kids&gourmet nov 2015

94
28 SAYI www.kidsgourmet.com.tr AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ KASIM 2015 / SAYI 28 ISSN:2149-1674 ÇOĞUL GEBELİKTE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER İKİZ BEBEKLERİN İLK SAĞLIK KONTROLLERİ FARKLI MI? HER ÇOCUK ÜSTÜN YETENEKLİDİR Dr. Bahar Eriş SÜPER ANNE OLMAK YA DA OLMAMAK! Minik Korsanım 3 Yaşında Beslenmenin Okul Başarısına Etkisi Tütülü Bir Peri Kızı Ben Annem Mi Oldum? Çocuklarınıza İnandığınızda, Neler Başarırlar? Çocukların Anaokuluna Başlama ve Uyum Süreci Onlar Çocuğunuzun Gelişimine Sanatsal Yaklaşıyor İç Çamaşırı Seçerken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Upload: kidsgourmet

Post on 24-Jul-2016

231 views

Category:

Documents


3 download

DESCRIPTION

Turkey's first healthy nutrition maternal magazine.

TRANSCRIPT

Page 1: Kids&Gourmet Nov 2015

28SAYI

www.kidsgourmet.com.tr

AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ KASIM 2015 / SAYI 28ISSN:2149-1674

ÇOĞUL GEBELİKTE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

İKİZ BEBEKLERİN İLK SAĞLIK KONTROLLERİ FARKLI MI?

HER ÇOCUK ÜSTÜN YETENEKLİDİR

Dr. Bahar Eriş

SÜPER ANNE OLMAK YA DA OLMAMAK!

• Minik Korsanım 3 Yaşında

• Beslenmenin Okul Başarısına Etkisi

• Tütülü Bir Peri Kızı

• Ben Annem Mi Oldum?

• Çocuklarınıza İnandığınızda, Neler Başarırlar?

• Çocukların Anaokuluna Başlama ve Uyum Süreci

• Onlar Çocuğunuzun Gelişimine Sanatsal Yaklaşıyor

• İç Çamaşırı Seçerken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Page 2: Kids&Gourmet Nov 2015

SAYGI VE MİNNETLE

ANIYORUZ.

Page 3: Kids&Gourmet Nov 2015

Merhaba,

Kasım 2015, 28. sayımız ile yine birlikteyiz. Geçen bu süre zarfında bizlerle birlikte olduğunuz için tüm okurlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Her geçen gün aramıza yeni katılan okuyucularımız oluyor. Bu defa onlar için Kids&Gourmet dergisinde neyi amaçladığımızı ve nasıl bir çalışma yaptığımızı tekrar anlatmak istiyorum.

2013 yılında yayın hayatına başlayan dergi Türkiye’nin ilk çocuk sağlığı ve beslenmesi konusuna yönelik yayın olma özelliğine sahiptir. Hekim kontrollü verdiğimiz yemek tarifleri annelere hem ne yemekler yapabilecekliri yönünde fikir vermek hem de bu yemekleri yaparken nelere dikkat etmeleri gerektiği, yemeğin içindeki gıdaların besin özelliklerini anlatmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle dergiyi bir yemek tarifi dergisi şeklinde algılamamak daha ziyade çocuğunu sağlıklı beslemek ve büyütmek isteyen ailelere yol gösterici bir yayın olarak düşünmek yerinde olacaktır. Öncelikle belirtmek istediğim nokta çocuk beslenmesinin özel bir konu olduğudur. Çocukluk çağı beslenmesi çocuğunuzun ilerideki yaşamını direk etkileyecek olan bir konudur. Yetişkin beslenmesi ile aynı özellikleri göstermez. Bu sebeple de yemek ve beslenme konularında bizler bu konuda özel olarak branşlaşmış diyetisyen veya çocuk sağlığı ve hastalıkları, çocuk gastroenteroloji hekimleri ile çalışırız.

Ancak tüm bu çalışmanın titizliğine rağmen her çocuk farklıdır gerçeğinden yola çıkarak, çocuğunuzun sağlık ve beslenmesini en iyi onu takip eden hekim bilebilir. Çünkü çeşitli hastalıklar, alerjiler, genetik faktörler çocuk beslenmesinde değişiklikler gerektirebilir. Bu sebeple dergide genel olarak anlattığımız, bilgilendirme amaçlı konuları özel olarak hekiminizle yapacağınız iletişim yönünde kullanmanız en sağlıklı yöntem olacaktır. Unutmayalım ki her şeyin azı karar, çoğu zarar. Hele hele uzman kişilerden alınmamış bilgiler hepsi zarardır. Uzman tanımı burada çok önemli. Dergide biz muhakkak üst uzmanlık dediğimiz noktalara dikkat ederek yazılar yayınlamaktayız. Bir hekim kalp hastalıkları ile ilgili bir yazı yazıyorsa sadece çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı olması yeterli olmamaktadır, yanı sıra üst uzmanlığı çocuk kalp hastalıkları olmalıdır.

Medyada yer alan haberleri okurken yayınlayan mecranın güvenilirliği, yazıyı yazan kişinin imzası, sıfatı, o konuda ehil olup olmadığı gibi konulara özellikle dikkat etmenizi öneririm.Unutmayalım ki komşunuzun çocuğu için iyi olan bir şey sizin çocuğunuz için uygun olmayabilir.

SevgilerimleSerap Torun

editör

SERAP TORUN28

Page 4: Kids&Gourmet Nov 2015
Page 5: Kids&Gourmet Nov 2015

YayıncıSerap TORUN - KG Yayıncılık ve İletişim

Genel Yayın YönetmeniSerap [email protected]

Tıp DanışmanıYrd.Doç.Dr. Enver Mahir GÜLCANAcıbadem Sağlık Grubu,Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları,Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı mahirgulcan@cocukgastroenteroloji.netwww.cocukgastroenteroloji.net

Çeviri (İngilizce)Ekrem UZBAY www.ekremuzbay.com

Reklam PazarlamaMobilikewww.mobilike.comTel: +90 212 281 33 55

Sanat YönetmeniGüray ERGÜ[email protected]

Köşe Yazarları

• Banu Topalakcı SALMANUzman Diyetisyen

• Deniz Özkılıç KABULUzman Gelişim PsikoloğuSENS Gelişim Akademisi

• Deniz BİLİROĞLU GÜRELAnne ve İletişim Uzmanı

• Esra ÖZSağlık Habercisi, Biyolog ve Sosyal Medya Danışmanı

• Figen Fişekçi ÜVEZUzman Diyetisyen

• Papatya SOMERMilliyet Pembe Nar Yayın Yönetmeni

Katkıda Bulunanlar • Doç. Dr. Polat DURSUN Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D Jinekolojik Onkoloji Bilim Dalı Öğretim ÜyesiBaşkent Üniversitesi Tıp Fakültesi

• Doç.Dr.Gazi YILDIRIMKadın Hastalıkları ve Doğum UzmanıYeditepe Üniversitesi Hastanesi

• Yrd.Doç.Dr.Atalay DEMİRELÇocuk sağlığı ve Hastalıkları, Yenidoğan UzmanıAcıbadem Kadıköy Hastanesi, Acıbadem Üniversitesi Hastanesi

• Op. Dr. Gökçen ERDOĞANKadın Hastalıkları ve Doğum UzmanıDiva Kadın Sağlığı Merkezi

• Gelişim Psikoloğu Sena KAÇARSENS Gelişim Akademisi

Yönetim yeriEmail : [email protected]

Her Hakkı SaklıdırDergide yayımlanan yazı, makale, fotoğraf, illüstrasyon ve yazıların her hakkı saklıdır. Elektronik ortamlar da dahil olmak üzere çoğaltılma hakları Kids&Gourmet Dergisi® dergisine aittir. Yazılı ön izin olmaksızın hangi dilde ve hangi ortamda olursa olsun materyalin tamamının ya da bir bölümünün çoğaltılması yasaktır, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. İlanların sorumluluğu ilan verene aittir. Yazarların yazılarının sorumluğu kendilerine aittir.Bu dergi Basın Meslek İlkeleri’ne uymayı taahhüt eder.

Dikkat: Kids&Gourmet dergisinde yayınlanan sağlık konularındaki yazılar, yalnızca tavsiye niteliğinde olup bilgilendirme amaçlıdır. Sağlık sorunlarınızla ilgili olarak lütfen uzman hekimlere danışınız.

İLAN SAYFA10 KASIM ÖKİDESİTİN 4LÖSEV 6TOHUM VAKFI 30

ISSN:2149-1674

İÇİNDEKİLEREDİTÖR 1AJANDA 3-5

ESRA İLE HAYATI KEŞFET 11-12ÇOCUKLARINIZA İNANDIĞINIZDA, NELER BAŞARIRLAR?

ANNE GÖZÜNDEN 17-18BEN ANNEM Mİ OLDUM?

ANNELİK DENİZİ 25-26MİNİK KORSANIM 3 YAŞINDA

UZMAN GÖRÜŞÜ 19-22İKİZ BEBEKLERİN İLK SAĞLIK KONTROLLERİ NASIL OLUYOR?

UZMAN GÖRÜŞÜ 27-29SÜPER ANNE OLMAK YA DA OLMAMAK!

ÖZEL HABER 13-16ONLAR ÇOCUĞUNUZUN GELİŞİMİNE SANATSAL YAKLAŞIYOR

UZMAN GÖRÜŞÜ 39-42BESLENMENİN OKUL BAŞARISINA ETKİSİ

PSİKOLOJİ 45-46ÇOCUKLARIN ANAOKULUNA BAŞLAMA VE UYUM SÜRECİ

TANITIM 75-78EV YEMEĞİ LEZZETİNİ ÖZLÜYORSANIZ ARTIK KOLAYI VAR

UZMAN GÖRÜŞÜ 85-88İÇ ÇAMAŞIRI SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?

UZMAN GÖRÜŞÜ 79-82ÇOĞUL GEBELİKTE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

YEMEK TARİFLERİ 47-60AVOKADOLU ARMUTLU PÜRE (6 Ay ve sonrası)BEBE ÇORBA (8 Ay ve sonrası)HAMSİ BUĞLAMA (9 Ay ve sonrası)EV EKMEĞİ (1 Yaş ve sonrası)FIRINDA CEVİZLİ SEBZELİ MÜCVER (1 Yaş ve sonrası)

ÖZEL KONU 31-38HER ÇOCUK ÜSTÜN YETENEKLİDİR

SANAT & SPOR & BİLİM 43-44TÜTÜLÜ BİR PERİ KIZI

KÜLTÜR & SANAT 89-90

ALIŞVERİŞ - YETİŞKİN 83-84

ALIŞVERİŞ - Çocuk 23-24

BLOG YEMEK YAZARI 69-74PİŞMEYEN TARTLAR (2 Yaş ve sonrası)ÇANAKTA SEBZELİ TAVUK (1 Yaş ve sonrası)

NOT DEFTERİ 7-10NEZLE VE GRİP BİRBİRİNDEN FARKLIDIR, KARIŞTIRMAYINÇOCUKLARA ÖZEL BİR DÜNYA “IEG KÜLTÜR VE EĞLENCE MERKEZİ” AÇILIYOR!

EXECUTIVE CHEF 61-68TUZLU KEK (1 Yaş ve sonrası)SEBZELİ ETLİ PİLAV (1 Yaş ve sonrası)MANTAR ÇORBASI (2 Yaş ve sonrası)

Page 6: Kids&Gourmet Nov 2015

3

AJANDAKASIM 2015

ASTRONOMİ ATÖLYESİ GÜNEŞ SİSTEMİNE YOLCULUKTarih: 14 Kasım 2015 Yer : Rahmi M. Koç Müzesi, İstanbulSaat : 11:00Yer : Fenerbahçe VapuruYaş: 9 - 12 yaş arasıBilet Fiyatı: 67 TLBiletler: Biletix

"Geceleri gökyüzünde çıplak gözle bile görebildiğimiz gezegenleri ve güneş sistemindeki diğer gök cisimlerini yakından tanımak isteyenleri Astronomi Atölyesi’nde sürprizler bekliyor. Okul programlarındaki üniteleri de destekleyen atölyemizde, küçük katılımcılarımıza hediyemiz: 2016 yılı Ay Takvimi."

Yer: İstanbul ModernTarih: 13 Ekim 2015 – 10 Ocak 2016Yaş : 6-12 yaşRezervasyon ve ayrıntılı bilgi için: 0212 334 73 41 İstanbul Modern Sanat Müzesi, Paris’teki Centre Pompidou işbirliği ve Eğitim Sponsoru Garanti Bankası’nın katkılarıyla on sekizincisini gerçekleştirdiği Genç İstanbul Modern etkinliklerini 13 Ekim 2015 – 10 Ocak 2016 tarihleri arasında “Herkesin Kendi Bakış Açısı Var” adlı, fotoğraf sanatını keşfe odaklanan program ile sürdürüyor.

6-12 yaş grubundaki çocuk ve ailelerine yönelik düzenlenen program, fotoğraf sanatçısı Henri Cartier-Bresson’dan esinleniyor. Manzara, portre ve çektiği önemli olayların fotoğrafları ile tanınan, Magnum fotoğraf ajansının kurucusu sanatçı Henri Cartier-Bresson’un yazılarında ve röportajlarında bahsettiği, fotoğrafı çekerken deklanşöre basılan an, yani “karar anı”nı belirleyen unsurlar bu programda mercek altına alınıyor.Program “Fotoğraf Stüdyosu”, “Küçük Sahneler Yaratmak”, “Farklı Kompozisyonlar” ve “Işık” adlı dört aşamadan oluşuyor. Çocuklar ve aileler bu programa katılarak, kadrajı belirleme, pozlama, derinlik, denge ve ışık kavramlarını ele alan uygulamalara katılarak kendi bakış açılarını keşfetmeye çalışıyor.

“Herkesin Kendi Bakış Açısı Var” adlı program, pazartesi hariç hafta içi her gün saat 10.00, 13.00 ve 15.00’te okul gruplarına ücretsiz olarak düzenleniyor. Cumartesi günleri saat 10.30, 13.00, 15.00’te çocuklar, pazar günleri ise 10.30’da çocuklar ve 13.00’te aileler için düzenlenen program, ücretli olarak gerçekleştiriliyor. Bir saat süren “Herkesin Kendi Bakış Açısı Var” atölyeleri 25 çocukla ya da 15 aile ile gerçekleştiriliyor.

Görsel: Atelier jardin©hervé véronèse Centre Pompidou

HERKESİN KENDİ BAKIŞ AÇISI VAR

Page 7: Kids&Gourmet Nov 2015

HERKESİN KENDİ BAKIŞ AÇISI VAR

Page 8: Kids&Gourmet Nov 2015

5

AJANDAKASIM 2015

DANCE OF THE ROBOTS KIDS FESTİVALTarih: 08 Kasım 2015 Saat : 14:00Yer : Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu, İzmirBilet Fiyatı: 28,50 TLBiletler: Biletix

7'den 70'e herkesin severek izleyeceği, birbirinden renkli animasyon ışıkları değişik sahne şovları.* Human slinky / Akordion tırtıl adam* Comedy box / Palyaço Şov * Manken kukla şov* Efsane sanatçı sürpriz dans şov* Minikler için mini disco * Dance of the robots Finalde robotların dansı ışığı takip et ,volkan show ve sürprizler.

SEZUŞ'UN HİKÂYELERİTarih: 06 Kasım - 27 Aralık tarihleri arasında çeşitli illerde.Yer: Rize , Trabzon , Gaziantep , Kayseri , Bursa , Adana , Mersin , Antalya , İzmirBilet fiyatı: İllere göre değişmektedir fiyat için www.biletix.com’a bakabilirsiniz.

Efe ile Bulut'un Sıcacık HikâyesiSezen Aksu'nun bestelerinden uyarlanan şarkıların da yer aldığı oyun, tüm sokak hayvanlarının dostu Efe'nin, mahallenin köpeği Bulut ile kurduğu arkadaşlığı anlatıyor. Hoşgörü, saygı, empati, hayvan sevgisi ve sadakat gibi önemli mesajlar içeren öykü, günlerden bir gün Bulut'un yavrularının doğmasıyla renkli bir hal alıyor. İşte asıl hikaye bundan sonra başlıyor.

KİBRİTÇİ KIZ MÜZİKALİTarih : 28 - 29 Kasım, 2015Yer: Zorlu PSM İSTANBULYaş : 5 yaş ve üstü çocuklarBilet fiyatı: ÜCRETSİZ

Mehmet Zorlu Vakfı çatısı altında etkinlik gösteren ve Zorlu Çocuk Tiyatrosu tarafından "bir sosyal sorumluluk projesi olarak" sahnelenen, Prof. Dr. Hasan Erkek'in, Andersen'in Kibritçi Kız masalından yola çıkarak yazıp yönettiği Kibritçi Kız Müzikali, sokak çocukları için "farkındalık" yaratmayı amaçlıyor. 5 yaş ve üzeri seyircilere, sanat duyarlılığı da kazandırması beklenen müzikal modern bir içerik ve postmodern bir estetikle sahneleniyor.

KARLAR ÜLKESİTarih : 7 Kasım, 2015 - 21 Kasım, 2015Yer: Zorlu PSM İSTANBULYaş : 4 yaş ve üstü çocuklarBilet: Zorlu PSM gişelerinden temin edebilirsiniz.Seanslar: 7-8- 14 -15 – 21 -29 Kasım Saat:12:00

Mehmet Zorlu Vakfı çatısı altında etkinlik gösteren Zorlu Çocuk Tiyatrosu tarafından "bir sosyal sorumluluk projesi olarak" sahnelenen, Özlem Saraç'ın Hans Christian Andersen'in "Karlar Kraliçesi" masalından yola çıkarak yazdığı, müziklerini Murat Asil'in yaptığı ve Gaye Cankaya'nın yönettiği Karlar Ülkesi; çocuklara dostluğun önemini anlatırken doğa sevgisini de aşılıyor. Müzik, dans ve birçok sanatı bünyesinde barındıran müzikalde rol alan profesyonel oyuncu ve dansçılar çocuklara sınırsız bir hayal dünyasının kapılarını açıyor.

Page 9: Kids&Gourmet Nov 2015
Page 10: Kids&Gourmet Nov 2015

7

NOT DEFTERİ

NEZLE VE GRİP BİRBİRİNDEN FARKLIDIR, KARIŞTIRMAYIN

Page 11: Kids&Gourmet Nov 2015

Medicana International İstanbul Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esin Çeliker Oğul, mevsimsel geçiş döneminde gripten korunma yöntemleri hakkında önemli bilgiler verdi.

Nezle(soğuk algınlığı) ile çok karıştırılan Grip, influenza virüslerinin yol açtığı akut solunum yolu hastalığıdır. Belli dönemlerde salgınlar yapar. Ciddi akciğer hastalıklarına ve ölüme yol açabilmesi, ülkeler ve kıtalar arası yaygınlaşma özelliğine sahip olması nedeniyle soğuk algınlığından ve diğer solunum sistemi hastalıklarından farklıdır. Ateş, üşüme, titreme, terleme nöbetleri, öksürük, burun tıkanıklığı, baş ağrısı, boğaz ağrısı, halsizlik, kas ve eklem ağrıları ile seyreder.

Bulgular soğuk algınlığına benzemekle birlikte gripte baş ağrısı, kas ağrıları ve özellikle 38

KASIM 2015SAYI 28

derecenin üstünde ateş daha ön plandadır. Grip genellikle 7 - 10 günde iyileşme ile sonuçlansa da sinüzit, bronşit veya zatürree gibi bazı ciddi enfeksiyonlara yol açabilme riski nedeni ile tedavi ve korunma önem taşır.

Özellikle çocuklarda, yaşlılarda, bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde ve kronik hastalığı olanlarda (diyabet, koah, astım, böbrek yetmezliği, bağışıklık sistemini baskılayan hastalıklar vb) olanlarda ciddi seyredebilir.

Grip Tanısı Konulduğunda Tedavi İçin GecikmeyinEnfeksiyon ortaya çıktığında, uygun tedaviye biran once başlamak gerekir. Uygunsuz antibiyotik kullanılmamasına özellikle dikkat edilmeli, eğer viral enfeksiyon varsa şikayetleri azaltıcı ilaçlarla ve istirahat ile şikayetler takip edilmelidir. 2-3 günü geçen şikayetlerde mutlaka doktora başvurarak muayene olmak ve yardım alım önem kazanmaktadır.

KORUNMA YOLLARI• Ellerinizi kurallara uygun bir şekilde sık sık yıkayın. Eve gelince kıyafetinizi değiştirin• Kapalı mekanlardan, havalandırması iyi olmayan yerlerden uzak durun.• Sigara ve sigara içilen ortamlardan uzak kalın• Mevsime uygun giyinin; ne çok ince ne de çok kalın kıyafetler tercih edin.• Ortam ısısını normal zamanda 25, uyku sırasında 22 derece tutmaya özen gösterin.• Artan grip salgınlarında; hastalarla yakın temastan kaçının, aynı ortamda kalmamaya dikkat edin.• Ofislerde ve okullarda kalem, kitap, bilgisayar ve bardak gibi özel eşyaları ortak kullanmayın.• Taze meyve ve sebze tüketmeye özen gösterin, sindirimi zor, ağır ve şekerli gıdalardan uzak kalın.• Bol sıvı, bitki çayları ve özellikle su tüketin. Suyunuzun alkali oranına dikkat edin.• Düzenli egzersiz ve spor yapın ve günde en az 6-8 saat huzurlu bir uyku uyuyun.• Günlük stresinizi atmak için mutlaka kendinize keyif alarak geçireceğiniz bir zaman dilimi ayırın.• Kendinizi çok sevin, insanları, hayvanları, doğayı sevin, başkalarını olduğu gibi kabul edin. Sevdiklerinizle güzel zaman geçirin.

