýz bu çýkýþlarýn amacý-na ulaþýp-ulaþmadýðýný ilgili kiþi ve gruplara sormak lazým. Fa-kat þurasý bir gerçek ki kervan tüm hýzýyla yoluna devam ediyor.

Bu bölümde dinlerarasý diyalog ve Hocaefendi'nin ismi etra-fýnda koparýlmaya çalýþýlan fýrtýnalar etrafýnda çeþitli soru ve ce-vaplara yer vermeye çalýþtýk.

1- Fethullah Gülen Hocaefendi'nin hoþgörü ve diyaloðu Ýs-lamî açýdan temellendirmede kullandýðý deliller var mý?

Dini temeller bölümünde ele aldýðýmýz diyalog taraftarý veyakarþýtý kiþi ve gruplarýn ayet ve hadis eksenli delillerini ve cevabîdüþünceleri anlatýrken Hocaefendi'nin yorumlarýna yer vermiþ-tik. Bunlara ilave olarak Hocaefendi'nin diyalog etrafýndaki dü-þüncelerini þekillendiren insan, insan sevgisi, af anlayýþý, sosyal,siyasal, kültürel, psikolojik, sosyolojik þartlar açýsýndan kendineözgü yorumlarý ile deðerlendirdiði ayet ve hadisler de vardýr.Bunlarý þöyle sýralamak mümkündür:

1-"Rahman'ýn has kullarý onlardýr ki yeryüzünde tevazu ileyürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attýðýnda (incit-meksizin) 'Selam' der (geçerler)" (Furkan, 25/63), " (O kullar)yalan yere þahitlik etmezler, boþ sözlerle karþýlaþtýklarýnda vakarile (oradan) geçip giderler." (Furkan, 25/72), "Onlar boþ söz iþit-tikleri zaman ondan yüz çevirirler ve "Bizim iþlerimiz bize, siziniþleriniz size. Size selam olsun. Biz kendini bilmezleri (arkadaþedinmek) istemeyiz' derler." (Kasas, 28/55), "(Ey Habibim)Ýman edenlere söyle: Allah'ýn günleri(nin gelip çatacaðýný) ümitetmeyenleri baðýþlasýnlar." (Casiye, 45/14) Genelde Müslümanahlakýna iþaret eden bu ayetler Hocaefendi'ye göre diyalog vehoþgörü kahramanlarýnýn genel vasfý olmalýdýr. Çünkü etraf-ta kaba, cahil, baðnaz, taassup içinde, kendini bilmez, bilme-diðini de bilmez, hatta biliyor zanneden o kadar çok insan, grup,

N i ç i n D i y a l o g84

Page 86: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

yasa-içi ve dýþý organizasyon vardýr ki, bunlar Ýslama menfi birimaj yüklemektedir. Bu ise diyalog yolunda en büyük engeller-den biridir. Ýslamý bu menfi imajla tanýyan insanlar ya þuurlu birtercihle Ýslam ve Müslümanlar ile hiç ilgilenmemekte ya da bumanzarayý muhatap olduðu Müslümanlara sormaktadýr. Hoca-efendi böyle bir yol ayýrýmýnda yukarýdaki ayetlerde dile getiri-len hakikate dikkat çekerek taassup içinde bulunan kendini bil-mezlerle vakit geçirmeme, enerjiyi boþa harcamama taraftarýdýr.Hocaefendi bu düþüncesini ayeti ayetle tefsir sadedinde "…Her-kes kendi karakterinin gereðini sergiler" (Ýsrâ, 17/84) diyereknoktalar.114

2- "Sulh hayýrlýdýr" (Nisa, 4/128) Hocaefendi bu ayeti tefsirusûlündeki "sebeb-i nüzulün hususiyeti hükmün umumiyetinemani deðildir' prensibinden hareketle yorumlar ve der ki: "Sulhkanunu umumidir. Zaten 'Ýslam' ismi de kökeni itibariyle silmi,teslimi, emniyeti, güveni ifade etmiyor mu? Öyle ise bunlarý tamtemsil ve tesis etmeden hakiki Müslüman olmamýz mümkün de-ðildir.115" Daha sonra muellefe-i kulub tamlamasý ile Kur'an'dazekât paralarýnýn harcama kalemleri arasýnda anlatýlan hususadeðinen Hocaefendi, Müslümanlarýn zalimlerin teri ile kazan-dýklarý paralarýn oluþturduðu devlet hazinesinden Müslüman ol-mayanlara da sýrf kalplerinin Ýslama ýsýndýrýlmasý için ödenekayrýlmasýný dikkat nazarlarýmýza arz eder. Gerçekten bu iki hu-sus konumuz olan diyalog perspektifinden bakýldýðýnda isterehl-i kitap isterse kâfirlerle iliþki adýna bizlere çok farklý ufuklarkazandýrmaktadýr.

3- Ehl-i kitapla dinî meseleler üzerinde tartýþma metodu adý-na Kur'an'ýn Müslümanlara verdiði emir, Hocaefendi'nin hoþgö-rü ve diyalog açýsýndan nazara verdiði bir baþka Ýslamî delildir.Kur'an insanlýða sunmuþ olduðu tevhid akidesi itibariyle orijinal

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 85

114 Gülen, Fethullah, Ýnsanýn Özündeki Sevgi, hazýrlayan, Ö. Faruk Tuncer, Ufuk Yayýnlarý,Ýst, 2003, s. 121.

115 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 150.

Page 87: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

haliyle Yahudilik ve Hýristiyanlýktan farklý bir özelliðe sahip de-ðildir. Hz. Adem ile baþlayýp kýyamete kadar devam edecek uzunzincirin bir parçasýndan ibarettir. Dolayýsýyla bu hakikatin özel-likle Hýristiyan ve Yahudilere anlatýlmasý ayrý bir anlam ifadeeder. Ama her insan için tabiî ve normal olan kendi dinî deðer-lerine baðlýlýk belki bunu kabullenmekte bir engel teþkil eder. Bubüyük engeli aþmada da en büyük görev tebliði yapan kiþileredüþmektedir. Kur'an bu çizgide muhataplarýna emir verirkender ki: "Ehl-i kitab ile en güzel olan þeklin dýþýnda bir tarzda mü-cadele etmeyin ve onlara þöyle deyin:"Biz, hem bize indirilen ki-taba, hem size indirilen kitaba iman ettik. Bizim Ýlahýmýz da si-zin Ýlahýnýz da bir ve ayný Ýlahtýr ve Biz O'na gönülden teslim ol-duk." (Ankebut 29/46) Hocaefendi bu ayeti Bediüzzaman'danbir iktibas ile þöyle bir yorumlar: "Kur'an bu ayetiyle üslupta ta-kýnacaðýmýz tavrý ve sergilememiz gereken adabý salýklýyor. Ýs-lam'da münazara þekil ve üslûbu konusunda Bediüzzaman'ýnsöyledikleri son derece dikkat çekicidir: O," Münazarada karþý-sýndakinin maðlubiyeti ile memnun olan insan insafsýzdýr "derve "Onun maðlup olmasýyla siz bir þey kazanmazsýnýz; siz mað-lup olup da o kazanmýþ olsaydý o takdirde siz bir yanlýþýnýzý dü-zeltmiþ olacaktýnýz." Tabiî bunu sahip olunan dinî deðerlerin üs-tünlüðü çizgisinde deðerlendirmemek lazým.

Fakat Yahudilerin ve Hýristiyanlarýn zalim olanlarý bu kaide-nin dýþýndadýr. Onun için Kur'an ayete: "Zulmedenleri hariç" is-tisnasýyla baþlar. Hocaefendi de bu istisnaya dikkati çekerek ni-hai olarak þöyle söyler: "Ehl-i kitabýn zalim olmayan kesimiylemünasebetlerimizde þiddetli davranma ve onlarýn iflahýný kes-me düþüncesi Ýslamî bir düþünce ve davranýþ deðildir. Böyle birdüþünce ve davranýþ Ýslamî olmaktan öte, Ýslamî kaide ve pren-siplere aykýrý bir çarpýklýk demektir.116"

4- Ehl-i kitapla alakalý olarak yer yer öldürme dahil yaptýrým-larýn öngörüldüðü ayetlere-ki biz bunlara daha önce uzun uzun

N i ç i n D i y a l o g86

Page 88: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

temas ettik- Hocaefendi'nin getirdiði yorumlar þayan-ý dikkattir.Ýki þey söylüyor bu çerçevede Hocaefendi; bir; delalet-i katiyye,iki; þahýslar deðil vasýflar.

Birinci hususla alakalý olarak net ifadeleri þöyle; "Kur'an-ý Ke-rim'de Hýristiyanlýk ve Yahudilik hakkýnda kullanýlan ifadelerinçok sert olduðu söylenir. Bence bu meseleye yaklaþýrken çok dik-katli olmak gerekir. Geçmiþ dönemlerde, bazý Hýristiyan ve Yahu-dilerin apaçýk gerçek karþýsýnda gösterdikleri inat, ayak diremeve düþmanlýðý ifade için Kur'an'ýn kullandýðý ayný üslup, herza-man ki Yahudi ve Hýristiyanlar için de kullanýlacak diye bir þart,bir mecburiyet olamaz. Bu tur ayetlerde sübut-u kat'iyye arandý-ðý gibi delalet-i kat'iyye de aranmalýdýr. Yani bu ayetlerin Kur'anayetleri olduðu kesindir. Fakat o ayetlerin ilk günden bu yana herYahudi ve Hiristiyaný içine aldýðý kesin deðildir."117 Hocaefen-di'nin bu yorumunda dayandýðý delil usul-u fýkýhtaki "Hükmünmuþtakka ta'liki mehaz-i iþtikakýn illiyyetini iktiza eder" yani'herhangi bir hükmün bir þart veya sebebe baðlanmasý, o þart ve-ya sebebin o hükmün illeti olmasýný gerektirir" kaidesidir.

Ýkinci hususu ise þöyle açýklýyor; "Kur'an'ýn bu üslubu o dö-nemlerde kendilerini Yahudilik ve Hýristiyanlýða mensup adde-denlerin Yahudilik ve Hýristiyanlýða getirdikleri yanlýþ yorum-lardan ve o yorumlarý hayatlarýna hayat kýlmalarýndan dolayýdýr.Daha doðrusu, dinî inanç ve düþünceyi bir düþmanlýk sebebi vemalzemesi yapmalarýndan dolayý, Kur'an onlarý böyle bir üslup-la ele almýþtýr. Yani Kur'an'ýn tavrý þahýslara deðil, yanlýþ davra-nýþ, yanlýþ düþünce ve gerçek karþýsýnda ayak direyip düþmanlýküretme ve tasvip edilemeyecek sýfatlara karþýdýr. Bu sýfatlarakarþý çok daha sert ifadeleri bizzat Tevrat ve Ýncil'de görmekmümkündür." Bütün bunlardan sonra þöyle noktalar Hocaefen-di meseleyi: " Kanaatime göre tarihî hadiseleri kendi tarihsellik-

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 87

116 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 181-182.

117 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 184.

Page 89: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

leri içinde ele almalý. Her hadiseyi kendi þartlarý içinde ve konu-mu içinde deðerlendirmeli."118

2- Hocaefendi'nin diyalog etrafýndaki düþüncelerininþekillenmesinde 'insan' ve 'sevgi' anlayýþýnýn rolü varmýdýr?

Hocaefendi'de insan telakkisi ve buna baðlý olarak insanasevgi ve muhabbet anlayýþý baþkalarý ile diyalogda merkezî birrole sahiptir. Onun insan telakkisi tek kelime ile Ýslam'ýn insantelakkisidir. Yunus Emre'nin enfes ifadesiyle "Yaratandan ötürüyaratýlaný sevme" diye özetleyebileceðimiz bu anlayýþ, yaklaþýmve kabul Hocaefendi'nin insanlarla ferdî ve içtimaî iliþkisinin te-melini oluþturmuþtur. Ýki noktaya dikkat çekiyor Hocaefendi;bir; "Sevgi varlýðýn sebebi, özü ve varlýklarý birbirine baðlayan engüçlü baðdýr." Ýki; insan Allah'ýn sanatýdýr. Öyleyse "Allah'ýn sa-natý olan insanlara sevgiyle yaklaþmama, Allah'ý da, Allah'ý se-venleri de, Allah'ýn sevdiklerini de rencide eder." Allah'ý rencideeder; çünkü bu O'nun sanatýna karþý alakasýzlýktýr. Allah'ý seven-leri ve O'nun sevdiklerini rencide eder; çünkü Allah'a karþý olanalakasýzlýk bunlara karþý alakasýzlýktýr. Öyleyse insana farklý birbakýþ açýsý Müslümanýn kendi temel çizgisinden kaymasý de-mektir.119

Kendi ifadeleri ile takip edecek olursak bir Ýtalyan gazetesineverdiði röportajda þöyle der Hocaefendi: "Sevgi yaþatan bir ik-sirdir; insan sevgiyle yaþar. Sevgiyle mutlu olur ve sevgiyle çev-resini mutlu eder. Allah, insanlarý birbirine baðlama konusundasevgiden daha güçlü bir irtibat unsuru, bir zincir yaratmamýþtýr.Varlýðýn özü, esasý sevgidir. O sevgiye baðlý yaratmýþtýr yarattýðýher þeyi ve sevilme zevk-i ruhanîsine raptetmiþtir varlýk ve in-sanlarla münasebetini. Sevginin tecelli alaný ise ruhtur; biz onunereye ve neye yönlendirirsek yönlendirelim o hep Allah'a mü-

N i ç i n D i y a l o g88

118 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 184.

119 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 31.

Page 90: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

teveccihtir. Bundan dolayý, biz evvelen ve bizzat Allah'ý sever veO'ndan ötürü baþkalarýna karþý da alâka duyarýz. Hakk'ýn tecellive teveccühlerinin hatýrýna herkesle ve her nesneyle bir çeþitmünasebete geçer, O'nun namýna onlara takdirler yaðdýrýr veaþk u alâkamýzý ilan ederiz."

Tahmin edileceði gibi Hocaefendi'nin düþünce dünyasýndainsan din, dil, ýrk, cins vb hiç bir ayrýma tabi tutulmaksýzýn insansuretinde yaratýlan herkesi içine alýr. Bu, bir Yahudi cenazesi ge-çerken ayaða kalkýnca ashabýn Yahudi hatýrlatmasýna "Ama birinsan120" sözleri ile cevap veren Efendimizinin (s.a.s.) bakýþ açý-sýný günümüze taþýmaktadýr.

Üzüm salkýmýný andýrýr kývýrcýk saçlarý olan bir köle idareci ol-sa itaat edilmesi,121 Allah katýndaki hakiki üstünlüðün takva ile ol-duðunun sürekli vurgulanmasý122 gibi baþka delillerle desteklene-cek bu temel zaviyesinden bakýnca Hocaefendi'nin insana bakýþaçýsý temel dinî referanslarla birebir örtüþmektedir. O sadece 15asýrlýk Ýslam tarihi içinde siyasî, ekonomik, askerî vb. sebeplerlegerçekleþen savaþlardan kaynaklanan düþmanca yaklaþýmlarýngeçiciliðini vurgulamakta ve asýl kaynaklara dikkati çekmektedir.

Ýnsan sevgisine gelince; Bediüzzaman'dan hareketle "kâina-týn mayesi ve varlýk sebebi" yaklaþýmýný olduðu gibi kabullenenHocaefendi, sevgiyi yeryüzünün en büyük güç ve kuvveti olaraktanýmlar. Öyle ki sevginin yenemeyeceði hiç bir kuvvet yokturdünya üzerinde. Sevgiden mahrum insanlar egolarýnýn labirent-lerinde dolaþan ve karanlýklar içinde ömür tüketen zavallýlar-dýr.123 Çünkü "sevgiyi sevmek, düþmanlýða düþman olmakinançla coþan bir kalbin en mümeyyiz (belirgin) vasfýdýr. Her-kesten nefret ise ya gönlü þeytana kaptýrmýþlýk veya bir cinneteseridir." Sözlerini þöyle tamamlar Hocaefendi: "Sen insaný sev

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 89

120 Nesai, Cenaiz, 46.

121 Buhari, Ahkam, 4.

122 Hucurat 49/13.

123 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 17-18.

Page 91: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

ve insanlýða hayran ol! Aç herkese, açabildiðin kadar sineni; um-manlar gibi olsun! Ýnançla geril ve insana sevgi duy; kalmasýnalaka duymadýðýn ve el uzatmadýðýn mahzun bir gönül!.. 124"

3- Mutlak anlamda 'insan' ve 'sevgi', dost-düþman her-kesi sevme anlamýna gelmez mi?

Denge Ýslam'ýn en temel özelliðidir. Hocaefendi'nin 'insan' ve'sevgi' derken bu dengeyi gözden uzak tutmasý düþünülemez. Ni-tekim bir baþka münasebetle dile getirdiði þu sözleri bunu isbat-lamaktadýr. Bu ayný zamanda sorunun da net cevabýdýr: "Ýs-lam'ýn evrensel prensipleri çerçevesinde sevgi mülahazasý vesevgi düþüncesi çok dengelidir. Zalim ve mütecavizler bu sevgi-den mahrumdur. Zira zulmedene gösterilen sevgi ve merhametonu iyice saldýrgan yaptýðý gibi, ayný zamanda baþkalarýný da te-cavüze sevk eder. Bu sebeple evrensel sevgiyi tehdit eden bu türinsanlara karþý merhamet edilmez. Çünkü zalime gösterilenmerhamet, mazluma karþý yapýlmýþ en büyük merhametsizlik-tir.125 " Ayný istikamette bir baþka yerde þöyle der Hocaefendimealen; anarþi ve teröre karýþan, ülkenin birliðine ve bütünlüðü-ne dokunan, memleketi bölmek isteyen, ülke insanýnýn varlýk vebekasýna karþý cephe alýp tahribatta bulunan kiþilere 'acýmalý,merhamet etmeli' tarzýndaki yaklaþýmlar insanlýk sevgisi ile bað-daþmadýðý gibi bu masumlarýn gözyaþlarýna seyirci kalmaktýr.126

Zalimin, kaide ve kural tanýmaz insanlarý yola getirmenin Ýs-lamî bir vecibe olduðu muhakkaktýr. Ýyiliði emretme, kötülük-ten insanlarý sakýndýrma bir prensiptir ve inanan insanlarýnüzerine Allah tarafýndan yüklenen sorumluluktur.127 Allah'ýnemir ve yasaklarýna aykýrý bir durumla karþý karþýya kalýndýðýn-da önce el, sonra dil ile müdahalede bulunma, nasihat etme,bunlar yapýlmadýðý takdirde kalbiyle buðz etme128 bizzat Efen-

N i ç i n D i y a l o g90

124 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 31.

125 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 51.

126 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 49.

127 Âl-i Ýmrân, 3/104.

Page 92: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

dimizin beyanlarý ile Ýslamda yerini bulan ayrý bir uygulamadýr.Þu hadis de ayný hakikate parmak basar; Efendimiz bir gün as-habýna: "Zalim de olsa mazlum da olsa kardeþine yardým et"buyurur. Sahabe taaccüb içinde sorar; "Mazlumu anladýk da za-lime nasýl yardým edeceðiz?" Cevap alabildiðine nettir; "Onuzulmünden vazgeçirmek suretiyle yardým edebilirsiniz.129 "

Hocaefendi'ye göre bütün bu vazifelerin hakkýyla yerine geti-rilebilmesinde sevgi anahtar kavramdýr. Çünkü "sertlik ve hýr-çýnlýkla hiç bir yere varýlamayacaðý ve varýlmadýðý ortadadýr,sevgi, saygý ve muhabbetle -kime ait olursa olsun- kapýlarýnýntokmaðýna dokunulduðunda, diyalog yollarýnýn açýldýðý ve in-sanlara temsil ettiðiniz esaslarý anlatma imkânýnýn doðduðuizahtan varestedir.130" Yoksa Hz. Musa'nýn asrýn Firavununa di-nini teblið etmek üzere giderken Allah'tan aldýðý 'kavli leyyin"emrini baþka nasýl izah edebiliriz ki? Kavl-i leyyin/yumuþak üs-lup bizzat Allah'ýn beyanýna göre Firavun'un kalbinin yumuþa-masýna ve düþünmesine vesile olabilecek bir deðerdir.131 Zirakavl-i leyyin, kalb-i leyyin; hal-i leyyin ve tavr-ý leyyin'e sahip birkalbin ürünü olabilir ancak.132

4- Af anlayýþý diyalog düþüncesini besleyen bir baþkaunsur olabilir mi?