Page 12: Kids&Gourmet Nov 2015

9

Çocuklara yönelik çok kapsamlı IEG Kültür ve Eğlence Merkezi için geri sayım başladı. Eğlenceden spora, kültür-sanattan teknolojiye birçok farklı aktivitenin yer alacağı IEG Kültür ve Eğlence Merkezi, çocukları matematiğin eğlenceli yüzüyle tanıştıracak olan Finansbank sponsorluğundaki “Harika Matematik” sergisine de ev sahipliği yapacak.

Türkiye’nin çocuklara yönelik çok kapsamlı kültür ve eğlence merkezi IEG Kültür ve Eğlence Merkezi Uniq İstanbul’da 12 Kasım 2015 tarihinde kapılarını açmaya hazırlanıyor.

Sergi Alanı-Atölye Alanı-Auditorium-Trambolin Park IEG Kültür ve Eğlence Merkezi’ndeİçerisinde, her büyüklük ve içerikte sergilerin, etkinliklerin gerçekleştirilebileceği geniş olanaklara ve teknik alt yapıya sahip özel bir Sergi Alanı, çocukların öğrendiklerini uygulama, yaşıtlarıyla birlikte bilgi ve becerilerini geliştirme ve ekip olarak çalışma olanakları bulacakları Atölye Alanı, söyleşilerin, sunumların yapılacağı, eğitici ve öğretici filmlerin izleneceği dünya standartlarında ses ve görüntü sistemine sahip Auditoryum ve Türkiye’nin ilk indoor trambolin parkı olan Trambolin Park oyun alanı bulunan IEG Kültür ve Eğlence Merkezi; geleceğin büyükleri olan çocuklar için çok özel bir dünya sunacak.

NOT DEFTERİ

ÇOCUKLARA ÖZEL BİR DÜNYA “IEG KÜLTÜR VE EĞLENCE MERKEZİ” AÇILIYOR!

Page 13: Kids&Gourmet Nov 2015

KASIM 2015SAYI 28

IEG Kültür ve Eğlence Merkezi’nde ilk sergi “HARİKA MATEMATİK”IEG Kültür ve Eğlence Merkezi kapılarını, Finansbank sponsorluğunda, matematiğin eğlenceli yüzüyle çocukları buluşturan “Harika Matematik” sergisi ile açıyor. 20 farklı sergi istasyonu, matematiğin temel konularını eğlenceli bir şekilde anlatırken çocukları şaşırtıyor, düşündürüyor ve eğlendiriyor. Sergi içindeki tırmanma duvarı ise çocuklara vücutlarındaki matematiği keşfetme olanağı sunuyor. Matematik ile ilişki kurmayı etkin bir süreç olarak ele alan sergi, ziyaretçi çocukların öğrenme sürecinde aktif katılımcı olmalarını ve kendi öğrenme süreçlerinin öznesi olmalarını öngörüyor.

Sergiye gelen öğrenciler, eğlenceli bir ortamda, İlköğretim Matematik Dersi Öğretim Programı’na uygun hazırlanmış ünite ve konu istasyonları başında, bilgilerini pekiştirebilecek ve arkadaşları ile hoş vakit geçirebilecekleri alanlarda buluşabilecekler.

IEG Kültür Eğlence Merkezi’nde 12 Kasım 2015 tarihinde başlayacak “Harika Matematik” sergisi ile hayatın her alanında var olan Matematik çocuklar için eğlenceli bir hale dönüşecek.

IEG Kültür ve Eğlence Merkezi’nde birbirinden renkli sergilerBirbirinden renkli etkinliklerle çocuklara farklı bir dünya sunacak IEG Kültür ve Eğlence Merkezi; “Harika Matematik” Sergisi sonrası, “Beyin; Kafamızın içinde ki Dünya” ve ardından “Uzay ve Ötesi” sergilerine ev sahipliği yapacak.

Page 14: Kids&Gourmet Nov 2015

11

ÇOCUKLARINIZA İNANDIĞINIZDA, NELER BAŞARIRLAR?

Yıllar önce Harry Potter adında bir roman çıktı. Herkes hevesle okuyordu, merak edip aldım ve okurken hayal gücüne hayret ettim. Bir insan nasıl bu kadar güçlü bir hayal gücüne sahip olabilirdi? İnternet bugünkü kadar yaygın olmadığı içinde, açıkçası merakımı gideremedim. Bir süre geçince de bu kez, Harry Potter sinemalarda boy göstermeye başladı. Sinemada soluksuz izlerken yine aynı sorular aklımda dönüyordu. Muhteşem bir hayal gücüne sahip bu yazar nasıl biri?

Yıllar geçti, yazar hakkında zaman zaman yazılar okusam da insan beğendiği çalışmaların sahiplerini daha yakından tanımak istiyor. Çalışma prensiplerinin neler olduğu, nasıl ilerlediğini kısaca örnek alınacak azimli yaşam hikayelerini öğrenerek hayatında yeni pencereler açabiliyor. Geçtiğimiz günlerde “Magic Beyond Words: La historia de J.K. Rowling” isimli filme rastladım. Hemen izledim, çünkü dünyanın en ünlü kitaplarından birinin yazarının hayatını konu alıyordu!

Filmde çocuğunun isteğine saygı duyan bir aile ile karşılaşıyoruz. Çocuğuna “inandığın yolda git, sevdiğin işi yap” diyen ebeveynleri sayesinde J.K. Rowling’in hayatında yaşadığı bütün zorluklara dayanmasına, tüm çabalarının, sabrının ve umutlarının kırılma noktasına kadar sürdüğünü izliyoruz. Hatta o kadar emek harcamasına rağmen, özel hayatında ve işindeki inişlerin üst üste gelip dibe vurduğunu hissettiği anda dipten çıkmak için daha çok çalışıyor. Bu süreç

ESRA İLE HAYATI KEŞFET

Esra ÖZSağlık Habercisi, Biyolog ve Sosyal Medya Danışmanıhttps://twitter.com/fesraozhttps://instagram.com/fesraoz/https://www.facebook.com/esraozilesaglikgundemi

Page 15: Kids&Gourmet Nov 2015

12

KASIM 2015SAYI 28

hiç de düşünüldüğü gibi kolay olmuyor. Kitabını yayınevlerine kabul ettirebilmek için durmadan uğraşıyor ve üst üste red cevaplarını işitiyor. Çalışmasına inandığı içinde yılmıyor ve çalışma sonunda bir yayınevi tarafından kabul ediliyor! İşte o günden sonra hayatında inanılmaz değişimler oluyor.

Yaptığı işe inanıyor ve “bu çalışma beğenilmez” diyenlere kulaklarını tıkayıp bildiği yolda ilerliyor. İnandığı yolda ilerlerken yaşadığı zorluklar belki de hayal gücünü daha da güçlendiriyor. Sabredip çalışıp, doğru bildiği yoldan devam etmesi gerçekten dünyanın kapılarını açıyor.

Bir Çizgi Filmden Yola ÇıkalımBaşka bir örnek de yine çocukken hatta hala izlediğimiz Disney çizgi filmlerinin kahramanı Walt Disney. “As Dreamers Do” isimli Walt Disney’in hayatını konu alan filmde de benzer bir durum var. Çocukluğundan itibaren çizim yeteneğine ve isteklerine ailesinin güvenip destek vermesinin hikayesini izliyoruz.

Yaptığı işe kendisi ve yakınlarının inanmasının devamında kendi inandığı yolda ilerlemek için azimle çalışan bir genç. Çok büyük zorluklar yaşayıp sonunda hayatındaki kırılma noktasına geldiğinde, inandığı işi yapmanın ödülünü alıyor. Filmi izlediğimizde başarının tesadüf olmadığını anlıyoruz.

İki örnek de dünya çapında büyük işlere imza atan, ailelerinin onlara inanması ile bağlantılı olarak medyada güzel işleri başarmış isimler. Film seçerken de çocuklara bu tür filmler izletilirse, başarılı olmuş ve bu süreçte kalıcı başarı istiyorlarsa inandıkları işlere uzun ve zorlu çalışma sürecini göze almaları gerektiği anlatılmalı. Çocuklara anlatmak içinde yaptığını anlayıp, değer vererek inandığımızı ve yanlarında olduğumuzu göstermek gerekiyor. O zaman zorluklar önemsiz hale geliyor.

Harry Potter ve Disneyland ile ilgili konu geçtiğinde inanması güç bu başarıların ve hayal ürünü kahramanların nasıl oluşturulduğu akla gelecektir. Hatta motivasyon kaynağı bile olacaklar. Özellikle başarının neden olması gerektiği, kendin olup inandığın işi yaparak hayalleri gerçek olmuş örnekler daima imkansızın düşmanıdır.

Hayaller gerçek olur, ancak ona giden yol taşlarla ve çukurlarla doludur. Başarının sırrı; azim, sabır ve kendine inanmakta saklı öyle değil mi? Siz ne dersiniz?

Page 16: Kids&Gourmet Nov 2015

13

ONLAR ÇOCUĞUNUZUN GELİŞİMİNE SANATSAL YAKLAŞIYOR

ÖZEL HABER

Page 17: Kids&Gourmet Nov 2015

14

KASIM 2015SAYI 28

Hale Gizem ARUTA ve Ömer Varol MARTI hem uyumlu ekip arkadaşlıkları hem de oyunculuk kabiliyetlerini birleştirince oldukça hoş bir ikili olmuşlar. Birlikte ve ayrı ayrı birçok projede çocukların farkındalıklarını sanatsal açıdan geliştirmeye çabalıyorlar. Bu sayımıza özel olarak, tiyatro ve yaratıcı dramanın çocuklar üzerindeki etkisi üzerine kendileri ile sohbet ettik.

Hale Gizem ARUTA ve Ömer Varol MARTI kimdir?H.G.A: 10 yaşında Yurdaer Doğulu Sanat Merkezi’nde çocuk tiyatrosu eğitimine başlayarak tiyatro ile erken yaşta tanışmış oldum. Ve tüm eğitim hayatım boyunca da tiyatro hep devam etti. Kültür Üniversitesine başladıktan sonra da okulun ilk Tiyatro Kulübünün kurulmasına öncülük ettim. Halen hem Tiyatro Karyolada doğaçlama ve Tiyatro Kılçıkta metin tiyatrosu, hem de yaratıcı drama ve çocuk tiyatrosunda aktif rol almaktayım. Özellikle çocuklar için yaptığım faaliyetler içinde Define Çocuk Atölyesi'nde gerçekleştirdiğim Yaratıcı Drama ve Masal Canlandırma etkinlikleri çocuklarla iletişimimi daha da kuvvetlendirdi. Ayrıca Tiyatro Kılçık Yaratıcı Drama Kulübünde eğitmen olarak yer almaktayım.

Ö.V.M: Lise yıllarında okul tiyatrosu ile başlayan oyunculuk serüvenim, profesyonel anlamda İzmir Devlet Tiyatrosu oyuncuları başta olmak üzere birçok özel tiyatrodan, tiyatro ve drama eğitimi alarak devam etti. Pek çok farklı yetişkin, çocuk ve gençlik oyunlarında yer aldıktan sonra İzmir merkezli Doğaçlama Tiyatro ekipleri ile sahne almaya başladım. Son 1 yıldır ise İstanbul’da oluşturduğumuz Tiyatro Karyola ile BKM Mutfak ve Kadıköy Kılçık

Sahne’de doğaçlama tiyatro yapmaktayım. Bununla birlikte Güneş Çocuk Tiyatrosu bünyesinde 60 farklı ana okulda 200’ü aşkın çocuk oyununda sahne aldım. Ayrıca ben de Tiyatro Kılçık Yaratıcı Drama Kulübünde eğitmen olarak yer almaktayım.

Sizi oyuncu olmaya yönlendiren sebep nedir?H.G.A: Kendimi net ifade edebildiğim ve kendimi sahneye ait hissettiğim için rahat olduğum bir meslek. Bu sebeple tercih ettim.

Ö.V.M: Sahnede kendimi özgür hissediyorum. Yaratıcılığımı çok net ifade edebildiğim, paylaştığım için oyunculuk benim için bir tutkuya dönüştü.

Çocuklarla kesişen noktanız nedir? Neden çocuk tiyatrosu?Her ikimizin ortak fikrinin temelinde topluma faydalı olmak yatıyor. Toplumun yapı taşı olan çocukların gelişimlerine, sanatın estetik bakış açısını katabilmek oldukça önemli bir faktör. Geleceğin başarılı, iletişim ve ifade yeteneği yüksek, kabiliyetlerini net şekilde ortaya koyan bireyler olmalarında yardımcı olmak fikri bizim için oldukça etkileyici. Ayrıca çocuklarla interaktif bir şekilde tiyatro yapmak, bizim sanatsal

Page 18: Kids&Gourmet Nov 2015

15

ÖZEL HABER

gelişimimiz için de oldukça faydalı. Çünkü bir oyuncu için çocuğun hayata bakışındaki doğallığı yakalamak oldukça önemli bir done.

Yaratıcı Drama nedir? Çocuklar üzerinde etkisi ve gelişimine faydası nelerdir?“Dram” oyun demektir. “Yaratıcı Drama” da dramın oyun yoluyla anlatımına denir. Kısaca oyunla öğrenmek de diyebiliriz. Çocuklar her şeyi oyun yoluyla çok daha hızlı öğrenirler ve öğrendikleri bu sayede zihinlerinde yer edinir.

Yaratıcı Drama duyu organlarının fazlasına temas eden çalışmalardan oluşuyor. Çocukların dünyayı daha iyi tanımaları için etkili bir araç. Yaratıcı Drama ortamı;

* çocukların hayal gücünü & yaratıcılığını geliştirmek* düzgün ve doğru Türkçe konuşmalarını sağlamak* dikkat eksikliklerini gidermek* sosyalleşmelerine katkıda bulunmak* kendilerini doğru ifade etmelerini sağlamak* iletişim becerilerini geliştirip, insanlarla sağlıklı iletişim kurabilen, özgür düşünceli, hoşgörülü, saygılı kişilik özelliklerine sahip bireyler yetiştirmeyi amaçlamaktadır.

Okul öncesinde de, öğretimde de yaratıcı drama’nın en önemli işlevi aslında, eğlenme ve mutluluk duygusu. Çünkü yapılan çalışmalar da göstermiştir ki, drama çocukları neşelendiriyor ve onlarda iyimserlik duygularını yaratıyor.

Çocuk oyunlarınızın konsepti nedir?İnteraktif, bilinen masalları yaratıcı drama teknikleri ile birleştirerek, çocuklarında dahil olup mesajı verdikleri bir formda sunuyoruz. Hedef, eğlendirerek çocuklara kalıcı bilgi aşılayabilmek.

Bu oyunlar esnasında çocuklardan aldığınız etkileyici tepkiler oluyor mu?Evet, oyun sırasında oyundaki karakterle bizi özdeşleştirdikleri için kendileri de masalın içinde yer alıyor gibi tepkiler veriyorlar.

H.G.A: Bir keresinde pamuk prenses ve 7 cüceleri sahnelerken, elmayı yememem için cüce rolünde sahne alan çocuklardan biri beni uyarmıştı. “sakın yeme zehirli o öldürecek seni yeme” diye. O an müdahale edip masalın gidişatını değiştirebileceğine inanması görülmeye değerdi. Ö.V.M: Evet. Bir keresinde de Mikrop rolünde yer aldığım bir oyunda çocuk gelip bana vurmuştu.

Page 19: Kids&Gourmet Nov 2015

16

KASIM 2015SAYI 28

Girdiğimiz rolün etkisinde kendilerini direkt oyuna adapte edip, rol kişisinin ruhunu bir profesyonel kadar hissetmeleri çok etkileyici.

Masalları canlandırma ile ilgili çalışmalarınızdan bahsedince, çocuklara etkili ve doğru masal okuma ile ilgili ebeveynlerimiz ile paylaşabileceğiniz ipuçları var mı?H.G.A: Masal dendiğinde eminim hepimizin yüzünde bir gülümseme oluyordur. Masalların naifliğini ve önemini Cemal Süreya “Masal dinlememiş çocuklar büyüyünce kedi resmini bile cetvelle çizerler.” sözüyle ne kadar güzel vurgulamış.

Çocuklar masal okumaktan çok masalları anlattırmayı severler. Çünkü işittiklerinde, masalın içindekileri daha kolay hayal edebiliyorlar. Yaşamdaki sevdiği ve sevmediği örnekleri masallarda bulabilirler ve masal kahramanları sayesinde tecrübeler yaşarlar aslında. İyi ile kötüyü birbirinden ayırt etmeye başlarlar. Kısaca masal, çocuğun düş gücü ve kişilik gelişmesinde oldukça etkili.

Ben Define Çocuk Atölyesi’ndeki çocuklarla yaptığım masal çalışmalarını nasıl sürdürdüğümden bahsedeyim;

• Öncelikle masala başlamadan önce çocuklarla birlikte resimleri inceliyoruz ve nasıl bir öykü olduğunu her bir çocuktan tahmin etmelerini istiyorum. Kesinlikle bu iyi bir başlangıç oluyor. Merak ve heves uyandırıyor.• Masalı anlatırken, masal içinde yer alan insan & hayvan rollerine bürünüyorum. Hem ses hem de beden ile o karakteri çocukların önüne sermek aslında. (Sizler de çocuklarınıza anlatırken böyle ufak teatral dokunuşlar yapabilirsiniz) Ve masalın bir yerinde “sizce şimdi bir sonraki sayfada ne olacak?"

diye soru soruyorum. Etkili dinlediklerini buradan kolaylıkla anlayabilirsiniz, çünkü her birinin mutlaka fikirleri oluyor

• Masalın bitimine yakın, "bu masalın sizce sonu nasıl olacak?" sorusunu sorabilirsiniz. Ya da öncesinde değil bitirdikten sonra da sorunuz olabilir. Mesela; “Sonu nasıl olsaydı hoşunuza giderdi?” gibi.

Çocuğunun ilgisini keşfeden ve tiyatroya yönlendirmek isteyen aileler sizce nereye başvurmalı?Yaratıcı Drama eğitimi veren eğitim kurumlarının tercih edilmesi hem çocuklarının eğilimini netlemek adına hem de kişisel gelişimleri açısından oldukça etkili olabilir. Ayrıca çocuk oyun atölyeleri ya da yaratıcı drama kulüplerinde de gözlem yapabilirler.

Bu ikili başka neler yapıyor?Tiyatro Karyola bünyesinde doğaçlama tiyatro ve Tiyatro Kılçık bünyesinde yaratıcı drama eğitmenliğinin yanı sıra, kurumsal tarafta şirketlerin motivasyon ve eğitim toplantılarında konsepte uygun metinler oluşturup sahneliyoruz. Ayrıca, çocuk oyunları ile birlikte özel toplantılarda animasyon ekiplerimizle de yer alıyoruz.

Son olarak; İnsanı, insana, insanla anlatan bu sanat dalını gelecek nesillere taşımak ve en önemlisi, unsurlarını bireysel hayatımıza modellemek daha başarılı ve sosyal bir gelecek için çok önemli buluyoruz. Çocuklarımızı bu fırsattan mahrum bırakmamak konusunda ailelere de oldukça iş düşüyor.

Bu değerli bilgiler için çok teşekkür ederiz.Bu güzel röportaj ile bizi okuyucularınızla buluşturduğunuz için çok teşekkür ederiz.

Page 20: Kids&Gourmet Nov 2015

17

BEN ANNEM Mİ OLDUM?

Okuldan çıkar çıkmaz Bağdat Caddesi'ne gittiğim ve hava kararana kadar eve dönmediğim günlerden birinde annemden "Ben senin yaşındayken en büyük eğlencemiz komşunun bahçesinden elma çalmaktı!" cümlesini duyunca, apayrı dünyalarda yaşadığımızı anladım.

Zaman geçtikçe o benim çağıma ayak uydurdu, ben onun çağını anlamaya başladım. Ancak bu hiçte kolay olmadı.

Yıllar hayatlarımızda çok şeyi değiştiriyor. Yalnızca mekânlar, insanlar veya yaşamlar değil, algılar, inançlar ve ihtiyaçlar da değişiyor. Boşuna dememişler "Devir değişiyor" diye.Ben de dönemimizin hemen her annesi gibi çocuklara;

"Bırakın şu iPad'i", "Biraz sokağa çıkıp oynasanıza" "Haydi gelin ip atlayalım""Biz çocukken hamurdan neler neler yapardık" "Beyniniz akacak dijitale bakmaktan" gibi cümleler söylüyorum. Ve eminim onlar da bana dönüp baktıklarında, yıllar önce annem ile aramda geçen ELMA - BAĞDAT CADDESİ kardeşliğindeki ayrılığı yaşıyorlar... EYVAH!

ANNE GÖZÜNDEN

Papatya SOMERMilliyet Pembe Nar Yayın Yö[email protected]

Page 21: Kids&Gourmet Nov 2015

18

KASIM 2015SAYI 28

Çocukların ve bizim dijitalde bu kadar vakit geçirmemiz konusunda herkes ahkâm keserken, benim bir şeyler söylememem olmazdı, ben de söyleyeyim dedim.

Bir kaç hafta önce, evde yine herkes kendi halinde, yani çocuklar iPad, telefon, bilgisayar başındayken benden çıkan "Yeteeer" kelimesine eşimden gelen yanıt içimdeki yangını bir nebze dindirdi.Serdar: Israr etme Papatya! Çocuklar ip atlamak, seramikten obje yapmak, seksek oynamaktan keyif almıyorlar. Bizim çocukluğumuzda yaptığımız şeyler onlar için bir anlam ifade etmiyor. Onlar artık bambaşka bir dünyada, bambaşka bir algıda, bambaşka ihtiyaçlardalar.

Kendimi arka balkona atıp bunun üzerine biraz kafa yordum.

Haklıydı. Artık zaman bambaşka bir zaman. Bireyselleşme, içine kapanma, soyutlanma ve benim için kabullenmesi en acı olan yaratıcılığın yok olmasına sebep olduğunu düşündüğümüz dijitalin yaygınlığı kaçınılmaz bir gerçek.

Hayatımı (paramı) dijitalden kazanan biri olarak durumu idrak edemiyor olmam ne garip, ne anlamsız bir direniş.

Çocuklar artık teknolojik dünyanın birer parçası. Gelecekte hayatlarında hiç yer almayacak, kendi çocukluğumuza ait gerçeklikleri onlara empoze etmekten vazgeçip, onların gerçeği olan bu yeni dünyaya bizim ayak uydurmamızın çok daha doğru olduğunu ben kendi adıma fark ettim.

ÖNEMLİ DETAY: Saatlerce, kafalarını hiç kaldırmadan dijital başında zaman geçirmekten bahsetmiyorum, dozajı herkes anladı bence.

Tüm bu dijitalliği, değişen dünyayı ve değişen algıyı kabullenirken, çocuklarımıza dokunmayı, göz göze bakmayı, sevdiğini söylemeyi öğretelim.

PAYLAŞmak tek bir butondan ibaret olmamalı..

Page 22: Kids&Gourmet Nov 2015

19

UZMAN GÖRÜŞÜ

Page 23: Kids&Gourmet Nov 2015

20

KASIM 2015SAYI 28

İKİZ BEBEKLERİN İLK SAĞLIK KONTROLLERİ NASIL OLUYOR?Bu ay ana konumuz olan ikiz bebekler ile ilgili merak edilen soruları Acıbadem Kadıköy Hastanesi Çocuk sağlığı ve Hastalıkları, Yenidoğan Uzmanı Yrd.Doç.Dr.Atalay DEMİREL’e yönelttik.

İkiz bebeklere doğduğunda tek bebeklerden farklı bir kontrol yapılıyor mu?Ikiz bebekler eğer anne karnında 37. Gebelik haftalarını doldurup (37 hafta-42 hafta) miadlarında doğarlarsa yapılan kontrolleri tekil bebeklerden belirgin farklılık göstermemektedir. İlave olarak yalnızca aynı hacmi (anne rahmini) kardeşi ile paylaştığı için ikiz bebeklerde sıkışıklığa bağlı olarak kalça ekleminde sorunlar görülebilir ve bu sebeple kalça ultrasonu çekilmesi gerekmektedir. Biz zaten olarak tüm bebeklerimize 1. aylarında kontrol amaçlı kalça ultrasonu çektirmekteyiz.

Yrd.Doç.Dr.Atalay DEMİRELÇocuk sağlığı ve Hastalıkları, Yenidoğan UzmanıAcıbadem Kadıköy Hastanesi, Acıbadem Üniversitesi Hastanesi

Page 24: Kids&Gourmet Nov 2015

21

UZMAN GÖRÜŞÜ

İkiz bebeklerin prematüre doğması annelerin çok korktukları bir konu. Prematüre nedir? Bu durumda ne gibi uygulamalar devreye giriyor?Prematüre kelimesini bizler olgunluğunu (matürite) tamamlamamış bebekler için kullanmaktayız. Normal gebelik süresi son adet tarihinden sonra tamamlanmış 37. Hafta ile 42. Haftalar arasıdır. Böylelikle eğer bir bebek 37 haftadan önce doğmuş ise ister tekil ister çoğul gebelik olsun prematüre olarak kabul edilmektedir. Anne karnında iken gerekli olgunluğunu tamamlamadan doğmuş olan bir bebek hangi organ veya sistemi gelişimini tamamlayamadı ise ona bağlı sorunlarla karşılaşır. Bunların en sık karşılaşılanları da solunum sıkıntısı, beslenme sorunları, vücut ısısını korumada güçlük ve barsak problemleri olmaktadır. Bu durumlarda bizler sorun ne ise onun desteğini yaparak (solunum desteği, serumla veya hortumla beslenme desteği, küvöz içinde ısınmasına yardımcı olma gibi) bebeklerimize yaşam için gereken olgunluğu kazanana kadar anne karnındaki ortamı sağlamaya çalışmaktayız.

Doğum haftasına bağlı olarak ikiz bebeklere özel sık rastlanan sorunlar neler? Eğer ikiz bebekler miadına kadar anne karnında kalırsa sorunla karşılaşma riski tekil gebeliklerden çok ta farklı değildir. Burada önemli olan büyüme olanağı kısıtlı olan anne rahmini kardeşi ile paylaşan ikizlerin erken doğum ihtimalinin tekil bebeklere göre daha fazla olmasıdır. Doğum haftası ne kadar düşük ise karşılaşılan sorunlarda aynı oranda fazla olmaktadır. Aslında gebeliğin 3. Ayının sonunda bebekler bizim çok ufaltılmış birer kopyamız halinde olmaktadır. Bütün organları olması gerektiği yerindedir, ancak fonksiyon olarak çok yetersizdir. Gebeliğin geri kalan kabaca 25-26 haftasında organlar hacim olarak büyümekte ve en önemlisi fonksiyonlarını artırmaktadır.

Anne karnında doğuma kadar kullanmadığımız tek organımız akciğerlerimiz olması nedeniyle gelişimi de en geç tamamlanan organımız akciğerlerimizdir. Bu yüzden yenidoğan döneminde en sık solunum sorunları ile

karşılaşmaktayız. Anne karnında bebeklerin tartıları özellikle son 3 ayda artmaktadır. Bu dönemde ikizlerde kilo alımı tekil bebeklere göre daha az olmaktadır. Depoları az olan bebeklerin kan şekerlerini kendi başlarına koruma ihtimali daha düşük olması nedeniyle daha düşük doğum tartılı olması muhtemel olan ikizlerde hipoglisemi dediğimiz şeker düşüklüğünün görülmesi daha sık olmaktadır. Aslında unutulmaması gereken, karşılaşılan problemlerin çoğunu bebeğin ikiz olmasından çok doğum haftasının ve doğum tartısının düşüklüğü ile ilişkili olduğudur.

İkiz doğumun ardından ilk günlerinde yapılması gereken tetkikler nelerdir? Uygulamada tek bebek ile farklar var mıdır?Kalça ultrasonu harici ilave yapılması gereken tetkik yoktur. Ancak doğum tartısı ve haftası düşük ise kan şekerini ve sarılık açısından bilirubin değerlerini yakından takip etmek gerekmektedir. Bebeği takip eden kurumlar arasında ufak tefek farklılıklar olabileceğinden bu durumlarda doktorunuzun tavsiyelerine uymak en doğru yaklaşım olacaktır.

İkiz bebekleri olan ailelerin özen göstermesi gereken özel durumlar var mıdır?Yemesi, içmesi, uyuması ve tuvaletini yapması ile tamamen size bağımlı olan bir varlığa sahip olmak başta anne olmak üzere tüm aile için hem fiziksel hem duygusal zorluklar getirmektedir. Bu zorluklar çoğul gebeliklerde bebek sayısı arttıkça daha da fazla oranda artmaktadır. Bu özel durumda anneye tüm aile bireylerinin ellerinden gelen yardımı yapmaları gerekmektedir. Bebekler açısından ise erken dönemde tekil olsun çoğul olsun tüm bebekler için geçerli olan kalabalık ortamdan kaçınma, hasta kişilerden kaçınma, sigara içilen ortamda bulunmama gibi genel yaklaşımların benimsenmesi gerekmektedir.

İkizler nasıl uyutulmalı? Aynı anda ve aynı odada mı uyutulmalı?Bu durum tamamen bebeklerin kararı olmaktadır. Şimdiye kadar takip ettiğim ikizlerin bir kısmı aynı yatakta sorunsuz yatmakta iken bir kısmı ise ikizinin nefes alma sesinden bile rahatsız olup en başından itibaren farklı odalarda

Page 25: Kids&Gourmet Nov 2015

22

yatmaktadır. Benim önerim kendi odalarında kendi yataklarında yatmaları olmaktadır. Ama patronun onlar olduğu unutulmamalı ve uyku kararında bebeklerimizin tercihlerine göre planımızı yapmak daha verimli olmaktadır.

İkizler nasıl emzirilmeli. Normal şartlarda annenin sütü yeterli oluyor mu? Anne memesinden süt alan bebeklerin aynı anda emzirilmeleri başta annenin olmak üzere tüm ailenin hayatını kolaylaştırmaktadır. Zor olmakla birlikte en başta anne ve bebekler eş zamanlı emzirme ve emmeye alışırsa beslenmede büyük bir sorunun üstesinden gelinmiş olur. Farklı zamanlarda beslenme durumunda birinin beslenmesi, gazının çıkarılması, altının değiştirilmesi ve uyutulmasının ardından diğerine geçerek aynı işlemler yapıldığında ilk bebeğin beslenme süresi tekrar gelmiş olur. Bu durumda anneye mutlaka bir kişinin yardım etmesi gerekmektedir. Normal şartlarda annelerin ikiz bebeklere yetecek kadar sütü gelebilmektedir. Bu soruya en güzel cevabı doğa vermektedir. Insanların iki memesi vardır, bu da iki bebeği sorunsuz şekilde besleyebileceğimizi göstermektedir. Burada önemli olan annenin bu durumu bilmesi, bebeklerini uygun şekilde emzirmeye devam etmesi ve bebeklerin yakın aralıklarla yapılan kilo takiplerinin süt miktarının yeterli olduğunu bize göstermesidir. Mama bizim uygulamamızda ikizlerde olmazsa olmaz değil, gerektiği durumlarda desteğimiz olmaktadır.

İkiz bebeklerin aralarında iletişim geliştirip aile bireylerine fazla yönelmedikleri ve bu sebeple geç konuştukları yönünde bir soru aldık. Bu gerçekten olabilmekte mi? Siz böyle bir durumla karşılaştınız mı?Bebeklerin kendilerine ait bir dillerinin olduğu, bizim anlamamamıza rağmen dakikalarca konuştukları görülmektedir. Bu durum aslında onların dil pratikleri olarak kabul edilmelidir. Bizi takip etmeye başladıkları andan itibaren bebeklerde erişkin bir insanla konuşuyormuş gibi açık anlaşılır kelimelerle konuşmalıyız. Tüm söylediklerimizi kaydettiklerini unutmamalıyız. Başta tek yumurta ikizleri olmak üzere tüm ikizlerin birbirleriyle konuşmadan bile anlaştıkları kabul edilmektedir. Ama pratik hayatta eşit nörolojik şartlara sahip tekil bebeklerle ikizler arasında konuşmaya başlama süreleri açısından belirgin bir fark yoktur.

İkiz olmaya özel gözlemlediğiniz durumlar var mı? Benim açımdan tekil olsun çoğul olsun her bebek çok özeldir. Ama daha doğum anında bir (veya daha fazla) kardeşleriyle ve çok büyük ihtimalle en yakın arkadaşlarıyla birlikte bu dünyaya gelme şansına sahip oldukları için ikiz bebeklerin çok şanslı olduklarını düşünmekteyim. Tüm bebeklerimize aileleriyle birlikte sağlıklı ve uzun ömürler dilerim.

Page 26: Kids&Gourmet Nov 2015

23

ALIŞVERİŞ

United Colors of Benetton Sonbahar 2015 sezonu için çocukları şımartacak bir koleksiyon sunuyor.

Page 27: Kids&Gourmet Nov 2015

24

Chicco kız çocuk mont 199,90 TL

Olive Farm Bebek Yağı 250ml 35,00 TL

Decathlon modüler bebek pantalonu 39,95 TL

Shoe City Kids Ayakkab234,00 TL

BEBBİNİ Ayakkabı 189,90 TL

KASIM 2015SAYI 28

Page 28: Kids&Gourmet Nov 2015

25

MİNİK KORSANIM 3 YAŞINDA

Minik oğlum 3 yaşında... Ortalama bir insan ömrü için 3 yıl çok kısa bir süre olsa da anne olanlar bilir ki ilk 3 yıl çok önemli. Bebeğimizin küçük bir insana dönüştüğü bu dönem çok zor ve yorucu olsa da hayatta hiçbir şeyden haz alamayacağımız mutluluklarla dolu büyük bir deneyim.İlk yıl her şey çok yorucuydu. Uykusuz geceler, gaz sancıları, ek gıdaya alıştırma süreci, diş çıkarması derken ilk sözcükleri, ilk adımlarıyla bu dönemde daha önce hiç bilmediğimiz sevinçleri tattık. İlklerle dolu bu yılın en özel anı ise benim için "anne" sözcüğünü duymak oldu.

Yorucu dediğimiz o ilk yıl aslında bir rüyaymış. "Korkunç İki" diye adlandırılan dönemden bihabermişiz. Sevimli bebeğim artık bu dönemde kendi karakterini ve kendi tercihlerini ortaya koyuyordu. Sevmediği hiçbir şeyi yemeyip, istemediği hiçbir şeyi yapmaması o dönem çok sinir bozucu olsa da uzmanlar bunun çocuğun karakter gelişimi için önemli olduğu görüşünde.

3 yaşına geldiğimizde ise bağımsızlaşma çabalarında olan minik bir adam var karşımda. Yanımdan ayrılmayan oğlum artık

ANNELİK DENİZİ

Deniz Biliroğlu GÜRELAnne ve İletişim Uzmanı[email protected]/denizgurell

Page 29: Kids&Gourmet Nov 2015

26

KASIM 2015SAYI 28

[email protected]/denizgurell

özgürlüğünü ilan etti ve bensiz de bir şeyler yapabileceğinin farkında. Kurduğu boyundan büyük cümleler, mimikleriyle büyüdükçe her an şaşırmak garanti.

YENİ MODA KONSEPT PARTİLER Bizde 3 yıldır konsept parti akımına kapılıyoruz. Öncelikle kız çocuk annelerinin bu konuda çok daha şanslı olduklarını söylemek zorundayım. Daha fazla çeşit ve renk seçeneği çoğu alanda olduğu gibi doğum günlerinde de kız çocuklarından yana. Söz konusu erkek çocuk olunca alan daralıyor. Biz de bu yıl Rüzgâr'ın doğum gününü planlarken izlemekten, dinlemekten en keyif aldığı karakterler üzerine yoğunlaştık. İlk yaşında tema, anne ne seçerse o oluyor. Ancak çocuk büyüdükçe ilgi alanları ve sevdiği karakterler de oluşuyor. Biz bu yıl doğum günü teması olarak korsanı seçtik. Rüzgâr da bu yaz sık sık korsan hikâyeleri dinledi. Ancak bunlar gemi kaçıran, ganimet toplayan korsan hikâyeleri değildi tabi ki. Denizde ihtiyacı olan insanlara yardım eden, çok iyi balık tutan, bozulan tekneleri onaran iyi korsanların hikâyeleriydi. O yüzden Rüzgar'a doğum günü için fikrini sorduğumda iyi korsan olmak istediğini söyledi. Konseptimizi belirlediğimize göre hazırlıklara başladım. Öncelikle mekânı belirledim. Benim için önemli olan çocukların rahat hareket edebileceği, bahçesi ve parkı olan bir alandı. Aynı zamanda anne-babaların da çocuklarının peşinden koşmayacağı, keyif alabileceği bir yer olmalıydı. Bu fikirle çocuk parti evleri mantıklı geldi. İstediğim gibi bir yer de buldum. Çocuklarla ilgilenip ve onların çeşitli balon oyunlarıyla, yüz boyama, pinyata gibi aktivitelerle keyifli zaman geçirmelerini sağladılar.

Tabi ki pasta, kurabiyeler, cup cakeler ve misafirlerimize vereceğimiz hediyeler de korsan temamıza uygun olmalıydı. Pasta hariç şeker büfesindeki ürünleri kız kardeşimle birlikte hazırladık. Çocuklar yiyeceği için hepsi tereyağ, organik yumurta ve günlük sütle yapılan ürünlerdi. İnternet sayesinde her şeye ulaşmak ve ürünleri kişiye özel hazırlamak artık çok kolay. Su şişeleri, popcorn kutuları ve şekerler için fotoğraflı sticker hazırlandı. Son dönemde çocuk doğum günlerinde sıkça kullanılan pinyatayla da çocuklar dahil hepimiz oldukça eğlendik. Tavandan sarkıtılan korsan temalı pinyataya çocuklar sopayla sırayla vuruyorlar. Pinyata yırtıldığındaysa çocuklar çikolata, şekerler yağmuruna tutuluyor. En önemli konu doğum günü çocuğunun kıyafeti. Bunun için Rüzgar'a özel bir korsan kostümü dikildi. Ancak benim en büyük korkum Rüzgar'ın kıyafeti giymemesiydi. Çünkü o bir şeyi sevmezse giymez ve ikna da olmaz. Bunun için teyzemiz doğum gününden günler önce Rüzgar'ı motive etmeye başladı ve faydası da oldu. Anne, babalar dahil hepimizin eğlendiği keyifli bir doğum günü geçirdik. Sonuç olarak aylar öncesinde başlayan planlar, koşturmaca, telaş sadece bir kaç saat süren bir eğlenceyle sona eriyor.

ŞEKERSİZ, UNSUZ KURABİYEBiz annelerin çocuklarla

ilgili en büyük takıntılarından biri

yediklerinin içeriği. Hem lezzetli hem

besleyici hem sağlıklı olsun hem de çocuklar beğensin

yesin isteriz. Buradan hareketle benim oğlum için geliştirdiğim bir kurabiye

tarifini paylaşmak istiyorum. Bu kurabiyede şeker, un, yağ yok. Onların yerine 8 adet hurma, 1 yumurta, 3-4 kaşık yulaf, 2 kaşık kuru üzüm, 3 ceviz var. Bütün malzemeleri blenderdan geçiyoruz. Kek hamuru kıvamına gelmesi gerekiyor. Eğer hala çok kıvam almadıysa biraz daha yulaf eklenebilir. Karışım kaşık yardımıyla tepsiye yerleştirilir. Önceden ısıtılmış 175 derecelik fırında üstü kızarana kadar pişirilir. Bu kurabiye bebeklerin yanı sıra diyet yapan annelerin favori atıştırmalığı olabilir.

Page 30: Kids&Gourmet Nov 2015

27

UZMAN GÖRÜŞÜ

Deniz Özkılıç KABUL Uzm.Gelişim Psikoloğu - SENS Gelişim Akademisiwww.sensgelisim.com

Bir Psikoloğun Gözünden Anne Olmak

Page 31: Kids&Gourmet Nov 2015

28

KASIM 2015SAYI 28

SÜPER ANNE OLMAK YA DA OLMAMAK!Bu hafta daha önceden okuduğum bir kitabı anne gözüyle tekrar okudum ve kendimden o kadar çok şey buldum ki. Adem Güneş’in “Bağlanma” adlı kitabı, beni resmen ağlattı.

Kitabın içinde şöyle bir başlık var; “Modern Annenin Çocuğu ile Empati Kuramaması”. Modern anneden, yani çalışan anneden o kadar çok beklenti var ki Süpermen olsa bu beklentileri karşılamaya yetişemez. Patronunun, müşterisinin, doktorsa hastasının, evde kocasının, çocuğunun herkesin üst düzeyde beklentileri var. Bu yoğun koşturma sırasında anne o kadar telaş ve stres içinde oluyor ki sakinleşip çocuğu ile sağlıklı bir ilişki kuramayabiliyor, çocuğun o andaki minik bir isteğini anlayamayabiliyor ve aralarında kriz çıkabiliyor. Anne yine yıpranıyor çünkü çocuğuna yetemediğini, onu anlayamadığını düşünerek suçluluk duygusuna kapılıyor. En kötüsü de kişi bu durumu eşiyle paylaştığı zaman çoğu eş kesinlikle durumu anlayamıyor ve yardımcı olamıyor.