Ýslamî çerçeve içinde kabullenilip uygulanan af, týpký insan vesevgi gibi baþkalarý ile diyalog düþüncesini besleyen bir baþkaunsurdur. Fakat diyalog ekseninde önce bazý tarihî gerçeklerinkabullenilmesi lazým; diyalog içinde bulunduðumuz çevrelerlemazideki münasebetlerimiz müspet manada bir hatt-ý müsta-kim takip etmemiþtir. Haçlý savaþlarý, Moðol istilasý ve emperya-lizm dönemlerinde yaþanan hadiseler iç açýcý deðildir. Düþman-

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 91

128 Müslim, Ýman, 78; Tirmizi, Fiten, 11; Nesai, Ýman, 17.

129 Buhari, Mezalim, 4; Ýkrah,7; Tirmizi, Fiten, 68.

130 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 58.

131 Taha, 20/44.

132 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 28.

Page 93: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

lýk bu dönemlerin üzerine oturtulduðu temel münasebet tarzý-

dýr. Kýlýç, ok, yay, mýzrak, tüfek, dinamit, top, tank, uçak, uçak-

savar, atom bombasý vb. isimleri devirlere göre deðiþse de deðiþ-

meyen iletiþim araçlarýdýr. Tabii bunlarýn iletiþim vasýtasý olduðu

yerde netice kan, irin, ölü, yaralý, dul, yetim, öksüz, nefret, kin,

gayz, öfkedir. Hocaefendi'nin bu çerçevede çok net bir teklifi var;

"Tarihî hadiseleri kendi tarihsellikleri içinde býrakalým133." Ona

göre þu ya da bu gerekçe ile haklý ya da haksýz nedenlerle yapýl-

mýþ bu savaþlar zaten mazi derelerinde kalmýþtýr. Her tarafýndan

kin, nefret akan bu dereleri günümüze doðru tekrar akýtarak ye-

ni nesilleri bununla yýkamanýn bir anlamý yoktur.

Af bu düþünceyi hayata geçirmede müracaat edilecek yegâne

unsurdur. Efendimizin birçok uygulamasý bunu hayata geçirme-

mizin için yeterlidir. O, Mekke fethinde yýllarca hem kendine

hem de bütün inananlara kan kusturan müþrikleri Hz. Yusuf'un

kardeþlerini af ettiði gibi affetmiþtir. Hz. Yusuf: "Bugün sizi ký-

nayacak, serzeniþte bulunacak deðilim! Ben hakkýmý helâl ettim

Allah da sizi affetsin. Çünkü merhamet edenlerin en merhamet-

lisi O'dur134 " demiþ, Efendimiz de (s.a.s.) þöyle buyurmuþtur:

"Daha önce yaptýklarýnýzdan dolayý bugün size kýnama yoktur.

Allah sizi de affeder. O merhametlilerin en merhametlisidir. Gi-

diniz, hepiniz hürsünüz.135"

Hz. Peygamber (s.a.s.) yýllarca kendisine ve bütün inananla-

ra eziyet eden Ebû Cehl'in oðlu Ýkrime'yi de af etmiþtir. Kaldý ki

Efendimizin bazý Müslümanlarýn Ebu Cehil hakkýnda ileri-geri

konuþma ve bunun Ýkrime'yi rahatsýz edebileceði ihtimalini na-

zara alarak þöyle buyurmasý affýn çok çok ötesinde bir adýmdýr;

"Babalarýný kýnamak ve haklarýnda lüzumsuz söz söylemek sure-

tiyle çocuklarýný rencide etmeyin.136 "

N i ç i n D i y a l o g92

133 Gülen, Fethullah, a.g.e., 185.

134 Yusuf, 12/92.

135 Ýbni Esir, Üsdü’l-Ðabe, 3/567; Kenzu’l Ummal, 13/540.

Page 94: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Hocaefendi'ye göre insan, Efendimizin bir hadisinde yerini

bulduðu teþbihle 'ekin' gibidir. Ekin ise rüzgârýn esiþ yönüne gö-

re istikamet deðiþtirir. "Ýþte bu fýtrata sahip insanlar için iniþler

ve çýkýþlar, günah ve sevaplar tabiîdir. Zaman zaman günahlarla

kirlenip fýtratýný bozan bir insan içinse, af her þeydir. Günahla-

rýndan, yaptýklarýndan piþman olup af beklentisi içine girmek

bir erdem, ama af etme bundan daha yüce ve yüksek bir fazilet-

tir." Hocaefendi af konusundaki yaklaþýmlarýnýn adeta temeli

diyebileceðimiz bu düþüncelerini Hz. Âdem'in affedilmesi, Hz.

Mesih'in taþlanmaya götürülen suçluya ilk taþý günahsýz birisi-

nin atma isteði gibi hadiselerle destekledikten sonra der ki:

"Baþkalarýný affetmeyenin af beklemeye hakký yoktur… derecesi-

ne göre herkese karþý saygýlý olmayan saygý göremez. Herkesi

sevmeyen sevilmeye layýk deðildir. Bütün insanlarý hoþgörü ve

müsamaha ile kucaklamayan afv u safh görme liyakatini yitir-

miþtir.137 " Bundan sonra sözlerini þu cümlelerle taçlandýrýr;

"Onun için bugünkü nesillerin kendi evlat ve torunlarýna en bü-

yük armaðaný "affetmesini" öðretmek olmalýdýr.138

5- Hoþgörü ve tolerans öncüsü olarak kamuoyuna mal olanHocaefendi'ye göre tolerans veya hoþgörü ne demektir?

Tolerans Latince -aslý "tolerare"- bir kelime olup katlanma,

tahammül etme, göz yumma, izin verme, aldýrmama, hoþ görme,

iyi karþýlama gibi anlamlara gelir. Tolerans Türkçede hoþgörü,

Arapçada müsamaha kelimeleri ile karþýlanýr. Toleransýn, hor-

görmek ve yasaklamak ile baþkalarýnýn inanç ve düþüncelerine

saygý göstermek arasýnda deðiþen derece ve biçimlerinin olduðu

söylenebilir.139

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 93

136 Müstedrek,3/241; Kenzul Ummal,13/540-541.

137 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 29.

138 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 25.

139 Atalay, Orhan, Doðu ve Batý Kaynaklarýnda Birlikte Yaþama, GYV Yayýnlarý, Ýst. 1999,s.370

Page 95: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Hoþgörünün tarih boyunca farklý dönem, farklý ülke, farklýdin, farklý millet ve devletlerde birbirinden alabildiðine farklý bi-çimlerde tezahürü, ilgili dönem, ülke, din, millet ve devletin ge-nel kabulleri, siyasî sistemleri, dinî deðerleri, ýrk, dil, din, cinsi-yet ayrýmýndaki tarihsel görüþ ve uygulamalarý ile alakalýdýr. Buaçýdan insanlýk hesabýna genel bir hoþgörü anlayýþýndan bahset-mek imkânsýzdýr. Söz gelimi Müslümanlar ile Hýristiyanlarýn"öteki" anlayýþý zamanlara göre deðiþmiþtir. Bu da ister istemeziliþkilerin barýþtan savaþa uzanan farklý çizgilerde tezahürünesebebiyet vermiþtir.

Bu genel tarif ve uygulamaya ait kýsa yorumdan sonra Hoca-efendi'nin yaklaþýmýna gelecek olursak; hoþgörü Hocaefendi'nininsan sevgisi ve af anlayýþý üzerine kurulu, insanýn kendisindenbaþka -ana-baba, eþ, çoluk-çocuk, dost-düþman dâhil- herkesleiliþki þeklini belirleyen davranýþ metodudur. Hocaefendi bununkendisine ait bir düþünce olmadýðýný ýsrarla vurgular. HoþgörüÝslam'ýn genel karakteri140 ve müntesiplerini sorumlu kýldýðý biryükümlülüktür. Hz. Âdem'den Hz. Muhammed'e kadar bütünpeygamberlerin yeryüzünde temsil ettiði bir hakikattir. "Benimrahmetim her þeyi kuþatmýþtýr" (A'raf,7/156) ve "Þüphesiz rah-metim gazabýmý geçmiþtir141 " diyen Allah'ýn ahlakýný yansýt-maktadýr. "Silm" ve 'selamet" kökünden gelen ve "if'al" babýnda(kipinde) kullanýldýðýnda 'teslimiyet, selamete erdirmek, karþý-lýklý emniyet ve barýþý tesis etmek' manalarýna gelen Ýslam'danzaten baþka bir þey beklemek abes olur. Bu sebeple hoþgörününtam karþýtý olan 'hor-görü' ile insanlara yaklaþma, emniyet vegüvene dayanan bir sistemin terörle örtüþtürülmesi Ýslam'ýn ru-hunu kavrayamamanýn ifadesidir.142

Hocaefendi'ye göre hoþgörü, ötekilere iltihak etmek, onlargibi düþünmek, yaþamak, kendi deðerlerinden taviz vermek

N i ç i n D i y a l o g94

140 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 135.

141 Ahmed b. Hanbel, Nusred, 2/257.

142 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 52-53.

Page 96: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

deðildir.143 Aksine 'baþkalarýný kendi konumlarýnda kabulle-nip onlarla iyi geçinmesini bilmek demektir.144' Burada þu so-ru sorulabilir, baþkalarý ile iyi geçinmek mecburiyetinde mi-yiz? Önceki sayfalarda da belirttiðimiz gibi tek kelime ile fark-lýlýk insanoðlu adýna Allah'ýn çizdiði bir kaderdir. Yaratýlýþta,duyguda, düþüncede, inançta, hemen her alandaki bu farklýlýk-larý ortadan kaldýrarak tek tip bir insan oluþturmak mümkündeðildir. Dolayýsýyla bizler cebrî kaderin mecburî istikamet de-yip önümüze koyduðu bu plan üzerinde yaþamak zorundayýz.Öyleyse insanoðlunun dünyadaki ilk gününden beri devameden farklýlýklarý hiçe indirgemek için boþuna çaba sarfetmek,zaman ve enerji kaybetmek yerine farklýlýklarý kabullenip on-larý çatýþma sebebi yapmadan birlikte yaþama yolunu araþtýr-mamýz gerekir. Daha açýk bir ifadeyle yol iki görünüyor; ya bir-birimizle tartýþacak, kavga edecek ve savaþacaðýz ya da uzlaþa-caðýz. Ýþte hoþgörü olgusu bu uzlaþma yolunu seçmenin adýdýr.

6- Hocaefendi'nin diyalog faaliyetleri Türkiye içinde vedýþýnda olmasýna göre farklýlýk arz eder mi?

Din, dil, kültür, bayrak, vatan ve benzeri yüzlerce ortak pay-damýzýn olduðu insanlarla, bu ölçüde ve yoðunlukta ortak pay-damýzýn olmadýðý kiþilerle iliþkimizin farklý seviye ve þekillerdeolmasý tabiidir. Hýristiyan olmayan Hýristiyana, Yahudi olmayanYahudiye, Müslüman olmayan da Müslümana göre dinî açýdanfarklý bir kategoride yer almaktadýr. Fakat bu dinî farklýlýklarý-mýza raðmen hayatýn sair alanlarýnda birbirimizi dýþlamayý ge-rektirmemelidir.

Bu genel felsefe Hocaefendi'nin iç ve dýþ dünyadaki hoþgörüfaaliyetlerinin farklý alanlarda ve farklý þekiller kazanmasý neti-cesini vermiþtir. Bu soruya tam cevap verebilmek için 90'lý yýllaröncesi Türkiye ortamýný hatýrlamak gerekir. Türkiye 12 Eylül

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 95

143 Gülen, Fethullah, Iþýðýn Göründüðü Ufuk, Ýstanbul, 2000, Nil Yayýnlarý, s. 212.

144 Gülen, Fethullah, Ýnsanýn Özündeki Sevgi, s.141.

Page 97: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

1980 ihtilali öncesi toplum kesimlerinin birbirleri ile kavgalý ol-duðu çok acý bir dönemi yaþamýþtýr. Ýþçi eylemleri, üniversite öð-rencilerinin boykot ve gösterileri ve hemen hergün ölen yarala-nan onlarca vatan evladý ülkenin rutin gündemidir. Asker, polis,sivil ayýrýmý yapmaksýzýn toplumun tüm kesimlerini bir þekildeiçine alan bu kavgalý ortam ideolojik nedenlerle çýkmýþ olsa bile,sonunda Türkiye insanýnýn dün, bugün ve yarýnýný karartan birhüviyete bürünmüþtür. Bugün bile ideolojik kamplaþmanýn enileri seviyede yaþandýðý o kötü günlerin izlerini hala üzerimizdentoplum olarak attýðýmýz söylenemez.

Aslýnda 1980'den baþlattýðýmýz bu süreç yakýn tarih itibariyleçok daha eskilere götürülebilir. Malum, tarihçiler nezdinde 'ya-kýn tarih' dendiðinde kastedilen en az bir asýrlýk zaman dilimi-dir. Bu gözle yakýn tarihimize bakacak olduðumuzda 12 Eylülöncesine benzeyen nice tablolar yaþanmýþ, toplum kendi içinde'düþman kamplara bölünmüþ,145 vatan evladý bu süreçte figüranolarak kullanýlýp kurban edilmiþtir. Bundan daha kötüsü oncaortak paydaya raðmen meþhur filozof Platon'un dediði gibi "Ho-mo homini lupus; insan insanýn kurdu" olmuþ ve bu neredeysegenel karakterimiz haline gelmiþtir. "Kâfir", "Fasýk", "Karþý cep-henin insaný" gibi suçlamalar söz konusu kamplaþmayý ifade et-mek için kullanýlmýþtýr. Hâlbuki Hocaefendi'nin deðerlendirme-sine göre: "Ne kendilerine kâfir denilenler kâfirdi, ne de Müslü-man'ým diyen insanlar Ýslam'ýn hakiki temsilcileri idi.146" Bütünbunlar ülke menfaatini gözetmeyen -her ne kadar öyle gözüksede!- iç ve dýþ mihraklar tarafýndan planlanan büyük bir oyundanibarettir.

Hocaefendi, basiretli bir aydýn olarak, içinde yaþadýðý zamanve mekâný, orada cereyan eden hadiseleri iç ve dýþ yüzleri ilebirlikte gayet iyi okuduðu için bu sürecin sürekli karþýsýnda ol-muþtur. 1980 öncesi Manisa'da, Ýzmir Bornova'da cami vaaz ve

N i ç i n D i y a l o g96

145 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 64.

146 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 75.

Page 98: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

sohbetlerinde, süreli mecmualara yazdýðý yazýlarýnda milletiuyarmayý kendine vazife edinmiþ, anarþizme prim verilmemesigerektiði defalarca söylemiþtir.

Hocaefendi konjonktürün de etkisiyle 90'li yýllarýn baþýndasayýlamayacak kadar çok ortak paydasý bulunan Türkiye insaný-nýn yeniden birlik olmasý için adeta bir ataða geçmiþtir. Dün bir-birleri hakkýnda ölüm fermanlarý kesen insanlarý ülke menfaatiistikametinde bir araya getirmeyi Hocaefendi yeni bir misyonolarak benimsemiþ ve bizzat kendisi bu faaliyetlerde aktif rol oy-namýþtýr. Dinî, siyasî, kültürel, ekonomik hemen her kesimdenönde olan insanlarla çeþitli vesilelerle bir araya gelmiþ, küçükmeseleleri kavga sebebi yapmamanýn gereðini vurgulamýþtýr.Ona göre paylaþýlan o kadar çok ortak payda vardýr ki bunlar için-de bir dönemde iþgale uðramýþ bir ülkenin fertleri olarak mazlu-miyetler, maðduriyetler ve mahkûmiyetler dahi vardýr. Bu menfiþeyler bile birlikte oturup konuþmanýn sebebi sayýlmalýdýr.147

Kaldý ki küreselleþme rüzgârý istese de istemese de dünyatüm dünya ülkeleri gibi Türkiye'yi de önüne katmýþ bir yere doð-ru sürüklemektedir. O tarihlerde sadece sesi duyulan bu rüzgâraslýnda yeni deðiþim ve dönüþümlerin sesidir. Nitekim ileri gö-rüþlü nice ilim, siyaset ve din adamý kin, nefret, düþmanlýk üze-rine devletler, milletler, kültürler, dinler arasý irtibatýn imkânsýzolacaðýný söylemiþti.

Bu insanlar arasýnda bir ses olan Hocaefendi söz konusu dü-þüncelerini þöyle seslendiriyordu: "Türkiye'yi böyle bir gelecekbeklerken onun kendi içinde boðuþmasý akl-ý selimle izahýmümkün olmayan bir durumdur.148 Gelecekte uzaklar yakýnolacak ve dünya küreselleþerek bir köy haline gelecektir. Dolayý-sýyla Hýristiyan, Yahudi, Budist ve Ateist demeden her kesimdeninsanla münasebet kurmak ve onlarla bir diyalog ve anlaþma ze-mini aramak þimdiden kaçýnýlmaz görünmektedir. Ama böyle

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 97

147 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 145.

148 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 141.

Page 99: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

bir sürecin devamý her þeyden evvel ayný prensibi ayný düþünce-yi benimsemiþ olanlarla anlaþma ve uzlaþmaya baðlýdýr. Zira ya-kýn dairede meydana gelebilecek problemler önlenmeden vemevcut problemler de çözülmeden muhit hattýnda müessir ol-mak imkânsýzdýr.149"

Hocaefendi pratiðe döktüðü bu düþünceleri ile Türkiye vedünyaya bu gözle bakabilen saðduyulu, vatanýný, milletini, devle-tini, dinini seven her kesimden müsbet tepkiler aldý. Dolayýsýylaher ne kadar ilk adýmý Hocaefendi atmýþ olsa da, en azýndan buçaðrýya müsbet cevap veren insanlarýn da hakkýný teslim etmeklazým. Hatta inanç, ideoloji, dünyaya bakýþ açýsý itibariyle tam ak-si kutupta bulunan nice siyaset ve ilim adamlarýnýn da paralelçizgide adýmlar attýðýný tarihe not olarak düþmek gerekir. YalnýzHocaefendi'yi burada þanslý kýlan kendisini bir fikir ve kanaat ön-deri olarak kabullenen insanlarýn O'nun sunduðu öneriyi sahip-lenmeleri ve hayata geçirmeleridir. Bu insanlarýn entellektüel se-viyesini de ayrý bir özellik olarak ilave etmekte yarar var.

Ayrýca Hocaefendi Türkiye içindeki kamplaþmalar, gruplaþ-malar özelindeki problemlerin jeopolitik ve tarihî açýdan ülke-mizin sahip olduðu konuma iþaret ederek de bir an önce çözül-mesi gerektiðine inanýyordu. Onun tespitlerine göre Türkiyebölgede bir denge unsuru olmak zorundadýr. Bu gerçeði baþta si-yasî ve bürokrat kesim olmak üzere toplumun tüm katmanlarý-na þöyle seslenerek ifade eder: "….bu seviyedeki bir ehemmiyetiönce bizzat Türkiye'nin idrak etmesi ve hem içte hem de dýþtapolitikalarýný ona göre geliþtirmesi lazýmdýr. Ortadoðu'dan, As-ya'nýn merkezini teþkil eden Türk dünyasýna, Kuzey ve Orta Af-rika'dan Balkanlara, Avrupa içlerinden Güney ve GüneydoðuAsya'ya kadar uzanan geniþ bir coðrafyada birçok faktörden kay-naklanan bir Türkiye tesirinin bulunduðu inkar edilemez. Bu te-sir her zaman gerçek boyutlarý ile görünmese de, hemen her dö-nemde hayatî bir fonksiyon eda ettiði bir gerçektir.150"

N i ç i n D i y a l o g98

149 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 165.