Eğer sorumlukları çok fazla olan bir anne iseniz kitabı kesinlikle alın ve okuyun, sizi çok rahatlatacak ve suçluluk duygusu içerisinden çıkaracak. Çünkü suçlu siz değilsiniz. Çok yoğun koşturan anneler olarak biz de çok isteriz her anımızı çocuğumuzla geçirmeyi, ona saf, temiz enerjimiz verebilmeyi. Fakat gün içerisinde bizi ve enerjimizi o kadar çok

Bir Psikoloğun Gözünden Anne Olmak

Page 32: Kids&Gourmet Nov 2015

29

UZMAN GÖRÜŞÜ

kirletiyorlar ki minik yavrularımıza hiç bir şey kalmıyor. Kendinizi suçlamayın. Sizin üzerinize minik bir yavrunuz olduğunu görmezden gelip aşırı sorumluluk yükleyen ve size yardımcı olmayan çevrenizle konuşun, çözüm yolu arayın. Eşinizse eşiniz, annenizse annenizi, kardeşinizse, kardeşinizi, patronunuzsa patronunuzu uyarın, “ben çok yoruluyorum ve çocuğumuz bundan etkileniyor” diyin. “Benim bir bebeğim var ve ben onu ruh sağlığı yerinde bir birey olarak yetiştirmek zorundayım. Bu sadece benim ya da çocuğumun iyiliği için değil senin ve toplumun iyiliği için de böyle olmalı. Çünkü benim yetiştirdiğim çocuk yarın senin doktorun da olabilir, katilin de. dünyaya gelen her birey anne ilgisini, sevgisini hak ediyor ancak bu şekilde sevgi dolu, barış yanlısı çocuklar yetişebilir”, bunu unutanlara hatırlatın.

Ve şu tezimi tekrar savunuyorum, eğer şartlar el verişleyse anne ilk iki yıl çalışmamalı, enerjisi bebeği için kalmalı, saf, kirletilmemiş bir şekilde. Eğer mümkünse günde iki üç saat tabi çalışabilir ama sadece iki üç saat, sabahtan akşama değil. Küçük bize ihtiyacı olan bedenler-ruhlar en çok ihtiyacı olan varlığı en az görüyor, yatmadan önce günde iki saat. Ona yabancı olan insanları ise yani bakıcılarını en fazla görüyorlar. Çok büyük haksızlık değil mi?

Tabi ki biliyorum, Türkiye şartlarında yukarıda bahsettiğim çalışma şartları ya da çalışmamazlık hali imkânsız ama keşke olabilse de evlatlarımızla birbirimize hasret kalmasak. Bize en ihtiyaçları olduğu dönemde yabancıların eline bırakmak zorunda kalmasak.

Bir yıl oldu halâ alışamadım çocuğumu bırakıp çıkmaya. 13 aydır yüreğimde sürekli bir sızı yaşıyorum. Fakat şunu biliyorum ki ben çocuğum için elimden geleni yapıyorum ve o sağlıklı bir birey olacak. Kendimi suçlamam için hiçbir neden yok. Söyleyeceğim şu ki sizi fazladan yoran kişileri ya da yardımcı olmayan kişileri uyarın. Çalışan-yeni doğum yapan anneler yasal haklarınızı kesinlikle öğrenin ve peşine düşün. En son olarak şunu da söylemek istiyorum, son zamanlarda henüz anne olmamış kadınların,

annelere ve çocuklara zalimliğe varacak derecede anlayışsız davrandığını gözlemliyorum. Ve kendilerine “neden” diye soruyorum. Tabi ki bir çocuk doğurduk diye kendimizi tanrıça zannetmiyoruz, zannedenler de hem kendileri hem de çocukları için büyük bir hata yapmış olurlar. Fakat anneler ve çocuklar olarak azıcık saygı ve anlayışı da hak ediyoruz diye düşünüyorum. En azıdan mağazalarda hem cinslerim asansörlere bırakın da biz binelim.

Gelelim 13 aylık bebek gelişimine;Halâ yürümemiş olabilir panik yok ama kesinlikle artık sıralıyordur. Heceler artmıştır, kelimeler varsa kelimeler de artmıştır. Fakat halâ hiç kelimesi de olmayabilir sadece heceler var olabilir yine panik yok.Anneden ayrılma kaybetme kaygısı tepeye ulaşabilir.

Sabırlar diliyorumKeşfetme isteği iyice artmıştır ona eşlik ederseniz çok zevkli olabilir. İstediğini işaret parmağı ile gösterebilir.Müzik duyduğunda dans eder, çok eğlencelidirler.Basit sesleri taklit etme başlayabilirler

Son olarak siz annelere önerim, çok konuşun ve çok yazın, içinizi boşaltın, bunlar en iyi terapi yöntemidir.

Sevgiyle kalın

Page 33: Kids&Gourmet Nov 2015

30

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

anne bebek tov 210X297.pdf 1 17/03/15 14:09

Page 34: Kids&Gourmet Nov 2015

31

ÖZEL KONU

Page 35: Kids&Gourmet Nov 2015

32

KASIM 2015SAYI 28

HER ÇOCUK ÜSTÜN YETENEKLİDİR

Sn. Eriş, “Her Çocuk Üstün Yeteneklidir” kitabını yazma fikriniz nasıl oluştu? Sizi bu kitabı yazmaya yönlendiren sebepler neler?1998’de Fulbright bursuyla ABD’nin New York şehrine gittim. Columbia Üniversitesi’ne bağlı Teachers College’da üstün yetenek alanında master ve doktora yaptım. 5 yıl boyunca da okul öncesi kurumlarda öğretmen olarak çalıştım. 2004’te Türkiye’ye döndükten sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde konuyla ilgili dersler vermeye başladım. Özelde bir faaliyetim yoktu, bir kliniğim yoktu, hala yok. Ama birçok veliden ve eğitimciden sürekli konuyla ilgili sorular alıyordum. Baktım hepsine teker teker cevap vermek mümkün olmayacak, en iyisi kitap yazayım dedim. Piyasada konuyla ilgili kitap yok denecek kadar azdı, hala da öyle. Kitap daha çok

Bugüne kadar bu konuda yapmış olduğum tüm araştırma ve röportajlarda uzmanların ortak noktası her çocuğun üstün bir yeteneğinin olduğu yönünde. Günümüzde testlerle ölçülebilen IQ ise insan beyninin özellikleri arasında çok küçük bir yer tutuyor. Peki, bu durumda çocuklarımızın üstün olan yönlerini nasıl keşfedeceğiz, onları nasıl destekleyeceğiz? Okul ve aile nasıl bir işbirliği içerisinde olmalı ki çocuk bu durumdan maksimum fayda sağlasın?

Ebeveyn ve eğitmenlerin, çocukları yetiştirirken başucu kitabı olarak başvurabileceği bir kitap yazan Bahçeşehir Üniversitesi Üstün Yetenek Merkezi, Öğretim Üyesi, Dr. Bahar Eriş ile “Her Çocuk üstün yeteneklidir” isimli kitabı hakkında sohbet ettik.

sayıda insana bir kerede kapsamlı ve sistematik bir cevap vermenin en kolay yoluydu. Bunun üzerine ailelerin rahat okuyabileceği, kolay anlayacağı bir dille üstün zekâ ve yetenek gelişimi ile ilgili bu kitabı yazdım. Konuyla ilgili teorileri, araştırmaları ve kişisel deneyimlerimi olabildiğince anlaşılır bir şekilde aktarmaya çalıştım. Akademik çevrenin genel sorunu anlaşılır dilden uzak olmak. Benim amacım pratikte fayda sağlamak, o yüzden karmaşık konuları olabildiğince basit anlatmaya çalışıyorum.

Kitabın ikinci bölümünü de konuyla ilgili yerli ve yabancı kaynaklara ayırdım. Aileler ve öğretmenler için bir başvuru kitabı. Kitabımın adı Her Çocuk Üstün Yeteneklidir;

Page 36: Kids&Gourmet Nov 2015

33

ÖZEL KONU

bu yayınevinin seçtiği bir isim. Şu anda 7. baskısı piyasaya çıkıyor. Bildiklerimi paylaşarak çocukların ve ailelerin hayatında olumlu gelişmelere aracı olmayı seviyorum. Paylaştığım bir bilgi bir çocuğun bile hayatını olumlu yönde değiştirse dünyalar benim olur. Yazarken aklımda hep bir çocuk resmi var. O çocuğun hayatına bir yerinden dokunup rotayı başarılı ve mutlu bir geleceğe kırdığımı hayal ediyorum. Bu gerçekte ne kadar böyle oluyor asla bilemem, ama insan hayalleriyle yaşar.

Üstün zekâ ile üstün yeteneğin ayırımını okuyucularımız için anlatabilir misiniz? Öncelikle şöyle bir uyarıyla başlayayım; üstün yetenek ve üstün zekâ kavramı 2013'te Milli Eğitim literatüründen çıkartıldı. Görsel sanatlar, müzik ve genel zihinsel alanda yaşıtlarından daha üst düzey performans gösterdiği resmi kurumlar tarafından tanılanmış bireyler için artık “Özel Yetenekli” tanımı kullanılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2013-2017 dönemi için hazırladığı bir Özel Yetenekliler Strateji Planı var. İlgilenenler Internet’ten ulaşabilir.

Bununla birlikte günlük kullanımda üstün zekâ ve üstün yetenek terimleri hala çok yaygın; yerleşmiş ifadelerin değişmesi zaman alıyor. Özel yetenek demenin ne farkı var diyenler olabilir. Bizim dilimizde “üstün” sıfatını kullanmak ters tepebiliyor. Bazı kesimlere çok itici gelebiliyor. Çocuk nasılsa üstün, bir şey yapmak gerek yok gibi yanlış bir algı oluşabiliyor. Olan çocuğa oluyor. Çocuk yaşıtlarından ileriyse bu suç değil, ama üstün deyince hemen “elit” bir algı oluşuyor.

Oysa yurtdışında üstün yetenek programları Özel Yetenek bölümü altındadır. Yani zihinsel engelli bir çocuk özel eğitime ne kadar muhtaçsa, üstün potansiyelli çocuklar da aynı şekilde özel bir eğitime muhtaçtır. Bu bir lüks değil, bir ihtiyaçtır. Üstün yetenek eğitimi bir ayrıcalık değil bir ihtiyaç eşleştirmesidir. Çocuğun eğitim ihtiyacı normal sınıf ortamında karşılanamıyorsa, ona göre yeniden düzenleme yapmak gerekir. Kendi düzeyine göre eğitim almak her çocuğun hakkıdır. Eğitimde fırsat

Page 37: Kids&Gourmet Nov 2015

34

KASIM 2015SAYI 28

eşitliği yanlış anlaşılıyor. Fırsat eşitliği her çocuğa aynı eğitimi vermek değil, her çocuğa ihtiyacına göre eğitim vermektir. Üstün zekâ ve üstün yetenek farkı nedir sorunuza gelelim. Bunlar herkesin üzerinde anlaştığı tanımlar değil. 100 kişiye sorun 100 farklı cevap alırsınız. Ancak kabaca açıklamak gerekirse, zekâyı işlenmemiş, ham potansiyel olarak düşünebilirsiniz. Bu potansiyel işlendiğinde, eğitildiğinde, çaba sarf edildiğinde yeteneğe dönüşüyor diyebiliriz. Zekâyı, kumaş gibi düşünün. Yetenek de elbise. O kumaştan nasıl bir elbise çıkacağı kumaşın kalitesine (genler), terziye (aile ve okul, çevre), kumaşın hangi koşullarda nasıl kullanıldığına (çevre ve genlerle etkileşim) bağlı. Üstün zekâ potansiyelinin üstün yeteneğe dönüşmesi uzun ve disiplinli bir çalışma süreci gerektiriyor.

Bununla birlikte üstün yetenek en yaygın kullanılan ifade, çünkü bir şemsiye gibi. Üstün yetenek deyince üstün zihinsel yeteneği de kapsıyor. Bu nedenle üstün yetenek ifadesini daha çok kullanıyoruz. Ama dediğim gibi, şu anda resmi ifade “özel yetenek”.

Üstün yeteneği olan bir çocuğu nasıl keşfedebilir aile? Fazıl Say örneğini vermeyi seviyorum. Fazıl Say nasıl Fazıl Say olmuş? Annesi o daha küçücükken bütün müzik enstrümanlarını önüne dizmiş. O en çok piyanoya ilgi göstermiş. Diğer enstrümanları es geçerken, piyanonun başına oturunca uzun süre kalkmamış. Annesi zeki bir kadın, eğitimli. Bu ipucunu yakalayınca, buradan devam etmiş. Çocuğun tutkusunu desteklemiş, müzik aşkını canlı tutmak için uğraş vermiş. Belli bir yaşa gelince özel hocalar tutmuş, düzenli çalışma disiplinini yerleştirmiş. Çocuk 2-3 yaşlarından itibaren belli alanlara olan ilgisi ve tutkusunu belli etmeye başlar. Yani ailelerin keskin gözlemciler olması çok önemli. Ailenin kaçırdığını bazen keskin gözlemci olan bir öğretmen de yakalayabilir. Ama burada kilit nokta, dikkatli gözlem.

Tabii burada ailelerin çocuğun izinden gitmesi de çok önemli. Bazen aileler çocuğun tutkuları yerine kendi tutku ve isteklerini çocuğa

empoze etmeye çalışabiliyor. Hayatta kendi başaramadığı ya da kendi yapmak isteyip de olanak bulamadığı şeyleri çocuğunun yapmasını isteyebiliyor. Çocuğun hangi alanda gerçekten potansiyeli olduğunu bu şekilde saptayamayabilirsiniz. Çocuk ailenin istediği yolda ilerleyip, asla kendini gerçekleştiremeyebilir.

Örneğin dans alanında yetenek potansiyeli taşıyan bir çocuk ailesi istiyor diye istemediği halde fen alanına itilebilir. Hitler ressam olmak istemiş, babası istememiş. Diğer taraftan Picasso’nun babası ressam olsun istemiş, ama Picasso da istemiş, sonuç ortada. Ama tabii bu yüksek potansiyel her zaman ileride üstün yetenekle sonuçlanır demek değil. Üstün yetenekte asıl önemli olan, genetik avantaj artı tutkulu bir çabadır. Diğer taraftan çocuk her zaman doğal eğilimi ve yeteneği olan alana ilgi duymayabilir. Dansa çok yeteneği vardır ama tutkusu ilgisi yoktur, matematiğe aşıktır. Tutkusuz, zoraki bir çalışmadan üstün başarı çıkması çok zor. İlk başta ailenin iteklemesiyle öne geçen çocuk, zaman içinde bu dış motivasyon desteği sürmezse ya da tutku kaybolursa o alanda üstün yetenek düzeyine ulaşmayabilir.

Ya da şöyle diyelim, çok çalışma sonucunda üstün başarı çıkabilir ama bunun mutsuz bir başarı olması çok olası. Kore’ye bakın. Çılgınlar gibi çalışıyorlar, çok başarılılar, ama genelde mutsuzlar. Mutlu olmak şart mı? O da ayrı bir tartışma konusu. Ama çoğu aile çocuğunun her şeyden önce sağlıklı ve mutlu olmasını istiyor. Başarılı ve mutlu olmak da mümkün; bunun kuralı da bir alanda doğal genetik avantaj, bu alana duyulan tutku, yoğun çaba, sıkı bir eğitim, çevre desteği. Tutku varsa çalışmak çalışmak gibi gelmez zaten. Tutkulu çalışma bir gün üstün yetenekle sonuçlanır; tutku da içten gelen bir şeydir, siz zorla bir çocuğun bir alana tutku duymasını sağlayamazsınız.

Üstün yetenekli yetişkinlerin çocukluk dönemlerine dair araştırmalar, bu çocukların ailelerinin öncelikle çocuğun ilgi ve potansiyel

Page 38: Kids&Gourmet Nov 2015

35

ÖZEL KONU

alanının ne olduğunu tespit edip o alanda destek verdiğini gösteriyor. Yani çocuktan yola çıkarak, onun liderliğinde ilerleyeceksiniz. Bu birinci kural. Erken dönemde ailenin yapabileceği en iyi şey, çocuğu mümkün olduğunca farklı etkinlik, materyal, deneyimle buluşturmak. Müzeler, sanat, birlikte oynana oyunlar, spor, müzik, resim, bol sohbet... Ne kadar çok farklı faaliyet yaparsanız o kadar iyi.

Farklı faaliyet demek her saniyeyi faaliyete boğmak demek değil. Çocuğa nefes aldırmalısınız. Yoksa çocuğu boğarsınız, motivasyonu ve yaratıcılığı öldürürsünüz. Yaratıcılığı harekete geçiren sıkıntı ve boş zamandır. Ayrıca çocuğun her anını aktiviteyle doldurursanız çocuk aktivite bağımlısı olur. Aktivite olmayınca sudan çıkmış balığa döner. Sonra okulda da sıkılır.

Öğretmenler de yeteneğin keşfinde çok büyük rol oynuyor. Ailenin çocuğunu tanıyıp öğretmene anlatması çok önemli. Her öğretmen bilinçli değil maalesef. Bazen de tam tersi, ailenin fark etmediği çocuğu öğretmen fark edebilir. Dolayısıyla aile ve öğretmen işbirliği çok faydalı.

Üstün yeteneğe kimi zaman, bazı davranış bozuklukları ya da farklılıklar da eşlik edebiliyor? Kitabınızda bu durumlardan da bahsediyor musunuz? Evet, bu konuyu ayrı bir bölüm olarak ele aldım. Üstün potansiyel her zaman iyi haber değil. Zekâ düzeyi ne kadar ilerideyse davranış bozukluğu da o kadar artabiliyor. Otoriteye isyan, aşırı duyarlılık, yaşıtlarıyla anlaşamayıp yalnız kalma, aşırı hareketlilik... Bütün bunlar doğru yönetilmediğinde sorun olabiliyor.

Mesela hiperaktivite ile üstün yetenek çok karıştırılabiliyor. Bazen üstün potansiyel ve hiperaktivite el ele olabilir, ama çoğu zaman üstün potansiyelin getirdiği davranış sorunları hiperaktivite ile karıştırılıyor. Kitapta ikisinin nasıl ayırt edilebileceğini ayrıntılı olarak anlatmaya çalıştım.

Onun dışında asenkronize gelişim dediğimiz

durum var. Çocuk zihinsel olarak yaşıtlarından çok ileride olsa da duygusal olarak hala bir çocuk. Bu da bir dengesizlik yaratıyor ve beraberinde birtakım sorunlar getirebiliyor.

Ayrıca iki kere farklı çocuklar dediğimiz bir grup var. Hem üstün potansiyeli olan, hem de belirli davranış bozuklukları sergileyen ya da otizm spektrumuna dahil olan çocuklar. Bu çocukların keşfedilmesi daha zor; çünkü genellikle spot altında olan üstün potansiyelleri değil bozuklukları. Üstün potansiyel olumsuz davranışın gölgesinde kalıyor, bazen kaybolup gidiyor.

Bu nedenle aile ve öğretmen eğitimi son derece önemli. Farkındalığın artması gerek. Bu konuda hala alacak çok yolumuz var. Ailelerin ve öğretmenlerin bazı davranışları saygısızlık olarak algılamaması, kişisel algılamaması, çocuğu anlamaya çalışması gerek. Bu çocuk başka bir dünyada yaşıyor. Sezen Aksu şarkısı var ya, “bir başka dünyanın insanısın yavrucağım, sen kendi dünyanın toprağında büyüyorsun” diyor... Aklıma hep bu çocuklar geliyor o şarkıyı duyduğumda. Zaten arkadaş açısından yalnızlık çeken çocuk, bir de ailesinden öğretmeninden darbe yerse iyice yalnız kalabilir. Bu da ucu depresyona, çok uç örneklerde intihara kadar varan sorunlar getirebilir.

Üstün yetenek konusunda tanılama için kullanılan evrensel testler var mı? Kimler veya hangi kurumlar bu testleri yapıyor?Kitabımda bu konuya ayrı bir bölüm ayırdım. Doğru bilinen çok yanlış var. Çok hassas olduğum bir konu, çünkü çoğu zaman çocuğun hayatının gidişatı test sonucuna göre değişiyor neredeyse. Üstün yeteneği tanılamak için ülkemizde de dünyada da IQ testleri kullanılıyor. En çok WISC-R testi dediğimiz test ile ölçüm yapılıyor. Ama IQ testinin ölçtüğünün ötesinde farklı zekâ türleri var. Örneğin Howard Gardner’in Çoklu Zekâ Kuramı, insan zekâsını sözel zekâ, mantıksal-matematiksel zekâ, görsel-uzaysal zekâ, içsel zekâ, sosyal zekâ, doğacı zekâ, müzik zekâ, bedensel-kinestetik zekâ olarak farklı türlere ayırıyor. IQ testleri bunlardan sadece sözel

Page 39: Kids&Gourmet Nov 2015

36

KASIM 2015SAYI 28

ve mantıksal-matematiksel zekâyı ölçmeye çalışıyor. Diğer alanlarda potansiyel sahibi olan bir çocuğu, IQ testiyle değerlendirmek, o alandaki potansiyelinin göz ardı edilmesine neden oluyor.Test işi ülkemizde de çok ticari bir hal aldı, çok iyi araştırmak lazım. Testi yapan kişi sertifikalı mı, nereden mezun, ne kadar eğitim almış, çocuklarla iletişimi iyi mi? Testi uygulayan merkezin yetkinliği, kişinin becerisi, bilgisi, iletişim kabiliyeti sonucu çok etkiler. Herkes test yapamaz ve yapmamalıdır. Resmi geçerliliği olan tek test Rehberlik Araştırma Merkezleri’nin (RAM olarak da bilinir) testleridir. Bu merkezler her ilçede var, testi ücretsiz yapıyorlar. Özel psikologda da test yaptırabilirsiniz, ama devletin üstün potansiyelli çocuklara yönelik Bilim ve Sanat Merkezleri’nde geçerli sayılmaz. Üniversitelerde yapılan testler de daha güvenilir.

Bu testlerin sonuçları ne derece önemli? Düşünüldüğü kadar önemli değil, daha önemli şeyler var. Eğitimci Benjamin Bloom’un uluslararası düzeyde başarı sağlamış 120 üstün yetenekli bireyle yaptığı çok önemli bir araştırma var. Buna göre, uzun vadede yetenek gelişimi üç temel faktöre bağlı: 1) Yetenek alanına yoğun bir ilgi ve duygusal bağlılık, 2) Yetenek alanında çok başarılı olma arzusu 3)Yetenek alanında çok yüksek başarı düzeylerine ulaşmak için gerekli zaman ve çabayı harcamaya isteklilik. IQ testi bunların hiç birini ölçemiyor.3-10 yaş arası çocukların üçte ikisinin IQ skorları büyük bir değişkenlik gösteriyor. Hatta son dönemde yapılan araştırmalar 11 yaşına kadar yapılan testlerin akademik başarıyı öngörmekte son derece yetersiz olduğunu gösteriyor. Ortaokulda yapılan testler lisedeki başarıyı öngörmede çok daha başarılı, ancak 11 yaşına kadar yapılan test uzun vadede akademik başarı konusunda fazla bir şey söylemiyor. Sadece IQ testleri değil, yapılan diğer her türlü test erken yaşta yetersiz ve sürdürülemez sonuçlar veriyor. Bunun bir nedeni çocukların henüz beyin gelişimlerini tamamlamamış olmaları.

Her çocuğun gelişimi farklı bir çizgide ilerler. Bazı çocuklar daha geç gelişim gösterebilir. Ancak erken yaşlarda yapılan testler, daha geç

gelişim gösteren çocukların potansiyelinin ortaya çıkmasına bir engel teşkil ediyor. Ayrıca bu çocuklar nasılsa potansiyeli yüksek değil diyerek daha az ilgi görüyor. Daha az ilgi gören çocuk da daha az başarılı oluyor. Aynı şekilde, daha çok ilgi gören çocuk daha başarılı oluyor.

Test soruları genellikle gerçeği tek bir cevaba indirgedikleri için yaratıcılığı, kültürel farklılıkları, çocukların hayata bakış açılarını, çok yönlü ve demokratik düşünceyi yansıtamıyor. Çocuk farklı bir düşünce yolu izleyerek yaratıcı ve farklı bir cevaba ulaşsa bile, cevabı teste göre yanlış sayılabiliyor.

IQ testlerinin okuldaki başarıyı tahmin etme konusunda iyi bir ölçüt olabilir. Ancak iş yaşamında ve hayatta başarı için duygusal zekâ daha önemli. Duygusal Zekânın kapsamında; sosyal ilişkilerde başarı, empati, takım çalışması, farkındalık, sabır gibi beceriler yer alıyor. IQ’su çok yüksek bir çok kişi, bu becerilere sahip olmadığından hayatta ciddi sorunlar yaşayabiliyor.

Testin hiç mi faydası yok? Elbette var. Test, belli bir yaştan sonra yapıldığında okul başarısını tahmin etmede uygun bir araç, çünkü okul sistemi sözel ve matematiksel yeteneğe değer veren ve bu alandaki başarıyı ödüllendiren bir sistem. Testin bir diğer güçlü tarafı da, aynı derecede maliyet-etkin ve zaman kazandıran bir alternatifinin henüz olmaması.

Çocuk; testin ardından ailede, okulda ve çevrede, “yürüyen bir IQ skoru” muamelesi görebiliyor. IQ skoru, çocuğun değerini ölçme aracı değildir. IQ skoru sadece IQ skorudur!

Kitabınızda üstün yetenekli çocuklara ailelerin nasıl destek olabileceği yönünde öneriler mevcut bize bu önerilerden birkaç örnek verebilir misiniz?Ağaç yaşken eğilir doğru bir deyim. Yeteneği ne kadar erken dönemde yakalarsanız, o kadar avantajlısınız. Belli yetenekler için kritik pencere dediğimiz bir dönem var, onu kaçırmamak gerek. Bence en önemlisi, erken yaşta sorumluluk

Page 40: Kids&Gourmet Nov 2015

37

ÖZEL KONU

duygusu ve çalışma disiplinini yerleştirmek, çünkü işin özü bu. Belli bir yaştan sonra alışkanlıkları değiştirmek imkânsız olmasa da çok zor. Ama işin güzel tarafı şu: Hayatta geç kalmak diye bir şey yok. Beyin araştırmaları uzmanları, insan evrimini benzersiz kılan özelliğin hayat boyu devam eden ‘nöroplastisite’ (beynin esnekliği ve sürekli gelişimi diye açıklanabilir) olduğunu belirtiyor. Zaman içinde beynin ne yönde gelişeceği, nasıl şekillendiği, çocuğun yaşadığı deneyimlerle ilişkilidir. Bir deneyim yaşadığımızda, ‘’nöron’’ adı verilen beyin hücreleri harekete geçer ve aralarında yeni bağlantılar oluşur. Yeni deneyimler yeni bağlantılar demektir. Bu, beynimizin zaman içinde belli bir noktada takılı kalmadığını, değişebildiği anlamına gelir. Örneğin zamanını sürekli televizyon izleyerek, bilgisayar oynayarak, telefonundan mesajlar atarak geçiren bir çocukla; spor yapan, müzik dinleyen, ailesiyle zaman geçiren, eğitsel faaliyetlere katılan bir çocuğun beyni daha farklı biçimlerde gelişecektir.

Kitabınızda üstün yetenekli olmayan çocuklar için de önerileriniz var mı? Onların yeteneklerini nasıl destekleyebilir aileler?Kitabı okuyan herkes çocuğu için mutlaka faydalı bir şey öğrenir. Hatta kendiniz, kendi yeteneklerinizi geliştirmeniz için bile fayda sağlayabilirsiniz. “Üstün yetenekli olmayan çocuk” sözünü çok sevmiyorum. Yolun başındaki bir çocuğa bakıp bunun potansiyeli yok demek doğru olmaz, zaten bilemezsiniz. Bazı çocuklar daha geç gelişimi gösterir. Ben bu çocuklara akşam sefaları diyorum. Akşam sefası, akşamları coşarak açan bir çiçektir. Bazı çocuklar da “akşam sefaları” gibi, geç açan çiçekler. Kimi yaşıtlarına kıyasla daha geç konuşuyor, kimi daha geç yürüyor, kimi sosyal ya da başka bir alanda daha geç gelişiyor. Hatta bazı çocuklar, zaman ilerledikçe, akşam sefaları gibi coşarcasına bir değişim yaşıyor. Ancak bu durum başta anlaşılmadığında potansiyeli yok sanılıyor.

Einstein bunun en ünlü örneği. Çok geç konuştuğu için çevreden aptal muamelesi görmüş. Einstein’ın geç konuşmasını aptallık işareti olarak görenler, bir dâhiyi konuşma

yeteneğine göre değerlendirip heba edebilirlerdi. Oysa Einstein’in asıl yeteneği hayal gücüydü. En karmaşık fizik yasalarını basit resimler halinde hayal edebiliyordu. Dünyayı değiştiren görelilik teorisini geliştirirken çıkış noktalarından biri, bir ışık demeti ile yarışan bir çocuk hayali olmuştu.Üstün potansiyelli bir çocuğunuz olmasa bile, üstün yetenekli olan kişilerin aileleri çocukluklarında ne yapmış buna bakarsınız ve onların izledikleri yöntemleri izleyerek çocuğunuza fayda sağlayabilirsiniz. “Yıldızlara erişmeye çalışın, erişemezsiniz de yükselirsiniz” sözü çok doğru.

Her çocuğun mutlaka yetenek potansiyeline sahip olduğu bir alan vardır. Bu matematik olur, müzik olur, dans olur, dil olur, başka bir alan olur. Ancak bu potansiyelin ortaya çıkması için çocuğun doğru yerde, doğru zamanda, doğru çevreye doğmuş olması ve yetenek alanı her neyse bunun üstün yeteneğe dönüşmesi düzenli olarak desteklenmesi gerekir. Einstein’in çok güzel bir sözü var: “Aslında herkes dâhidir. Ama siz bir balığı ağaca tırmanma yeteneğine

Page 41: Kids&Gourmet Nov 2015

38

KASIM 2015SAYI 28

göre değerlendirirseniz hayatı boyunca aptal olduğunu sanır” diyor. Farklı gelişim süreçlerini, öğrenme stillerini ve yetenekleri görmezden gelen, tek tip eğitime dayalı okul sistemi böyle değil mi? Birçok çocuk, ağaca tırmanamadığı için aptal olduğuna inanan, öğrenilmiş çaresizlik kurbanı, deniz yüzü görmemiş balıklar…

Her çocuk iyi bir eğitimle, ilgi ve sevgiyle olduğu noktadan çok daha üst bir noktaya ulaşabilir. Eğitimin amacı kim üstün kim değil bunu tespit edip iyiyle kötüyü ayıklamak değil, herkesi potansiyelinin en üst düzeyine çıkarmak olmalı bence.

Son olarak ailelere çocuklarını tanıma, keşfetme ve yönlendirme konusunda genel bir tavsiyeniz var mı?İlgi ve tutku, üstün yeteneğin başlangıç noktası diyebiliriz. Bu ilginin, tutkunun keşfedilmesi için de tabii ki çocuğun en küçük yaşlardan itibaren her türlü deneyime maruz olması gerekir. Müzik, bilim, spor, sanat, doğa, geziler, dans, sinema, tiyatro, aklınıza gelebilecek her türlü

faaliyetle küçük yaştan itibaren karşı karşıya gelmek çok önemli. Mesela Amerikalı ünlü film yönetmeni Quentin Tarantino çocukken okuldan nefret ediyor. Öğretmen hiperaktif olduğunu düşünüyor ama annesi ilacı reddediyor. O da okulu bırakan dâhilerden. Neyse, küçük Quentin annesiyle birlikte pek çok şey yaparmış, ama hepsi içinde en çok ilgisini çeken kitaplar ve sinemaymış. Bütün gün odasına kapanıp film izleyebiliyormuş ya da sinemada günde 4-5 film izlediği zamanlar oluyormuş. Sonra ufak ufak kendi senaryolarını yazmaya başlamış.

Bu “flow” dediğimiz duruma örnek. Flow ya da akış, kendini kaybedercesine bir aktiviteye odaklanmak durumu. Zaten bunu yaptığınızda ister istemez bir konuda uzmanlaşıyorsunuz. Tabii bunu yaparken yavaş yavaş çıtayı yükseltmek önemli. Bir de dışardan teknik destek verilirse, aile de arkasında durursa, bambaşka düzeylere ulaşabilir. Kitapta bu da ayrı bir bölüm. Türkiye’de üstün yetenek eğitimi henüz yeni bir alan sayılır, çok fazla okul ve eğitimci yok. Konuyla ilgili bilinç düzeyi düşük. Özellikle çok ileri düzeyde olup sıkılan çocuklar sorun yaşıyorlar. Ders ilgilerini çekmeyince ya hepten okulu boşluyorlar ya da etrafındakileri de rahatsız edip sınıf düzenini bozabiliyorlar. Kimi aile bilinçsiz, çocukta sorun olduğunu düşünüp çocuğa yüklenebiliyor. Lüzumsuz ilaç verilebiliyor. Öğretmenler de çocuğu çok yanlış etiketlerle yanlış yönlere sokup okula küstürebiliyor. Bir de, birtakım öğrenme güçlükleri ya da engelleri olan çocukların yetenekli olan yönlerine değil, sorunlu yönlerine odaklanılıyor.

O yüzden özellikle bizim ülkemizde en büyük görev aileye düşüyor. Kendilerini geliştirmeleri, durumu başkalarına anlatabilmeleri ve bunun çocuklarının eğitim hakkı olduğunu bilip savunuculuğunu yapmaları lazım.

Teşekkür ederiz.Ben teşekkür ederim; tüm Kids & Gourmet okurlarına ve çocuklarına sevgiler...

Page 42: Kids&Gourmet Nov 2015

39

BESLENMENİN OKUL BAŞARISINA ETKİSİ

Uzm. Dyt . Banu Topalakcı SALMAN

1976 yılında Ankara’da doğdu. 1998 yılında Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden mezun oldu. 1998-2001 yılları arasında Bilkent Üniversitesi Kafeteryalar İşletmesi Müdürlüğü’nde Diyetisyen, çeşitli gıda firmalarında ise danışman olarak çalıştı. 2007 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beslenme ve Diyetetik Bölümü Toplu Beslenme Sistemleri Anabilim Dalı’nda Gıda Güvenliği üzerine “Hastane Mutfakları Menülerinde Yer Alan Yemeklere Ait Standart Yemek Tarifelerinin IS22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemine Göre Düzenlenmesi” konulu tezini tamamlayarak bilim uzmanlığını aldı.

Page 43: Kids&Gourmet Nov 2015

40

KASIM 2015SAYI 28

Sağlıklı, mutlu ve başarılı çocuklar…Çocuklar ne kadar yeterli, dengeli ve keyif alarak beslenirlerse, yanlış atıştırmalık ya da yüksek kalorili besinlere ( cips, şekerlemeler, hazır gıdalar) o kadar az ihtiyaç duyarlar.

Sağlıklı Beslenen Çocuk Okulda Daha Başarılı!Yapılan çalışmalarda, yetersiz ve dengesiz beslenen öğrencilerin dikkat sürelerinin kısaldığı, algılamalarının azaldığı, öğrenmede güçlük ve davranış bozuklukları çektikleri, okulda devamsızlık sürelerinin uzadığı ve okul başarılarının düşük olduğu ortaya konmuştur.Aileler çocuklarının yalnızca okul başarılarıyla değil, onların büyüme ve gelişmelerini izleme ve sağlıklı beslenme davranışları geliştirmeleriyle

de yakından ilgilenmeli ve kendi beslenme alışkanlıkları ile örnek olmalıdırlar.

Çocuklarda Sağlıklı Beslenmeyi Sağlamak İçin Neler Yapılabilir? Özellikle okulöncesi yaşlardaki çocukların sağlıklı beslenme konusunda bilgilendirilmesi, oyun-şarkı-etkinlik-el becerisi gibi ilgilerini çekecek araçlarla beslenmelerinde davranış değişiklikleri yaratılması; ebeveynlerin bu konuda çocuklarına örnek teşkil edecek davranışlar sergilemesinin sağlanması, çocuk yaşta obezite görülme sıklığını düşüren önemli konular arasında yer alıyor. Okul çağı çocuğun toplum yaşamına ilk kez bilinçli olarak girdiği bir dönemdir. Okul öncesi çağda çocuğun beslenme alışkanlıklarını aile

Page 44: Kids&Gourmet Nov 2015

41

etkilerken, okul çağında arkadaşlar/akran grubu, reklamlar gibi etkenler, okulda beslenme konusunda denetimin olmaması, özellikle annenin çalışmasına bağlı olarak okuldan eve gelince, kendi kendine yiyecek hazırlaması sonucu çocukta yanlış beslenme alışkanlıkları gelişebilmektedir. Bu nedenle çocuğun yeterli ve dengeli beslenebilmesi için çocuğun, ailenin, okul yönetimindeki bireylerin ve öğretmenlerin beslenme konusunda bilinçli ve eğitimli ve işbirliği içerisinde olmaları gerekmektedir.

Beslenme Alışkanlıklarının Düzenlenmesi:• Çocuklarda beslenme çocuğun yaşına, cinsiyetine, vücut ağırlığına, fiziksel aktivite düzeyine göre düzenlenmelidir• Ara ve ana öğünlerde dengeli besin seçimi sağlanmalıdır• Enerjisi yüksek içecekler tercih edilmemeli, ancak sıvı tüketimi arttırılmalıdır. Okulda veya evde dinlenirken ve ders çalışırken açlık hissedildiğinde tüketilen besinlere dikkat edilmelidir. Örneğin, şeker ve şekerli besinler, cips, gazlı içecekler yerine süt, yoğurt, sütlü tatlılar, ekmek arası peynir, taze sıkılmış meyve suları ve kuru meyvelerin tüketiminin tercih edilmesi çocukların sağlıklı beslenmeleri açısından daha yararlıdır.• Hazır gıdalardan olabildiğince uzaklaşılmalıdır• Günlük yağ miktarının ve örüntüsü dengeli düzenlenmelidir• Yeterli sebze ve meyve tüketimi ( 5 porsiyon ) ile günlük posa miktarının eterli miktarda alınmalıdır• Günlük alınması gereken besinlerin sık öğünlerle (5-6 öğün/gün) verilmelidir• Gereksinmeye uygun miktarların düzenlenmesinde davranış değişikliği yaratılmalıdır

Yaşam biçiminin değiştirilmesi• Daha aktif bir yaşam tarzının geliştirilmelidir• Uzun süreli televizyon seyretme, bilgisayar kullanımından kaçınılmalı, düzenli spor yapma alışkanlığı kazanılmalıdır. Çocukların gerek okul yönetimi gerekse de ebeveynleri tarafından sevdikleri herhangi bir spor dalı ile ilgilenmeleri teşvik edilmelidir.

Okul kantinlerinin denetlenmesi• Okul kantinlerinde çocuğun sağlığı ve beslenmesine uygun besinlerin satışı sağlanmalıdır.• Her aşamadaki eğitim kurumlarında beslenme servisleri diyetisyen denetiminde olmalıdır. • Her şeyden önemlisi de çocuğa sağlıksız besinlerin zararları hakkında bilgi verilmeli ve doğru seçimler yapması için yüreklendirilmelidir.

Çocuklarda Başarının Anahtarı Kahvaltı..Yapılan çalışmalar özellikle çocuklarda kahvaltı alışkanlığının olmasının obeziteyi engellediği yönündedir..

Öğrenciler için en önemli öğün kahvaltıdır. Bütün gece süren açlıktan sonra, vücudumuz ve beynimiz güne başlamak için enerjiye gereksinim duymaktadır. Kahvaltı yapılmadığı takdirde, dikkat dağınıklığı, yorgunluk, baş ağrısı ve zihinsel performansta azalma olmaktadır. Bu nedenle, güne yeterli ve dengeli yapılan bir kahvaltı ile başlamak öğrencilerin okul başarısının artmasında son derece önemlidir. Çocukların her sabah düzenli olarak kahvaltı yapma alışkanlığı kazanmalarına özen gösterilmelidir.

Neden Kahvaltı Bu Kadar Önemli ??• Kahvaltıyı atlayan çocuklar ilerleyen saatlerde daha yorgun, sinirli ve sabırsız olurlar.• Kahvaltıyı atlamak, çocuğun sinirli olmasına ve okulda problem yaşamasına sebep olur.• Sabah kahvaltısını düzenli yapan çocuklar okulda daha enerjik, sinirli davranışlardan daha uzak ve uyumlu bir halde olurlar.• Yapılan çalışmalarda, kahvaltı yapan çocukların

Page 45: Kids&Gourmet Nov 2015

42

KASIM 2015SAYI 28

yapmayanlara göre her zaman matematik sınavlarında daha yüksek not aldığı gözlemlendi. Ayrıca kahvaltı alışkanlığını düzenli olarak hayatına sokan çocukların bütün akademik yaşamı boyunca başarılı olduğu biliniyor.

Dengeli Bir Kahvaltı :1 dilim Peynir, 1 adet haşlanmış yumurta, Bir bardak taze meyve suyu ( tercihen mümkünse taze meyve), 1 tatlı kaşığı pekmezBirkaç dilim ekmek

veya

1 bardak süt, 1 meyve3-4 yemek kaşığı kadar tam tahıllı kahvaltı gevreği5-6 adet badem

veya

Peynirli Omlet1 dilim ekmek5 yarım ceviz1 adet portakal

çocuklar için yeterli ve dengeli bir kaç kahvaltı örneğidir.

Sağlıklı Beslenme Çantası Önerileri Anne ve babalar çocukların beslenme çantası içeriğinin, sağlıklı seçeneklerden oluşmasına dikkat etmelidir.. Beslenme çantasında yer alabilecek sağlıklı yiyecek alternatiflerini sıralayacak olursak;

Sağlıklı sandviçler ( çavdar ekmeği ile hazırlanmış, peynirli, ton balıklı ve mevsim yeşilliklerinden oluşan.. )Süt, yoğurt, ayran, kefirMeyve,Ev yapımı kekKuru meyveler ve badem ya da ceviz ile oluşturulmuş atıştırmalık paketler

Taze ya da kuru meyvelerle yapılmış sütlü ya da yoğurtlu karışımlar..Meyve pestilleriHavuç ve salatalık çubukları

Bilgisayar ve Televizyon Karşısında Geçirilen Zamana Dikkat!Televizyon ve bilgisayar karşısında geçirilen zaman arttıkça çocukların sağlıksız besin tüketimleri de artmaktadır. Bu nedenle günlük televizyon ve bilgisayar karşısında geçirilecek zaman anne baba tarafından sınırlandırılmalı, bu bir kural haline getirilmeli ve çocukla paylaşılmalıdır. Yapılan çalışmalar çocukların günde 2 saatten daha fazla televizyon ve bilgisayar karşısında vakit geçirmemelerini önermektedir.