150 Gülen, Fethullah,a.g.e., s. 69.

Page 100: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Öyleyse Türkiye devleti ile milleti ile ne yapmalýdýr? Þöyle ce-vap veriyor ayný konuþmasýnýn devamýnda Hocaefendi: "Tarihi-nin, coðrafyasýnýn, sosyo-politik konumunun kendisine yükledi-ði bu hayatî sorumluluklar bizzat Türkiye'nin kaderinin ana ör-gülerini teþkil etmektedir. Tek tek her ferdinden bütün müesse-selerine kadar bütün Türkiye bu þuurla hareket etmek mecburi-yetindedir. Türkiye'nin basit meselelere takýlma, günübirlikkrizlerle uðraþma lüksü olmamalýdýr151"

Bu düþünceler Hocaefendi'yi harekete geçirmiþ ve ilerleyenzaman diliminde büyük açýlýmlara vesile olan faaliyetler yapýl-mýþtýr. O dönemlerde bir kýsým kiþiler bu hakikati kavrayama-mýþ, yaptýklarý eleþtirilerle sürecin karþýsýnda olmuþlardýr. Fakaten iyi müfessir olan zaman kimin haklý olduðunu göstermiþtir.

7- Türkiye içi diyalog çalýþmalarýnýn yankýlarý ne oldu?

Nezaket ziyaretleri þeklinde baþlayýp toplumun tüm katman-larýna yayýlan ve sonra yurt dýþýna taþan diyalog eksenli bu uzunsoluklu çalýþmalar saðduyulu hemen her çevreden müsbet tepki-ler aldý. Özellikle Patrik Barthelemeo, Hahambaþý David Aseo,Papa John Paul, New York Kardinali John O'Connor görüþmele-ri büyük ses getirdi. 1980 öncesi ideolojik zihniyetin, her iki ta-raftan nice ölümle neticelenen kavga ve çatýþmalarýn hýncýný ta-þýyan, intikam ateþi ile gönülleri sürekli yanan bir kýsým çevrelerelbette bu gidiþattan memnun olmadýlar. Fakat son tahlilde saðduyu galip geldi.

Sözü edilen dönemden yaklaþýk 15 yýl sonra kaleme alýnanböylesi bir kitapta o günlere ait deðerlendirmeler arasýnda busað duyunun nasýl seslendiðini hatýrlamak bir anlam ifade ede-ceði kanaatiyle bazý siyaset ve ilim adamlarý ve köþe yazarlarýnýndüþüncelerinden çarpýcý noktalarý tekrar hatýrlatma soruya ce-vap teþkil edecektir.

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 99

151 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 69.

Page 101: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

"Sayýn Fethullah Gülen, ayný zamanda Türk halk tasavvufun-daki Allah ve insan sevgisine dayanan hoþgörülü Ýslam anlayýþý-nýn deðerini de hatýrlatýyor. Çaðýn gerisinde kalmýþ olan ve bas-ký rejimleriyle yönetilen bazý ülkelerin Ýslam anlayýþýna özenmekyerine, ulusal özelliklerimizi ve birikimimizi yansýtan kendimizeözgü bir Ýslam anlayýþýný geliþtirmemiz gerektiðini, Ýslam'ýn ev-renselliðinin buna engel olmadýðýný çok güzel anlatýyor." BülentEcevit

"Fethullah Gülen Hocaefendi'yi okurken üç yüz yýllýk ted-ricî bir çöküþün ufuksuz ve rüyasýz kýldýðý bir kültür coðraf-yasýnýn bir kez daha taptaze, pýrýl pýrýl, göz alabildiðine geniþve evrensel bir hayat hamlesinin eþiðinde olduðunu duyum-suyoruz." Ayþe Þasa

Fethullah Gülen Hocaefendi bir þabloncu deðil. Elindeki mal-zemeden yeni bir deðer üretmeyi bilmiþ. Bilgiyi bir taþ yýðýný ola-rak görmüyor, bir piramit ya da bina oluþturacak zihnî faaliyet vesüreç olarak görüyor…. Dinin ana kaynaðýna dönerek ve ona yas-lanarak dine yeni bir bakýþ açýsý, ufuk getiriyor. " Nevval Sevindi

"Gülen-Bartholomeos temasý, sivil bir Ýslamî cemaat lideri-nin Cumhuriyet'ten bu yana ilk kez Hýristiyan bir din önderi ilebuluþmasýna tekabül ediyor. Bu "hasbihale" þimdiden bir mimkoymak gerekiyor. Çünkü söz konusu birliktelik tüm mukaddeskitaplarýn zikrettiði ve dinler arasýnda hoþgörü vaz' eden Ýlahîmesajýn taçlandýrýlmasý anlamýna geliyor." Hadi Uluengin

"Yakýn zamana kadar bir araya gelmesi insanlarýn hayalindengeçmeyen bilim adamlarý, din adamlarý, sanatçýlar, devlet adam-larý el sýkýþtýlar, yan yana oturdular, öpüþtüler… Fethullah Gülenile Bartholomeus kucaklaþtýklarýnda salon alkýþtan çýnlýyordu.Her iki tarafýn cemaatinin kültürsüz ve fanatik bölümünün bir-birine düþman, "pis gâvur', "barbar Türk" diye baktýðý insanlarbirbirleriyle kucaklaþýyorsa bunda bir þeyler olmalýydý; toplumda artýk birbirini sevmeli, birbirini anlayýþla karþýlamalýydý…

N i ç i n D i y a l o g100

Page 102: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Özgürlük, demokrasi, insana saygý sadece Batý'nýn benimsediðiilkeler deðildir. Gerçek Müslüman da bu ilkeleri savunur. Ger-çek Müslüman diyalogdan, hoþgörüden, diðerinin inancýna say-gýdan yanadýr. Prof Dr. Niyazi Öktem

Papa'nýn Vatikan'da Fethullah Gülen'le görüþmesi FethullahHocaefendi'yi "uluslararasý aktör" konumuna getirmiþtir… Gü-len-Papa görüþmesi Türkiye'nin demokratikleþme süreci açýsýn-dan çok deðerli bir "emniyet sübabý"dýr ve yine dolaylý yoldanTürkiye'nin istikrarlý bir ülke olmasý doðrultusunda önemli birkatkýyý ifade etmektedir. Cengiz Çandar

Mümtaz din adamý Fethullah Gülen Ýslamî tehlike fobisininyaþandýðý ve medeniyetler çatýþmasý teorisinin raðbet gördüðübir dönemde, zaten daha önce ülkemizdeki Hýristiyan ve Musevîruhbanlarla bir araya gelerek baþlattýðý hoþgörü ve diyalog ara-yýþýný bu kez Papa'yla temas saðlayarak en üst seviyeye çýkarttý.Yalnýz Türkiye çapýnda deðil, evrensel planda bir buluþma ger-çekleþtirdi. Gülen cemaatinin varlýðý Türkiye açýsýndan büyükbir þans oluþturuyor." Hadi Uluengin

"Fethullah Gülen'in diyalog arayýþlarýný çok önemli buluyo-rum. Bunun uluslararasý alana taþýnmasý Müslümanlýk açýsýn-dan da çok önemli. Fethullah Hocaefendi'nin "Hristiyan gelir,bizi misyoner yapar." korkusu yok. Ýnanmýþ bir Müslüman ola-rak diyalog kapýlarýný o açýyor herkese. Eðer kendini güçlü his-sediyor, düþüncene, inancýna itimat ediyorsan, senden farklýolanla gireceðin her diyalog zenginlik demektir. Bu türlü hareketve çabalar topluma moral verdi, kutuplaþmalarý törpüledi… Ba-zýlarý papa görüþmesinin arkasýnda ýsrarla "hinlik" arýyorlar.Ben bu açýk önemli sosyal gerçeklik ve fenomenin böyle birkomplocu bakýþla negatife indirgenmesini asla tasvip etmiyo-rum. Kimseyi kendi hayallerimizde ürettiklerimizle yargýlaya-mayýz ki. Bir düþünceyi onaylamamak, onu karalamak hakkýnývermez kimseye. Peki, ama arkasýndan ne gelecek diye kuþkuyla

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 101

Page 103: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

bakmak ortadaki güzellikleri görememekten ileri geliyor saný-rým. Diyalogun getirmiþ olduðu somut sevgi ve barýþ ortamýnýdüþünmek lazým þimdi… ."152 Niyazi Öktem

8- Türkiye dýþýna yönelik hoþgörünün Türkiye içindeyapýlandan farklýlýðý nedir?

Dýþ dünyada yapýlan dinlerarasý diyalog faaliyetleri TürkiyeMüslüman'ý kimliði ile yapýlan Ýslam ve medeniyet anlayýþýmýzýntemsili, masaya yatýrýlan mevzulara bu perspektiften çözümönerileri sunmaktan ibarettir. Bilindiði gibi cehaletin, önyargý-nýn, umursamazlýðýn, düþmanlýðýn, çýkar düþüncelerinin oluþ-turduðu, beslediði ve körüklediði Ýslam imajý özellikle Batý ülke-lerinde olumlu deðildir. Temel Ýslamî deðerlerle taban tabana zýtolsa da Ýslam terörle, Müslüman da terörist kelimesi ile özdeþhale getirilmiþtir. Yazýlý ve görsel medyanýn gösterdiði gayret-keþliðin bu neticeyi elde etmede önemli bir rol oynadýðý muhak-kaktýr.

Hocaefendi'nin deðerlendirmesine göre Müslümanlar bu-gün tarihi açýdan bir 'kaderdenk', yollarýn ayýrým noktasýndabulunmaktadýr. Müslüman bu kavþakta ya "bilinmeyen öteki"ya da "bilinen öteki' olmayý tercih etme durumundadýr. Dinle-rarasý diyalog çalýþmalarý 'bilinen öteki' olma yolunda yürüme-nin bir baþka adýdýr. Bu yolda savaþ, kavga, terör, cehalet, gerikalmýþlýk ve benzeri olumsuz portrelerle kirletilmeye çalýþýlanMüslüman imajýný temize çýkarma temel hedeftir ve bu gerçek-leþmektedir.153 Girilen bu süreç içinde Batýlý insanýn ölmemiþvicdanýna, körelmemiþ saðduyusuna hitap edilerek Ýslam'ýn gü-lenyüzü, nasslarýn doðru yorumlarý, Hz. Peygamber'den günü-müze yaþanan tarihî gerçekler Bediüzzaman'ýn yýllar önce dik-katimizi çektiði "ikna metodu" çerçevesinde anlatýlmýþtýr, anla-týlmaktadýr ve anlatýlacaktýr. Yerinde de göreceðimiz üzere bu

N i ç i n D i y a l o g102

152 Camcý, Selçuk; Ünal Kudret, Hoþgörü ve Diyalog Ýklimi, Merkür Yay, Ýzmir, 1998,s.292–319 (Bu bölümdeki iktibaslarýn hepsi bu kaynaktan alýnmýþtýr.)

153 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 157.

Page 104: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

çabalarýn hiç biri boþa gitmemiþ ve 'bilinen öteki' olma nokta-sýnda oldukça uzun mesafeler katedilmiþtir.

Dinlerarasý diyalog çalýþmalarý medeniyetler çatýþmasý tezi-kehaneti demeliydik- sahiplerini tahminlerinde yanýltacak un-surlara sahip uzun soluklu bir projedir. Samuel Huntington'un"Medeniyetler Çatýþmasý" adý ile ileriye sürdüðü ve SovyetlerBirliði rejiminin çökmesinin ardýndan insanlýðýn gideceði istika-met olarak belirlenen çatýþma, kavga, savaþ Hocaefendi'nin yo-rumlarýna göre dünya siyaset ve ekonomisine hakim olanlarýnhakimiyetlerinin devamý adýna zemin oluþturma çabalarýndanbaþka bir þey deðildir.154 Eðer resmî ve sivil tüm unsurlarý iledevletler ve milletler birbirleri ile anlaþma, uzlaþma cihetine git-mezlerse gerçekten Huntington'un bahsettiði türden bir tehlikeinsanlýðýn kapýsýný çalabilir. Ama bu mecburi istikamet deðildir.Þimdiden bu tehlikenin görülüp, týpký sel yataklarý üzerine yapý-lan bentler misali bentlerin hazýrlanmasý bu tehlikeyi bertarafedecektir.

Din mensuplarýnýn öncü rol oynadýðý dinlerarasý diyalog çalýþ-malarý bu bentlerden biridir. Zira globalleþen dünyada ortak birgeleceðe doðru hep birlikte yürüyen, yürümek zorunda olan insa-noðlunun beraberliði adýna dinlerin söyleyeceði, yapacaðý o ka-dar þey vardýr ki bu anlamda dinlerin yerini hiç bir þey tutamaz.

9- Diyalog çalýþmalarýnýn 90'lý yýllarda baþlamasýnýnözel bir sebebi var mý?

Daha önceleri de çeþitli vesilelerle ifade edildiði gibi Hocaefen-di'deki iç veya dýþ dünyaya yönelik ötekilerle diyalog düþüncesi çokeskidir. Þahsen gerek sohbetleri, gerekse süreli mecmulara yazdýðýyazýlarý ile Hocaefendi'nin düþünce dünyasýný öteden beri takip et-tiðimi zannediyorum. Ondaki diyalog düþüncesinin temellerinin nekadar eskilere dayandýðýný göstermesi açýsýndan çarpýcý bir misalvereyim. Elinizde tuttuðunuz kitabýn hazýrlýk çalýþmalarý esnasýnda

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 103

154 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 177.

Page 105: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

yaptýðým yeniden okumalarda 1978 yýlýnda Prof. Dr. Ýbrahim Ca-nan Hoca'nýn "Sulh Çizgisi" adlý kitabýna yazdýðý önsözü tekrarokuduðumda doðrusu bu kanaatimi pekiþtiren ifadelerle karþýlaþ-tým. Çünkü orada diyalog ekseni üzerinde dile getirilen öyle düþün-celer, öyle ifadeler var ki 90'li yýllarda dile getirilen düþüncelerlekelimesi kelimesine ayný. 'Birleþme Noktalarý' adýný verdiði bu tak-dim yazýsýnda Hocaefendi önce hâzýk bir hekim tavrýyla küreselleþ-me sürecine iþaret ediyor ve hazýrlýk sadedinde "milletçe ittifakýn","akla ve mantýða dayalý bir vahdetin ve gönül birliðinin", "milletçebirleþmeye esas teþkil edecek ortak noktalarýmýzýn müzakere edil-mesinin" ehemmiyeti üzerinde duruyor. Ýslam düþünürlerinden al-dýðý ilhamla "Bir mümin olarak kâinata mehd-i uhuvvet (kardeþlikbeþiði) nazarýyla bakýlmasýný teklif eden Hocaefendi bütün insanlý-ða karþý sinelerimizi açmanýn gereðini vurguluyor. Þöyle diyor; "..Farklý düþünce ve farklý anlayýþlarýmýzý düþmanlýk vesilesi yapma-yalým. Aksine onu bir zenginlik vesilesi olarak deðerlendirelim…","Kinin ve nefretin þimdiye kadar hallettiði hiç bir mesele olmadýðý-ný bir kere daha hatýrlayarak medenilere karþý galebenin ancak ik-na ile olabileceðine inanarak son bir kere daha birlik ve beraberlik"ahd u peymanýnda" bulunalým."155

Neden 90'lý yýllar sorusuna gelince: Elbette sosyal olaylar fi-kirler kadar hýzlý akmýyor. Onlarda öncelikle uzun bir kuluçka veolgunlaþma dönemi oluyor. Zaten toplum çapýnda büyük deðiþimve dönüþümler bazen bir kaç asrý bile alabiliyor. Bu açýdan bakýl-dýðýnda Türkiye 70'li ve 80'li yýllar boyunca maruz kaldýðý fikrî vesiyasî açýdan ciddi parçalanmalarý ancak 90'lý yýllarda atabilecekkývama gelmiþti. Çünkü bu yýllarda Soðuk savaþ dönemi bitmiþ,tüm dünyada dine yeniden dönüþ süreci baþlamýþtý. Gerçi bu yýl-larda dahi zihinlerde ideolojik duvarlarýn varlýðý devam ediyordu.Ama buna raðmen toplum hem siyasî hem de fikrî açýdan deði-þim geçirmekteydi. Eski kavgalar yerini her yönden yeni açýlým ve

N i ç i n D i y a l o g104

155 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 35-47.

Page 106: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

arayýþ taleplerine býrakmýþtý. Bu da kaçýnýlmaz olarak diyalog ze-minine ihtiyaç hissettiriyordu.

Ýþte Hocaefendi'nin nezaket ziyaretleri diyerek baþlattýðý içeyönelik bu diyalog tohumlarý anýnda yedi veren baþaklar gibimeyveye durdu. Aksi takdirde bu uðurda atýlan her bir adýmýnbin bir civanmertlikle karþýlanmasýný izah edemeyiz. Bu çerçeve-de Hocaefendi'nin þu tespitleri çok önemli: "Bu diyaloglardanþahsým adýna çýkardýðým en önemli tespit, kendi toplumumuzakarþý ne kadar kapalý olduðumuz gerçeðidir. Çok defa bizim gibidüþünmeyen biriyle karþýlaþtýðýmýzda karþýmýza hiç de hoþa git-meyecek þeylerin çýkacaðýný zannetmiþizdir. Enteresandýr, benhemen hiç bir kesimde ekþi bir yüz görmedim. Hepsiyle çok ra-hat sarmaþ dolaþ olabildik ve bu farklý zannedilen insanlar bir-birlerini sýcak buldular. Þahsen ben bu kucaklaþmalarda adeta,hep yitirilmiþ cenneti bulduðumu zannettim.156" Bu tarihî sözlerbir gerçeði ifade etmenin, hadiseyi raporda bulunmanýn ötesin-de bir itiraf ve öz eleþtiridir.

Bir baþka açýdan þunlar söylenebilir; özellikle iç dünyada di-yalog faaliyetleri adýna bekleme, zamaný ve þartlarý kollama di-ye bir þey yoktur. Belki bu tür yaklaþýmlarýn, münasebetlerinçok dar bir çerçeve içinde cereyanýndan dolayý medyaya akset-mesinde, geniþ oranda topluma mal edilmesinde gecikme var-dýr. Daire geniþleyip, toplumun siyasî, kültürel, ekonomi, sporvs. alanlarýnda milletin matmah-ý nazarý, dolayýsýyla attýklarýher adým medyada haber olan insanlar bu çalýþmalarýn muha-tabý olunca medyanýn dikkat ve ilgisini çekmiþ ve bu çalýþmalarbir anlamda milli bir boyut kazanmýþtýr. Söz konusu çevrelerinbu faaliyetlere alanlarýna göre destek vermesi Türkiye insanýnýyýllardan beri özlenen, beklenen noktaya gelmesini saðlamýþtýr.Nitekim o dönemlerde diyalog ve hoþgörü aktiviteleri etrafýndayapýlan programlar üzerinde kaleme alýnan haberler, yorumlar,

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 105

156 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 65.

Page 107: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

deðerlendirmeler sonraki yýllarda da akademik alana taþan ça-lýþmalar bu yaklaþýmý ispat etmektedir.