Page 46: Kids&Gourmet Nov 2015

43

SANAT & SPOR & BİLİM

TÜTÜLÜ BİR PERİ KIZI

Page 47: Kids&Gourmet Nov 2015

44

TÜTÜLÜ BİR PERİ KIZI

KASIM 2015SAYI 28

Kelime anlamı olarak baktığımızda Bale, belirli kurallara ve adım atışlara dayalı akademik dans tekniğinin, başka sanatsal öğelerle de birleştirilerek bir sahne gösterisi biçimde sunulmasıdır. Zarif, estetik öğeleri, değişik kıyafetleri ile göz dolduran bu gösteriler çocukların oldukça ilgisini çekiyor. Hele hele balerinlerin o güzel tütüleri yok mu!... Hemen belirteyim balerinlerin giydiği tül eteklere “tütü”, parmak ucunda dururken kullandıkları özel ayakkabılara “point” denir. Ben de bu ay tütüsü ile bir peri kızına benzeyen ve baleyi çok severek yapan sevgili Defne Aksoy ile bale hakkında biraz sohbet ettim.

Defne, baleye kaç yaşında ve nasıl başladın?Baleye 6 yaşımda ve ailemin yönlendirmesiyle başladım.

Hiç zor olduğu hissine kapıldın mı? Bale yaparken neler hissediyorsun?İlk başladığımda biraz endişeliydim. Çünkü teknik hareketler zordu ve becerebilecek miydim bilmiyordum. Baleyi sevdikten sonra dans etmek daha kolaylaştı. Bale yaparken beynimin rahatladığını ve derslerime daha iyi konsanter olduğumu hissediyorum.Çalışmaların hangi sıklıkta oluyor?Çalışmalarımızı haftada iki gün yapıyoruz. Fakat evde de esneme hareketlerini tekrarlamak zorundayız.

Gösterileriniz oluyor mu? Neler sergiliyorsunuz?Evet, gösterilerimiz her eğitim yılı sonu oluyor. Burada bir sene boyunca aldığımız dans

eğitimlerini yıl sonunda bir koreografi ile velilerimize en güzel şekilde sergiliyoruz.

Ailen bale konusunda ilerisi için seni destekliyor mu?Ailem bale ve dans konusunda her zaman yanımdalar ve devam etmem için beni hep destekliyorlar.

Bale ve okul bir arada nasıl gidiyor, derslerine nasıl bir etkisi oluyor?Bale ve okul bir arada gayet güzel gidiyor. Çünkü bale öğretmenimiz, ilk derste bizlere; ‘’Balenin birinci kuralı disiplindir’’ dedi. Dolayısıyla bu disiplin derslerimi de pozitif yönde etkiliyor.

Bale ile ilgili geleceğe yönelik bir hayalin var mı?Evet var. Dans okulumu başarıyla bitirerek bale diplomamı almak ve ileride bir bale ve dans okulu açmak istiyorum.

Page 48: Kids&Gourmet Nov 2015

45

PSİKOLOJİ

Sena KAÇARGelişim Psikoloğu SENS Gelişim Akademisiwww.sensgelisim.com

ÇOCUKLARIN ANAOKULUNA BAŞLAMA VE UYUM SÜRECİÇocuklar dünyaya geldikleri andan itibaren bulundukları güvenli aile ortamından ilk olarak okul öncesi eğitimi için ayrılılar. Bu ayrılış çocuğun gelişimindeki en önemli adımlardan biri olmakla birlikte kendine ait ilk sosyal ortamı oluşturma deneyimidir.

Çocuk, anaokuluna başladığı zaman tüm kurallarını bildiği aile ortamından henüz hiçbir kuralını bilmediği, tanımadığı kişilerin bulunduğu bir ortama girmektedir. Bu yeni durum çocuklarda uyum sorunu yaratabilir. Çocukların anaokulunda geçirdikleri dönemden en üst düzeyde faydalanabilmeleri için öncelikle, okula uyum sağlayabilmeleri gereklidir. Oysa anaokuluna başlamak için en uygun görülen 3 yaş, çocuk için henüz çevresindekilere ve özellikle annesine büyük ölçüde bağımlı olduğu dönemi içermektedir. İlginin üzerinde toplandığı, koruyucu ev ortamından anaokuluna geçiş ve oradaki çocuklardan "herhangi birisi" olmak, ilişki kurması gerekenlerin sayısının birdenbire artması gibi etkenler, kendisini şimdiye kadar alışmış olduğundan çok farklı bir ortamda bulması, çocuğun bir bocalama dönemi içine girmesine neden olur. Ortam değişikliğinin getirdiği bocalamanın yanı sıra anneden, daha genel olarak da sevgi nesnesinden ayrılma çocuklarda, ayrılık kaygısı adı verilen duyguların da oluşmasına yol açmakta ve bunlar da çocuğun uyumunun bozulmasına neden olmaktadır. Çocuğun annesinden ayrılmayı başarabilmesi için anneden ayrılığı değerlendirebilecek ve uyum sağlayabilecek düzeyde bilişsel becerisi olmalıdır. Ebeveyni ile güvenli bir bağlanma gerçekleştirmiş, sağlıklı anne-çocuk etkileşimleri yaşamış ve travmatik ayrılıklara maruz kalmamış çocuk, annesinden sağlıklı ve gelişim düzeyine uygun bir şekilde ayrılabilecektir.

Anaokuluna uyum sağlama konusunda yaşanan sorun yalnızca anneden ayrılma zorluğu değildir. Çocukların yeni ortama alışma ve uyum sürecinde rol oynayan birçok faktör vardır. Bu faktörlerden en

Maltepe Üniversitesi psikoloji bölümünü başarıyla bitirdi. Halen Gelişim Psikolojisi alanında yüksek lisans programına (tez aşamasında) devam etmektedir.

2011-2012 Emrullah Turanlı Çocuk Yuvasında stajer psikolog, 2012-2013-Balıklı Rum Hastanesi psikiyatri servisinde stajer psikolog, 2013-2014 Sens Gelişim Akademisi bünyesinde Psikolog olarak çalışmaya başlamıştır.

Aldığı eğitim ve seminerlerden bazıları: Oyun Terapisi (Oyun Terapileri Derneği) devam etmekte ABA VB (Verbal Behavior)/Sözel Davranış ve NET (Natural Environment Teaching) Doğal Ortamda Öğretim Nükte Altıkulaç İletişim Aracı Olarak Çocuk Resminin Psiko-Pedagojik Açıdan İncelenmesi Yrd. Doç. Dr. S. Armağan YILDIZ Wisc-r Zeka Testi (Türk Psikologlar Derneği) Metropolitan Okul Olgunluğu Testi MaltepeÜniversitesi Change For Traumatised Children: Therapeutic Approaches That Work For Street Children uluslararası sempozyumu. Ulusal Psikoloji Öğrencileri Kongresi 'Sınav Kaygısı' Eğitimi Ulusal Psikoloji Öğrencileri Kongresi 'Boşanma Sürecinde Anne Babalar' Uzm. Aile ve İlişki Terapisti Çiğdem Alper Çocuk Testleri Eğitimi ( AGTE, Gessel, Good Enough - Harris Bir İnsan Çiz Testi) Dikkat Testleri Eğitimi ( Frostig)

Page 49: Kids&Gourmet Nov 2015

46

KASIM 2015SAYI 28

önemlileri; öğretmen, akran ilişkileri, ebeveyn tutumlarıdır. Bunların yanı sıra okulun fiziki yapısı, çevre koşulları vb. faktörler de okula uyum sürecini etkiler. Bu faktörlerin etkisiyle bazı çocuklar okula daha çabuk uyum sağlarken ve “uyumlu çocuk” olarak tanımlanırken, bazıları ise uyum sorunları ile karşılaşabilmekte ve hayatlarının uzun bir dönemini alacak okul yıllarının daha başında “uyumsuz çocuk” olarak tanımlanabilmektedirler.

Anaokuluna başlanan ilk 15 günlük süre içinde çocukta ortaya bazı uyum sorunlarının çıkmasının doğal olduğu ifade edilebilir. Ancak uyumsuzluk döneminin 15 günü aşıp, uzaması, aileden ya da okuldan kaynaklanan daha ciddi sorunların göstergesi olabilmektedir. Bu duruma karşı önlem alınmaması ise, daha şiddetli duygusal sorunların kaynağı olabilmektedir. Özellikle, anaokullarında sıklıkla karşılaşılan bir durum olan, çocukların uzun süreli ve yoğun olarak yaşadıkları ayrılık kaygısının, sonraki yıllarda okula devamı olanaksız kılabilen okul korkusunun temelini oluşturduğu öne sürülmektedir.

Çocuklarda ayrılık kaygısının giderilmesine yönelik olarak çeşitli yöntemlerden yararlanılabilmektedir. Genelde çocukların duygusal sorunlarının çözümünde başvurulan oyun tedavisi, ayrılık kaygısının giderilmesinde de geçerli bir teknik olarak uygulanmaktadır. Ayrılık kaygısının giderilmesine yönelik olarak hazırlanan oyun tekniklerinin uygulanmasının da, çocukların anaokuluna uyum sürecini kısaltabileceği ve ileride ortaya çıkabilecek sorunların önüne geçilebileceği düşünülmektedir.

Anne-Babaya Öneriler*Gideceği okul hakkında çocuğa açıklama yapmak ve okulu tanıtmak uyumu kolaylaştırır.

*Okulunun sadece çocukların bulunduğu bir yer olduğu söylenip anne ve babaların bulunmadığı, işe gittiği açıklanmalıdır.

*Aile çocukla okula geliş gidiş saatleri ile ilgili konuşmalı, sadece belli bir zaman dilimi içinde okulda kalacağı söylemeli. Eğer çocuğu ebeveyn alacaksa, onu alabileceği süreyi, onun anlayacağı terimlerle anlatıp, o süreyi geçirmeden almaya dikkat etmelidir.*Özellikle ilk günlerde çocuk kapıdan teslim edilip kapıdan teslim alınmalı, servis kullanılacaksa servise bindirilmeli ve vedalaşma mümkün olduğunca kısa tutulmalı. Vedalaşmada çocuk ağlamaya başlasa bile ayrılma konusunda kararlı davranılmalı. (Onu öpüp “Ben şimdi gidiyorum” deyin ve geri geleceğinizi söyleyin. Bunun ne zaman olacağını onun anlayacağı terimler çerçevesinde ifade edin. Sonra elinizi sallayıp yolunuza devam edin. İyi olduğunu kontrol etmek için durup arkaya bakmayın.)

*Çocuk okula birlikte geldiği ebeveyni yanında ağlıyor, onun gitmesine izin vermiyorsa okula bağımlı olmadığı bir kişi tarafından getirilmeli ve okula düzenli devam etmesi konusunda ısrarlı olunmalıdır. Yakınmaya devam etse bile sakin ve kararlı davranılmalıdır. (Okula düzenli devam etmesi ve karşı çıkmaması durumunda daha sonra verilmek üzere bir takım küçük ödüller de sunulabilir)

*Çocuğun okulu reddetmesi durumunda, büyükanne/büyükbaba gibi aileden birinin çocuktan yana tutum göstermesi, ona güç verir ve tepkisini büyütür. Okula gidiş tüm aile bireyleri tarafından desteklenmeli ve aile bireyleri uyum içinde olmalıdır.

*Okula uyumunu veya başarısını başkalarıyla kıyaslamayın.

Page 50: Kids&Gourmet Nov 2015
Page 51: Kids&Gourmet Nov 2015

KASIM2015YEMEK TARİFLERİ

Page 52: Kids&Gourmet Nov 2015

Meyve & Sebze Takvimi

CAN ERİK

ÇAĞLA

ÇİLEK

ELMA

İNCİR

KARPUZ

KAVUN

KAYISI

KESTANE

KİRAZ

MANDALİNA

MUZ

MÜRDÜM ERİĞİ

NAR

PORTAKAL

ŞEFTALİ

ÜZÜM

VİŞNE

ARALIK

OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

Page 53: Kids&Gourmet Nov 2015

BAKLA

BALKABAĞI

BAMYA

BEZELYE

BÖRÜLCE

BROKOLİ

DOLMA BİBER

DOMATES

ENGİNAR

HAVUÇ

ISPANAK

KABAK

KARNABAHAR

KEREVİZ

KIRMIZI BİBER

LAHANA

MARUL

PANCAR

PATLICAN

PAZI

PIRASA

SALATALIK

SEMİZOTU

T. BARBUNYA

TURP

YEŞİL BİBER

ARALIK

OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

Page 54: Kids&Gourmet Nov 2015

51

AVOKADOLU ARMUTLU PÜRE (6 Ay ve sonrası)

YEMEK TARİFLERİ

Page 55: Kids&Gourmet Nov 2015

52

Malzemeler2 dilim avokado3 dilim armut1/2 muz (küçük olan yerli muzun yarısı yahut büyük muzun ¼’ü )

HazırlanışıTüm malzeme soyulur, dilimlenir ve çatal ile ezilerek püre kıvamına getirilir.

KASIM 2015SAYI 28

Page 56: Kids&Gourmet Nov 2015

53

BEBE ÇORBA (8 Ay ve sonrası)

YEMEK TARİFLERİ

Page 57: Kids&Gourmet Nov 2015

54

Malzemeler1 çiçek karnabahar (Brokoli de olabilir)½ küçük havuç½ patates2 su bardağı su1 çorba kaşığı yağsız dana kıyma2 tatlı kaşığı sızma zeytinyağı

HazırlanışıTüm malzeme iyice yıkanır. Havuç ve patates soyulduktan sonra doğranır. Tencereye 1 tatlı kaşığı sızma zeytinyağı koyulur içine kıyma ilave edilerek 2 dakika kadar orta ateşte karıştırılarak pişirilir. Üzerine su ve diğer tüm sebzeler ilave edilir. Sebzeler yumuşayana kadar pişirilir. Pişmiş çorba robotton geçirilir. İçine artan 1 tatlı kaşığı sızma zeytinyağı eklenir. Ilıdığında servis edilir.

KASIM 2015SAYI 28

Page 58: Kids&Gourmet Nov 2015

55

HAMSİ BUĞLAMA (9 Ay ve sonrası)

YEMEK TARİFLERİ

Page 59: Kids&Gourmet Nov 2015

56

Malzemeler½ kg. Hamsi2 orta boy patates1 orta boy kuru soğan3-5 dal maydanoz1 limon2 defne yaprağı2 çorba kaşığı sızma zeytinyağı

HazırlanışıPatatesler soyulur ve halka halka kesilerek yağlanmış fırın kabının zeminine dizilir. Üzerine ayıklanmış yıkanmış hamsi, halka doğranmış soğan, halka kesilmiş limon, defneyaprağı dizilir. 2 çay bardağı kadar su gezdirilir. 180 derece önceden ısıtılmış fırında 40 dakika pişirilir.

KASIM 2015SAYI 28

Page 60: Kids&Gourmet Nov 2015

57

EV EKMEĞİ (1 Yaş ve sonrası)

YEMEK TARİFLERİ

Page 61: Kids&Gourmet Nov 2015

58

Malzemeler1,5 su bardağı tam buğday unu1,5 su bardağı normal un1 paket kuru maya1 kibrit kutusu beyaz peynir1 çay bardağı sızma zeytinyağı1 su bardağı ılık süt2 yumurta

Not: Çocuğunuzun damak zevkine göre içine dövülmüş ceviz de ilave edebilirsiniz.

HazırlanışıIlık süt ile kuru maya iyice karıştırılarak maya eritilir. Bu karışım 10 dakika oda sıcaklığında bekletilir. Maya karışıma geri kalan tüm malzeme ilave edilir ve iyice yoğurulur. Üzeri kapatılan hamur 25-30 dk. oda sıcaklığında bekletilir. Sonra tekrar yoğurulur. 10 dk. daha bekletilir. Ardından yuvarlak veya simit şeklinde şekil verilerek üzerine sızma zeytinyağı sürülür. 170 derece önceden ısıtılmış fırında 25-30 dakika pişirilir. Bebeğinizin ekmeği hazır.

KASIM 2015SAYI 28

Page 62: Kids&Gourmet Nov 2015

59

FIRINDA CEVİZLİ SEBZELİ MÜCVER (1 Yaş ve sonrası)

YEMEK TARİFLERİ

Page 63: Kids&Gourmet Nov 2015

60

Malzemeler2 adet orta boy patates1 adet havuç2 adet yumurta1 yemek kaşığı un100 gr beyaz peynir½ çay bardağı ceviz içi6-7 dal maydanoz3 çorba kaşığı sızma zeytinyağı

HazırlanışıPatates, havuç ve peynir rendeleyip bir kaba alınır. Üzerine yumurta kırılır. Un, dövülmüş ceviz içi, doğranmış maydanoz eklenir ve iyice karıştırılır. Homojen bir karışım elde edilir. Bu karışım yağlı kâğıt serilmiş bir fırın tepsisine dökülür. Yarım santim kalınlığında yayılır. Üzerine 2 çorba kaşığı sızma zeytinyağı gezdirilir. 170 derece fırında yaklaşık 25 - 30 dakika pişirilir. Mücver pişince dilimleyerek servis edilir.

KASIM 2015SAYI 28

Page 64: Kids&Gourmet Nov 2015

61

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 65: Kids&Gourmet Nov 2015

62

KASIM 2015SAYI 28

Sizlere çocukların ve kendinizin zevkle yiyeceği ve yaparken keyif alacağınız tariflerimi sunuyorum. Lezzet, sağlık , bereket dolu bir ay dilerim.

Şimdiden ellerinize sağlık.

Executive Chef Ayşe Nil [email protected]

Page 66: Kids&Gourmet Nov 2015

63

TUZLU KEK (1 Yaş ve sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 67: Kids&Gourmet Nov 2015

64

TUZLU KEK (1 Yaş ve sonrası)

Malzemeler1/2 demet maydanoz (ince kıyılmış)10 adet siyah zeytin (çekirdekleri çıkarılıp küçük doğranmış)10 adet kuru domates (küçük doğranıp ,kuru ise ıslatılıp ya da zeytinyağında yumuşatılmış)3 adet taze soğan (ince kıyılmış)2 çorba kaşığı mısır2 paket kabartma tozu3 su bardağı un1/2 bardak süt1 bardak yoğurt4 çorba kaşığı zeytinyağı3 adet yumurta4 çorba kaşığı zeytinyağı1 tutam tuz1 çorba kaşığı susam

HazırlanışıTüm malzemeler doğranıp hazırlanır.3 yumurta, bir tutam tuz ile çırpılır. Yoğurt, süt ve yağ eklenip tekrar çırpılır.

Unu elenerek eklenir ve çırpmaya devam edilir. En son kabartma tozlarını koyulur ve çırpılır.

Diğer sebzeler eklenir, spatula yardımıyla karıştırılır. Yağlanmış büyük dikdörtgen fırın kabına kek hamuru yayılır. Üzerine susam serpilir.

Isıtılmamış fırında ilk 15 dakika 180 derece, sonraki 20-25 dakika 160 derecede pişirilir.

KASIM 2015SAYI 28

Page 68: Kids&Gourmet Nov 2015

65

SEBZELİ ETLİ PİLAV (1 Yaş ve sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 69: Kids&Gourmet Nov 2015

66

KASIM 2015SAYI 28

Malzemeler300 gr. Kuzu kuşbaşı2 su bardağı pirinç (sıcak su ile ıslatılıp iyice yıkanmış)2 orta boy havuç (kibrit çöpü gibi kesilmiş, arzu ederseniz rendenin iri tarafı ile rendeleyebilirsiniz.)1/2 bardak haşlanmış bezelye1 büyük soğan (rendelenmiş)1 çorba kaşığı sızma zeytinyağı1 çorba kaşığı tereyağı2 bardak suYeteri kadar tuz

HazırlanışıZeytinyağı ve tereyağı tencereye koyulur. Etler ilave edilir ve pişirilir. Etler biraz piştiğinde soğan ve havuç ekleyip kavurmaya devam edilir. Et suyunu salıp çekince, önceden ıslatılan pirinç ve bir tutam tuz eklenir.

Kaynatılmış su ve bezelyeler ilave edilir.

Tencerenin kapağı kapatılarak ocak kısığa alınır.Pilav suyunu çekince 5-10 dakika demlendirilir. Sonra karıştırılıp servis edilir.

Page 70: Kids&Gourmet Nov 2015

67

MANTAR ÇORBASI (2 Yaş ve sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 71: Kids&Gourmet Nov 2015

68

KASIM 2015SAYI 28

Malzemeler150 gr Kültür mantar (kabukları ayıklanıp doğranmış)250 gr. Kayın mantarı (ayıklanıp doğranmış) Not: sadece kültür mantarı da kullanılabilir.1 adet küçük patates (ayıklanıp küp küp doğranmış)1 adet orta boy soğan (ayıklanıp küp küp doğranmış)1 adet küçük ince pırasa yıkanıp ince kıyılmış1 diş sarımsak3 çorba kaşığı zeytinyağı1 tatlı kaşığı tereyağı1,5 su bardağı sütYeteri kadar tuzYeteri kadar su1/2 demet dereotu ince kıyılmış

HazırlanışıTencere orta ateşte ocağa yerleştirilip, zeytinyağı ve pırasa eklenir. 5 dakika kadar sotelenir.

Soğanı eklenir,3-4 dakika daha sotelenir ve patates ilave edilerek karıştırılır.Kayın ve kültür mantarını eklenir. Mantarlar suyunu bırakıncaya kadar karıştırılarak pişirilir. Sarımsak ve tuz ilave edilir.

Üzerini örtecek kadar su koyularak kapağı kapatılır. Sebzeler iyice pişinceye kadar pişirilir. Yaklaşık 18-20 dakikada pişecektir.Sebzeler pişince çorba blendırdan ya da mutfak robotundan geçirilir. Dereotu, süt ve tereyağı eklenip bir taşım kaynatılır. Kıvamı koyu olduysa, biraz daha fazla süt ya da sıcak su ekleyebilirsiniz.

*Eğer çocuğunuz yemiyorsa dereotunu çorbayı blendırdan geçirmeden koyarak çorba içinde daha az görünür olmasını sağlayabilirsiniz.

Page 72: Kids&Gourmet Nov 2015

69

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

Tuğba

Page 73: Kids&Gourmet Nov 2015

70

Sevgili okuyucular merhaba;

İki kız çocuğu olan, sosyal mi sosyal, detaycı mı detaycı olan bir yemek yapma aşığıyım. Hazır gıda düşmanı, özellikle yemek tariflerini okumayı, araştırmayı, yeni tarifler yaratmayı çok seven ve her yeni öğrendiği tarifi ev halkına yapıp yediren genç bir anneyim.

Bu misyonumun yanında; eski bir yemek dergisi yazarı, yeni bir gastronomi sayfası yazarı, yemek workshoplarının aşığı, yani kısacası yemek ile ilgili olan her şeyin içerisinde olan bir anneyim. Sizlere bu sayfada her ay hafif, pratik, çalışan anneleri de düşünerek hazırlanabilecek leziz mi leziz, sağlık dolu tarifleri deneyecek ve paylaşacağım.

KASIM 2015SAYI 28

Esentepe

[email protected]

Page 74: Kids&Gourmet Nov 2015

71

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

PİŞMEYEN TARTLAR (2 Yaş ve sonrası)

Page 75: Kids&Gourmet Nov 2015

72

KASIM 2015SAYI 28

Malzemeler2 çorba kaşığı kakao1 tatlı kaşığı bal10 adet ceviz 1 çorba kaşığı zeytinyağı3 çorba kaşığı tam buğday unu1 adet portakalDilediğiniz kadar kabuklu yer fıstığı1 çorba kaşığı bal1 tatlı kaşığı zeytinyağı

HazırlanışıTart tabanı için; kakao, bal, zeytinyağı, un ve ufalanmış ceviz mutfak robotunda hamur haline getirilir. Silikon muffin kaplarına koyularak buzdolabında biraz dinlendirilir. Bu sırada yer fıstığı ezmesi için; kabuksuz yer fıstığı tavada karıştırarak ısıtılır.Sıcak halde rondoya koyulur, bal ve gerekirse zeytinyağı ilave edilerek çekilir.Fıstık ezmesi, tart kalıplarının içerisine sıkma torbası ile veya dondurma kaşığı ile doldurulur, üzerine portakal kabuğu rendelenir.

Page 76: Kids&Gourmet Nov 2015

73

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

ÇANAKTA SEBZELİ TAVUK (1 Yaş ve sonrası)

Page 77: Kids&Gourmet Nov 2015

74

KASIM 2015SAYI 28

Malzemeler3 adet patates1 adet havuç 2 dal brokoli100 g organik tavuk bonfileTuz Zeytinyağı

HazırlanışıPatatesler rendelenir ve muffin kalıpları ters çevrilip hafif yağlanıp, patatesler kalıp gibi yerleştirilir. 180 derece ısıtılmış fırında 25- 30 dak pişirilir. Brokoli ve havuç ayrı ayrı haşlanır. Tavuk eti ister yağsız tavada istenirse de haşlanarak pişirilir. Sebze, tavuk ve az miktarda tuz rondoda tam püre kıvamına getirilmeden ezilir. Toplar yapılır. Patates çanaklarının içerisine yerleştirilip zeytinyağı gezdirilir.

Page 78: Kids&Gourmet Nov 2015

75

TANITIM

EV YEMEĞİ LEZZETİNİ ÖZLÜYORSANIZ ARTIK KOLAYI VAR

Page 79: Kids&Gourmet Nov 2015

76

KASIM 2015SAYI 28

Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar bilirler işten, okuldan çıkınca alışveriş yapıp, eve gidip yemek yapmak, zamanla yarışmak demek. Trafikte saatler geçirdikten sonra eve ulaştığınızda yemek yapacak haliniz kalmıyor. Bu sebeple hazır beslenmek neredeyse adet halini aldı. Fakat hazır beslenirken de dikkat etmemiz gereken bazı noktalar var. Dışarıdan sipariş ettiğimiz yemek sağlıklı ve vücudunuzun ihtiyacı olan çeşitli gıdalardan oluşan dengeli bir öğün olmalı.

Bu ihtiyacı karşılamak için hizmet veren Meal Box restoran kalitesinde sağlıklı ve lezzetli yemek siparişlerini sıcak ve hızlı şekilde güzel bir sunumla kapınıza kadar getiriyor. Biz de Meal Box’ı sizlere yakından tanıtmak istedik. Sorularımızı samimiyetle cevap veren Meal Box Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Bülent Demirhan ile sohbet ettik.

Page 80: Kids&Gourmet Nov 2015

77

TANITIM

Meal Box’ın kuruluş amacı ve hikâyesi nedir?Türkiye’nin ilk ve tek gurme yemek zinciri Meal Box’ı Bülent Demirhan ve Cüneyt Gürbüz ile birlikte kurduk. Yemek yapmayı bilmeyen ya da evde yemek yapmaya zaman bulamayanların sipariş ettiği yemeklerden hiç memnun olmadıklarını gördük, çünkü biz de aynı sorunları yaşıyorduk. Fast food yemek istemiyorsanız çok fazla alternatifiniz yok. Restoran kalitesinde sağlıklı ve lezzetli yemek sipariş edebileceğimiz, sıcak ve hızlı şekilde güzel bir sunumla kapınıza kadar gelecek yemeğe ulaşma konusunda ciddi sıkıntılar yaşadık. Sonra bu sıkıntıyı yaşayanların sadece biz olmadığımızı gördük. Herkesin her gün işte ve evde sorduğu “Bugün ne yiyeceğim” sorusuna güzel bir cevap vermek istedik. Ve 3 girişimci olarak 2014 yılında Meal Box’ı kurarak ilk şubemizi Ataşehir’de açtık.

Meal Box nasıl bir sistem? Üretimden müşteriye ulaşana kadar nasıl bir süreç var?Meal Box ilk ve tek gurme ev yemekleri zinciri. İlk kez bizim uyguladığımız ve Türkiye’de tek olan bu iş modelimizle bir yıl içinde 28 şubeye ulaşarak hızla büyüdük ve Türkiye’den ve dünyadan en önemli yatırım gruplarının ilgi odağı haline geldik.Meal Box tüm süreçlerini (yemek pişirme, sipariş

alma, adrese teslimat, müşteri hizmetleri) kendisi yöneten, franchising modeliyle büyüyen bir yemek zinciri. Bu nedenle özgün ve yaratıcı bir iş modelimiz bulunuyor. Bizim sistemimizde franchise şubeler yemek pişirmiyor. Yemekler merkezi mutfaktan deneyimli şeflerin elinden çıkıyor. Şubelere günlük ve taze olarak ulaştırılıyor. Kurduğumuz şube ağı ve moto-kuryeler üzerinden siparişleri sıcak ve 30 dakika içinde adrese teslim ediyoruz. Meal Box olarak müşteri vaadimizi; her gün her şubemizden 60 farklı ev yemeğini, 30 dakika içinde sıcak şekilde ve özel - ödüllü bir sunumla müşterilerinin kapısına getirmek olarak tanımlıyoruz.

Kullanılan malzemeler nasıl seçiliyor?Meal Box’ın menüsünde etten sebzeye 60 farklı yemek çeşidi bulunuyor. Yemeklerde kullanılan etler özel çitliklerde doğal ortamlarında büyüyen besi hayvanlarından tercih ediliyor. Meal Box yemeklerinde kullanılan sebzeler ise her gün taze olarak seçilip yemeklerin daha lezzetli olmasını sağlıyor.

Bu malzemeler nerelerden ve ne gibi şartlar ile temin ediliyor? Yemekler için gerekli malzemeler denetimden

Page 81: Kids&Gourmet Nov 2015

78

KASIM 2015SAYI 28

geçmiş, sağlıklı koşullarda üretim yapan Türk üreticilerden temin ediliyor.

Yemekler günlük mü hazırlanıyor raf ömrü var mı?Meal Box olarak yemeklerimiz taze ve günlük olarak hazırlanıyor. Ev yemeğinde olduğu gibi buzdolabı ısısına saklandığı takdirde yemeklerimizin 3-4 günlük raf ömrü bulunuyor.

Katkı maddesi kullanılıyor mu?Hiçbir yemeğimizde katkı maddesi kullanılmıyor.

Paketlerin özelliği nedir?Kuruluş aşamamızda bizim için en önemli şeylerden bir tanesi tüketicilerimizin yemek yerken aynı zamanda keyifte alabilmesiydi. Araştırma sürecimizde dışardan yemek siparişi veren insanların yemeklerin görüntüsünden, dökülmesinden şikâyetçi olduklarını gözlemledik. Bunun sonucunda da en iyi kreatif ajanslarla çalışarak Meal Box için portatif, şık kutu tasarımı için çalıştık. Ortaya çıkan tasarımdan da oldukça memnun kaldık. Meal Box’ın kutularında yemekler bir düzeneğin içine oturtuluyor ve dökülmeden şık bir tasarımla geliyor. Tüm bu çalışmalarımız sonrasında da 2015 yılında Dünya Ambalaj

Örgütü’nün düzenlediği ve global markaların katıldığı WorldStar 2015’te Meal Box’ın ambalajı “yemek” kategorisinde “Dünya Yıldızı” seçildi.

İnsanlar Meal Box’tan nasıl faydalanabilir, özel menüler veya sipariş şartları var mı?Meal Box’ta www.mealbox.com.tr web sitesinden, IOS-Android uyumlu Meal Box mobil uygulamasından ve 444 9 434 çağrı merkezinden hızlıca sipariş verilebiliyor. Bütün uygulamalarımızda sipariş minimum 1 dakika içinde alınıp, maksimum 30 dakika içinde sipariş noktasına sıcak olarak ulaştırılıyor.

MealBox müşterisine ne gibi avantajlar sağlıyor? Meal Box’ın her şeyden önce sağladığı ilk fayda; yemek yapmaya vakti olmayan, fast food ürünlerle beslenmek durumunda kalan kişileri sağlıklı ve lezzetli ev yemeği ile buluşturuyor. Sebzeden ete 60 farklı menüsüyle kişilerin sağlığa yararlı, yağ oranı düşük yemeklerle beslenmesini sağlıyor. Meal Box tüketicilerine sipariş verdikçe kazandıran bir marka. İlk siparişte siparişin yüzde 20’si kadar para-puan kazanma imkânı sağlıyor. Daha sonra biriken puanlarla tüketiciye ücretsiz yemek yeme fırsatı sunuyor.

Page 82: Kids&Gourmet Nov 2015

79

İkiz bebek bekleyen annelerin merak ettikleri soruları Yeditepe Üniversitesi Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç.Dr.Gazi YILDIRIM cevapladı.

İkiz gebelik ne demektir? Nasıl oluşur?Normal gebelik rahim içine yerleşen bir zigot ile oluşan bir durumdur. Bazen rahim içine aynı zamanda gelen iki zigot ile oluşan veya gelen tek zigottan oluşan embriyonun ikiye bölünmesiyle meydana gelen duruma ikiz gebelik adı verilir. İki ayrı yumurta döllenip gelirse buna çift yumurta ikizi adı verilir. Tek yumurta döllenip gelip rahim içine yerleşmişse ve bu embriyo ikiye bölünmüşse buna da tek yumurta ikizi adı verilir. Çoğul gebelikler arasında en sık olarak ikiz gebelikler görülmektedir ve ikiz gebelikler doğal yollar ile oluşmuş her 85 gebeliğin 1’inde gerçekleşmektedir. Son yıllarda artan üremeye yardımcı tedavi yöntemleri ikiz gebelik sıklığını biraz daha arttırmıştır. 1980 e kıyasladığımızda ikiz gebeliklerde %52, üçüz veya üzeri gebeliklerde ise % 404 lük bir artış olmuştur.

Doç.Dr.Gazi YILDIRIMKadın Hastalıkları ve Doğum UzmanıYeditepe Üniversitesi Hastanesi

ÇOĞUL GEBELİKTE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Page 83: Kids&Gourmet Nov 2015

80

KASIM 2015SAYI 28

İkiz gebelerin rutin hekim kontrolü ne sıklıkta olmalıdır?İkiz bebek bekleyen anne adaylarının sıkıntıları normal gebeliklerden daha fazladır. İkiz gebelikte anne adayı bu süreci metabolik ve fiziksel açıdan daha sıkıntılı yaşar. Bu anne adayı beslenmesine çok dikkat etmeli ve aşırı fiziksel aktivitelerden kaçınmalıdır. Tekil gebeliklerde normalde 32 haftaya kadar 4 haftada bir, 32 ile 36 arası 2 hafatada bir ve 36 haftadan doğuma kadar haftada bir takip gerekir. ikiz gebeliklerde ise doktor kontrolleri normal gebeliğe göre daha sık olacaktır. Çünkü ikiz gebeliklerin ilk aylarında düşük yapma riski, son aylarında ise erken

doğum yapma riski vardır. Bu gebeliklerin doktor kontrolü iki haftada bir olacak şekilde ayarlanması uygundur. Tek yumurta ikizleri varsa 20 haftadan itibaren haftalık takipler gerekir. Çift yumurta ikizlerinde ise 28 haftadan itibaren haftada bir takip sıklığı daha uygun olacaktır.

İkiz gebelere hangi aylarda hangi testler yapılır?Gebelik taramaları tekil gebeliklerdekine benzer. Ilk haftalar ultrasonografi tek yumurta ve çift yumurta ikizlerini net tanımada fayda sağlar. Çift yumurta ikizlerinde her zaman çift plasenta ve çift amniyon kesesi varken tek yumurta ikizlerinin

Page 84: Kids&Gourmet Nov 2015

81

%1 inde tek planenta ve tek kese ve %20 sinde tek plasenta ama çift kese vardır. Bunlardaki risk biraz daha fazla olduğundan erken ultrason tanısı faydalıdır. 11-14 hafta arasında sadece ense kalınlığı testi yapılabilir. Ikili testin ikizlere yönelik katkısı çok belli değildir. Bunun yerinde yeni çıkan testlerden anne kanında bebeğin kromozomlarının tarantığı genetik testler fayda sağlar. Üçlü veya dörtlü testin çoğul gebeliklerde yeri yoktur. 20-23 hafta arasında detaylı ultrasonografi ve 24-28 hafta arasında 50 veya 75 gr şeker yükleme testi mutlaka yapılmalıdır. Normal gebeliklerde 34 haftadan itibaren ultrasonografiye ilave yapılan NST ise burda 30 haftadan itibaren uygulanmalıdır.

İkiz gebelerin tekil gebeliğe göre daha fazla dikkat etmesi gereken durumlar var mıdır? İkiz gebeliklerde karşılaşılabilecek tehlikeler normal gebeliklere göre çok daha fazladır. İlk aylarında düşük yapma riski, son aylarında ise erken doğum yapma riski vardır. İkiz gebelikler riskli gebelik grubuna girer. Çünkü bu tür gebeliklerde hem anne hem de bebekler için bir takım riskler söz konusudur: Burada salgılanan plasental hormon miktarı fazla olduğundan gebeliğin erken dönemlerinde görülen bulantı ve kusmalar yoğun ve daha uzun süreli olabilir. Kan plazma hacmi tekil gebeliklere göre %10-20 daha fazla artar. Buna bağlı olarak kanın sulanmasına bağlı demir eksikliği anemisi ve kalp yükü de tekil gebeliklere göre daha fazla olur. Bu nedenle ikiz bebek taşıyan gebelerin yemelerine ve aktivitelerine daha dikkat etmesi gerekir. doctor kontrollerine daha dikkatli gitmelerinde fayda vardır. İkiz gebelik yaşayan anneler daha çok yeme eğiliminde oluyor. Nasıl beslenmeliler? Doğru uygulama ne olmalı?Çoğul gebeliklerde annenin besin ihtiyacı tekil gebeliklere göre günde 300 kalori daha fazladır. Bu nedenle ikiz gebenin yemek miktarını çok da arttırmasına gerek yoktur. Ama özellikle 20 gebelik haftasından sonra daha fazla ihtiyaç artar. Omega 3, bebeklerin beyin ve göz gelişimini sağlayan besin maddesidir. Bu besin maddesi doğal yollarla balık, ceviz ve semizotu, ıspanaktan alınabilir. Bunlar mutlaka düzenli olarak

tüketilmelidir. Anne adayının beslenmesinde günde 1 -2 ceviz, haftada 2 kez balık ve 2 kez ıspanak olmalıdır. Kalsiyum ihtiyacını karşılamak için süt ve süt ürünlerinden faydalanılmalıdır. Günde en az 2-3 bardak süt içilmesi kalsiyum ihtiyacını önemli ölçüde karşılar. Süt içilemiyorsa yoğurt, kefir veya beyaz peynir yenilmelidir. İkiz bebek bekleyen anne adayı, et ve bazı sebzelerden protein almayı da ihmal etmemelidir. Çünkü büyümekte olan iki tane bebeğin gelişimi için protein gereklidir. Ayrıca sıvı tüketiminin normale göre çok daha fazla olması gerekiyor. Günde en az 1.5 litre su ve 1.5 litre de diğer sıvılar (meyve suyu, çay, süt vb) ile toplamda 3 litre sıvı alınması önerilir.

İkiz gebelik yaşayan anne adayının hamileliği süresince alması beklenen kilo aralığı nedir? Minimum ve maksimum değerler verebilir misiniz?Hamilelik öncesi zayıf olan kişilerde düşük doğum ağırlıklı bebek doğum oranı ve pre-eklampsi gelişme riski yüksektir. Hamilelik öncesi kilolu olanlarda ise hipertansiyon, şeker hastalığı ve doğum zorluğu gibi birçok komplikasyon riski artmaktadır. Bu yüzden hamile kalmadan önce ideal kiloya ulaşmak hem gebe hem de bebek sağlığı açısından önemlidir. Gebelikte kilo izlemi bu açıdan önemlidir. Tekil gebelikte ilk üç ayda her ayda 0.5-1 kg, sonra ki aylarda ise ayda ortalama 1.5-2.0 kg kilo almalıdır. Gebelik süresince toplam ağırlık artışı 12±2 kilo (10-14 kg) olmalıdır. İkiz gebelikte bu oranlar tam 2 kat değil ama 1.5 kat daha fazla olmalıdır. Bu arada toplamda alınan kilo 16 kilogramı geçmemelidir.

İkiz gebeliğine has özellikle dikkat edilmesi gereken durumlar var mıdır? İkiz gebeliklerde yüksek tansiyon ile seyreden gebelik toksemisi (preeklempsi ve eklempsi) daha sık görülür. Yine bu gebeliklerde plasentanın erken ayrılması ile seyreden dekolman plasenta riski daha fazladır. Bu tür gebelerin aktivitelerini kısıtlamaları ve 30. haftalardan sonra çalışma hayatına veda etmeleri yararlı olur. Özellikle tek yumurta ikizlerinde görülen önemli bir sorun ise ikizden ikize transfüzyon sendromudur. Bu sendromda aynı plasentadan beslenen tek

Page 85: Kids&Gourmet Nov 2015

82

KASIM 2015SAYI 28

yumurta ikizi bebeklerden bir tanesi diğerine sürekli kan verir. Bunun sonucu olarak bebeklerden bir tanesi fazla gelişirken diğeri kansızlıktan dolayı gelişemez ve bu durum bebek ölümü ile sonuçlanabilir. Bu sorun özellikle gebeliğin yirminci haftasından önce görülürse kötü sonuçlarla karşılaşılabilir. Yirminci haftadan sonra ortaya çıkması halinde tedavisi mümkün olabilir. Bebekler kontrol altında tutulurlar ve yaşamak için yeterli gelişimi tamamladıklarında erken doğum ile alınabilirler.