Öyleyse diyalog faaliyetlerinin 90'li yýllarda baþlamasýný Ho-caefendi'nin diyalog eksenindeki düþünce dünyasýnýn bütünüyledeðiþmesine deðil, arka plan þartlarýnýn hazýr olup-olmamasý ilemedyanýn ilgisine baðlayabiliriz.

10- Hoþgörü ve diyalog projesi yeni bir proje mi? Dahaönce de bu tarz çalýþmalar var mýydý?

Hocaefendi 12.03.2005 günü Zaman Gazetesi Yorum sayfa-sýnda yayýnlanan 'Hoþgörü sürecinin tahlili" baþlýklý yazýsýndabu sorunun cevabýný çok net bir biçimde veriyor. Oradan takipedelim; "1990'lý yýllarýn ortalarýndan itibaren girilen hoþgörü vediyalog sürecinin dinî temelleri adýna bazý þeylerin yerli yerineoturmadýðýný görüyorum. Bunlar, gerek bu sürece can-ý gönül-den destek veren dost ve taraftar çevre, gerekse bunun Ýslamînasslarla çerçevelenen esaslara aykýrý olduðunu iddia eden Müs-lüman çevrenin gözden kaçýrdýðý esaslardýr. Birinciler bu süre-cin yeniden baþlamasýna -dikkat edin "yeniden baþlama" diyo-rum- vesile olan kiþi/kiþiler veya kurumlarý ön plana çýkartýr-ken, ikinciler nasslarý siyak-sibak bütünlüðünden kopararakyaptýklarý yorumlarla bu sürece öncülük edenlere "bid'atkâr"dan"kâfir"e uzanan çizgide ithamlarda bulundular/bulunuyorlar.

Hoþgörü, diyalog veya bizim kullandýðýmýz ýstýlah ile herkesikendi konumunda kabul etme düþüncesi ve bunun hayata intika-li meselesi, Ýslam tarihinde bizimle ortaya çýkmýþ bir þey deðildir.Sadece Medine Vesikasý'ný bu gözle incelemeye alalým ve þu soru-larýn cevaplarýný düþünelim: Hangi din, hangi ýrk, hangi millettenolursa olsun, insanýn din, hayat, seyahat, teþebbüs ve mülk edin-me hakkýnýn olduðunu Ýnsanlýðýn Ýftihar Tablosu o mübarek se-sini yükselterek âleme duyuruyor mu duyurmuyor mu? Bu hak-larýn dokunulmaz ve ayný zamanda mukaddes olduðu Vesika'da

N i ç i n D i y a l o g106

Page 108: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

var mý yok mu? Ayný hakikatler baþka bir dille, baþka bir anlatmaüslubu ve edasý ile Veda Hutbesi'nde tekrar ediliyor mu edilmi-yor mu? Medine Vesikasý ile Veda Hutbesi arasýnda yaklaþýk onyýl vardýr. Demek bu on yýlda bir çizgi deðiþikliði yok; aksine bukonuda tahþidat var ve bu haklarý tahkim var.

Bu kabuller sadece Medine Vesikasý'nda ve Veda Hutbesi'ndezikredilmekle kalmamýþ, edebiyat tarihine edebî bir risale olaraktevdi edilmemiþ; aðýzdan çýkan bu hakikatler ayný zamanda ha-yat olmuþtur. Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) bunlarý biz-zat yaþadýðý gibi takip eden dönemlerde Raþit Halifeler, tâbiîn vetebe-i tâbiîn yaþamýþtýr. Fetih dönemlerinde, Müslümanlar ne-rede kilise ve havralarý yýkmýþlardýr? Nerede azýnlýklarýn hakla-rýna dokunmuþlardýr? Nerede vicdan hürriyetine kýsýtlama getir-miþlerdir? Ve nerede düþünce hürriyetini tahdit etmiþlerdir? Ta-rihte Müslümanlarýn vesayeti altýnda yaþayan azýnlýklar, Müslü-manlarýn kendilerine neler bahþettiklerini, kendilerine tanýnanbu haklar baþka iþgal güçleri tarafýndan ellerinden alýndýðý za-man ancak anlamýþlardýr. Demek ki bizim mazimizin özü, üsare-si budur. Dolayýsýyla bu, bizimle baþlayan bir süreç deðildir.

Meseleye bu zaviyeden bakýnca anlaþýlacaktýr ki, biz hoþgörü,diyalog, herkese saygý, herkesi kendi konumunda kabullenmederken, Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem)'in Medine Vesi-kasý'ný seslendiriyor, Veda Hutbesi'nde beyan buyurduðu haki-katleri haykýrýyoruz. Böylece vazifemizi ve vecibemizi yapýyoruz.Kaynaklarýmýz bunun böyle olmasýný söylüyorsa, bunu bir vazi-fe ve vecibe olarak müntesiplerinin omuzlarýna yüklüyorsa busüreci biz kendimize mal edemeyiz. Hiç kimse de edemez. O si-zin þefkatinizin, merhametinizin ürünü deðildir. Aksine Ýslam'ýnþefkati, merhametidir. Bizden öncekiler bu noktada kusur yap-mýþ, dâhilî veya hâricî sebeplerle, haklý ya da haksýz nedenlerlefarklý bir yolda yürümüþ olabilirler. Bunlar bizi alakadar etmi-yor, biz yapabilirsek, yapabiliyorsak vazifemizi yapýyoruz.

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 107

Page 109: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Dikkat edin vazife ve vecibe diyorum. Dolayýsýyla bunu bir fa-zilet saymayýn. Bundan fazilete terettüp eden þeyleri bekleme-yin. "Hiç mi kýymeti yok?" diye aklýnýzdan geçirebilirsiniz. Evet,sizin öncülüðünü yaptýðýnýz bu süreç belki bir kýymet ifade edi-yor olabilir ama bu kýymet çoklarý bu düþünceye uyanmadýðý yada bunu yapmadýðý içindir. Yani nedretten dolayý bir kýymet-iharbiyesi vardýr. Yoksa vazifenin zati deðerinden dolayý deðil.Bir baþka ifadeyle; nasýl ki, piyasada nedret olduðu zaman bir-den bire emtianýn deðeri yükseliverir, bu da öyledir. Hoþgörü vediyalog diyen bu insanlara "faziletli", "erdemli" denmesi, el üs-tünde tutulmalarý, barýþ kahramanlarý gibi isimlerle anýlmalarýhep bu sebepledir.

Pekâlâ, hiç mi yoktu sizden evvel bunlarý telaffuz edenler? El-bette vardý; vardý ama bugünkü olduðu kadar yaygýnlaþmamýþtý.Bunlar, fikir planýnda ortaya konulan, kitap sayfalarý arasýndakalan, geniþ uygulama alaný bulamayan düþüncelerdi. Bilemembelki bu yüzden yakýn ve uzak dost çevrelerden bunu anlama-yan, anlamamakta ýsrar eden kiþiler olmuþtur. Belki hasetten,kýskançlýktan, kendileri bu iþe öncülük yapmadýðý için olumsuzmülahazalar ile yaklaþanlar oldu, hâlâ da var. "Gâvurlaþma" say-dýlar bu girilen süreci.157"

Hocaefendi böyle dese de bir hakikati teslim için þunlarý ifa-de etmeliyiz; Hocaefendi diyalogun dinî temelleri bölümündebelirtmeye çalýþtýðýmýz gibi diðer din mensuplarý ile girilen iliþ-kilerin dinen bir mahzuru olmadýðý yorumunu insanýmýza yeni-den hatýrlatarak anahtar bir rol oynamýþ, bir çýkýþ yapmýþtýr.Asýrlýk önyargýlarý tabir yerinde ise bir hamlede yýkan bu çýkýþýntoplumun tüm katmanlarýnda hemen kabul görmesi Türkiye in-sanýnýn bu düþünceye yabancý olmamasý ile izah edilebilir. Nite-kim Hocaefendi de bu gerçeðe þu sözleri ile iþaret eder: "Gerçek-ten ötekilerle münasebet içinde bulunma insanýmýz için yenibir þey deðildir. Müsamaha, hoþgörü, tolerans bizim kaynaðýný

N i ç i n D i y a l o g108

157 Gülen, Fethullah, “Hoþgörü Sürecinin Tahlili”, Zaman Gazetesi, 28 Þubat 2005.

Page 110: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Ýslam'dan alan milli hasletlerimizdendir. Onun enfes tespitleriiçinde bu ilim, çalýþma, çalýþma metodu, mesai tanzimi, birbiri-mize yardýmcý olma, kâinat kitabýný okuma gibi hasletlerle bir-likte yitirilmiþ özelliklerimizdir.158

Ayrýca Hocaefendi'nin "fikirlerinin tutarlýlýðý, yaþantýsý veþahsiyetiyle pek çok gönülde bir insan için en büyük kredi diye-bileceðimiz "güvenilirliðe" sahip olmasýnýn söz konusu fikirlerinhayata intikalinde önemli bir yeri olduðu unutulmamalý.

11- "Fethullah Gülen" isminin diyalog çalýþmalarý ile ne-redeyse özdeþleþtirilmesi bazý kesimlerce eleþtiri ko-nusu edildi. Bunun sebebi neydi?

Dindar olmayanlarýn "Fethullah Gülen" ismi etrafýnda diya-log faaliyetlerine yaptýklarý þeylere itiraz deme, itiraz kelimesi-nin anlamýný bilmeme demektir. Maalesef bu çizgide yöneltilen'itiraz'lar hiçbir temele dayanmayan 'karalama ve yýpratma'kampanyasýdýr. Basýn-yayýna aksettiði kadarýyla diyalog ekse-ninde Papa görüþmesi baþta, birçok cevabý olan düþünce ve uy-gulamalarý yanlý bir þekilde yorumlayarak CD'ler hazýrlama, pi-yonlar kullanarak kapý kapý dolaþarak daðýtma, yazýlý ve görselbasýnda haber ve makalelerle kamuoyunu etkisi altýna alma, psi-kolojik harp taktiði uygularcasýna bizzat kendilerinin düzenle-dikleri kumpaslarla tezviratta bulunma bu çevrelerin faaliyetle-rini oluþturmaktadýr.

Din ile uzaktan-yakýndan alakasý olmayan söz konusu çevre-lerin son tahlilde dini ve dindarlarý ilgilendiren böylesi bir olay-la Hocaefendi'ye karþý adeta savaþ açmalarýnýn sebebini baþkayerlerde aramak lazým. Hadisenin bu veçhesi benim ilgi alanýmagirmiyor. Ama bütün bütün cevapsýz býrakmamak için iki cümleile iþarette bulunalým; Hocaefendi fikrî öncülüðünü yaptýðý faali-yet alanlarý itibariyle kafalarda var olan klasik din adamý, camiimamý portresini aþmýþ bir insandýr. Sýradýþý kimliði, etkileyici

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 109

158 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 146.

Page 111: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

nüfuzu, vatan ve millet sevgisi adýna ortaya koyduðu çok geniþbir kitle tarafýndan kabûle mazhar görüþleri, millî menfaatlerleörtüþen sonuçlar, ihtimal dünya hayatýndan baþka hiçbir gaye veemelleri olmayan, þahsî çýkar düþüncesi bütün ufuklarýný kapsa-yan statüko mahkumu bu çevreleri alabildiðine rahatsýz etti.Türkiye'nin yegâne sahibi olarak kendilerini gören ve bir zaman-larýn sloganý ile "halka raðmen halk için" felsefesinin temsilcile-ri, hazmedemedikleri bu çalýþmalara son vermek için 'düðmeyebastý.'

Yalnýz yakýn dönem Türkiye tarihinde defalarca sahnelenenve her defasýnda bir þekilde tutan bu oyun bu defa pek tutacaðabenzemiyor. Zira 50'li, 60'li hatta 80'li yýllarýn halký yok Türki-ye'de. Dünya ile entegre, olaylarýn perde arkasýna nüfuz kabili-yeti olan, genç, dinamik, akýllý ve eðitimli kitlenin öncülüðündebasiretli halkýn bu oyunlarý ters-yüz edeceðini ümit ediyoruz.

Dindar çevrenin itirazlarýna gelince; her þeyden önce dindar-larý ikiye ayýrmak gerekiyor. Bir; dinî hislerinde alabildiðine sa-mimi, Hocaefendi'yi bir mümin olarak seven-sayan, takdir eden,ama sadece din mensuplarý ile diyalogunu farklý dinî ve tarihîyorumlara sahip olduðu için kabullenmeyen kiþiler. Hocaefendiböylelerini saygý ile karþýlýyor. Dua ile karþýlýk veriyor.

Ýki; dindar olmayan çevrelerin adeta taþeronu gibi çalýþan,dinî açýdan yönelttikleri itirazlarda Zahiri zihniyetini andýrandüþüncelerle ortaya çýkan dindarlar. Aslýnda atasözümüze atfen'sükûtun altýn' olduðu bir pozisyon bu. Ama "tahrip kolaydýr"kaidesince bir anlamda kafa karýþýklýðýna sebep olan itirazlarakýsa kýsa da olsa deðinmek gerek. Maddeler halinde ele alacaðý-mýz söz konusu çevrelerin itirazlarýna cevaplar dinî alanla sýnýr-lý kalacak ve tekrarlara girilmemeye özen gösterilecektir. Çünküsöz konusu itirazlarýn birçoðunu özellikle kital ayetleri ve Hz.Peygamberin savaþlarýný ele alýp reel politik gerçeklerle dinî ve

N i ç i n D i y a l o g110

Page 112: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

hukukî olanlarýn ayýrýmýný yaptýðýmýz yerde detaylý biçimde an-latmýþtýk.

1- "Türkiye'de hemen hemen inanmayan insan yok gibi. Ki-misi dinî inançlarýný dolu dolu yaþýyor kimisi de kýsmen yaþýyor.Ama kimin Allah indinde makbul olduðunu tahmin etmeye gü-cümüz yetmez. Zira bazen insan, bir "La ilahe illah"la kurtulabi-lir, bazen de sabahlara kadar ibadet yapar kurtulamaz. Ölçü ih-lastýr, samimiyettir ve Allah'ýn vereceði karardýr. Elbette zahirîbir takým ölçü ve prensipler mevcuttur. Ancak nihaî karar, Al-lah'a aittir.159"

Bu tespitler Türkiye'de doðan büyüyen, imaný olmakla birlik-te amelî eksikliði olan kiþiler hakkýnda yapýlan bir deðerlendir-me. Bu ahiretteki kurtuluþu nazara veren ve ehl-i insaf hiç birmüminin itiraz etmemesi gerektiðine inandýðým, Ýslam'ýn en te-mel deðerlerinden birine iþaret eden bir yorumdur.

2- "Kelime-i tevhidin ikinci bölümünü yani Muhammed Al-lah'ýn Resulüdür kýsmýný söylemeksizin sadece ilk kýsmýný ikrareden kimselere rahmet ve merhamet bakýþýyla bakýlmalýdýr.160"

Bu Hocaefendi'nin ehl-i kitaptan Allah'ýn varlýk ve birliðinikabullenen kiþiler hakkýndaki bir deðerlendirmesidir. Ýtirazedenler "Þüphesiz ki, Allah Meryem oðlu Mesih'tir diyenler, an-dolsun ki kâfir olmuþlardýr." (Maide, 5/72) ve benzeri mealdekiayetlerden hareketle hakarete varan üslupla Hocaefendi'yi busözlerinden dolayý eleþtirip, ehl-i kitabýn kâfir olup cehennemegideceðini söylüyorlar.

Ehl-i kitabýn cehenneme gidip gitmeyeceði Ýslam alimlerince15 asýrdan beri müzakere konusu olan ilmî bir meseledir. Ýlmîmeseleler ise ilmî bir üslupla ve ona uygun atmosferlerde ehli-yetli insanlar arasýnda müzakere konusu edilir. Ehl-i kitab kim-dir sorusu üzerinde yapýlan müzakereler göstermektedir ki buhusus üzerinde nihaî bir kanaat söz konusu deðildir. Tevhide

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 111

159 Gülen, Fethullah, a.g.e.,s,74.

160 Gülen, Fethullah, Fasýldan Fasýla, 3/144.

Page 113: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

bedel teslis akidesine inanan, 'Uzeyr Allah'ýn oðludur' diyen ki-þilere her ne kadar kâfir dense de, teslisi bizdeki vahdet-i vücut-çularýn yorumlarýna benzer þekillerde yorumlayanlara, orijinaleski ahid nüshalardaki tevhid akidesine gönülden baðlý olanlaraya da Ýslam dininin günümüz insanlýðýna teblið kavramýnýn içi-ni dolduracak ölçülerde teblið edilmemesinden, Ýslamî hakikat-lerin çarpýtýlmýþ olmasýndan, psiko-sosyal engellerin mevcudi-yetinden161 hareketle ehl-i kitaba fetret devri insaný olarak ba-kan Ýslamî yorumlar da vardýr.162 Bu bilgilerden yoksun, Kur'anve içinde yaþadýðýmýz devre bütüncül bakýþ açýsýný yakalayama-mýþ, Zahirîler misali literal yaklaþýmý kendisine metot ittihaz et-miþ ehliyetsiz kiþilerin dile getirdiði þeylerin ne kadar ilmî deðe-ri olduðu tartýþýlýr.

Bu çevrelerin baþka hususlarda dile getirdiði itirazlarda me-todoloji bilgisi eksikliðini rahatlýkla görebilirsiniz. Mesela; Papagörüþmesini "Ey Ýman edenler! Müminleri býrakýp kafirleri dostedinmeyin" (Nisa,4/144) ayetine muhalif görmek veya Yahudi-ler ve Hýristiyanlarla alakalý ayetlerde sübut-u katiyye arandýðýgibi delalet-i katiyye de aranmalýdýr" þeklindeki tamamýyla usulkaidelerine uygun yaklaþýmý, "Allah'ýn kanunlarýnda bir deðiþik-lik bulamazsýn."(Ahzab, 62) "…Yoksa siz kitabýn bir kýsmýna ina-nýp bir kýsmýný inkar mý ediyorsunuz.." (Bakara/85"), "Gerçeðibildiðiniz halde niçin Allah'ýn ayetlerini inkar edersiniz. Nedendoðruyu eðriye karýþtýrýyor ve bile bile gerçeði gizliyorsunuz?"(Al-î Ýmran, 3/70-71) ayetlerini delil getirerek itiraz etmeleriusul-u tefsir bilgisi yoksunluðunu açýk ve net bir biçimde gözlerönüne sermektedir. Bütün bunlar yetmezmiþ gibi ardýndan; "Ýþ-te kýblelerini Batý'ya çevirenlerin Yahudi ve Hýristiyanlarla ya-renlik etmenin akaid temellerini atanlarý Kur'an böyle tersliyor"demeleri, diyalog çalýþmalarýný "Ýslamî Hýristiyanlýðýn içinde

N i ç i n D i y a l o g112

161 Akçay, Mustafa, “Fetret Ehlinin Dinî Konumu”, Zaman Gazetesi, 9-Mayýs–2005.

162 Akçay Mustafa, “Fetret Kavramý Üzerine Bir Ýnceleme”, Yeni Ümit, Sayý : 51 s. 28-31.(Mâtürîdî, Te'vîlatü’l-Kur'an, I, vr. 181b , Hacý Selim Aða Ktp., nr. 40 den naklen)

Page 114: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

hapsetme" þeklinde yorumlamalarý iftiranýn deðiþmez mantýðýnýgöstermesi açýsýndan iyi bir örnektir.

Hâlbuki Hocaefendi'nin tespitleri üzerinde dikkatlice yoðun-laþýldýðý takdirde görülecektir ki; O Muhammedun Rasulullahdemeyen ama Allah'ýn varlýk ve birliðine kabullenen kiþilerinuhrevi durumlarý yani cennete-cehenneme girip girmeyecekleriile alakalý kelamî bir deðerlendirmede bulunmamaktadýr. Tamaksine bu kiþilerle olan iliþkilerde bakýþ açýmýzýn geniþ bir pers-pektif üzerine oturmasýný salýk vermektedir. Bunu "ehl-i kitapkâfir deðildir" þeklinde algýlayýp, büyük bir kampanya ile safi zi-hinleri idlal etmenin insaf ve vicdanla baðdaþan bir yani olmasagerek.

3- "We are here to be a part of the contineuing mission of thePontifical Council for Interreligious Dialogue (PCID), institutedby His Holiness Pope Paul VI; Papa 6. Paul cenaplarý tarafýndanbaþlatýlan ve devam etmekte olan Dinlerarasý Diyalog PapalýkKonseyi (PCID) misyonunun bir parçasý olmak üzere burada bu-lunuyoruz." Bu cümleler Hocaefendi'nin 9 Þubat 1998'de Vati-kan'da gerçekleþen görüþmesinde Papa'ya verdiði mektuptanalýnmýþ. Baðlamýndan kopartýlarak alýnan ve Hocaefendi'ye Va-tikan'ýn temsilcisi diyecek kadar ileri giden itiraz, sataþma ve if-tiralara mesnet edilen bu cümlelerin bu kapsam içinde ele alýn-masý ne ilmî kriterlere ne de insanî ve vicdanî deðerlere uymak-tadýr. Cýmbýzlama mantýðý ile alýnan ve tamamýyla "misyon" ke-limesi üzerinden yapýlagelen bu karalamalar: "Bu cümleler gös-termektedir ki ‘Üçüncü binyýlda Asya'nýn Hýristiyanlaþtýrýlmasýhedeftir’ diyen Papa'ya ve Vatikan'ýn emellerine hizmet etmek-tir!", "Sevr anlaþmasý ile parçalanan Osmanlý'nýn yeni baþtanparçalanmasýnýn ilk adýmýdýr!", "Ýslam'ýn temel rükünlerinin içiboþaltýlýyor!" cümleleri ile seslendirilmekte, ardýndan Hocaefen-di'yi "Vatikan'ýn sözcüsü", "Ýsimsiz Hýristiyan!" ve son olarak da

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 113

Page 115: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

haþa! "Hz. Peygamber düþmaný" bir insan ilan etmelerinin iseHak önünde izahýnýn yapýlabileceðini sanmýyorum.

Öncelikle; "...part of the contuining mission..." bölümü Türk-çeye misyonun parçasý olarak deðil de tarafý, muhatabý olarak daçevrilebilir ki 'part' kelimesi bu anlamý muhtevidir. Buna göre'misyonun bir parçasý olmak'tan kasýt, 'dinlerarasý diyalogun birparçasý olmak'týr. Yoksa Papalýðýn tüm faaliyetlerini onaylamakya da parçasý olmak deðildir."

Bununla beraber söz konusu cümlenin özellikle Türkçeye ter-cümesinden sonra yanlýþ anlamaya müsait bir beyan olduðunuda kabullenmek gerekir. Diyaloðun Ýslam'ýn temel unsurlarýn-dan biri olduðunu yüzlerce defa dile getiren Hocaefendi'nin"Dinlerarasý Diyalog Ýçin Papalýk Konseyi misyonunun bir tara-fý" deðil Kur'an ve sünnetin emrettiði diyalogun tarafý olarakorada bulunduðu aþikardýr.

Fakat bu Hocaefendi'ye yapýlan yüklenmeleri, karalamalarý,kampanyalarý haklý çýkartacak bir mazeret deðildir. Onun 66 yýl-lýk halk için halkla beraber geçen hayatý gizlisi-kapaklýsý olmak-sýzýn gözler önündedir. Yapageldigi vaazlar, sohbetler, Hz. Pey-gamber'i andýðý an buðulanan gözleri, coþan hisleri, sýradýþý çar-pan yüreði ve titrek hale gelen sesi, onunla ayný frekansta bulu-þan herkesi vicdaný yanýk, baðrý yanýk hale getirmiþtir. "Ben pey-gamberimizi, O'nun gerçek mahiyetini Hocaefendi ile tanýdým."diyen insan sayýsý hiç mübalaðasýz binlerdir, milyonlardýr. Sade-ce Hz. Peygamberi farklý yönleri ile anlatan ve siyer felsefesi ala-nýnda önemli bir boþluðu kapatan 'Peygamber Sevgisi' seri vaaz-larýnýn kitaplaþmýþ þekli olan 'Sonsuz Nur' kitabý 12 ayrý dile çev-rilmiþ binlerce baský yapmýþtýr.

Bu aþamada þu soruyu sormanýn hak olduðu düþüncesinde-yim; Hocaefendi'ye peygamber düþmaný diyenler Hz. Peygam-bere ve O'nun davasýna ne kadar hizmet etmiþlerdir? Daha açýkbir ifadeyle diyalog çalýþmalarýna "Haçlý seferleri", "Ýslam'ý ýlýmlý

N i ç i n D i y a l o g114

Page 116: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

yapma çabalarý", "dinde reform" diyenler, acaba bu seferleri ön-lemek için ne türlü gayret ve çabalar içindedir? Kilise evleri, þukadar kiþi Hýristiyan oldu, vb. þeylerle kamuoyunu etkisi altýnaalmaya çalýþan kiþi ve gruplar bu tehlikeyi önlemek için ne yap-mýþlardýr, ne yapýyorlardýr ve ne yapacaklardýr?

Hocaefendi bu çevrelerin yaklaþýmlarýný þöyle deðerlendiri-yor: "…Nitekim bir grup Müslümana ciddi hücumlarýn olduðudönemlerde bu saldýrýlara, yaptýklarý yayýnlarla destek verenMüslümanlar da oldu. Bir kýsým müteþeyyihin ve uleymât belkide hiç farkýna varmadan dalâlet zümresine hizmet ettiler.. aynenonlarýn aðýzlarýný kullandýlar.. gammaznameler yazdýlar... Ýþinaslýný bilmiyorlar mýydý?.. Bilemiyorum. Ama þu kadarýný söyle-yebilirim, eðer bu kiþiler ehl-i küfrün ve ehl-i dalaletin bin birtürlü tecavüzüne maruz kalan Müslümanlara neden bu denlidüþmanlýk yapýldýðýný düþünmüyorlarsa hem dine karþý saygýsýzbir tavýr içindedirler hem de en yumuþak ifadeyle alabildiðinesaftýrlar. Ve burada da ötede de bu saflýklarýnýn cezasýný çeker-ler. Rica ederim; "Allah ve Peygamber düþmaný olanlar nedenbunlara düþman" diye düþünmeleri gerekmez mi? "Camileredüþmanlýk yapanlar neden bunlara hasmane tavýr alýyorlar" de-meleri gerekmez mi? "Din dedikleri için hasm-ý azam ilan edil-melerinin sebebi nedir" demeleri gerekmez mi? Hâlbuki zerrekadar basireti olan Müslüman anlamalý ki, bunlar þeytanýn fitin-den, onun temsilci ve avanelerinin aldýðý/alacaðý tavýrdan baþkabir þey deðil.163"

"Bir insanýn on tane vasfý olsa bunun vasfýndan bir tanesiimanýna delalet etse temkin ve teblið adýna size düþen þey onanazar-ý müsamaha ile bakmak, onun hakkýnda hüsn-ü zan et-mektir. Þimdi mümince bakýþ bunu gerektirir. Ama gel gör ki sa-dece çevrelerindeki insanlarý ikna etmek veya onlarý kandýrmakmülahazasýyla hasetlerine, kýskançlýklarýna, çekememezlikleri-ne, yerlerinde sayýyor olmalarýna, bir türlü inkiþaf etmemelerine

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 115

163 http://herkul.org/kiriktesti

Page 117: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

bir bahane bulmak için karþý tarafý yýkma adýna, bir bahane bul-mak için baþkalarýyla temasta bu kadar müsamahalý olmayý kü-für sayýyorlar. Samimi deðiller bunda. Hem kendilerinin küfredüþme ihtimali var. Hem de bir meseleyi ortaya atarken ri-yakârca atýyorlar.164

Hocaefendi bu türlü yönlendirmelerin olabileceðini öngöre-rek yýllar önce Müslüman camiaya uyarýlarda bulunmuþtur. Sözgelimi Prof. Dr. Ýbrahim Canan Hoca'nýn "Sulh Çizgisi" kitabýnayazdýðý önsözde Müslümanlarýn baþkalarý tarafýndan kullanýlmagerekçelerini þöyle sýralamakta ve uyanýk bulunmalarýný tavsiyeetmektedir.”

1- Bazý büyük zevatýn maddî-manevî hubb-u cah (makam veþöhret tutkusu) hissinin iþlettirilip karþý gruplarla rekabete itil-mesi.

2- Ýslam adýna ortaya konan gayretlerde mukabil hizmetgruplarýný yýkma esasýyla hareket edilmesi.

3- Çekici ve sürükleyici bir hizmet kadrosunun tesirini kýr-mak için ona karþý yeni bir grup çýkarmak ve bu yeni alternatif-le, dâhili sürtüþmeler meydana getirmek, iç ayrýlýk ve parçalan-malarla o topluluðun eritilip tüketilmesi.

4- Millete hizmet edenlerin kendi mesleklerinin muhabbetiy-le yaþamalarý bir esas iken, bunun yerine baþkalarýna düþman-lýkla meþgul ve meþbu bulunup tevfik-i Ýlahi'nin önemli vesilesi-nin yitirilmesi.165

Hâlbuki Katolik kilisesinin öncülüðü içinde 1965 yýlýndan be-ri yapýlan diyalog çalýþmalarýnda Müslümanlar ikinci -üçüncüsýrada yer almakta, Türkiye Müslümanlarýnýn ise esamesi dahibulunmamaktadýr. Bu çerçevede sözü edilen çalýþmalarda Tür-kiye Müslüman'ý/Müslümanlarý olarak aktif bir rol oynamak, in-siyatif almak hem Türkiye hem de Ýslam dini için vazgeçilmez

N i ç i n D i y a l o g116

164 http://tr.fgulen.com/a.page/basindan/haberler/2005/Mart.2005

165 Gülen, Fethullah, Ýnsanýn Özündeki Sevgi, s.40-41.

Page 118: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

öneme sahiptir. Bir baþka tabirle dinî ve millî bir hizmettir. Mes-cidinde Necran Hýristiyanlarýnýn ibadet etmesine166 izin verecekölçüde ehl-i kitaba müsamaha ile bakan Hz. Peygamberin tem-sil ettiði misyona sahip çýkýþýn ifadesidir.

Son bir husus, Türkiye'de resmi ve gayr-i resmî çevreler kö-keni 1974'lere uzanan zamandan bu yana diyalog çalýþmalarýyapmaktadýr. Uluslararasý sempozyumlara, toplantýlara temsil-ciler göndermekte, tebliðler sunmakta, alýnan kararlarýn altýnaþahsen veya temsil ettiði kurum ve ülke adýna imza atmaktadýr.Bu çevrelerin Hocaefendi'nin Papa ile görüþmesi üzerinde spe-külasyonlar yapýp, ayný istikamette faaliyet gösteren kiþi ve ku-rumlara nazar-ý müsamaha ile bakmalarý da akýllara bu yüklen-menin ardýnda baþka þeyler mi var sorusunu getiriyor.

12- Ýtirazlarýn psikolojik savaþa, karalama kampanyasýnadönüþmesinin sebepleri nelerdir?

Sorunun cevabýný Hocaefendi'den alalým: "-Allahu a'lem ba-na öyle geliyor- Türkiye, hükümetin akýllý politikalarý ile devlet-millet iþbirliði, elbirliði ile iyi bir yolda ilerliyor. Þöyle böyle, bel-li ölçüde anlaþarak, uzlaþarak -her ne kadar bir kýsým çatlak ses-ler olsa da- iyi þeylere imza atýlýyor. Kýrk-elli senelik Avrupa Bir-liði hülyalarýnda ilk defa bu derece müþahhas adýmlar atýlýyor,geliþmeler yaþanýyor. Türkiye NATO toplantýsýna baþarýlý bir evsahipliði yapýyor. Ekonomik alandaki geliþmeler, enflasyon ora-nýnýn düþüþü, yabancý sermayenin yatýrým için ülkemize geliþi,turizm gelirlerinin artýþý vs.. gibi hepsi de çok önemli olan geliþ-meler yaþanýyor.

Ýþte -Allahu A'lem- bu geliþmeleri baltalamak ve sabote etmekisteyen insanlar, gruplar, çevreler, iç ve dýþ mihraklar var. Türki-ye güzel günlere doðru giderken birileri, her zaman yaptýklarý gi-bi el altýndan bazý þeyler çevirmek istiyorlar. Bu durum Türk in-sanýn hiç de yabancýsý olmadýðý bir gerçektir. Þimdiye kadar nice

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 117

166 Ýbn-i Hiþam, a.g.e., II/224; Hamidullah, Ýslam Peygamberi, II/1086.

Page 119: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

zirvelere yükselen insanlar sanki oralara yakýnlarýný kayýrmakiçin yükselmiþ gibi hareket etmediler mi? Ýstihbarat örgütleriningözünün içine baka baka kaçakçýlýk yapmadýlar mý? -Telaffuzederken bile utanýyorum- Hortumlama olaylarýna ne demeli?Ýþin en önemli yaný bütün bunlar perde arkasýnda yapýlýrken Tür-kiye'de "irtica", "Fethullah Hoca" ve buna benzer haberler ilegündem deðiþtirdiler. Kamuoyunun nazarýný baþka yana çeviriphortumlamayý rahat yapalým diye. Þimdi de ihtimal yine ortadaböyle bir plan var. Bu plana baðlý olarak bu yalan haberi ortayaattýlar ve gündemi deðiþtirmek istediler.167"

Ayný istikamette sorulan soruya bir baþka zaman ise þu ceva-bý veriyor: "Onlarý bir ölçüde anlamak ve "Kendi kötü tabiatlarý-ný ortaya koyuyorlar, vazifelerini yapýyorlar." demek mümkün.Fakat milletimizin geliþip büyümesini istemeyen bir kýsým dýþgüçlerin piyonluðunu yapanlarý, bazý vaatlere aldanarak onlarýnardýna takýlanlarý, dün vatan ve millet düþmaný bildikleri kimse-lerle bugün kol kola çalýþanlarý nereye koyarsýnýz? Evet, dünündostlarýnýn bugünün düþmanlarýyla yan yana ve elele olmasýnahayret ediyorum.. Hayret ediyor, gönül koyuyor ve "deðer miy-di?" demeden edemiyorum: Deðer miydi, bir kaç senelik dünyauðruna ahireti tehlikeye atmaya? Deðer miydi makam-mansýpadýna din düþmanlarýna el uzatmaya? Deðer miydi para-pul ha-týrýna onca dosta ihanet etmeye? Deðer miydi?..

Evet, þahsým adýna maruz kaldýðým yalan, tezvir, itham ve ifti-ralara tahammül edebiliyor ve her þeyi sineme çekebiliyorum. Fa-kat dinine ve milletine hizmetten baþka bir sevdasý olmayan, "Bubir gönüllüler hareketidir" deyip kendi üzerine düþen yükü omuz-larken herhangi bir dünyalýk beklentiye de girmeyen bahtiyarlaraatýlan iftiralar ve onlar hakkýndaki komplolar karþýsýnda çok üzü-lüyorum. Hele bana isnat edilerek o mübeccel hizmetlerin aley-hinde olunmasýna ve muasýr medeniyetlerin de önüne geçmesimuhtemel Türkiye'nin yolunun týkanmasýna dayanamýyorum.

N i ç i n D i y a l o g118

167 http://herkul.org/kiriktesti

Page 120: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Aslýnda, bana ve benim þahsýmda gönüllüler hareketine yapýlanhakaretleri hiç çekinmeden bütün dünyanýn duyacaðý þekilde, ya-panlarýn yüzlerine vurabilirim. Ne var ki, ülkemizin her zaman-kinden daha çok sulhe, sükûna, iç huzura ve devlet-millet kaynaþ-masýna muhtaç olduðu bir dönemde, bize yapýlanlar ne olursa ol-sun, katlanmak mecburiyetinde olduðumuz kanaatindeyim.

Ýþte bu duyguyla, seneler var ki, zulmü lânetlemek, zaliminyüzüne tükürmek, müfterîye aðzýnýn payýný vermek, komplocu-ya "yeter artýk" demek tâ dilimin ucuna kadar geliyor ama mille-timin sulh, sükun ve iç huzurunu düþünerek kimseye bir þey de-miyor; Allah'ýn görüp bildiðini düþünüyor; karakter, düþünce veüslûbumun hatýrýna herkesin yalan-doðru sesini yükselttiði du-rumlarda bile ben bir "Lâ Havle" çekip "Buna da eyvallah" de-mekle yetiniyorum. Müsaadenizle, bir münasebetle söylediðimsözü tekrar edeyim: "Ne yapalým, Allah, ýsýrmak için bir diþ, par-çalamak için de vahþî bir pençe vermemiþ, elimizden bir þey gel-mez ki...! Ayrýca, herkes kendi karakterinin gereðini sergiler, ka-rakterimize raðmen farklý bir tavýr takýnmayý kendimize karþýsaygýsýzlýk sayýyoruz ve böyle bir saygýsýzlýðý irtikâp etmemekiçin, gürül gürül konuþacaðýmýz bir yerde sadece yutkunmaklaiktifa ediyoruz."

Gerçi böyle davranmak çok defa zalimi cesaretlendiriyor,müfterîyi daha da azgýnlaþtýrýyor, mütecâvizleri küstahlýða sevkediyor; ama, ben kendi kendime: "Ne de olsa bunlar da insan,bir gün insan olduklarýný düþünür ve bu tür münasebetsizlikler-den vazgeçerler." diyor ve herkesin insafa geleceði bir eþref saatbeklemeye koyuluyorum.168

13- Hocaefendi'nin kendi ismi etrafýnda kopartýlan iftirakampanyasýna karþý tavsiyeleri var mýdýr?

Hocaefendi gibi hassas bir sinenin bu türlü tezviratlar karþý-sýnda üzülmemesi elbette düþünülemez. Nitekim kendisi "Böyle

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 119

168 http://www.herkul.org/kiriktesti

Page 121: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

bir iftira karþýsýnda neler hissettiniz? Üzüldünüz mü?" sorusunaverdiði cevapta hissiyatýný þöyle dile getiriyor: "Üzülmedim di-yemem. Elbette üzüldüm, caným sýkýldý. Ama þöyle teselli bul-dum kendi kendime: Aiþe validemize devr-i saaadette iftiraatanlar oldu. Mülhidler Allah'a iftiralar attýlar. Kur'an-ý Ke-rim'de kaç yerde Allah'a atýlan bu iftiralardan bahsediliyor. Ha-þa! "Allah evlat edindi" diyorlar, "Melekler Allah'ýn kýzlarýdýr" di-yorlar. Zat-ý Uluhiyet'e karþý saygýsýzca bu ifadeler benim her za-man rikkatime dokunur. Þimdi bunu mülhitler Allah'a, HazretiAiþe Validemize yapmýþlar. Sonra günümüz mülhitleri de benimgibi bir kýtmire yapmýþlar. Çok mu diyor ve teselli oluyorum..."

Ardýndan bu düþünceler etrafýnda halelenip dünyanýn dörtbir yanýnda çalýþan insanlara þunlarý söylüyor: "Bir; zulmetmekabiliyeti olanlar zulmederler. Ýþin acý yaný -tabii acý mý, tatlý mýona siz karar verin- sizin ýsýran diþleriniz olmadýðý için ýsýramaz-sýnýz. Bana göre böylesi daha iyi. Varsýn onlar zulmetsinler, zul-me devam etsinler, biz de temkin ve teyakkuz içinde istidadýolanlara Cenâb-ý Hakk'ýn rahmet ve maðfiretini dileyelim, yanlýþyolda yürümeden onlarý halâs etmesini isteyelim.