İkiz gebelik yaşayan anne adayının vitamin ve kan ilaçları kullanımı nasıldır? Hekimler muhakkak önerir mi?İkiz bebek bekleyen anne adayının hem sıvı hem de besin maddelerinin tüketimi çok düzenli olmak zorundadır. En önemli kuralımız vitamin ve mineralleri besinlerden almaktır. Bunun için düzenli olarak et, balık ve organic tavuk haftada 2-3 defa tüketilmelidir. Mutlaka süt ve süt ürünleri alınmalı, bunun yanında taze veya kurutulmuş bakliyattan faydalanılmalıdır. Mevsimine göre meyveler ve sebzeler yemek yanında alınmalıdır. Mümkünse şeker ve undan yapılmış gıdalar minimum düzeyde yenilmelidir. İlk üç ay folik asid takviyesi 800 mikrogram olarak muhakkak yapılmalıdır. Doktorun gerekli görmesi halinde demir alımı, tekil bebek bekleyen annelere göre iki katına çıkarılabilir. Multivitamin takviyesi gereklidir. Omega 3 hem kanı sulandırdığı, hem de bebeğin sinir sistemi gelişimi üzerine fayda sağladığı için 3. aydan itibaren alınmalıdır. İkiz gebelik yaşayan anne adayı pilates veya benzeri sporlar yapabilir mi? Yahut sizin öneriniz ne yöndedir?Erken doğum ve düşük riski nedeni ile bu gebelerde fiziksel aktivite kısıtlaması uygun olur. Bu tür gebelerin 28-30. haftalardan sonra çalışma hayatına veda etmeleri yararlı olur. (İkiz gebeliği olanlarda kanuni doğum öncesi izin 10 haftadır). Normlade gebelere önerdiğimiz temposuz yürüyüş, hafif egzersizler burada da yapılabilir. 30 haftaya kadar pilates ve yoga takibi yapan doctor bir mahsur görmezse uygundur. Yüzme eğer temiz bir havuz

bulunursa serbesttir. Ancak 30 haftadan sonra erken doğum riskinden dolayı daha dikkatli olunmalıdır.

İkiz gebelikler her zaman erken doğum mu olur? İkizler için doğum haftası beklentisi ne yöndedir?Çoğul gebeliklerde preterm eylem (erken doğum) riski daha fazladır. Buna bağlı olarak prematürite nedeni ile doğum sırasında ve doğumdan sonra deneyimli tıbbi ekip gerektirir. Normal tekil gebeliklerde gününü tamamlamış gebelik kavramı 37 ile 42 hafta arasını tanımlar. Klasik olarak 9 ay 10 gün süren gebelik 40 haftaya eşittir. İkiz gebeliklerde ise miyad geçme süresi otuz yedi haftadır. Tekil gebeliklerin %6 sı 37 haftadan önce doğarken, ikizlerin %43 ü, ve üçüzlerin %95 i 37 haftadan önce doğmaktadır.

İkiz gebeliklerde doğum yöntemleri farklılık gösterir mi? Yoksa tekil gebelerde ki şartların tümü aynen geçerli midir? Bebeklerin doğum kanalına geliş (prezentasyon) problemleri nedeni ile zor doğum sıklığı fazladır.Her iki bebek Baş-baş, Baş-makat, Makat-makat olarak doğum kanalına inebilir. Her iki bebeğin başla doğum kanalına ilerlediği (Baş-baş) durumu haricindeki durumlarda doğum şekli olarak genelde sezaryen tercih edilir.

İkiz gebelik yaşayan annelere önerileriniz var mı?İkiz gebelik sonucunda aile 2 kat daha fazla mutluluk yaşar. Bunu düşündükçe heyecan ve mutluluk daha fazla artar. İşte bu mutluluğun hüzne ve kedere dönmemesi için ikiz gebelik yaşayan kıymetli anne adaylarımızın daha dikkatli olması gerekir. Kanama, sancı ve sıvı gelmesi gibi belirtileri önemsemeli ve kendilerini takip eden hekimleriyle sürekli iletişim halinde olmaları gerekir. İkiz gebelik yaşayan anne adaylarımıza kolaylıklar diliyorum. Baba adaylarının da en az iki kat şefkat ve sevgi dolu olmaları lazım gelmektedir. Bunu da önemle belirtmekte fayda görüyorum.

Page 86: Kids&Gourmet Nov 2015

83

4G GIZIA Elbise630,00 TL

Beymen Collectıon Pump 595,00 TL

Braun Silk-épil 9 SkinSPA 599,00 TL

Camper Laika Sport Çizme Modeli 729,00 TL

Guerlain Onarıcı Serum476,00 TL

ALIŞVERİŞ

Page 87: Kids&Gourmet Nov 2015

84

Victoria's Secret Sütyen 165,00 TLVictoria's Secret Külot 52,00 TL

Mudo Collection Pileli Etek 129,00TL

Christian Dior Göz Farı 222,00 TL

Mudo Collection Çiçekli Bluz 89,95TL

Gıvenchy Çanta3,995.00 TL

KASIM 2015SAYI 28

Page 88: Kids&Gourmet Nov 2015

85

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, ihtisasını Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim dalında yapmıştır. Kurucusu olduğu Diva Kadın Sağlığı Merkezi’nde, ana branşına ek olarak eğitimlerini aldığı pek çok destekleyici branşta yetkinlik sahibidir. Bunlardan en önemlileri, cinsel terapi, aile terapisi ve hipnoterapidir. Vajinusmus sorununun tanınması ve çözülmesinde en etkili isimlerden biri olarak bilinmektedir. Kadın sağlığı ve kadının toplumdaki yerine dair çalışmalarıyla kamuoyunun ilgi ve sevgisini kazanmayı başarmış, kadınları yüreklendirmeyi, güçlendirmeyi adeta görev bilmiştir. Kitapları ‘'Gizli Kapaklı Şeyler'’ ve ‘'Sırra Kalem’’ de dahil tüm konuşma, yazı ve çalışmalarında kadının ve elbette tüm insanlığın duygularını işaret etmiş ve onların yaşamdaki yerlerini vurgulamıştır. Aile birliğinin kurulması ve sürmesi için gerekenler de Gökçen Erdoğan’ın toplumla en doğru biçimde paylaşma gayretinde olduğu bilgiler arasında yer almaktadır. Kadın, ilişkiler, aile ve sağlıklı cinsel yaşam, çocuklarda cinsel eğitim, çocuklarda cinsel taciz ve istismarın önlenmesi, Erdoğan’ın sosyal sorumluluk projelerinin odağındaki kavramlardır. Gökçen Erdoğan, evli ve iki çocuk annesidir.

İÇ ÇAMAŞIRI SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?

Op. Dr. Gökçen ERDOĞANKadın Hastalıkları ve Doğum UzmanıDiva Kadın Sağlığı Merkezi www.divakadin.com

Page 89: Kids&Gourmet Nov 2015

86

KASIM 2015SAYI 28

Amaca göre seçilmesi önceliğimiz. Ama amacın seksi olmak olması da bir diğer önceliğimiz. Bunu daha fit görünmek, konforlu bir günlük yaşam ya da ekonomik olmak izleyebilir. Ekonomik olmak deyince kafalar karışıyor tabi. Partneri olmayan kadınların ve hatta erkeklerin, iç çamaşırı seçiminde aşırıya kaçmamak, fazla para harcamamak gibi bir öncelikli hedefleri olabiliyor tabi. Seçim yapana, onun yaşayışına ve elde etmek istediği şeye göre değişiyor anlayacağınız, nasıl seçileceği.

Page 90: Kids&Gourmet Nov 2015

87

Ne zaman, nerede, nasıl çamaşır giymeliyiz?Ne de olsa çıkarılacak diye çamaşır mevzusunu ciddiye almayan çok fazla insan var. O yüzden bu soruyu onların gözüne gözüne yanıtlamak istiyorum. İşe giderken üzerimizdeki giysilerin dokusuna göre çamaşır giymeliyiz. Ya da dekolte verme özgürlüğümüzün limitine bağlı olarak. Günlük yaşamımızda pamuklu tercih edip konforlu ve sağlıklı olmaya özen göstermeli ancak yatağa girerken tüm bunları bir kenara itmeli ve üzerimizden kısa sürede çıkarmak isteyecekleri türden etkileyici şeyler tercih etmeliyiz. Tabi etkileyici deyince akla gelen kırmızı, leopar, saten ve dantel klişelerine fazla kaptırmadan. Açıkçası bunların modasının sürekliği ve erotizme katkıları yadsınacak gibi değil. Ama moda anlayışı sade olanı seksiye evirme yetkinliğini çoktan elde etti.

Yumuşak ve masum renkler, iddiasız dokular ve dolgudan uzak kavrayış özellikleri, seksi olmaya yetecek tasarımlarla sunuluyor. Doğrusu çok da iş görüyorlar. Hele de kadınların yaşlarını sürekli saklamak istedikleri ve masumiyeti silah olarak kullanma becerileri hesaba katılırsa.

Özel günler için kesinlikle özel iç çamaşırı tercih edilmeli. Renk konusunda cüretkar ve yeniliğe açık, doku konusunda şaşırtıcı olmak gerekir. Yani daima pamuklu tercih eden birinin dantele sığınması ve partnerinin önünde yeni bir kapı açması neredeyse gereklilik. Çünkü ilişkiler ve dolayısıyla da seks, sürpriz ister. Erkeğin sadakati biraz da sürprizlere bağlıdır üstelik.

İş yaşamında etkileyici olmak isteyen kadınların, gömlek ve bluzların içinden kendini belli eden ama apaçık bağırmayan sütyenler tercih etmeleri ve bazı giysilerle külot izini yeni bir şıklığa kavuşturmaları, bazılarında ise g-stringin çizgisini ortaya koymalarını öneririm. Çalışılan yer, muhatap olunan insanlar, şirket kuralları ve olası algı, belirleyici olacaktır. Ama ben kesinlikle, insanların çalışıyorlar diye sıkıcılaşmalarını istemem. Bir kadın, çalışırken de kadın olduğunu hatırlatmalıdır. Potansiyelin sizi nerede kucaklayacağı belli mi olur?

Page 91: Kids&Gourmet Nov 2015

88

KASIM 2015SAYI 28

İç çamaşırının takım olması şart mı, takım olacaksa nasıl olmalı? İç çamaşırında eskiden daha fazla takım tercih edilirdi. Oysa şimdi plaj modasına da damgasını vuran al-üst karıştırma trendi iç çamaşırına da yansıdı. Böylece birden fazla kombinasyonla yeni görünümler elde edilebiliyor. Takım daima vazgeçilmez olandır, bu da ayrı. Takım iç çamaşırı alırken dikkat edilecek şey, kesinlikle renk. Zira altta üstte, sütyen ve külotta aynı rengi ve dokuyu göreceksek bunun ölçülü biçimde şıklık oluşturması gerekir. Örneğin tamamen leoparlı bir sütyenin altında siyah bir külot ve bu külotun bazı yerlerinde leopar dokunuşları kullanılması, ideal olandır. Aşırılıktan kaçan seksapel, çoğu zaman kudurtucu oluyor. Ya da kıpkırmızı saten bir külotun üstünde yine tamamen saten bir sütyen fazla gelebilir. Hani yırtmacın getirdiği, gizden ve ölçüden doğan seksilik vardır ya biraz da onun gibi. Sütyende daha mat bir doku üzerinde saten dokunuşlarla takım olma hissi yansıtılabilir. Bütünleme her zaman iyi bir fikirdir. Cinsel birleşme gibi. Birinin diğeriyle bütünleşip onu tamamlaması.

Sütyen seçerken neye dikkat etmeliyiz? Meme mi göğüs mü? Meme. Göğüs dediklerine bakmayın, bu iki yuvarlak ve bizi biz yapan çıkıntı ‘meme’. Memesi olmayan, onu kaybeden, ya da varlığından memnun olmayan kadınlarsa hiç üzülmesinler, onların kadın kadın hisleri yeter.

Sütyen seçerken meme tipimize ve nasıl görünmek istediğimize dikkat etmeliyiz. Memelerini fazla dik bulanlar ve bunu biraz da iddiasız kılmak isteyenler, yalnızca kumaştan oluşan, dolgusuz ve daha yumuşak kaplar tercih etmelidirler. Balenleri de sert olmamalıdır. Ya da memelerinin ayrıklığını yetersiz bulanlar, meme arasında dilim kumaş ve bunu tutan sert balenler bulunan sütyenleri seçmelidirler. Böylelikle iki meme arasına biraz mesafe koyulabilir. Memelerini küçük ve sönük bulanlar ise push up dediğimiz hem iten hem kaldıran sütyenleri tercih etmeliler. Ama n’olur bunu yaparken sütyen çıkarıldığında hayal kırıklığıyla dibe vuracak bir erkeği de hesaba katın ve tadında bırakın demek

istiyorum. Karpuz gibi sanılan memelerin, armut gibi çıkışı çok da iç açıcı gelmiyor erkeğe. Koca memeliler, ah siz ne şanslısınız! Milyonlarca kadın her yıl sizin gibi olabilmek için ne paralar harcıyor. Elbette bedene nazaran büyük olan memelerin, ciddi ağrılara yol açabildiğini ve omurgaya zarar verdiğini de ekleyelim. Yani ne tür bir büyüklük idealdir? Sağlığı olumsuz yönde etkilemeyecek bir büyüklük. Eğer memelerin büyük görünmesinden rahatsız olanlar varsa kaliteli sütyen kullanmalarını öneririm. Tabi ücretleri diğerlerine nazaran yüksek bulunabilir ama inanın sağlık için olmazsa olmazlar. Toparlayan sütyen tercihi, kesinlikle satış temsilcisinin bilgisine sığınılarak yapılmalı. Şimdi işin eğlenceli tarafına gelmek gerekirse; sütyen alırken erkeğin kopçalara tahammülde zorlanacağı ölçüde etkileyici bir şey bulmakta fayda var.

Dolgulu sütyeni kimler kullanmalı? Dolgulu sütyeni memelerini yeterince belirgin hatlı, dik ve büyük bulmayanlar kullanmalı. Küçük ve sönük bulanlar yani. Ancak tekrar üstüne basarak söylemek istiyorum ki erkeğin ‘yanıltma ve aldatma’ nedeniyle davacı olacağı kadar abartmamalı.

Günlük hayatta nasıl sütyen kullanmalıyız? Günlük hayatta, kesinlikle pamuklu sütyen kullanılmalı. Külotta da tercih bu olmalı. Ayrıca pamuklu deyince ninenizin paçalı donu gelmesin aklınıza, pamuklu kumaştan üretilmiş çeşit çeşit iç çamaşırı modeli var. Balenlerin sert olmasını hiç önermiyorum.

Doğru sütyen nasıl seçilir? Vücudunuzu tanıyarak ve ölçünüzü doğru bilerek. Bunun için de ücretsiz beden ölçümü yapan melek gibi markalar var. Ha bir de partnerinizin zevkini göz önünde bulundurarak.

Page 92: Kids&Gourmet Nov 2015

89

KÜLTÜR & SANAT

HATAY KÜLTÜR VE LEZZET DURAKLARI

GE

20 - 22 KASIM 2015Binbir uygarlığın doğuşuna ev sahipliği yapmış, farklı inançların iç içe geçtiği Hatay’da tadı damakta kalacak bir lezzet rotası… FEST Travel ile Türk ve Arap geleneklerinin harmanlandığı, bu sentezden müthiş bir kültür ve mutfak birikiminin ortaya çıktığı Hatay’a kültür ve lezzet dolu bir yolculuğa çıkın… Hatay mutfağı, çok kültürlü bir mutfak olarak, beğenilen tarifleri kendi damak zevkine uygun hale getirmiştir. Böylece farklı mutfak kültürlerine hiçbir zaman

kapalı kalmamış, geleneksel ve yenilenen bir mutfak olmayı başarmıştır. Hatay mutfağı tatlıları, ekşileri, etleri, hamurları, sarmaları, dolmaları, reçelleri, ekmekleri, peynirleri, çorbaları, salataları ile hatırı sayılan bir mutfaktır. En önemli özelliklerinden biri de özgün tariflere sahip olmasıdır.

Tadı unutulmayacak humus, patlıcanın belki de en lezzetli hali babagannuş, Hatay’a özgü tepsi kebabı, kekik salatası, zahter salatası, yöreye özgü içli köfte oruk, yapımından tadımına kadar Hatay’ın en namlı ustasının ellerinden çıkma künefe, sadece meraklısının bildiği cennet çamuru… Lezzet molaları arasında benzersiz kültürel ziyaretlerde bulunacaksınız: Dünyanın en büyük ikinci mozaik koleksiyonuna ev sahipliği yapan Hatay Arkeoloji Müzesi’ne uğrayacak; Hıristiyanlığın temellerinin atıldığı, kayalara oyulmuş Aziz Petros (Sen Piyer) Kilisesi’ne çıkacak, Anadolu’nun ilk camisi Habibi Neccar’ı ziyaret edecek, Titus Tüneli’nin görkemi karşısında şaşıracak, Türkiye’nin tek Ermeni köyü Vakıflı’da soluklanacak, eski Hatay evlerini, sokaklarını ve çarşılarını keşfedeceksiniz…

KİT

AP

Eser Adı: Komplo Çemberi Yazar Adı: Maggie HallÇeviren: Fatma Zeynep Öztürk Orijinal Adı: The Conspiracy of UsTürü: Gençlik Roman Sayfa Sayısı: 376 sayfaEtiket Fiyatı: 24,00 TL Yayınevi: PENA Yayınları

Paris’ten İstanbul’a uzanan bir takip… Hızlı bir tempo… Adrenalin, cazibe ve aşkla örülen bir macera… Yaşamı da yazdıkları kadar heyecan dolu olan Amerikalı genç yazar Maggie Hall’un ilk romanı “Komplo Çemberi” Pena Yayınları etiketiyle çıktı.Kahramanımız Avery’nin anne ve babası, Çember adı verilen tehlikeli bir gizli topluluğun bir parçasıdır. Ailesi Avery’nin eski bir kehanetin anahtarı olduğunu düşünür. Kimisi Avery’i piyon olarak kullanmak isterken kimisi onun ölmesini istemektedir. Hayatını tehlikeye atan gizemi kaldırmak isteyen Avery, Çember için çalışan yakışıklı ve gizemli iki erkekle, Paris'in heybetli eserlerinden İstanbul'un karanlık sokaklarına giden bir maceranın tam ortasına düşer.

Şifreler, komplolar ve aşkABD’li genç yazar Maggie Hall’un gençlik öyküleriyle gerilimi bir araya getiren üçlemesinin ilk romanı “Komplo Çemberi” Pena Yayınları’ndan çıktı.

Page 93: Kids&Gourmet Nov 2015

90

BENGAL İNCİSİ

FİL KADAR NARİN, FARE GİBİ GÜÇLÜ

ÇO

CU

K K

İTA

PKASIM 2015SAYI 28

Sir Steve StevensonFinal Kültür Sanat yayıncılık www.finalkultursanat.com

Çevirmen: Mine Özgün RomandiniSayfa Sayısı : 128 sayfaFiyat : 10,00 TL

Mükemmel hafızası ve güçlü dedektiflik sezgileriyle gelecek vadeden Agatha Mistery; kedisi Watson, sakar kuzeni Larry ve güvenilir uşağı Bay Kent'le birlikte gizemli vakaları çözmeye devam ediyor.

Beceriksiz kuzen Larry'ye, dedektiflik okulu Eye'dan önemli bir görev veriliyor. Gizemi çözmek için yalnızca beş günü olan ve dersten kalmak istemeyen Larry, yine kuzeni Agatha’dan yardım istiyor. Bengal İncisi'nin Kali Tapınağı'ndan çalınması ve bekçi Amitav Chandra'nın ortadan kaybolması üzerine, Mistery kuzenler bavullarını hazırlayıp ilk uçakla Hindistan'a gidiyorlar. Sıra dışı amca Raymond, Bollywood'un ünlü yıldızlarından Tom Chandra, kutsal törenler, vahşi kaplanlar ve zehirli yılanlarla dolu bir maceraya atılan Agatha ve Larry kuzenlere siz de eşlik edin!

Rachel Bisseuil

Final Kültür Sanat yayıncılık www.finalkultursanat.com

Sayfa Sayısı: 40 sayfaFiyat: 8,00 TL

Filler farelerden korkar ve fareler de fillerden nefret eder… Gerçekten öyle mi? Hiç de bile!Eğer siz de böyle düşünüyorsanız, o hâlde sizi Anabella adındaki minik, beyaz fareyle tanıştıralım. Zet adında, görme engelli bir fille tanışıp arkadaş olan ve ona dünyayı, renkleri, çiçekleri görebilmesi için yardım eden iyi kalpli, sevimli fare Anabella, fareler ile filler arasındaki dostluğun temelini bu kitapta atıyor!

Page 94: Kids&Gourmet Nov 2015

MOBİL UYGULAMA İNDİRİN

Kids&Gourmet e-dergiyi IPhone, IPad için Apple Store’dan Kids&Gourmet uygulamasını ve diğer tüm mobil cihazlardan okumak için Turkcell Dergilik, Dijimecmua ve dMags uygulamalarını indiriniz.

WEB’DEN OKUYUNe-dergiyiwww.kidsgourmet.com.tr, www.dijimecmua.com, ve www.issuu.com’dan okumak için adreslere tıklayınız.

www.kidsgourmet.com.tr

AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ KASIM 2015 / SAYI 28ISSN:2149-1674