Ýki; iftiraya maruz kalma, komplolarla karþýlaþma her zamanbu yolun yolcularýnýn kaderi olmuþtur ve olmaya da devam ede-cektir. Ama basiret her þeyi silip-süpürüp atmýþtýr. Basiret kar-þýsýnda hiçbir komplo, hiçbir iftira tutunamaz.

Üç; dünyanýn dört bir yanýna Türk kültürünü, Türk dilini gö-türen insanlarýn faaliyetlerini görmezlikten gelmek bir nankör-lüktür. Ýþte ben bu faaliyetlere güneþ diyorum. Güneþ ise balçýk-la sývanmaz. Ne yaparlarsa yapsýnlar, bu basiretli toplum her þe-yi görüyor ve biliyor. Dolayýsýyla olup biten bu þeylere engel ola-mama, ýþýðý söndürememe onlarý hezeyana sevkediyor. Muvaze-nesizce çýrpýnýyorlar. Bunun da bilinmesi lazým. Çünkü söz konu-su zihniyete göre aynen kast sistemine inananlar gibi onlar -hâþâve kellâ- yaratýcýnýn aðzýndan-kulaðýndan, öz-be-öz Anadolu'nun

N i ç i n D i y a l o g120

Page 122: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

hakiki evladý ise týrnaðýndan yaratýlmýþ. Dolayýsýyla siz ne kadarnâsezâ nâbecâ da deseniz: "Aman vermen vurun, iflah etmeyin,öldürün!" bu faaliyetleri gerçekleþtirenler hakkýnda verilen hü-kümdür. "Öldürün siz onlarý, sonra delil buluruz " bu anlayýþýndayandýðý temel mantýktýr. Bunun da böylece bilinmesinde fay-da var.

Son olarak: Hiç kimse moralini bozmasýn. Bu millete, bu mil-letin bugününe ve yarýnýna, hatta bütün insanlýða yapýlan þu hiz-metler Allah'ýn izni ve inayetiyle devam edecek, kervan yürüye-cektir. Bu kervaný yine Allah'ýn lütfu ve keremi ile ne iftira dur-durur, ne de tezvir. 169"

14- Bazýlarýnýn "Bize dost olan bir Hýristiyaný Müslüma-na tercih ederim." dediklerini duyduk. Bu anlayýþdoðru mudur?

Ýslam'ýn 'ümmet' anlayýþýnýn tabiî bir sonucu olarak ister kar-þýlýklý sevgi ve saygý iliþkisinde, ister sosyal, siyasal, kültürel be-raberliklerin kurulmasýnda 'din ve dinî deðerler' ortak paydasýn-da buluþmayý ayrý bir yere koymuþtur. Sosyolojide kullanýlan ta-birle din 'üst kimliktir'. Irk, cins, dil, meslek vb. özellikler ise altkimliði oluþturur. Buna göre ýrký, dili, cinsi ne olursa olsun keli-me-i þahadeti söyleyerek Müslüman olan herkes tek kelime ilekardeþtir. "Müminler kardeþtir" (Hucurat, 49/10) ayeti bir an-lamda evrensel kardeþliðe vurgu yapar. "Birbirlerini sevmede,birbirlerine merhamette, birbirlerine þefkatte mü’minlerin mi-sali, bir bedenin misalidir. Ondan bir uzuv rahatsýz olsa, diðeruzuvlar uykusuzluk ve ateþ yükselmesi ile ona iþtirak ederler.170"hadisi de ayný çizgide Müslümanýn müslümana bakýþ açýsýnýnetleþtirir.

Bu mealdeki nasslar içtimaî hayatýn bir realitesi olan her türlüstatü farklýlýklarýnýn bir kenara býrakýlarak evrensel kardeþliðin ta-

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 121

169 http://herkul.org/kiriktesti

170 Buhari, Edeb, 27; Müslim, Birr, 66.

Page 123: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

hakkukunu emreder. Nitekim camide namaz kýlarken, hacda ih-ramlar içinde tavaf edip vakfe dururken zenginliðin, makam vemansýbýn, þan, þeref ve þöhretin unutulmasý bu gerçeðin hayatayansýmasýndan ibarettir. Mühim olan bunu bir ahlak haline geti-rip ibadet alaný dýþýna da çýkarabilmemizdir.

Ama þunu da kabul etmek zorundayýz ki kýskançlýk, gadap,öfke, kin ve nefret gibi beþerî realiteler, Ýslamî bilgi eksikliði,baþkalarý tarafýndan yönlendirmeye açýk olma ve benzeri sebep-lerden dolayý dünya çapýnda evrensel Ýslam kardeþliði bir yana,ayný aile içinde bile kardeþler arasýnda birlikteliði yakalamak zorolabiliyor. Özellikle meslek ve meþrep taassubu içinde hareketedenlerde bu durum daha sýklýkla görülebiliyor. Bu da dost olanbir Hýristiyan'ýn düþman bir müslümana tercihini netice veriyor.Özetle ifade edecek olursak, soruda bahsedilen noktaya birdenbire, kendiliðinden gelinmiyor.

Açýk ve net konuþmak gerekirse bu bir sorundur ve çözümüiki tarafýn da Ýslamî hakikatler çerçevesinde kendilerine yeni birþekil vermesinden geçer. Diyalog çalýþmalarýnýn bütünüyle yan-lýþ olduðunu düþünen ve Ýslamî kaynaklarý böyle yorumlayan ki-þiler, diðerlerinin bu alandaki içtihadî yaklaþýmlarýný saygýylakarþýlamalý, berikiler de onlar ne yaparsa yapsýn Ýslam kardeþli-ðinin her þeyin ötesinde ve önünde olduðu gerçeðini tekrar bertekrar hatýrlamalýlar. Velev ki diðerleri düþünce ve davranýþlarý-ný deðiþtirmeseler bile.

15- Hocaefendi'nin bu çalýþmalardan gözettiði nihai he-defi nedir?

Rýza-i Ýlahî her Müslümanýn dünya hayatýnda yapacaðý amel-lerle ahirette ulaþmayý planladýðý bir hedeftir. Zira Ýslam inancý-na göre O'nun rýzasý her þeydir. Rýza mertebesi en yüksek mer-tebedir. Hocaefendi'nin de bu genel çizgi dýþýnda hiç bir hedefi-nin olmadýðý açýktýr. Nitekim diyalog ekseni etrafýnda samimî

N i ç i n D i y a l o g122

Page 124: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

veya kuþkucu niyetlerle sorulan hemen her soruya ayný cevabývermiþtir. Bu çerçevede çalýþan hemen herkese ayný istikametigöstermiþtir. "Kur'an'ýn elmas düsturlarý ile hareket edip her ka-pýyý sevgiyle çalmalý, nefret ettirip ürkütmeden herkese bir þey-ler anlatma yollarýný araþtýrmalýdýr. Bunun için de ne olursa ol-sun insanlarla diyalog yolunun açýk bulunmasý gerekmektedir.Rýza-ý Ýlahîden baþka hiç bir gaye gözetilmemelidir.171" "Þu ha-kikatin bir kere daha altýný çizmek isterim ki, Müslümanlar di-yalog, sevgi ve müsamaha ile herhangi bir þey kaybetmeyecek-lerdir. Kaldý ki onlar en büyük kazanç olan Allah'ýn rýzasýna ta-liptirler. Bu bakýmdan, bazýlarýnýn kayýp gördüðü þeyler Müslü-manlar için kazanç, kazanç gördükleri ise kayýp olabilir.172 "

Bir baþka açýdan þirazeden çýkan insanlýðýn tekrar Ýlahî fýtra-ta uygun bir konum kazanmasý, Ýlahî iradeye muvafýk hareketetmesi bir baþka hedeftir. Hocaefendi bunu "insanlýðýn gerçeközünü bulmasý" sözüyle anlatýr. Efendimiz'e kadar Nebi ve Re-sullerin, Efendimiz sonrasý da mücedditlerin gönderiliþ gayeside zaten budur; þirazeden çýkan insanlýðýn yeniden aslî hüviye-tini kazanmasý. Bugün batý-doðu-güney-kuzey hangi isimleanarsak analým insanlýðýn sahip olduðu medeniyet seviyesi yara-týlýþ gayesine uygun deðildir. Kastedilen elbette teknik ve tekno-lojik buluþlarla, onlarýn hayatýmýzýn içine girmesi ile ulaþmýþ ol-duðumuz refah seviyesi deðildir. Zira dünyanýn bir tarafýnda ha-yat standartlarý alabildiðine yüksek cennet gibi bir hayat yaþa-nýrken, din, dil, ýrk vb. özelliklerinden dolayý açlýktan ölüme terkedilmiþ nice insanlar vardýr. Sosyo-ekonomik dengenin dünyagenelindeki yayýlýmý herkese net bir fikir vermektedir. Yine dün-ya geleninde çýkar amaçlý cereyan eden ve en son teknolojilerinkullanýldýðý savaþ görüntüleri insanlýk adýna bulunduðumuz ye-ri kavramak açýsýndan bir baþka ölçüdür. Bütün bunlarý yok ede-cek, suyun akýþýný tersine çevirecek ise Hocaefendi'ye göre "sevgi,

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 123

171 Gülen, Fethullah,a.g.e., s. 125.

172 Gülen, Fethullah,a.g.e., s. 158.

Page 125: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

merhamet, diyalog, herkesi kendi konumunda kabul, karþýlýklýsaygý, hak ve adalettir. Ýyilik, güzellik, doðruluk ve fazilettir."Bunlarý dile getirdikten sonra Hocaefendi sözlerini þöyle ta-mamlar: "Dünyanýn mayasý olan bu temellerin üzerinde yükse-lecek bahar, insanlýðýn gerçek özünü bulacaðý bahardýr. Ne olur-sa olsun, dünya, er geç kayýp bu çizgiye gelecektir ve bunu engel-lemeye kimsenin gücü yetmeyecektir.173"

16- "Dinlerarasý diyalogun misyonerliðin yeni tarzý olabi-leceði veya ötekilerle münasebet sürecinde Ýslamîçizgiden sapan etkilenmelerin olabileceði konusundaHocaefendi'nin düþünceleri nelerdir?

Ýslamî kaygý ve endiþe ile yapýldýðý izlenimi veren bu ve ben-zeri çizgideki eleþtirilerde haklýlýk söz konusu olabilir. Gerçek-ten diyalog çalýþmalarýna taraf olan kiþi ve gruplar kalplerindedaha önce de bahsettiðimiz gibi misyonerlik emelleri taþýyabi-lirler. Fakat þurasý da unutulmamalý ki sözü edilen çalýþmalaresnasýnda onlarýn kendi dinlerini seslendirmelerine mukabilMüslümanlar da kendi dinlerini seslendiriyorlar. Karþýlýklý kili-se-cami-havra ziyaretlerinde, ortaklaþa yapýlan konferans, pa-nel ve sempozyumlarda seçilen konu çerçevesinde Ýslamî görü-þün dile getirilmesi Ýslam'ýn ötekiler tarafýndan bilinmesi ve ta-nýnmasýna yardýmcý olmaktadýr. Dolayýsýyla hadiseye tek birperspektiften yaklaþýldýðýnda soruda dile getirilen itirazlardahaklýlýk söz konusu edilse de diðer perspektifler hadisenin fark-lý boyutlarýný göstermektedir. Kaldý ki baþta da ifade edildiði gi-bi dinlerarasý diyalog sonuç itibariyle dini teblið kapsamý için-de mütalaa edilse de baþlangýçta böyle bir kabul konusu deðil-dir. Bu çalýþmalarda Prof. Dr. Hayrettin Karaman'ýn beyanýyla"Ben ben olarak sen de sen olarak heyette bulunur ve çalýþma-lar sonucunda ben ben olarak sen de sen olarak kalýrsýn." Kal-dý ki diyalog faaliyetleri sonucu nicelerinin Ýslam hakkýndaki

N i ç i n D i y a l o g124

173 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 197.

Page 126: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

yanlýþ kanaatlerini düzeltmeleri, zaman zaman da olsa Ýslam'ýn

hak din olduðunu kabullenmeleri Ýslam adýna küçümsenmeme-

si gereken hizmetlerdir.

Öte yandan diyalog ile girilen münasebetlerde, kurulan ya-

kýnlýklarda bir etkileþimin olmasý kaçýnýlmazdýr. Hocaefendi

Müslümanlýðýn böyle bir etkileþimin karþýsýnda olmadýðýný ýs-

rarla vurgular ve der ki; "..Mesela, Hz. Osman döneminde bir Bi-

zans þehri olan Þam'a giren Müslümanlarýn hayatlarýnda yiyip

içmelerinden, saraylarda oturup kalkmalarýna kadar birçok hu-

susta birden bire çok büyük deðiþiklikler meydana gelmiþtir. Ýh-

timal bu tür deðiþiklikler ciddi mahzur teþkil etmediðinden do-

layý ya da Ýslamî kaide ve kurallara göre mahzurlu bulunmadý-

ðýndan o günkü toplum tarafýndan benimsenmiþtir. Çünkü Ýs-

lam herkesi kucaklayan evrensel bir din olmasý dolayýsýyla geldi-

ði yerde kendine tamamen ters olmayan kaideleri yerinde oldu-

ðu gibi býrakýr, yerinde özümser ve kendi bünyesine alýr." Bu da

demektir ki geleceðin dünyasýnda medeniyetler adýna oluþumlar

söz konusu edilecekse Müslümanlar bu faaliyetlerle kendini gös-

terecek tabir caizse ben de varým diyecektir. Yeni medeniyetin

inþasýnda tüm insanlýðýn hüsn-ü kabul göstereceði evrensel de-

ðerleriyle masa baþýnda yerine alacaktýr. Bugün, geleceði mu-

hakkak bu günler için þimdiden adýmlarýn atýlmamasý, Müslü-

manlarýn kapalý toplum hayatýný andýrýr biçimde içine kapan-

masý, dünya ile entegreden uzak bir hayat sürmesi onsuz olu-

þumlara zemin hazýrlama demektir. Yakýn geçmiþimiz bunun

Müslümanlar adýna ne kadar yanlýþ ve acý sonuçlar doðurduðu-

nun bizzat þahididir. Bu çizgide geleceðe ait öngörüsünü þöyle

seslendirir Hocaefendi: "..biz geleceði medeniyetimizin mimar

ve iþçileri ile dopdolu, göz kamaþtýrýcý þekilde parlak bir âtî ola-

rak görüyor ve gölgesinde insanlýða bir altýn çað daha yaþatacak

ilim, sevgi, aþk, þefkat ve merhamet medeniyetine hoþgörü ve

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 125

Page 127: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

diyalogun diriltici soluklarýyla er-geç bir defa daha kavuþacaðý-mýza inanýyoruz.174 "

17- Bugüne kadar yapýlan dinlerarasý diyalog faaliyetleri-nin Müslümanlýk hesabýna somut faydalarý var mýdýr?

Bu soruya verilecek cevap hadiseye bakýþ açýsý ile doðru oran-týlýdýr. Soruda bahsedilmek istenen fayda nedir ve bu faydayýsaðlamak için bir zaman öngörümü söz konusu mudur? Faydaötekilerinin Ýslamý ve Müslümanlarý tanýmasý ise çok kýsa bir za-manda asýrlýk önyargýlarýný terk eden, insafla Müslümanlýðayaklaþan tabandan tavana yüzlerce kiþi saymak mümkündür.Özellikle akademik, dinî ve siyasî çevreler gibi topluma önderlikeden kesimden böylesi insanlarýn varlýðý insanoðlunun bugün veyarýn 'birlikte yasayabilme' ümidini artýrmaktadýr.

Zaman meselesine gelince; Ýslam Batý'da 'bilinmeyen bir öte-kidir.' Bilinen veçhesi ise Haçlý seferlerini haklý kýlmak amacýylayapýlan menfi propaganda ve sebepleri dile getirilirken dine ircaedilerek sunulan savaþlarýn býrakmýþ olduðu þartlanmýþlýktýr.Buna son dönemler itibariyle Ýslamiyet'in terörle özdeþ tutulma-sýný eklemek gerek. Ýþte bu üçlü sacayaðýnda dile getirilen hu-suslar hemen her Batýlýnýn Ýslam hakkýnda zihnî arka planýnýoluþturmaktadýr. Oryantalistlerin yapmýþ olduðu akademik ça-lýþmalar da bundan nasibini almýþ durumdadýr. Yapýsý gereði ta-rihî gerçekleri sebep ve sonuçlarý ile beraber sunmak olan or-yantalistlerin akademik çalýþmalarý çoðunluðu itibarýyla bu zih-niyete dayanak saðlamýþtýr. Bu þartlanmýþlýðýn yerini birden bi-re dostluða, barýþa, kardeþliðe terk edeceðini söylemekimkânsýzdýr. Zihinsel ve sosyal dönüþümler deðil 5-10 sene, birkaç nesli içine alacak kadar uzun bir zaman ister. O da sistemli,düzenli, haricî ve dâhilî karþý karþýya kalýnan zorluklar karþýsýn-da yýlmadan, usanmadan çalýþmak þartýyla.

N i ç i n D i y a l o g126

174 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 174-175.

Page 128: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Batý dünyasýnda Müslüman, Hýristiyan, Yahudi, Hindu vb.din mensuplarýnýn ortaklaþa ve kalýcý vakýf, dernek, merkez þek-lindeki organizasyonlarýn kurulmasý önemli bir adýmdýr. Hoca-efendi'nin yaklaþýmý içinde 'herkesin kendi konumunda kabulle-nildiði' bu kuruluþlar bir taraftan uzun vadeli beraberlikler mer-kezi olurken, diðer taraftan herkesin kendi dinî, millî ve kültüreldeðerleri ile varlýklarýnýn devamýný saðlayacak adacýklar mahiye-tindedir. Ulus-devlet yapýlanmasý içinde ve nüfusunun % 99unun Müslüman olduðu bir coðrafyada yaþayan insanlarýn anla-mamakta mazur olacaðý bu husus 'azýnlýk' olarak 'çoðunluk' için-de hayatlarýný devam ettirenler için ümit vaat edici bir geliþme-dir. Kýta Avrupasý içinde 25, Amerika içinde 7 milyon Müslüma-nýn varlýðýndan bahsedilmektedir bugün. Bu insanlarýn kendidinî, millî ve kültürel deðerlerinden þüpheye düþmeksizin varlýk-larýný sürdürmeleri, asimilasyona maruz kalmamalarý bile baþlýbaþýna bir iþtir ve bu kuruluþlar bu özgüveni bizlere verecek un-surlarýn baþýnda gelir.

Öte yandan dinlerarasý diyalog faaliyetlerinden sonuç alabil-me ancak eþit statüde karþýlýklý kurulacak samimi iliþkiler ilemümkündür. Resmiyetin boðucu ve sýkýcý havasý içinde sürdü-rülen münasebetlerin meyvedar olmasý beklenmemelidir. Bugözle yapýlacak bir arþiv taramasý sözünü ettiðimiz neticeyi göz-ler önüne serecektir. Þu gerçek unutulmamalý; 'semavî din düþ-manlýðý', 'inkâr-ý ulûhiyet' geride kalan pozitivizm felsefesininbir uzantýsý olarak hala devam etmektedir. Bu manzara karþýsýn-da inanan insanlarýn tüm dünya genelinde beraberlikler kurma-larý, dinî, ahlakî ve kültürel deðerlerin kaybolma veya yozlaþtýrýl-masýna karþý set kurmalarý gerekmektedir. Dinlerarasý diyalogbunu saðlayabilecek potansiyel güce sahiptir.

Ayrýca Müslümanlar olarak þu hakikati kabullenmemiz gere-kir; hiç bir dinî, aklî ve mantýkî temele oturmayan terör ve terö-rizm yakýþtýrmasý bir kenara, dünya genelinde ne þahýs ne de

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 127

Page 129: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

toplum planýnda Ýslamý hakkýyla anlattýðýmýz söylenemez. Prof.Dr. Suat Yýldýrým'ýn tespitlerine göre Avrupa'da ilk Kur'an tercü-mesi 12. asýrda Latince olarak yapýlmýþ ve yayýnlanmadan Clunymanastýrýna konmuþ, yayýnlanmasý ise 16. asýrda olmuþtur.175

Bu demektir ki Hýristiyan dünyasýnýn bin yýl boyunca savaþtýðýdin hakkýnda hiç bir bilgisi yoktur. Burada onlarýn taassubu ka-dar bizim de anlatma gayretsizliðimiz sorgulanmak zorundadýr.Eðer usul ve üslubuna uygun bilgilendirmeler yapýlsaydý karþý-lýklý münasebetler baðlamýnda çok daha farklý bir manzara ilekarþýlaþmamýz mümkün olabilirdi.

Ýslamý temsil de bundan farklý deðil. Batý medyasýnýn taraflýve yanlý yayýnlarýnýn Müslüman imajýný kirlettiði doðrudur. Fa-kat kendimizin de ikili veya toplu münasebetler alanýnda müslü-mana yakýþmayan, Ýslamî deðerlerle örtüþmeyen kabalýklarýmý-zýn, yanlýþlýklarýmýzýn olduðu muhakkaktýr. Hocaefendi'nin devurguladýðý gibi: "Vusulsüzlüðümüz usulsüzlüðümüzdendir."Usul bilmezliðimiz, kaygýsýzlýðýmýz, umursamazlýðýmýz, dünye-viliðimiz Ýslam'ý bizim þahsýmýzda tanýyan ötekileri haklý olarakolumsuz kanaatlere sürüklemiþtir. Gayrimüslim ülkelerde me-sela sadece ABD'de veya Almanya'da adam kaçýrma, uyuþturu-cu, hýrsýzlýk, tecavüz vb. sebeplerle yolu hapse düþen Müslümansayýsýnýn kabarýklýðý bizlere bir fikir vermeye yeter. Hiç unuta-madýðým bir hatýra; ABD'de gönüllü olarak Müslümanmahkûmlara dini bilgiler sunmak üzere bir hapishane yetkilisi-ne telefon etmiþtim. Ýlk sorum þu oldu; "Müslüman mahkûmu-nuz var mý?" Muhatabýmýn telefonda bana verdiði bir cevap var-dý ki söylediði kelimeyi o ses tonuyla beraber duymanýzý ne ka-dar isterdim. O ses tonu adeta bana diyordu ki; "Ne demek ya-ni? Böyle de soru mu olur? Ay da mý yaþýyorsun sen kardeþim?"Cevabý þuydu mahkumlarýn sosyal iþlerine bakan sorumlunun;"Of course; elbette."

N i ç i n D i y a l o g128

175 Yýldýrým, Suat, Diyalogun Dikenli Yollarý, Kültürlerarasý Diyalog Platformu Bülteni(KADIP) sayý. 6, s. 4

Page 130: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Bir baþka hatýra da usulsüzlüðümüze deðil, kayýtsýzlýðýmýza,umursamazlýðýmýza, rehbersizliðimize ve dertsizliðimize ait.New Jersey eyaletinin dört büyük vilayetinde Müslüman-Kato-lik iliþkisinden sorumlu Papaz'a bizim tarafýmýzdan alýnan ran-devu sonucu gerçekleþen ilk görüþmemizde söylediði sözler ol-dukça çarpýcý. Þöyle dedi Papaz ilk cümlelerinde bize; 8 yýldýrburada görev yapýyorum. Çevremden 30 yýldýr burada Türkle-rin, Müslümanlarýn olduðunu duyuyorum. Ama ilk defa bir TürkMüslüman ile karþýlaþýyorum." Kaldý ki bu coðrafya Alman-ya'nýn Berlin'ine eþ deðer Türklerin en yoðun olduðu bölge.

Bu çalýþmalardan somut faydalar söz konusu mudur sorusu-na dönecek olursak, mübalaðayý zimnî yalan bilen bir kültürünyetiþtirdiði insan olarak rahatlýkla söyleyebilirim ki; üç-beþ yýllýkyurtdýþýnda diyalog münasebetleri sonucu Ýslam hakkýnda kana-atleri deðiþen her seviyeden insanýn söyledikleri sözler bu kitap-tan daha hacimli bir kitabý oluþturur. Bu kiþilerle ortaklaþa aynýistikamette yapýlan konferans, panel, sempozyum türü akade-mik çalýþmalar, piknik, yurt içi ve dýþý seyahatler, karþýlýklý kili-se-cami ziyaretleri, ailevî münasebetler ise en azýndan din, tarihveya baþka bölümlerde master/doktora tezlerine konu olacakçoklukta fikrî ve görsel malzeme ile dolu. Bu noktada STV'de ya-yýnlanan "Diyalogun Meyvesi" adlý belgeselde yayýnlanan veABD'den Türkiye'ye diyalog programý çerçevesinde gezi için ge-len bazý kiþilerin görüþlerini aktaralým. Bunlar Türkiye'ye geziteklifi aldýklarý andaki düþüncelerini þöyle ifade ediyorlar:

"Geceyarýsý Ekspresi filminden baþka Türkiye'yle ilgili olum-lu ya da olumsuz bir düþüncem yoktu. Çok egzotik, güzel bir yergibi duruyordu; bir gün gidip görmek isterdim ama ayný zaman-da güvenli bir yer olmadýðýný da düþünüyordum." (RosemaryMumm)

"Ýstanbul'un biraz ilkel bir yer olmasýný bekliyordum. Belki Af-rika'da gördüðüm bazý þehirler gibi. Müslümanlarýn bir Amerikalý

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 129

Page 131: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

olarak bana düþmanca davranmalarýný bekliyordum. Geziyle ilgilipek çok þey düþündüm. Arkadaþlarým gitme, tehlikeli olur dedi.Hatta biri "gidersen kelleni uçurabilirler" dedi. (Robert Roberts)

"Ýlk teklifi aldýðýmda: "Dalga mý geçiyorsun?" dediðimi hatýr-lýyorum. Türkiye mi? Büyük bir nezaketle ve son derece sakin birbiçimde "Evet, Türkiye'ye gelmenizi istiyoruz," dedi. "Yani OrtaDoðu'daki Türkiye mi?" diye sordum, evet dedi. Sonra milyon-larca soru sordum." (Barbara Boyd)

"Türk denince vahþi olduklarý, savaþta sizi bir vuruþta hakla-dýklarý aklýma geliyordu. Gördüðüm bütün filmlerde Türkler,Amerikan filmlerindeki Kýzýlderililer gibi gösteriliyordu. Kafa-nýzda olan imaj bu ve siz olduðunun farkýnda bile deðilsiniz."(Prof Boyd)

Düþünceleri bu olan insanlar 10 günlük bir gezi sonrasý his-siyatlarýný ise þöyle dile getiriyorlar:

"Sonra Türklerin bu þekildeki dostça davranýþlarýnýn Pey-gamberin öðretilerinden kaynaklandýðýný keþfettim. Türk arka-daþlarýmýn dini son derece doðal bir þekilde, düþünmeden yaþa-dýklarýný, bunu yaþam biçimi haline getirdiklerini görmek, be-nim için Ýslam'ý daha derinden öðrenmeye doðru önemli biradým oldu. (Rick Keller)

"Günde 5 kez Allah'a davet, onun hiç akýldan çýkmamasýnýsaðlýyor. Allah'a sadece haftada bir kez ibadet ederek, þükrede-rek, onu överek hatýrlamýþ olmayýz. Ezan mümkün olan her anAllah'ýn hatýrda kalmasýný saðlýyor. O çaðrý benim için bu anla-ma geliyor." (Rosemary Mumm)

"Bir Amerikalý olarak, camilerin hep Ayasofya ya da Sul-tanahmet gibi kocaman olduðunu sanýrdým. Oradaki camiküçücüktü, 20 kiþi ancak sýðardý. Çok çok sadeydi. Ülkeninyoksul kesimlerinde bir yerdeydi. Ben bundan çok etkilen-dim. Bu ýssýz yerde, ülkenin yoksul bir kesiminde, böyle bir

N i ç i n D i y a l o g130

Page 132: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

ibadet yerinin olmasý ve ibadet edenlerin gözünde orasý, Aya-sofya kadar deðerliydi. Gerçekten bundan çok etkilendim."(Thomas Burns)

"Ben 4 yýl Almanya'da yaþadým, Avrupa'nýn her yerini gez-dim, dünyadaki en güzel katedralleri gördüm, Notre Dame'ýngüllü penceresine baktým, Paris'te Saint Chapel'i, …. Katedralini,bamber'ýn kubbesini gördüm. Ama Sultanahmet'inki gibi bir gü-zelliði, böylesine bir mimariyi hiç görmemiþtim. Sultanahmet'egirip ayakkabýlarýmý çýkardýðýmda, dua etmekten baþka ne yapa-bilirdim… (aðlýyor) (Robert Roberts)

"Ben ilk kez camide namaz kýlýndýðýný gördüðümde, hiçbeklemediðim bir þekilde gözlerim açýldý. Ýbadetteki huþununve güzelliðin farkýna vardým. Kendi ibadetlerim konusundayapmam gereken çok þey var diye düþündüm. Maneviyatýngünlük hayattan ayrýlmadýðýný fark ettim. Yaptýklarý her þeyiniçine nüfuz ediyor. Bu yüzden bir huþu var, çok güzel davranýþ-lar var, ve hayattaki her þeyin bir anlamý ve bir amacý olduðuve hiç vakit kaybetmememiz gerektiði üzerinde bir vurgu var.Her þeyin Allah'tan geldiðini, iyi kötü her þeyin bir nimet oldu-ðunu, günlük hayatta maneviyatýn muazzam bir öneminin ol-duðunu onlardan öðrendim. Onlarýn örnek olmasýyla, iyice an-ladým." (Cathy Eustis)

ABD'den sunduðumuz bu kesit Afrika'dan Orta Asya'ya,Avustralya'dan Avrupa içlerine varýncaya kadar hemen her yeriçin geçerlidir. Fikri öncülük ve çoðu zaman da ev sahipliðiniüstlenerek yapýlan piknik, aþure daðýtma, komþu ziyareti gibihalkla iliþkiler içinde deðerlendirilecek münasebetlerden, kon-ferans, panel, sempozyum türü akademik aktivitelerin býrakýnsonuçlarýný yer, zaman ve konu bildiren listesi bile bir kitap hac-mini bulacak seviyededir.

Bir cümle ile özetleyecek olursak; diyalog çalýþmalarý Ýslamdininin temel fonksiyonlarýndan biri olan: "Ýnsanlar arasýnda

G ü n c e l B o y u t v e F e t h u l l a h G ü l e n H o c a e f e n d i 131

Page 133: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

köprü olmasý, yol olmasý ve uçurumlarý kapatan unsur olma-sý176" vazifesini ifa etmekte, Ýslamî bilgilendirmelerde bulun-makta, bu da son tahlilde zihinlerde oluþan yanlýþ Ýslam imajý-nýn silinmesine vesile olmaktadýr.

N i ç i n D i y a l o g132

176 Gülen, Fethullah, a.g.e., s. 162.

Page 134: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

SONUÇ

Diyalog karþýlýklý insanî iliþkilerin adý ve unvanýdýr. Bu açý-

dan baktýðýmýzda diyalog ilk insan Hz. Adem ile baþlamýþ ve gü-

nümüze kadar devam etmiþ ve kýyamete kadar da devam ede-

cektir. Kitaba mevzu teþkil eden yönü itibarýyla baktýðýmýzda,

netice deðiþmemektedir; o yine bir peygamber faaliyetidir. Zira

peygamberlerin muhatap olduðu kitle ilahî veya beþerî asla da-

yanan din ve inanç mensuplarý olmuþtur. Ýnsanlarý hak yola ça-

ðýrmanýn, literatürdeki tabirle teblið ve irþadýn bir baþka dille

ifadesidir diyalog. Bir tek þartla; "akla kapý açýp ihtiyarý elden al-

mama."

Günümüzde Dinlerarasý veya daha doðru bir tanýmlama ile

din mensuplarý arasý diyalog farklý dinî inanýþa sahip insanlarý bir

araya getiren bir platformdur. Bu platformun en önemli ve ayýrt

edici özelliði herkesin sahip olduðu tüm deðerleri ile "kendi" ola-

rak bulunmasýdýr. Dinî inanýþtan, örf ve adete, giyim-kuþamdan,

yeme-içme adabýna varýncaya kadar hiç kimseden yaþadýðý de-

ðerlerden taviz vermesi istenmemektedir. Yapýlan tek þey çeþitli

sebeplerle bizzat kendimizin inþa ettiði Berlin duvarýný aratma-

yan duvarlarý ortadan kaldýrmaktýr. Bir baþka tabirle, küreselle-

þen dünyanýn coðrafi anlamda zaten kaldýrdýðý fizikî sýnýrlara ila-

ve olarak, zihnî planda hala var olanlarý da kaldýrarak katkýda bu-

lunma. Böylece yýllardan ve asýrlardan beri düþmanca iliþkilerin

Page 135: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

hâsýl ettiði önyargýlarý bertaraf ederek, karþý tarafý dinleme, anla-ma ve tanýma fýrsatýný elde etmiþ olma.

Ali A. Mazrui'nin enfes bir tesbiti var bu konuda. O "TarihinSonu ve Ýslam" adlý makalesinde Fransýz kuvvetlerine karþý öz-gürlük ve egemenlik adýna direnen Cezayirli direniþçiler için:"Dünya tarihini deðiþtirdiklerinin bilincindo deðillerdi" der.Çünkü Mazrui'ye göre: "Cezayir'de Müslümanlar baðýmsýzlýklarýiçin savaþtýlar ve Fransa'nýn tarihi deðiþti. (General Charles DeGaulle 1962'de Cezayirlilerin istiklâliyetlerini tanýmýþtý) Fran-sa'nýn tarihi deðiþtiði için, neticede Avrupa'nýn tarihi deðiþti. Av-rupa'nýn tarihi deðiþtiði için dünya tarihi de deðiþti. Bu, yerel ta-rihlerini deðiþtirmeye çalýþan insanlarýn tüm tarihi þekillendir-mesinin bir örneðidir.177"

Buradan hareketle inanýyorum ki; dünyanýn dört bir yanýndacereyan eden Dinlerarasý diyalog faaliyetleri yakýn ve orta ölçek-li olmasa bile uzun vadede tüm dünyada böylesi bir deðiþime ön-cülük yapacaktýr. Böyle derken sadece Türkiye veya FethullahGülen Hocaefendi merkezli diyalog faaliyetlerini deðil, bu kap-sam içinde deðerlendirilebilecek baþkalarýnýn da öncülüðünüyaptýðý her türlü aktiviteyi birden kastediyorum. Bugünkü gün-de dünü ya da sadece gününü yaþayan insanlar bunu anlamasa-lar bile ya da anlamamalarý bir yana engellemek için gösterdik-leri onca çaba ve gayrete raðmen netice deðiþmeyecektir. Çünküinsanlýk tarihi göstermektedir ki dün-bugün-yarýn bütünlüðüiçinde zamana bakmayan, görmeyen ve deðerlendirmeyen in-sanlar, cemaatler, kurumlar, devletler ve medeniyetler zamanýneritici ve öðütücü diþleri altýnda ezilip gitmiþlerdir.

Ve yine insanlýk tarihi göstermektedir ki insan, zaman, me-kan ve kutsal dörtgeni içinde insan ve toplum hayatýný deðerlen-dirmeyenler, ortaya koyduklarý hayat tasavvurlarýnda bu fak-törlerin hepsine birden yeterince yer vermeyen hiç bir sistem

N i ç i n D i y a l o g134

177 Ali A. Mazrui, “Islam and the End of History:, American Journal of Islamic Social Scinece,Vol,10, No,4, (Winter 1993), s. 531.

Page 136: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

baþarýlý olamamýþtýr. Diyalog karþýtlarýnýn alternatif tezleri isebu unsurlarý ihtiva etme bir yana tamamýyla tepkisellik üzerinekuruludur. Hâlbuki yine zaman göstermiþtir ki reaksiyoner dav-ranýþlarla bugüne kadar bir yere varýlamamýþtýr. Ýhtimal bundansonra da varýlamayacaktýr.

Ýnanýyorum ki bu çalýþmalar, ortaya atýldýðý ilk günlerden iti-baren dünya entelektüel kamuoyunda büyük fýrtýnalar kopmasý-na sebebiyet veren "Tarihin Sonu", "Medeniyetler Çatýþmasý"tezlerine karþý en güçlü alternatiflerden biridir. Hem de söz ko-nusu tezler misali teorik olarak deðil, pratiðe yansýmasý ve he-men hepsi de müspet neticeleri ile farklýlýk arz etmektedir. Yal-nýz her hayýrlý iþte olduðu gibi, bu 'farklýlýðýn farkýnda' olup bu-nu hazzetmeyen çevrelerin olduðunu da unutmamak lazým. Za-ten Dinlerarasý diyalog faaliyetlerine karþý muhalif rüzgar estir-meye çalýþanlar da aðýrlýklý olarak bunlardýr.

Bazýlarý özellikle kitabýn ikinci bölümünden hareketle bu ça-lýþmayý fazla "propagandist" görebilir. Bizim yukarda tenkitiniyaptýðýmýz reaksiyoner davranýþlar kategorisine koyabilirler. Buyaklaþýmlarýnda haklý da olabilirler. Ama böyle düþünürken in-safý da elden býrakmamak lazým. Biz ne dinî, ne de dünyevî açý-dan hiç bir temele dayanmayan itirazlarý ile taban ve tavanýn dü-þüncelerini bulandýran çevrelere bir þeyler denmesi gerektiðineinandýk. Temsil ettikleri dünya görüþü, inanç sistemi itibarýylayýllarca birbirlerine düþman olan çevrelerin el ele verip organizeçalýþmalarda bulunmalarý karþýsýnda susmanýn diyalogun 'fikirmimarýna' ve bu uðurda samimi gayretlerle çalýþanlara karþý ve-fasýzlýk olacaðýný düþündük. Kaldý ki biz bu karþýt çabalarýn sa-vaþ ve barýþ özelinde tüm insanlýðýn kaderini etkileyeceðini dü-þünüyoruz. Dolayýsýyla bu çalýþmaya propagandanýn ötesinde'müdafa' denilecekse insanlýðý ve onun bugünü ve yarýný ilgilen-diren bir konuda 'müdafa' denmesi gerekir.

S o n u ç 135

Page 137: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Hasýlý; dünyada son sözü zaman söyleyecektir. Ahirete gelin-ce; orasý ayetin ifadesiyle "bütün gizli-kapaklý her þeyin açýða dö-küleceði" yerdir. Orada ise son sözü elbette ve hiç þüphesiz Allahsöyleyecektir.

N i ç i n D i y a l o g136

Page 138: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

BÝBLÝYOGRAFYA

Kur'ân-ý Kerim

Abdulbaki, Muhammed Fuad, Mu'cemu'l-Müfehres li Elfa-zi'l-Kur'an,

Aclunî, Keþfu'l-Hafâ,

Ahmed b. Hanbel, Müsned,

Akçay Mustafa, "Fetret Kavramý Üzerine Bir Ýnceleme", YeniÜmit, Sayý : 51 s,28-31.

Akçay, Mustafa, "Fetret Ehlinin Dini Konumu", Zaman Gaze-tesi, 9-Mayýs-2005

Akgündüz, Ahmet, Belgeler Gerçekleri Konuþuyor, Ýzmir,1990

Akgündüz, Ahmet, Osmanlý Kanunnameleri, Ýstanbul, 1990

Ali Dere, Bilgi Notu (Din görevlisine cevap olarak gönderil-miþtir.)

Aliyyü'l-Kari, Esraru'l- Merfûa,

Arnold, T. W., Ýntiþar-ý Ýslam Tarihi, çev, Hasan Gündüzler,Akçað Yay., Ýst, 1982

Atalay, Orhan, Doðu ve Batý Kaynaklarýnda Birlikte Yaþama,GYV Yayýnlarý, Ýst. 1999

Aydýn, Mehmet, Hýristiyan Genel Konsilleri ve II. VatikanKonsili, SUB Yayýnlarý, Konya, 1991.

Page 139: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

BayleP., Dictionary, isimli eserinden aktaran Ýzzeti, Ebu'lFadl, Ýslam'ýn Yayýlýþý Tarihine Giriþ, Çev; Cahid Koytak, ÝnsanYayýn, Ýst, 1984

Bediuzzaman, Münazarat, Yeni Asya Yayýnevi, Ýstanbul,1998

Belazuri, Ahmet b. Yahya, Futuhu'l Buldan, çev. MustafaFayda, Ankara 1987

Belazuri, Ahmet b. Yahya, Futuhu'l Buldan, el-Maarif, Bey-rut, 1987

Beyhaki, Þuabu'l-Ýman,

Bozkurt, Gülnihal, "Osmanlý Devleti ve Gayri Müslimler",Türklerde Ýnsani Deðerler ve Ýnsan Haklarý, Ýstanbul, 1992

Browne, L., The Prospects of Ýslam,

Bulaç, Ali, "Cihad", Yeni Ümit, Ýstanbul, 2004, Sayý, 63

Camcý, Selçuk; Ünal, Kudret, Hoþgörü ve Diyalog Ýklimi,Merkür yay, Ýzmir,1998

Cemil Haþim, "es-Selam fi'l-Ýslam", Risaletu'l Ýslamiyye, sayý,63-64

Cessas, Ebu Bekir Muhammed b. Ali, Ahkamu'l Kuran,

Cürcani, Ta'rifat,

Daniþmend, Ýsmail Hami, Ýzahlý Osmanlý Kronolojisi, Ýstan-bul, 1947

Ebu Yusuf, Yakub b. Ibrahim, Kitabu'l Harac, Kahire, 1962

El-Akkad,el-Abkariyyatu'l Islamiyye, Beyrut, 1968

Elmalýlý, M Hamdi Yazýr, Hak Dini Kur'an Dili, Zehraveynyay, Ýst, ts,

Ercan, Yavuz, Kudüs Ermeni Patrikhanesi, Ankara, 1988

Erdal, Mesud, Kur'an'da Fitne Kavramý Üzerine Düþünceler,DÜÝFD., Diyarbakýr, 1999/1.

Eren, Þadi, Cihad ve Savaþ, Ýstanbul 1996.

N i ç i n D i y a l o g138

Page 140: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Es-Þafii, Muhammed b. Ýdris, el-Ümm, Beyrut, trh.

eþ-Suyûti, Celaluddin Abdurrahman b. Ebubekr,Esbabü'n-Nüzül, Daru'l Menar, Kahire, ts

et-Taberi, Ebu Cafer b. Cerir, Camiul'l Beyan an Te'vililKur'an, Daru'l Mearif, Mýsýr, ts,

Fayda, Mustafa, Hz. Ömer Zamanýnda gayrimüslimler. Mar-mara Üni. Ýlahiyat Fak. Yayýnlarý, Ýst. 1989

Firuzabadi, Kamusu'l-Muhit,

Garlew, l. James, A Christian's Response to Ýslam, Okloha-ma, 2002, RiverOak Publishing

Gülen, Fethullah, Ýnsanýn Özündeki Sevgi, hazýrlayan, Ö. Fa-ruk Tuncer, Ufuk Yayýnlarý, Ýst. 2003

Gülen, Fethullah, Iþýðýn Göründüðü Ufuk, Ýstanbul, 2000,Nil Yayýnlarý,

Gülen, Fethullah, "Hoþgörü Sürecinin Tahlili", Zaman Gaze-tesi, 28 Þubat 2005

Gülen, Fethullah, Asrýn Getirdiði Tereddütler,

Gülen, M. Fethullah, Ý'la-yý Kelimetullah veya Cihad, Ýzmir,1997

Güner, Osman, Rasululah'ýn Ehl-i Kitap’la Münasebetleri,Fecr Yayýncýlýk, Ankara, 1997

Güneþ, Ahmet, "Views on The Rules Of War In Islamic Law",An Islamic Perspective Terror and Suicide Attacks, Light Publis-hing Company, New Jersey, 2204

Günay Tümer, Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, Ankara1993

Hamidullah, Hz. Peygamberin Savaþlarý, Yaðmur Yayýnlarý,Istanbul, 1981, çev: Salih Tuð

Hamidullah, Muhammed, Mecmua el-Vesaiki's-Siyasiyye,Daru'n-Nefâis, Beyrut 1985.

B i b l i y o g r a f y a 139

Page 141: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Hamidullah, Muhammed, Ýslam Peygamberi, çev, Salih Tuð,Ýrfan Yayýnlarý, Ýst, 1991

Hamidullah, Muhammed, Ýslam'da Devlet Ýdaresi, çev. Ke-mal Kuþcu, Ýstanbul, 1963

Haþiyetü Bâcûrî, Alâ Þerh-i Ýbn Kasým,

Himyeri, er-Ravzu'l Mi'tar, nþr. E. Levi-Provencal, Kahire,1983, s. 63'den naklen Özdemir, Mehmet, Endülüs Müslüman-larý,

http://herkul.org/kiriktesti/index.php?article_id=89

http://herkul.org/kiriktesti/index.php?article_id=89

http://herkul.org/kiriktesti/index.php?article_id=89.

http://tr.fgulen.com/a.page/basindan/haberler/2005/Mart.2005/a13063.html

http://www.herkul.org/kiriktesti/index.php?article_id=108

http://www.wordreference.com/definition/dialog

Ýbni Esir, Üsdü’l-Ðabe

Ýbni Hiþam Ebu Muhammed Abdülmelik, Es-siretu'n Nebe-viyye, Daru't Turasi;l Arabiyye,

Ýbni Kayyim el-Cevziyye, Muhammed b. Ebi Bekir, AhkamuEhli'z-Zimme, Matbaatu Camiati Dimesk, 1381/1961

Ýbni Kesir, Ebu'l Fida Ýsmail, Tefsiru'l Kur’ani'l Azîm, Beyrut,1961

Ýsfehani, Ragib, el-Mufredat fi Garibi'l Kur'an, KahramanYay, Ýst, 1986

Ýslam Ansiklopedisi,

Ýbn Ebî Þeybe, Musannef,

Ýbn Hiþam, Ebu Muhammed Cemaluddin, es-Siretu'n-Nebe-viyye, Kahire, 1413/1992,

Ýbn Manzur, Lisanu'l-Arab,

N i ç i n D i y a l o g140

Page 142: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Ýbn Sa'd, Muhammed b. Sa'd, et-Tabakatu'l-Kübra, Beyrut, ts

Ýbni Abidin, Reddü'l Muhtar,

Ýbni Warraq, Why I Am Not a Muslim, New York, 2003, Pro-metheus Books,

Kandahlevi, Yusuf, Hadislerle Müslümanlýk,

Kasani,

Bedsiu’s-Senai

Kemaluddin Muhammed b. Abdulvahid b. el-Humam, Fet-hu'l Kadir ala'l-Hidaye, Mýsýr, 1356

Kenzu'l-Ummal,

Küçük, Abdurrahman, "Dinlerarasý Diyaloga Niçin ÝhtiyaçVardýr?", Dinî Araþtýrmalar, c.1, sy.1 (1998)

Küçük, Abdurrahman, "Dinlerarasý Diyalogun Diðer YüzüÜzerine", Türk Yurdu,2005

Kur'an Yolu, Heyet, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Yayýnlarý, An-kara, 2003.

Mahzun, Muhammed, Tahkiku Mevakýfi's-Sahabe fi'l-Fitnetimin Rivâyâti'l-Ýmam et-Taberi ve'l-Muhaddisin, Riyad, 1994

Merginani, Burhanuddin, el-Hidaye Þerhu Bidayeti'l-Mübte-di, Ýstanbul 1986

Miras, Kamil, Tecrid-i Sarih,

Muhammed b. Ahmed Serahsî, Þerhu Kitâbi's- Siyeri'l- Kebîr

Newby, D. Gorden, A Concise Encyclopedia of Ýslam, Eng-land, 2002, Oxford Publishing,

Niyazi, Mehmet, Türk Devlet Felsefesi, Ýstanbul 1993

Nursî,Bediüzzaman Said, Risale-i Nur Külliyatý

Özel, Ahmet, "Cihad", DÝA,

Pietro Rossano, "The Secretariat For Non-Chirstan Religi-ons", Bulletin, XIV?2-3,1979

B i b l i y o g r a f y a 141

Page 143: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Razi, Mefatihü’l-Gayb

Schacht, Joseph, Ýslam Hukukuna Giriþ, çev. Mehmet Dað,Abdülkadir Þener, Ankara, 1977

Serahsi, Muhammed b. Ahmed, Þerhu Kitabi's-Siyeri'l-Kebir,Beyrut 1997.

Seyyid Kutub, Fizilalil Kur'an,

Suyuti, Ýtkan fi Ulumi'l-Kur'an,

Suyuti, ed-Dürrü'l-Mensur, Dâru'l-Fikr, Beyrut.

Taberi, Muhammed b. Cerir, Tarihu'l Umem ve'l Muluk,neþr. Muhammed Ebu'l Fazl, Kahire, 1970

Tefsiru'n-Neysaburi,

Tirmizi,

Umara, Muhammed, Ýslam ve Ýnsan Haklarý, Ter: Asým Ka-nar, Denge Yay, Ýst, 1992.

Ünal, Tahsin, Osmanlýlarda Fazilet Mücadelesi, Ýstanbul, trs.

Vatikan Council II: The Conciliar and Post Conciliar Docu-ments, Ed. Austin Flannery, NY, 1992

Yavuz, Yunus Vehbi, Ýslam'da Düþünce ve Ýnanç Özgürlüðü,Sahaflar Yayýncýlýk, Ýstanbul, trs.

Yýldýrým, Suat, Diyalogun Dikenli Yollarý, Yeni Ümit,

Yýldýrým, Suat, Meal,

Zeydan, Abdulkerim,Ahkamu'z-Zimmiyyinve'l Müste'min fiDari'l Ýslam, Baðdat,1382/1963

N i ç i n D i y a l o g142

Page 144: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

A

Abant, 10ABD, 82, 128-129, 131Abduddâr, 40Abdullah Aymaz, 10Abdülaziz, 74Adapazarý, 21AIDS, 17Alevî, 9amel-i salih, 29Amr b. As, 74antilaik, 9Arap, 23, 70, 73, 78-79, 93Arapça, 93Asker, 96askeri, 55, 58, 75Asya, 30, 36, 78, 98, 113, 131,138atom bombasý, 92Avrupa, 20, 82, 98, 117, 127-128, 131, 134Ayþe Þasa, 100

B

Barbara Boyd, 130Bartholomeus, 10, 100Ba's, 72Beni Avf Yahudileri, 64Beni Cusem, 64Beni Evs, 64Beni Haris, 64Beni Kureyza, 35Beni Saide, 64Beni Salebe, 64Beni Suteybe, 64bid'atkâr, 106bilinen öteki, 21, 102-103bilinmeyen öteki, 21, 102Bosna-Hersek, 76Budist, 19, 24, 97Bülent Ecevit, 100

C

Cathy Eustis, 131Cengiz Çandar, 101

ÝNDEKS

Page 145: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

çevre kirliliði, 17

D

Delil, 7, 27, 36, 41, 59, 63, 67,70-71, 84-85, 87, 89, 112, 121dengesizlik, 17devlet baþkaný, 79, 81Dimeþk, 73-74Din özgürlüðü, 18-19, 22, 65,79dinamit, 92dinî, 11-12, 15-19, 24-25, 28,35-37, 41, 44, 46, 52-53, 56,59, 62, 65-67, 77, 79-83, 85-87, 89, 94-95, 97, 106, 108,110-112, 117, 121, 126-127,133, 135, 141Diyalogun Meyvesi, 129Doðu, 21, 41, 63, 93, 98, 123,130, 137doðum, 79doktrinin, 25Dullar, 55

E

Ebu Ubeyde, 73Ebussuud Efendi, 77Eðitim, 18, 21, 82, 110Emevi, 74, 80Esed, 40eþcinsel evlilikleri, 17

evlenme, 35, 79Eyle halký, 72

F

fakirlik, 17Fatih Sultan Mehmet, 75-76Fener patriði, 10Firavun, 51, 61, 91Fojnica, 76Fransa, 20, 134Fransa Baþbakanlýðý, 20Fransiskenler, 76

G

galatý meþhur, 17Gatafan, 40Gazeteciler ve Yazarlar Vakfý,9-10General Charles De Gaulle, 134Güneydoðu Asya, 98

H

Habeþ, 30Habeþistan, 31, 60Haçlý seferleri, 21, 77, 114, 126Hadi Uluengin, 100-101Hahambaþý David Aseo, 99Hakikî müþrik, 30Hanefiler, 52Harran, 10

N i ç i n D i y a l o g144

Page 146: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Hayber, 6, 32, 68Hinduist, 24Hýristiyanlar, 5-6, 19, 28-30,33-34, 60, 66-67, 73, 78-79,87, 112HIV, 17Holy War, 52hubb-u cah, 116Hudeybiye, 32, 50Hulefa-i Raþidin, 56, 72Hürmetli aylar, 37, 41, 49Hz. Âdem, 11, 93-94Hz. Davud, 29Hz. Ýbrahim, 29, 51Hz. Mesih, 93Hz. Muhammed, 11, 25, 30, 94Hz. Musa, 25, 51, 61, 91Hz. Nuh, 51Hz. Salih, 51Hz. Yusuf, 51, 92

I

II. John Paul, 19II. Vatikan Konsili, 19, 79, 137Ýlahi, 22, 28, 116, 139illet-i hüküm, 36Ýncil, 19, 21, 30, 87Ýnsanýn Özündeki Sevgi, 13,85, 116, 139ýrk, 16-17, 23, 62, 89, 94, 106, 123

Ýslam Hukukçularý, 45, 80Ýslamî Cihad, 52, 57Islamic Cihad, 52Ýspanyol, 74Ýstanbul, 4, 30, 36, 45, 53, 69,74-77, 80, 95, 129, 137-142

J

James L.Garlew, 57John O'Connor, 99

K

Kâfir, 6, 12, 15, 22, 27, 29-30,33-34, 36-38, 41-42, 69, 80,85, 96, 106, 111-113kafirler, 28, 39kardeþlik beþiði, 104kat'iyyü'l-metîn, 36Katolik, 19, 21, 75-76, 116,129Katolik kilisesi, 19, 116Katolik Macarlar, 75Kýlýç, 49, 76-78, 92Kýyame, 59, 72, 81, 86, 133konferans, 25, 124, 129, 131Kur’an, 6, 15, 22-23, 27-34,37-38, 40, 42-44, 46-53, 55,59-61, 63, 68-69, 72, 78-79,85-87, 112, 114, 120, 123,128, 137-142Kutsal Savaþ, 52, 56

Ý n d e k s 145

Page 147: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

kültürel, 11, 18-19, 24-25, 32,55, 57-59, 62, 67, 71, 80-82,84, 97, 105, 121, 127Kürt, 9kürtaj, 17

L

Lâik, 9Lümen Centium, 19

M

maðdur, 21Mazrui, 134Medeniyetler Çatýþmasý, 101,103, 135mehd-i uhuvvet, 104Meryem, 29, 111Mescid-i Haram, 38, 42milli, 12, 17, 105, 109miskinler, 55mýzrak, 92monolog, 25muhtaç, 10, 21, 66, 119müfessir, 12, 28-29, 36, 39-40, 49, 99Müfredat, 40Müslüman, 5-8, 16, 18-22, 24,27-28, 30-32, 34-40, 42-46,48-50, 52, 55-57, 59-64, 66-75, 77-82, 84-85, 92, 94-96,101-102, 106-107, 115-116,121, 123-129, 134, 140-141

Müþrik, 27-33, 35, 37-39, 41-44, 49-52, 54, 56, 59-61, 63,68, 70, 92müþrikler, 27-30, 32-33, 41-43, 52, 54, 60, 68, 70

N

Nasâra, 33NATO, 117nazar-ý müsamaha, 115, 117Necaþi, 30, 60Neccar Yahudileri, 64Necran Hýristiyanlarý, 35, 66,78, 117nehy-i Kur'ânî, 36Nevval Sevindi, 100Niyazi Öktem, 101-102nokta-i medeniyet, 36

O

ok, 92, 139Ortadoðu, 98Ortodoks Hýristiyan, 75Ortodoks Sýrplar, 75Osmanlý, 71-72, 75-77, 113,137-138, 142

P

panel, 25, 124, 129, 131Papa, 10, 19, 99, 101, 109,112-114, 117

N i ç i n D i y a l o g146

Page 148: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

Papa John Paul, 99Patrik Barthelemeo, 99Platon, 96polis, 96problem, 16, 18, 20, 82, 98Prof. Dr. Hayrettin Karaman,124Prof. Dr. Ýbrahim Canan, 104,116

R

Rick Keller, 130Robert Roberts, 130-131Roma, 10, 79Rosemary Mumm, 129-130

S

Sabiîler, 29Safiye bint-i Huyey, 68saðlýk, 21, 55, 72Samuel Huntington, 103Selçuklu, 71-72sempozyum, 25, 117, 124,129, 131siyasî, 11, 16, 21, 24-25, 28,32-33, 35, 39, 46, 56, 62-63,65, 67-69, 71, 81-82, 89, 94,97-98, 104-105, 126St. Augustin, 39STV, 129Sulh Çizgisi, 104, 116

Sünnî, 9Þafiiler, 52þuur, 22, 85, 99

T

tank, 92tarihsel tecrübe, 28terakki, 36Theodomiro, 74Thomas Burns, 131Ticari, 59tolerans, 7, 44, 81, 93, 108top, 10, 22, 25, 27-28, 35-36,42-43, 47-50, 55, 61-64, 68-69, 72, 82, 92, 96, 98-101,104-105, 108, 116-117, 120,125-126, 128, 134tüfek, 92Türk, 9, 16, 20, 77-78, 83, 93,98, 100, 114, 117, 120, 129-130, 138, 141Türk dünyasý, 98

U

uçak, 92uçaksavar, 92usul bilgisi, 28usul-u tefsir, 27, 112Uzeyr, 112

Ý n d e k s 147

Page 149: Ahmet Kurucan - Nicin Diyalog - Diyalogun Temelleri - IsikYayinlari · 2017-12-29 · ten sonra, onun "Komþu komþunun külüne muhtaçtýr" ve benze-ri ifadelerini gazetelerinin

V

Vatikan, 10, 12, 19-20, 79,101, 113, 137, 142Velid b. Abdulmelik, 74

Y

Yahudi, 5-6, 19, 24-25, 27-30,33-36, 40, 56, 61-62, 64-66, 68-69, 81, 86-87, 89, 95, 97, 112,127Yahudiler, 5, 28-30, 33-35, 40,56, 62, 64-65, 68, 112Yavuz Sultan Selim, 77Yorgi Brankovic, 75yozlaþma, 17Yunanistan, 10Yunus Emre, 88

Z

Zahirî müþrik, 30Zaman Gazetesi, 18, 106, 108,112, 137, 139Zaman-ý Saadet, 36Zenbilli Ali Efendi, 77Zimmet Akdi, 7, 79-82

N i ç i n D i y a l o g148